Buradasınız
Gençler Neden Mutsuz?

İnsanın gençlik zamanlarında enerjik, umut dolu ve mutlu olması beklenir. Oysa 18-29 yaş arasındaki gençler üzerine yapılan bir ankete göre her 5 gençten ancak 1’i mutlu olduğunu söyleyebiliyor. Ortada su götürmez bir gerçek var. Henüz hayatının baharında olan sınıfımızın gençleri mutsuz ve umutsuz! İstanbul’dan bir grup öğrenci, genç işçi ve işsiz olarak bir araya geldik ve hem bunun nedenini, hem de mutluluğun sırrını konuştuk.
Sohbetimiz işçi sınıfının gençlerinin mutsuzluğunun en önemli sebeplerinden birini, gelecek kaygısını konuşmakla başladı. Sözü mağazada çalışan bir arkadaşımız aldı ve adeta ortak duygularımızı dile getirdi: “Meslek hayali kurarken bile ‘acaba mutlu olabilir miyim?’ diye değil de ‘acaba bu meslek beni doyurur mu?’ diye düşünüyoruz.” Ne kadar acı değil mi? Bu çağda yaşamlarımızın seyrine yön veren tercihlerimiz, hayallerimiz dahi mutlu olmak üzerine değil de geçinmek üzerine şekilleniyor. Aklımızdan, gönlümüzden geçen de çoğu zaman hayatta karşılık bulmuyor. Kaygılarını şöyle dile getirdi liseyi yeni bitiren bir arkadaşımız: “Üniversite sınavına hazırlanmam lazım ama bunun için yeterli ders kaynağım bile yok. Üniversiteyi okusam bile sonrası ne olur bilmiyorum. Kafamda bir sürü soru var; acaba iş bulabilecek miyim? Geleceğim nasıl olacak?”
İşsizliğin çığ gibi büyüdüğü bir dönemde geleceksizlik korkusuna kapılmamak mümkün mü? Değil elbette ama bilelim ki bu kaygı emekçilerin çocuklarına mahsustur. Hangi patron çocuğu böyle korkulara kapılır? Aramızdaki öğrencilerden biri de bu gerçeği vurgulamış oldu: “Patron çocukları her türlü fırsata sahipler. Okullar kapalı bile olsa özel hocalar tutabiliyorlar. Ellerinde her türlü teknolojik imkân var. Ama biz işçi çocukları bunlara sahip değiliz. Bu yüzden gelecek kaygısı yaşıyoruz.”
Liseyi bitirdikten sonra çalışmaya başlamak zorunda kalan ama bir yandan da müzik öğretmeni olmanın hayalini kuran bir arkadaşımız da destek oldu bu sözlere... Şöyle dedi: “Ben de üniversiteye gitmek istiyorum. Bunun için de çok ders çalışmam gerekiyor. Ama aynı zamanda işe de gitmem gerekiyor. Çünkü koşullarım bunu gerektiriyor. İşçi çocukları bu hayat telaşından hiçbir sosyal aktivite de yapamıyorlar. İlgilenmek istediğimiz şeyler var ama ne vakit ne de para bulabiliyoruz.”
Peki, ailelerin, toplumun beklentilerini karşılayamamak nasıl hissettiriyor gençlere? Genç bir işçi arkadaşımız giriyor söze: “Elimizdeki imkânlar çok kısıtlı. Sürekli yarışa sokuluyoruz ve birçoğumuz doğal olarak başarısız oluyor. Kendimizi suçluyoruz, yetersiz olduğumuzu düşünüyoruz. Birçok arkadaşımız bu yüzden depresyona giriyor, maalesef intihar edenleri duyuyoruz.” Yakın zamanda intihar haberini aldığımız genç kargo işçisi Furkan geliyor aklımıza… İçimizi hem hüzün hem öfke kaplıyor.
