Buradasınız
Gelenekten Geleceğe 1 Mayıs’taydık
İstanbul Avrupa yakasından bir grup genç

Bizler UİD-DER’li gençler olarak bu sene de 1 Mayıs alanlarında sınıfımızın saflarında yerimizi aldık. UİD-DER’in kızıl kortejinde tüm coşkumuzla “Gençliğin Yolu İşçi Sınıfının Yoludur!” pankartımızı taşıdık. Şarkılarımızla, marşlarımızla sınıfsız ve sömürüsüz bir dünya arzumuzu yineledik. İçinden geçtiğimiz bu tarihsel süreçte toplumun her kesiminden emekçilerle ve gençlerle bir arada olmaktan onur duyduk. Taleplerimizi haykırmanın ve mücadele geleneğimizin bir parçası olan 1 Mayıs’ın önemini bir kez daha kavramış olduk.
1 Mayıs bu sene de ezilenlerin bir araya gelerek kendilerini ifade ettiği ve taleplerini haykırdığı bir gün oldu. Her yaştan emekçilerin İstanbul’da Maltepe’ye aktığı bu 1 Mayıs’ta bizler gençler olarak tüm enerjimizi açığa çıkardık. Artan yoksulluğa, gençliğin nefessiz bırakılmasına, geleceksizliğe, tek adam rejimine son vereceğimiz günlerin inancıyla haykırdık sloganlarımızı. UİD-DER’li arkadaşlarımızla, abilerimiz, ablalarımız ve minik kardeşlerimizle kol kola vererek içimizdeki değişim arzusunu örgütlü bir güce dönüştürdük. Coşkumuzu alanlara taşımanın yanında UİD-DER’in örgütlü ve disiplinli duruşuna bir taş daha koyabilmek için kendimizde sorumluluk hissettik. Bizler sosyalist gençler olarak örgütümüzün her defasında altını kalın çizgilerle çizdiği “Gelenekten Geleceğe” şiarını yükselttik. Türkiye’nin mücadele geleneğinin başkenti olan İstanbul’da 1 Mayıs coşkumuzu yaşarken dünya meydanlarında yerini alan genç arkadaşlarımızı da düşündük. Onların coşkusunu bizler de enternasyonalist duygularımızla sahiplendik. Bir kez daha sınıfımızın saflarında doğru yerde olduğumuzu anladık.
Bizler tek adam rejiminin yarattığı karanlıkta güzel günlerin inancına tutunan ve bu uğurda mücadele etmeye karar vermiş gençleriz. Gençliğin bir çöp gibi kenara atılıp atıl hale getirildiği, hayallerinin enkaz altında bırakıldığı, yaşamlarının ellerinden alındığı bu düzeni kabul etmiyoruz! Toplumu nefessiz bırakan saray rejimini kabul etmiyoruz, etmeyeceğiz! Yaşasın 1 Mayıs, Yaşasın Sosyalizm!
- Engeller Bizi Durduramaz, Rüzgârlar Savuramaz!
- UİD-DER Kortejinde 72’lik Bir Karslı: Memê!
- Kardeşim Muhsin!
- Sömürüsüz Bir Dünya İçin Mücadele Azmimizi Biledik!
- Hesap Günlerinin Gelmesi İçin…
- Gelenekten Geleceğe 1 Mayıs’taydık
- Emekçi Kadınlar, Kadın Düşmanlarına 14 Mayıs’ta HAYIR Diyecek!
- Sınıfımızın Safında Umudumuzu Büyütüyoruz
- 14 Mayıs’ta Asrın Kötülüğünün Hesabını Birlikte Soralım!
- Gün Gelir ve Yıkılır Mutlak Sanılan Düzen!
- İyi ki Oradaydık!
- Emekçi Kadınlar 1 Mayıs Coşkusunu Paylaşıyor
- Biz Çocukların da Değişmesini İstediği Şeyler Var!
- Samandağ’dan Mektup Var: Sevgili UİD-DER Ailesi!
- Yine UİD-DER’le Geldim, Yine Umutla Döndüm!
- 1 Mayıs 2023 Zorbalar Kalmaz Gider
- Dünya İşçi Sınıfı Farklı Dillerde Aynı Şeyi Haykırdı: Sömürüye Son!
- UİD-DER 1 Mayıs Meydanından Seslendi: “Yağmacı Enkaz Düzenine Son!”
- 1 Mayıs 2023: Türkiye’nin Dört Bir Yanından “Artık Yeter” Sesleri Yükseldi!
