Buradasınız
Havalar Isınana Kadar! Ya Sonra?
Halkalı’dan bir sağlık işçisi

Yapılan araştırmalara ve medyaya yansıyan haberlere göre evsizlerin sayısının son yıllarda arttığı gözlemleniyor. Avrupa ülkelerinde, Amerika’da ve dünyanın daha başka yerlerinde ekonomik koşulların ve çalışma koşullarının bozulmasına bağlı olarak bu sayının katlanarak arttığı görülüyor. Türkiye’de de sokakta yaşayan evsiz insanların sayısında ciddi bir artış var. Evsizlere yönelik ciddi resmi çalışmalar yok, ancak İstanbul’da 10 bin civarında, Türkiye genelinde ise 100 bin civarında bir sayıya yaklaştığı tahmin ediliyor. Adrese dayalı nüfus sayımı kanunu geldikten sonra da zaten nüfus sayımında görülmüyorlar.
Evsizlik, adına kapitalizm denilen bu sistem içerisinde gittikçe büyüyen, insanlığın trajedilerinden biridir. Ekonomik ve sosyal yaşamı yıkıma uğrayan insanlar sokakta yaşamak zorunda kalıyorlar. Büyük bir çoğunluğu çalışma ve yaşam koşulları zorlaşan, aile ve toplum ilişkileri bozulan kişiler. Onlar köprü altlarında, parklarda, kaldırımlarda, bankamatik köşelerinde, terk edilmiş yıkık evlerde, kartonların üzerinde uyumak zorunda olan insanlar. Çocuk, genç, yaşlı, erkek ve kadınlar. Sokakta halkın onlara verdiği para, yiyecek ya da giyeceklerle karınlarını doyuruyor, giyiniyorlar.
İnternette evsizlerle ilgili arama yapmaya kalktığınızda hemen hemen her sayfada İBB’nin evsizlere yardım eli uzattığı haberleriyle karşılaşırsınız. Ama haberlerin iç yüzüne baktığınızda gerçek gün gibi ortaya çıkıveriyor. Şefkat-Der Başkanı Hayrettin Bulan’ın konuya ilişkin söyledikleri yeterince açık: “Türkiye’de biri Beyoğlu Kaymakamlığı’na, diğeri de Şefkat-Der’e bağlı olmak üzere 365 gün 24 saat hizmet veren sadece iki tane Evsizler Evi vardır ve ikisinin toplam kapasitesi 40 kişiliktir. Devlet bu insanlara 365 gün 24 saat hizmet eden sığınaklar yapmakla yükümlüdür. İstanbul Belediye Başkanı ancak kış bastırdıktan sonra bütün medyayı davet edip gösteriş yaparak evsizleri toplayıp spor salonlarına yerleştiriyor. Ancak birkaç gün sonra, bu evsiz insanlar kameralardan uzakta tekrar sokaklara bırakılıyor.” Gerçekten de dondurucu soğuklar geçtikten sonra bu evsiz insanlar yeniden sokaklara gönderiliyor. Evsiz insanlar nitelikli, sağlık ve hijyen şatlarına uygun, sosyal dayanışmaya açık barınma yerlerine yılın her günü ihtiyaç duyuyorlar.
İBB normal zamanlarda 18-60 yaş aralığındaki evsizlere hiçbir barınma hizmeti vermiyor. Kış aylarının dondurucu soğuklarında ise havanın -4 derece olmasını bekliyorlar! Oysa evsiz olan biri korunaksız, yaşlı ise ya da kronik bir hastalığı varsa artı 3 derecede dahi donabilir. Çeşitli risk gruplarında donma ya da donmaya yakın ısılarda vücut ısısının düşmesine bağlı olarak tehlike artıyor. Sokakta yaşayan insanlar ancak donarak öldüklerinde kamuoyunun gündemine giriyor. Fatih’te Kocamustafapaşa parkında yaşayan 63 yaşındaki Şerafettin Akgün 2011’e girilen ilk saatlerde, insanlar yeni yıl kutlaması yaparken donarak ölmüş ve bir evsiz olarak kamuoyunun gündemine ancak ölümüyle girebilmişti.
İBB genel bir çalışma olarak kış aylarının dondurucu soğuklarında spor salonlarına yüzlerce kişi tıkıştırarak görevini ifa ediyor görünümü vermeye çalışıyor. Oysa bu insanlar yılın 365 günü ağır yaşam savaşı veriyor, birçok sorunla boğuşmak zorunda kalıyorlar. Açlık, soğuk, hastalıklarla boğuştukları yetmiyormuş gibi şiddete, tacize ve tecavüze maruz kalıyorlar. Örgütsüz, bilinçsiz ve yozlaşmış insanların var olduğu bir toplumda, her şeyin parayla ölçüldüğü bir sistem içerisinde tamamen korunaksızlar!
Sokakta yaşamak zorunda olan insanlara yönelik acil politikalar ve hizmetler geliştirilmelidir. Öncelikli olarak kalacak yer ve beraberinde de fiziksel ve zihinsel tedavi, madde bağımlılığı önlemleri, eğitim ve istihdam sağlanması hedeflenmelidir. Ama biliyoruz sermaye sahiplerinin ya da onların siyasi temsilcilerinin evsizliği ortadan kaldırma gibi bir derdi yoktur. Onlar ancak kârlarına kâr katmakla meşguller.
Sizin Tecrübelerinizle Öğreniyoruz
- Gene Takmışsın Kırmızı Şapkayı, Greve mi Gidiyorsun?”
- “Çöpçü” Demek Hakaret mi?