Konuştukça daha iyi anlıyoruz ki ailelerimiz, memleketlerimiz, yaşımız farklı olsa da her birimiz aynı sorunları yaşıyoruz. Oysa egemenler türlü oyunlarıyla bu gerçeği görmemize engel oluyorlar. En başta da rekabet ve bencilliği kullanıyorlar. Mağaza işçisi arkadaşımız yeniden söze giriyor: “Bizi saçma sapan bir yarışın içine sokuyorlar. Rekabete sürükleyip bencilleştirmek istiyorlar. Ama biz rekabet istemiyoruz. Bencilleşmek istemiyoruz. Dayanışma duygumuzu yitirmek istemiyoruz. Biz gençler birlik olmak istiyoruz!”
Gençler arasında en yaygın duygulardan biri olan yalnızlık üzerine konuşmaya başlayınca bir lise öğrencisi arkadaşımız giriyor söze: “Ben UİD-DER’e gelince kendimi yalnız ve mutsuz hissetmiyorum. Eskiden sosyal medyada çok vakit geçiren biriydim, pek arkadaşım yoktu. Şimdi insanlarla bol bol sohbet ediyorum. Tiyatroyla, şiirle, müzikle ilgileniyorum. Büyük ihtimalle işsiz kalacağım ama bunun sebebi ben değilim, bu sömürü sistemi! Bu yüzden umutsuzluğa kapılmıyorum.” Konuşmasının devamında mutluluğun sırrını da veriyor genç arkadaşımız: “Yaşadıklarımızı sorgulamaya başladım, değiştim! Burada olduğum için mutluyum. Biz gençler umutsuz ve mutsuz olmamak için önce gerçeklerimizi görmeliyiz ve sonra UİD-DER’de mücadele etmeliyiz. Ancak bu şekilde geleceğimizi kendimiz şekillendirebiliriz”
Bizce mutsuzluğun nedeni gençleri geleceksiz bırakan kapitalist sömürü düzenidir. Böyle bir düzende bireysel kurtuluş peşinde koşmak yerine, insanlığın toplumsal kurtuluşu için mücadele etmeliyiz. Bu bizi hem umutlu hem de mutlu yapacaktır!
- Yaşadığımız Çağın Sorumluluğunu Almak, Guido Gibi Olmak!
- Çatalca’ya Bir Ziyaretin Ardından
- Mücadele Geleneğimizin İzinde: Bayrak Elden Ele
- Sınavlar, Gelecek Kaygısı… Çözüm Nerede?
- Nehirler Akmaya, Gençlik Mücadeleye Devam Eder!
- Yaşımız 19…
- UİD-DER’de Çocukların Anlattıkları
- Gençliğe Çağrı: Bize Kılavuz Gerek!
- Üniversite Hayalleri ve Hayatın Gerçekleri...
- “Kıyamet Sığınakları” ve Bizim Sığınağımız
- “Babamıza Bile Güvenemeyecek miyiz?”
- Reklam Deyip Geçmeyelim!
- Yalnızlık ve Korku Duvarını Hep Birlikte Yıkalım!
- Mücadelenin Gençlerinden Sokak, Slogan ve Meydan
- Örgütlüysek Her Şeyiz!
- Arenalardan TikTok’a Uyuşturma Araçları
- Hüsrevlerin Değil Ferhatların Destanıdır Hatırlanan
- “Kafasını Telefona Gömen Gençlerden Değiliz!”
- Onlar “Kazanalım” Dedikçe Biz Kaybediyoruz
- Yalnız Taştan Duvar Olmaz
Son Eklenenler
- Siyasi iktidarın “aile yılı” ilan ettiği 2025’te nice ailenin ocağına ateş düştü, düşmeye de devam ediyor. Ocak ayında meydana gelen ve 78 kişinin hayatını kaybettiği Kartalkaya’daki otel yangını felaketiyle başladı yeni yıl. Ama bu felaket ne ilkti...
- Bombalarla yerle bir edilen Gazze’de artık ne sokak kaldı ne okul ne hastane… Ölüm çok, açlık derin… Açlığın ne olduğunu bilenler, “Allah kimseyi açlıkla terbiye etmesin” der. Çünkü açlık, insanın canının yavaş yavaş çekilmesidir, gözünün gördüğüne...