- İstanbul’da 1 Mayıs: Emekçiler Değişim İradesini Ortaya Koydu
Son Eklenenler
- İşçilerin bilinç ve örgütlülük düzeyini yükseltmek için çalışan UİD-DER, bu amaçla işçi sınıfının saflarında mücadele eden sanatçıları ve eserlerini işçilere tanıtmaya devam ediyor. UİD-DER Web TV, bu kapsamda filmleriyle işçi sınıfını anlatan...
- 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününde yüz binlerce emekçi kadın dünya meydanlarına aktı. Dünyanın dört bir yanında derinleşen ekonomik krize, artan işsizliğe ve yoksulluğa, yaygınlaşan emperyalist savaşa ve yükselen faşizme karşı emekçi kadınlar...
- UİD-DER ve Belediye-İş Sendikası İstanbul 2 Nolu Şube, 8 Mart Uluslararası Emekçi Kadınlar Günü vesilesiyle 9 Martta, Avcılar Barış Manço Kültür Merkezinde “8 Mart Yol Gösteriyor: Engeller Mücadeleyle Aşılır!” şiarıyla etkinlik düzenledi. Düzenlenen...
- Elinizde tuttuğunuz broşür, İşçi Dayanışması bülteninde yer alan Emekçi Kadın köşemizde yayınlanan yazılardan bir seçki yapılarak hazırlandı. Gururla söylemeliyiz ki Emekçi Kadın köşemizdeki tüm yazılar işçi ve emekçi kadınlar tarafından yazıldı,...
- 8 Mart Uluslararası Emekçi Kadınlar Gününde İstanbul’dan Diyarbakır’a, Kocaeli’den Antep’e, Hatay’dan İzmir’e Türkiye’nin dört bir yanında binlerce emekçi kadın engellemelere rağmen alanlara çıktı, taleplerini haykırdı. Diyarbakır’da kadınların...
- 8 Mart’ın ortaya çıkışının ve bir gelenek olarak yükselmesinin hikâyesi, emekçi kadınların birlik olup en zorlu engelleri aşmasının hikâyesidir. Gelecek kuşaklara nice deneyimleri, nice hakları miras bırakmasının hikâyesidir. Bu hikâye, bizim devam...
- Bizler 8 Mart’ı yaratan işçi kuşaklarının, emekçi kadınların direncini ve azmini yarınlara aktaracak bugünün işçi kuşaklarıyız. Tüm zorluklara rağmen, azimle mücadele ederek miras bırakılan bu geleneğe sahip çıkmaya devam edeceğiz. Çünkü savaşların...
- 8 Mart Emekçi Kadınlar Günü, emekçi kadınların çalışma saatlerine, işyerindeki baskı ve tacizlere, düşük ücretlere karşı başlattığı mücadeleden doğdu. 8 Mart ne kadınlara hediye verme günüdür ne de bütün kadınları aynı potaya koyan, hangi sınıftan...
- Bizler farklı hastanelerde, branşlarda ve meslek gurubunda olan sağlık emekçisi kadınlarız. Bir kez daha 8 Mart coşkusu yaşıyoruz. Hastaneler, aile hekimlikleri ve daha nice sağlık kurumu ile evlerimiz arasında mekik dokuyarak geçiyor hayatımız....
- Biz emekçi kadınlar, kadın işçilerin sağlık, güvenlik ve aile yaşamı üzerindeki olumsuz etkileri nedeniyle gece vardiyasının yasaklanmasını talep ediyoruz! Gece vardiyasının kadın işçileri fiziksel ve psikolojik olarak yıpratırken güvenlik riski...
- Bazen insan yaşadıklarını, içinde bulunduğu durumu tam olarak anlamlandıramaz. İşte benim durumum da buydu. Ben metal işkolunda, sendikalı bir fabrikada yıllardır çalışan bir kadın işçiyim. Tüm yaşamım mücadele içinde geçti. Bazen işyerinde verdim...
- Bizler fabrikalarda vardiyalı çalışan metal işçisi kadınlarız. Zorlu ekonomik koşullar altında, mutfakta tencereyi kaynatmaya çalışıyoruz. Bir taraftan evin işlerini sırtımızda taşırken, bir taraftan da çocuklarımızı yetiştirmeye çalışıyoruz. Yeteri...
- Sözde aile içinde birlik beraberliğin korunması gerekçesiyle 2025’i aile yılı ilan ettiler. Ama aile içindeki huzurun bozulmasındaki en büyük nedenin geçim sıkıntısı olduğunu yok saydılar. Bir babanın kiraya, faturalara, çocukların eğitim...