Buradasınız
Hastanelerde Yaşanan Sorunların Kaynağı Çalışanlar Değildir!
Üsküdar’dan bir taşeron işçisi
Ben bir hastanede temizlik görevlisi olarak çalışıyorum. Geçen günlerde bizim hastanede Samsun’da hastası tarafından öldürülen Doktor Kamil Furtun için bir basın açıklaması yapıldı. İki ayrı binada hizmet veren bir hastanedeyiz. Binalar farklı yerlerde o nedenle basın açıklamasının olduğu sabah hastanenin SES temsilcisi beni aradı. Çalıştığım binadaki doktor ve hemşirelere bunu duyurmamı istedi. Ben de hepsine tek tek gidip söyledim. Kendim de gideceğimi söyledim. Kendi imkânlarımızla açıklamanın bulunduğu binaya gittik. Açıklamanın yapılacağı alana geldiğimde gördüğüm manzara karşısında şok oldum. Koskoca hastanenin iki binasından topu topu 10-15 doktor vardı. Belki de o kadar bile yoktu.
Ben ilkokul mezunuyum; onların çoğuna göre cahilim. Bu doktorların da mutlaka çocukları ve aileleri vardı. O gün idarenin korkusundan dışarı çıkamayan doktorlarımız nasıl bir gelecek bırakacaklar çocuklarına. Daha fazla para kazanayım, daha fazla döner sermayeden kazanayım diye hesap yapan doktorların çocuklarına nasıl hesap vereceklerini çok merak ediyorum. Yarın bu çocuklar “baba, anne niye hiç mücadele etmediniz?” demeyecekler mi?
Ben isterdim ki bütün doktorlar dışarı çıksın. Eyleme, öldürülen doktor arkadaşlarının pankartını taşıyarak gelsin. Yarın benzer bir durumun onların başına gelmeyeceği ne malum? Mal, mülk, makam geçicidir. Makam olunca kendini insan sananlar makam gidince ne olacaklar? Bugün doktorların çoğu kafalarını kuma gömüyorlar. “Bize dokunmayan yılan bin yaşasın” diyorlar. Oysa o yılan onlara değmese de zehri çocuklarımıza değecek. Bütün bu olanların vebali, günahı hepimizin boynunda olacak. Kendimizin değilse de çocuklarımızın tahtını da, bahtını da yapmak bizim ellerimizde. Özgürlüğe çiçekli bahçeden geçerek gidemeyiz. “Bu mücadelede ben de varım” demekle ancak özgür oluruz.
Ben yine de her şeye rağmen SES sendikasına ve bu eylemde emeği geçenlere teşekkür ediyorum. Keşke insanlar hastanelerde karşılaştığı haksızlıklarda çalışanlara düşman olmasalardı. Böyle acı bir olay yaşanmasaydı. Devletin kötü uygulamaları olmasaydı, hastanelerde bunlar yaşanmazdı. O yüzden birine kızacak, saldıracaksak bu düzeni kuranlara dönüp bakmalıyız.
Uzat Elini Kardeş
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
- “Geçmiş Olsun” Yerine “Rapor Almayın”
Son Eklenenler
- Ramazan bayramı boyunca, insanlar birbirlerine temenni mesajları attı. Sevdiklerine onların mutluluklarını içeren dilekler ilettiler. Sevdikleri kişilerin kötü günler görmemesini, her türlü beladan ve kazadan uzak olmasını, açlık ve yoksulluk...
- Merhaba arkadaşlar, işçi sınıfının uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günü 1 Mayıs yaklaşıyor. Bu sömürü düzeni kapitalizm dünya işçi sınıfının hayatını alt üst edip zindana çeviriyor. Dolayısıyla her 1 Mayıs’ın biz emekçiler için ayrı bir...
- Siyasi iktidarın ve sermaye sınıfının saldırıları arttıkça işçi ve emekçilerin çalışma ve yaşam koşulları kötüleşiyor, iş cinayetleri sürüyor. Bu koşullarda düşük ücretlere, sendikal baskılara, ağırlaşan çalışma koşullarına karşı pek çok sektörde...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşırken UİD-DER temsilciliklerinde “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Karşı 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye!” başlıklı etkinlikler gerçekleştirildi. 20-21 Nisanda...
- Son yıllarda mülteci, göçmen, sığınmacı ve yabancı sözlerini çok duyduk, duymaya da devam edeceğiz. Nedeni dünya üzerindeki 8 milyar insanın neredeyse 300 milyonunun, doğup büyüdükleri, yaşadıkları topraklardan kaçmak zorunda kalmalarıdır. Ve...
- Yunanistan’da en büyük işçi sendikası olan Yunanistan İşçi Sendikaları Konfederasyonu’nun (GSEE) çağrısıyla artan hayat pahalılığını protesto etmek amacıyla bir günlük genel grev gerçekleştirildi. 16 Nisan’da yüzbinlerce işçi ve emekçi başta Atina...
- Ben Mersin’den, sendikasız bir fabrikada çalışan metal işçisiyim. Yaşamımı devam ettirebilmek için ben de sizler gibi çalışmak zorundayım. Çalıştığım fabrikada birçok sorunla karşı karşıyayız. Bu sorunlar Türkiye’de işçilerin genelinin yaşadığı...
- Türkiye’nin her yerinde pıtrak gibi çoğalan özel okullar, bir süredir ülke gündemine pek çok sorunla birlikte yerleşmiş durumda. 22 yıldır sanayi şehri Bursa’da çalışan bir özel okul öğretmeniyle sektördeki sorunlar üzerine gerçekleştirdiğimiz...
- 7 Martta greve çıkan Lezita işçileri, 17 Martta yürüyüş ve basın açıklaması gerçekleştirdi. Grevlerini sürdüren Lezita işçileri patronun grev kırıcılığına karşı da mücadele ediyor. 18 Martta Ankara’ya yürüyüş başlatan Agrobay işçileri, 21 Martta...
- İktidarın desteğini arkasına alan patronlar işçilerin haklarına pervasızca saldırıyor, işçiler mücadele ediyor. Adıyaman Besni’de Mega Polietilen fabrikasında ücret gaspına karşı başlayan direniş sonuç verdi, işçilerin 2 aylık ücretleri yatırıldı....
- Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Mersen’de işçiler, sendika ve toplu sözleşme hakları için 19 Nisanda greve çıktı. Sendikadan yapılan açıklamada şu sözlere yer verildi: “Fransa sermayeli Mersen’in merkez yöneticileri...
- İşçi Dayanışması’yla tanışmış işçi kardeşlerimiz, gazetemizin kendilerinde yarattığı değişimi çok iyi bilir. UİD-DER ile yolları kesişen her işçi kardeşimizin zihni açılır, doğru bir ifadeyle dünyaya ve her şeye sanki üç boyutlu bir gözlükle bakar...
- Bu dünyaya sadece çalışmak için gelmiş gibiyiz. İşyerinde arkadaşlarımın ağzından sürekli şu sözler dökülüyor: “Ya biz bu dünyaya çalışmak için mi geldik? Evde iş, fabrikada iş… Sürekli bir döngünün içinde dönüp duruyoruz. Neden bu kadar çok...