Buradasınız
Geçmişten Bugüne Emekçi Kadınların Mücadelesi Sürüyor
İstanbul/Esenyurt’tan bir kadın işçi
Sen sen ol emeğimize laf söyleme
Biliyorum her şey güzel olacak
Bu sessiz çığlığımız bir gün elbet duyulacak
Gelin ey işçi kardeşlerim bir olalım
Gökteki kuşlar bile yalnız uçmuyor bilinmeyene
Gelin ey işçi kardeşlerim bir olalım
Balıklar bile sürüyle yüzüyor denizin maviliğinde…
Bu şiir Novamed direnişçisi bir kadın işçiye ait. Novamed fabrikası işçileri 2006 yılında greve çıktılar. İşçilerin büyük bölümünün kadın olduğu fabrikada medikal malzemeler, yani sağlık alanında kullanılan malzemeler üretiliyordu. Ama greve çıkan Novamed işçilerinin talebi sağlıklarını bozmayacak koşullarda çalışabilmekti. Mesela temel ihtiyaçlarını karşılayacak bir ücret alabilmek, tuvalete gidebilmek, çalışırken maske takabilmek istiyorlardı. Maskenin altından birbirleriyle konuşmasınlar diye toza karşı kullanılan maskeler yasaklanıyordu. Tuvalette kaldıkları süreleri çizelgeye yazmaları gerekiyordu. Çocuk doğurmak isteyen kadın işçilerin hamileliği sıralıydı. Sıraya göre çocuk sahibi olma kuralı koymuştu patron. Üstüne üstlük şeflerden, yöneticilerden hakaret görüyorlardı. Tüm bunlar insana “yok artık” dedirten muamelelerdi. Böylesine kölece çalışma koşullarına karşı mücadele etmekten başka şansları yoktu ve bu nedenle greve çıkmışlardı. Bir yıl süren grevin sonunda patron işçilerin taleplerini kabul etmek zorunda kaldı. Belki de diyeceksiniz ki tuvalete gitmek, maske kullanmak, hazır olduğunuz, istediğiniz, kendinize uygun zamanda çocuk doğurmak ancak grevle, mücadeleyle mi mümkün oluyor? Ama hep böyle olmamış mıdır? Kapitalistler sahip olduğumuz haklarımızı bizlere hiçbir zaman altın tepside sunmamıştır, işçiler onları mücadele ederek elde etmiştir.
Örneğin Cibali tütün fabrikasında çalışan kadın işçiler de aynı şekilde birçok haklarını mücadeleyle kazanmışlardır. Osmanlı döneminde Haliç’in kıyısında kurulan, işçilerin ağır koşullarda, uzun saatler boyunca çalıştırıldığı Cibali Tütün Fabrikasının kadın işçileri pek çok grevler, direnişler örgütlediler. Yıllar içinde kadın işçilerin mücadele edip kazandıkları haklar işçi sınıfı açısından çok kıymetlidir. 1964-1970 yılları arasında kazandıkları hakları, aralarındaki dayanışmayı şöyle anlatıyorlardı kadın işçiler: “Cibali tütün fabrikası içinde kadınlarımızın çocuklarını bıraktığı kreş, sosyal tesis, sağlık birimi, itfaiye, sendika odasıyla adeta bir şehir gibiydi. Biz fabrikada abi kardeş gibiydik. Örneğin bir arkadaşımızın paraya mı ihtiyacı var, hemen toplar ona verirdik. Biz buna orta parası diyorduk. Bugün benim işim, yarın başkasının işi görülürdü. Öyle bir dostluk vardı ki ekmeğimizi, suyumuzu, üstümüzü başımızı her şeyimizi paylaşırdık… Doğum iznimizi, süt iznimizi kendimiz kazandık. Yükselen sendikal hareket, grevler, direnişler, dayanışma içinde olan işçiler kim olduklarını, nasıl bir güce sahip olduklarını çok iyi biliyorlardı. Doğum yapan kadın arkadaşlarımız çocuklarını kreşte büyütürlerdi. Çocuklarımıza kahvaltıda süt, bal, kaşar peyniri, yumurta veriliyordu. Kalori listesine göre yemek yapılırdı. Kreşin ve yuvanın ayrı birer doktoru vardı.”