- Gençlere Örgütlü Mücadele Deneyimi Aktarmak…
- “Kurt Ağladı, Biz de İnandık”
- “Gerekirse Grev de Yap!”
- Sınıfımızın Yaşlılarının Payına Ölüm Düşüyor
- “Sınıfsal Bir Tarafı Var mı?”
- Ana-Baba-Oğul UİD-DER Saflarında Yürüyenlere Selam Olsun
- Bu Kalp Nasıl Atmaya Devam Edecek?
- Egemenlerin Değil, Sınıfımızın Gözüyle Bakalım!
- “Kendini de Beni de Yaktın Celal!”
- Uğruna Mücadele Ettiğimiz Bizimdir
- Grev Çocukları
- “Felsefe Yapma Birader!”
- Şeytanla Dost Olunmaz!
- Reklam Deyip Geçmeyelim!
- “60 Bin Maaşla Çoban Bulunmuyor.” Yersen!
- Bu Kandırmacalara Verilecek Cevabımız Var!
- İşçi Sınıfının Yareni Kim?
- Kapıldığımız Trendler ve Gerçek Sorunlarımız
Son Eklenenler
- DİSK Emekli-Sen, 13 Temmuzda Çankaya Zübeyde Hanım Sosyal Tesisleri’nde “Emekli Buluşması” düzenledi. DİSK-AR tarafından hazırlanılan 2025 Emekli Raporu’nun kamuoyuyla paylaşıldığı etkinliğe DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, DİSK Emekli-Sen Genel...
- Haydarpaşa Dayanışması, son banliyö seferlerinin durdurulduğu 2013’ten bu yana Haydarpaşa Garında her Pazar günü “Ne Otel Ne Müze, Haydarpaşa Gardır Gar Kalacak!” pankartıyla basın açıklamaları gerçekleştiriyor. 13 Temmuz Pazar günü gerçekleştirilen...
- Modern tıbbın temel kurallarından biri elleri çok iyi yıkamak, el hijyenine dikkat etmektir. Peki, el yıkamanın bile geçmişte mücadele konusu olduğunu biliyor muydunuz? Ignaz Semmelweis, 1840’lı yılların sonunda, Viyana’daki bir kadın doğum...
- Hayat pahalılığı ve yüksek enflasyon karşısında işçi ücretleri erimeye devam ederken kamudan özel sektöre işçiler, düşük ücretlere karşı mücadele ediyor. Harb-İş Sendikası, 11 Temmuzda Ankara’da basın açıklaması yaparak sefalet zammı dayatmasına...
- Kamu çerçeve protokol süreci uzadıkça uzuyor. Savunma sanayi sözleşmesi hakem heyetine gönderildi. Diğer işkolları ise 3. teklifi bekliyor. Kamu çerçeve protokolü kamu işçilerinin asgari ücretini belirleyen bir protokoldür. Nisan 2024’te Anayasa...
- İspanya’nın Cadiz kentinde 23 Hazirandan bu yana süresiz grevde olan metal işçileri, 8 Temmuzda eylemlerini sonlandırdılar. Yetkili sendika UGT sendikasının işverenle imzaladığı ön anlaşmayı kabul etmeyen yaklaşık 30 bin metal işçisi, 18-19...
- 600 binden fazla kamu işçisini ilgilendiren Kamu Çerçeve Protokolü (KÇP) görüşmelerinde siyasi iktidarın dayattığı düşük zam oranları sağlık işçileri tarafından “sefalet dayatması” olarak değerlendiriliyor. Yüksek enflasyon ve ağır vergi yükü...
- Gebze Sendikalar Birliği, geçtiğimiz hafta İsrail’in Filistin’deki zulüm ve katliamını protesto etmek için bir eylem organize etti. Biz de UİD-DER’li işçiler olarak, zulme uğrayan Filistinli işçi ve emekçilerin haklı mücadelesine destek olmak için...
- 9 Temmuzda Hindistan genelinde milyonlarca işçi, emekçi, çiftçi ve genç, Modi hükümetinin işçi düşmanı politikalarına karşı ülke çapında greve çıktı. Kentlerden köylere, fabrikalardan tarlalara kadar yaşamı durduran dev grev, Hindistan’daki tüm...
- Annem, ablamla birlikte dördüncü katta oturur. Sokağa inmez ama mahallede, köyde, Almanya’daki akrabalarda ne olup bittiğini mutlaka bilir. Evden her çıktığımda balkonundadır. Selamlaşır, iki laf ederiz. Başımda bazen UİD-DER yazılı kırmızı şapkam,...
- Karanlık ve aydınlık… Ölüm ve yaşam… Emek ve sermaye… Sonsuz evrenimizde her şey karşıtıyla birlikte var. Sömürü ve zulüm varsa isyan da var. Sınır, din dil, ırk farkı tanımadan dünya meydanlarında tek ses tek yürek olan işçiler, işçi sınıfımız var...
- Emperyalist savaşın alevlerini büyüten, milyonlarca masum insanı, doğayı katleden, kentleri yok eden egemenler ne yaparlarsa yapsınlar emekçilerin birbirleriyle dayanışmasının önüne geçemiyorlar. İşçi ve emekçiler fabrikalardan limanlara,...
- İzmir Büyükşehir Belediyesi grevinde yaşananlar hakkında Marksist Tutum’da bir makale okudum. Tam da içimden geçenleri, cümlelere dökemediklerimi noktasına virgülüne kadar yansıtan bir yazıydı. Konuyu derinlemesine ele alan bu yazı her mücadelede...