Buradasınız
“Hangi Banka?”
Pendik’ten bir işçi
Merhaba arkadaşlar. Geçtiğimiz günlerde daha önce çalıştığım fabrikadan bir arkadaşımla ettiğimiz sohbeti sizlerle de paylaşmak istedim.
Arkadaşımla sohbet ederken onun da, benim gibi aylardır işsiz olduğunu öğrendim. Arkadaşıma Tuzla’da bir fabrikanın işçi aldığını söyledim ve işe başvurmak için benimle gelmesini teklif ettim. Fabrikanın koşullarını anlattıktan sonra arkadaşımın fikrini sordum. Aldığım yanıt, “Hangi banka? Maaşlar hangi bankaya yatırılıyor?” oldu. Koşulları, maaşı veya mesai saatini sormayıp hangi bankaya maaşların yatırıldığını sorması ilginçti. Neden özellikle bunu sorduğunu anlamadım.
“Ne yapayım? Bankalardan ve kredi kartı faizleri ödemekten bıktım” yanıtını aldım. O an “ne ilgisi var?” diye düşünürken aklıma cüzdanımdaki 5 ATM kartı ve bir de kredi kartı geldi. Kendi kendime bu kartlara nereden bulaştığımı sordum. Kartımın birini 2009 yılında çalıştığım fabrikanın maaşımı yatırması için vermişlerdi. İkinci kartım ise, askere gittiğimde 3 ay boyunca alacağım aylık 25 lira maaşın hesabıma yatırılması için askeriye tarafından çıkartıldı. Üçüncü ve dördüncü kartım da çalıştığım diğer fabrikalardan verildi. Ayrıca 2 yıl önce çalıştığım bir fabrikadan verilen bir kartım daha var. Ben buna işçiyi ve işsizi tuzağa düşüren kart diyorum. Banka, bu karta 500 lira ek hesap vererek sözde size avantaj sağladığını söylüyor. Bunun bir dezavantaj olduğunu ise, borcumuzun üstüne binen faizlerden anlıyoruz.
Hani bir atasözümüz vardır ya “borç yiğidin kamçısıdır” diye, ben ona artık, “kredi kartı işçilerin kamçısıdır” diyorum. Son kartım ise benim kendi isteğimle çıkarttığım bir kart. İşsiz kaldığımda parasız kalmamak için kenara üç beş kuruş bir şey koyayım diye aldığım karttan bahsediyorum. Günlük ihtiyaçlarımızdan kısarak, hesabıma üç beş kuruş yatırırım diye hesap kartı çıkartmıştım. Ne yazık ki asgari ücrete yapılan komik zammın yanında, elektriğe, suya, doğal gaza gelen zamlar yüzünden bıraktım hesabıma para yatırmayı, cebimde ay sonuna kadar para kalmıyor!
2008’de 104 milyon kredi kartı kullanıcısı bulunurken, şu an 144 milyon kredi kartı kullanıcısının olması durumumuzu gözler önüne seriyor. Türkiye nüfusu 75 milyonken, kredi kartı kullanıcısının bunun yaklaşık iki katı olmasının sebebi tam da yukarda bahsettiğim gibi neredeyse herkesin cebinde 2 veya 3 hatta daha fazla kredi kartı bulunmasından kaynaklıdır. Bizler ay sonunu getirebilmek için kredi kartı batağına sürükleniyoruz. Bu bataklıktan kurtulmamızın yolu, asgari ücreti temel ihtiyaçlarımızı karşılayacak seviyeye getirebilmek için mücadele etmektir!
Yolcu
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
- “Geçmiş Olsun” Yerine “Rapor Almayın”
Son Eklenenler
- “İşçi sınıfının Süleyman’ı”, işçilerin hocası Süleyman Üstün, 19 Mayıs 2007’de 80 yaşında hayatını kaybetti. Aslen öğretmen olan Süleyman Hoca, 1970’lerde DİSK’e bağlı sendikalarda işçilere eğitim vermeye başladı. Lastik-İş Sendikasının...