- İzmir Gaziemir Serbest Bölgede üretim yapan Digel Tekstil fabrikasında, sendikalı çalışmak istedikleri için işten atılan 15 işçinin direnişi devam ediyor. 14 Ağustosta TEKSİF Ege Bölge Temsilciliğinde, direnişçi işçiler ve sendika temsilcileri bir...
- İsrail devleti, Filistin halkına yönelik saldırılarını sürdürerek savaşın alevlerini büyütmeye devam ediyor. Dünyanın dört bir yanındaki işçi ve emekçiler ise emperyalist savaşa karşı öfkelerini dile getiriyor, savaşın ortasında kalan sınıf...
- Toplumun ezici çoğunluğunu oluşturan, üreten, hizmet sağlayan, zenginlikleri var eden biz değil miyiz? Aynı sorunlarla boğuşan biz değil miyiz? Çürümeden, yozlaşmadan kurtulmak, nefes almak isteyen biz değil miyiz? Birbirimize ihtiyaç duyan biz...
- KESK, Ağustos ayının ilk haftasında alternatif TİS masası kurarak 2026-2027 Toplu Sözleşmesinde kamu emekçilerinin taleplerini duyurdu. İktidarın ilk zam teklifini açıkladığı gün Çalışma Bakanlığı önünde açıklama yaparak teklifi protesto etti. 13...
- İsrail devleti Filistin halkına yönelik saldırılarını her geçen gün arttırıyor. Filistin halkı yalnızca bombalarla, kurşunlarla değil abluka nedeniyle açlıkla da mücadele ediyor. Bölgede gıdaya erişim neredeyse imkânsız hale geldi. Ancak İsrail...
- Sırbistan’da geçtiğimiz yıl Kasım ayında Novi Sad şehrindeki bir tren istasyonunda meydana gelen çökme sonucu 16 kişi hayatını kaybetmişti. Yolsuzluk ve ihmalin yol açtığı bu felaketin üzerinden 9 ay geçti, ancak öğrenciler ve işçilerin öfkesi...
- Geçtiğimiz ay Emekçi Kadın köşemizde, 1840’lı yıllarda Ignaz Semmelweis adlı genç bir doktorun annelerin hayatını kurtaran mücadelesine yer vermiştik. Zorluklara, engellere, baskılara rağmen doğru bildiği yolda yürüyerek kadınların ve bebeklerin...
- Bundan 1162 yıl önce, 863’te köleler Abbasi İmparatorluğuna isyan ettiler ve bataklığın ortasında bir şehir kurdular. Bu şehrin adı El-Muhtare idi, yani “Özgürlük Kenti”… Bu bölge, Dicle ve Fırat nehirlerinin Basra Körfezine dökülmeden önce...
- 4 milyon kamu emekçisini ve 2,5 milyon emekliyi kapsayan toplu sözleşme sürecinde iktidarın ilk zam teklifi 2026 yılının ilk 6 ayı için yüzde 10, ikinci 6 ayı için yüzde 6; 2027’nin ilk 6 ayı için yüzde 4, ikinci 6 ayı için yüzde 4 olmuştu. İkinci...
- Kamu emekçilerinin 2026–27 yıllarını kapsayacak toplu iş sözleşmesi görüşmeleri başladı. Yaklaşık 6 milyon kamu emekçisi var ve aileleri ile birlikte düşünüldüğünde 20 milyon insanı ilgilendiren bir süreç başladı. Kamu işvereni yani devlet, 2026’nın...
- İşçi Dayanışması’nın sayfalarında dünyadan işçi mücadelelerine, yüz milyonlarca işçinin katıldığı grevlere, farklı millet ve inançlardan yüz binlerce emekçinin bir araya geldiği Filistin’le dayanışma eylemlerine, ülkeden ülkeye yayılan emekçi...