Sadece ekonomik haklar değil pek çok siyasal ve demokratik hak da aynı şekilde mücadeleyle kazanıldı ve kadınlar bu mücadelelerde başı çekti. Örneğin 1912 yılının İngiltere’sinde kadınların oy kullanma hakları yoktu. Doğurdukları çocuklar üzerinde bile hakları yoktu, çocuklarının vasisi sayılmıyorlardı. O dönemin egemenleri “kadınlar zaten evdeki erkekler tarafından temsil ediliyor, eşleri, babaları, abileri oy kullanıyor. Oy hakkı vermemize gerek yok. Zaten doğru karar veremezler, ortalığı karıştırırlar” diyorlardı. Ama emekçi kadınlar başta oy hakkı olmak üzere hakları için mücadele ettiler. Savaşa karşı durdular. Farklı ülkelerde büyük mücadelelere, devrimlere katıldılar. Toplumun ileriye doğru yol almasına katkı koydular. Bugün de İran’da baskıcı, zalim ve zorba molla rejimine karşı mücadelenin en önünde emekçi kadınlar var.
Emekçi kadınlar daha iyi bir dünya, kardeşçe yaşam sürülecek bir dünya için mücadele yolunda bedel ödediler, ödüyorlar. Ama bu mücadele sayesinde zaferler elde ettiler, ediyorlar. Geleceğe köprüler kurdular, kuruyorlar. İşçi sınıfının mücadelesini de tıpkı kendi hakları gibi, ilerilere taşıdılar, taşıyorlar. İşçi sınıfının kadınları yüz yıllardan bu yana yok sayılmaya karşı duruyor, olanca cesaretleri ve güçleriyle “biz de varız” diye haykırıyorlar. Sömürüye, eşitsizliğe, erkek egemen zihniyete, çifte ezilmişliğe, yoksulluğa karşı yılmadan mücadelede ediyorlar. Bu mücadelenin sonunda insanlığın özlemi olan sınıfsız, sömürüsüz, barış ve mutluluk dolu bir dünya mutlaka kurulacak.
Okullardan Mücadele Alanlarına
- Yaşıyoruz Sanıyoruz
- Her İşyerine, Her Mahalleye Kreş İstiyoruz!
- UİD-DER’de Bir Kez Daha 8 Mart Coşkusu
- Dünden Bugüne Barış ve Adalet Özlemimiz İçin
- Mücadelenin Adıdır Kadın
- Ekmeğe Zam Yapılırsa
- UİD-DER’de 8 Mart Etkinlikleri: Geçmişten Geleceğe Yaşasın 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü!
- Mücadelemizin Sembolü 8 Mart
- Emekçi Kadınlarız, 8 Mart Ruhuyla Birleşiyoruz!
- Bir Ana ile Tanışmak…
- Emekçi Kadınlar Savaşı Durdurmak İstiyor Ama Nasıl!
- Boyun Eğmek mi Birlikte Karşı Durmak mı?
- Bir Şey Yapmalı! Ama Ne?
- Emekçi Kadınlar Savaşa Karşı Durabilir
- Genç Rosalar Olup Mücadeleyi Büyütmeliyiz
- Değişim Küçük Adımlarımızla Başlar
- Direnen Haliç ve Bizim Direnişimiz
- Annelik Kursağımızda Kalmasın, Bu Düzeni Değiştirelim!
- MESS Sözleşmesi ve Emekçi Kadınlar: Ne Düşünüyoruz? Nasıl Düşünmeliyiz? /2
- MESS Sözleşmesi ve Emekçi Kadınlar: Ne Düşünüyoruz? Nasıl Düşünmeliyiz? /1
Son Eklenenler
- Ramazan bayramı boyunca, insanlar birbirlerine temenni mesajları attı. Sevdiklerine onların mutluluklarını içeren dilekler ilettiler. Sevdikleri kişilerin kötü günler görmemesini, her türlü beladan ve kazadan uzak olmasını, açlık ve yoksulluk...