- “Diplomanıza ekleyeceğiniz her belge birdenbire size tüm kapıları açacaktır.” Üniversitede kariyer gelişimi dersinde hocamızın bizlere söylediği sözler bunlar. Bu dersin amacı kariyer planı yapıp ileriye dönük hedefler belirleyerek, “Daha rahat...
- Gün ağarıyor işçi semtlerinde/ Bir hareketlilik başlıyor / Ve sesler yükseliyor sokak aralarında/ Gelen bu sesler, bu sesler/ Bir haykırış bir isyan bir direnişin sesi/ Fabrikalardan taşıyor işçiler
- Tarihin en büyük filozoflarından biri olan Aristo, bundan yaklaşık 2300 yıl önce yazdığı bir eserine şu cümleyle başlar: “Bütün insanlar doğal olarak bilmek ister.” İnsanı insan yapan, onu doğadaki diğer canlılardan ayıran başlıca unsurlardan biri...
- Kapitalist sistem toplumun çoğunluğunu oluşturan işçi sınıfına, bu sınıfın bir parçası olan gençlere söz hakkı tanımıyor. Pek çok sorun yaşıyoruz ama itiraz hakkımız yok sayılıyor. Ağır çalışma koşullarına itiraz ediyorsun, patron “beğenmiyorsan...
- İktidarın 2024 yılı için “büyük zam” müjdeleriyle açıkladığı asgari ücret ve emekli maaşı zamları, yılın daha ilk üç ayında enflasyon yüzünden güneş gören kar gibi eridi. Milyonlarca emekliye reva görülen 10 bin liranın sefalet maaşı olduğu, asgari...
- Motokurye olarak çalışan Balıkesir Üniversitesi öğrencisi 20 yaşındaki Ata Emre Akman, 11 Mayısta sipariş bırakmaya gittiği adresten ayrılırken defalarca bıçaklanarak öldürüldü. Ata Emre’nin ölümünden sonra ülkenin pek çok kentinde protesto...
- Merhaba dostlar; bizler İstanbul’dan bir grup öğretmen olarak 1 Mayıs coşkusunu bu sene yine UİD-DER ile birlikte yaşadık. Rejimin baskılarının arttığı, işçi ve emekçilerin nefes alamadığı bir dönemde bizler alanlarda taleplerimizi haykırdık, dost...
- Merhabalar. 1 Mayıs öncesinde UİD-DER’in temsilciliklerinde düzenlenen “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Karşı 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye!” etkinliklerini izleyebilme fırsatı buldum. UİD-DER’li işçi abi ve ablalarımız etkinliklerde şarkılarla,...
- İzmir’de Bayraklı ve Çiğli belediyelerinde emekçiler haksız işten atmalara ve maaş kesintilerine karşı mücadele ediyor. Bayraklı Belediyesi’nde çalışan Tüm Bel-Sen üyesi kamu emekçileri ve belediye işçileri, ücretlerindeki haksız kesintileri 14...
- “Çöl kalsın gurbeti, çöl kalsın Zonguldak’ı...” Eşini maden kazasında kaybetmiş bir emekçi kadın, duyduğu acıyı bu sözlerle haykırır. Aslen bir öğretmen olan Hasan Kalyoncu, tayin olduğu Karadeniz şehirlerinde bunun gibi nice feryada tanık olur ve...
- Geçtiğimiz Ramazan Bayramında emekçilerin çoğunluğu çocuklarına bayramlık bile alamadan bir bayram geçirmek zorunda kaldılar. İmkânını bulup memleketine giden emekçiler yol ücretleri, yakıt parası derken ellerindeki üç kuruşu da tükettiler. İmkânı...
- Türkiye işçi sınıfı tarihindeki en büyük işçi katliamı olan Soma maden katliamının üzerinden on yıl geçti. Acımız da öfkemiz de taptaze. Ne yazık ki bu on yılda binlerce işçi kardeşimizi daha iş cinayetlerinde yitirdik. Kapitalist kâr düzeni her gün...