- Merhaba arkadaşlar, işçi sınıfının uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günü 1 Mayıs yaklaşıyor. Bu sömürü düzeni kapitalizm dünya işçi sınıfının hayatını alt üst edip zindana çeviriyor. Dolayısıyla her 1 Mayıs’ın biz emekçiler için ayrı bir...
- Siyasi iktidarın ve sermaye sınıfının saldırıları arttıkça işçi ve emekçilerin çalışma ve yaşam koşulları kötüleşiyor, iş cinayetleri sürüyor. Bu koşullarda düşük ücretlere, sendikal baskılara, ağırlaşan çalışma koşullarına karşı pek çok sektörde...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşırken UİD-DER temsilciliklerinde “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Karşı 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye!” başlıklı etkinlikler gerçekleştirildi. 20-21 Nisanda...
- Son yıllarda mülteci, göçmen, sığınmacı ve yabancı sözlerini çok duyduk, duymaya da devam edeceğiz. Nedeni dünya üzerindeki 8 milyar insanın neredeyse 300 milyonunun, doğup büyüdükleri, yaşadıkları topraklardan kaçmak zorunda kalmalarıdır. Ve...
- Yunanistan’da en büyük işçi sendikası olan Yunanistan İşçi Sendikaları Konfederasyonu’nun (GSEE) çağrısıyla artan hayat pahalılığını protesto etmek amacıyla bir günlük genel grev gerçekleştirildi. 16 Nisan’da yüzbinlerce işçi ve emekçi başta Atina...
- Ben Mersin’den, sendikasız bir fabrikada çalışan metal işçisiyim. Yaşamımı devam ettirebilmek için ben de sizler gibi çalışmak zorundayım. Çalıştığım fabrikada birçok sorunla karşı karşıyayız. Bu sorunlar Türkiye’de işçilerin genelinin yaşadığı...
- Türkiye’nin her yerinde pıtrak gibi çoğalan özel okullar, bir süredir ülke gündemine pek çok sorunla birlikte yerleşmiş durumda. 22 yıldır sanayi şehri Bursa’da çalışan bir özel okul öğretmeniyle sektördeki sorunlar üzerine gerçekleştirdiğimiz...
- 7 Martta greve çıkan Lezita işçileri, 17 Martta yürüyüş ve basın açıklaması gerçekleştirdi. Grevlerini sürdüren Lezita işçileri patronun grev kırıcılığına karşı da mücadele ediyor. 18 Martta Ankara’ya yürüyüş başlatan Agrobay işçileri, 21 Martta...
- İktidarın desteğini arkasına alan patronlar işçilerin haklarına pervasızca saldırıyor, işçiler mücadele ediyor. Adıyaman Besni’de Mega Polietilen fabrikasında ücret gaspına karşı başlayan direniş sonuç verdi, işçilerin 2 aylık ücretleri yatırıldı....
- Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Mersen’de işçiler, sendika ve toplu sözleşme hakları için 19 Nisanda greve çıktı. Sendikadan yapılan açıklamada şu sözlere yer verildi: “Fransa sermayeli Mersen’in merkez yöneticileri...
- İşçi Dayanışması’yla tanışmış işçi kardeşlerimiz, gazetemizin kendilerinde yarattığı değişimi çok iyi bilir. UİD-DER ile yolları kesişen her işçi kardeşimizin zihni açılır, doğru bir ifadeyle dünyaya ve her şeye sanki üç boyutlu bir gözlükle bakar...
- Bu dünyaya sadece çalışmak için gelmiş gibiyiz. İşyerinde arkadaşlarımın ağzından sürekli şu sözler dökülüyor: “Ya biz bu dünyaya çalışmak için mi geldik? Evde iş, fabrikada iş… Sürekli bir döngünün içinde dönüp duruyoruz. Neden bu kadar çok...