Buradasınız
İşçi Sınıfının Sırtındaki Kambur: Sendika Bürokratları
Tuzla’dan bir işçi
Geçtiğimiz günlerde medyada Bayram Meral’in Yol-İş Sendikasında yaptığı yolsuzluklarla ilgili haberler çıkmıştı. Bazı burjuva gazetelerinde şöyle başlıklar atıldı: “Ömür Boyu Bayram”, “Ye Bayram Ye”, “Bayram Meral Kaç Yerden Maaş Alıyor?”, “Sendikacı mı, Patron mu?”.
Bayram Meral’in milletvekili seçildiği Kasım 2002’den sonra, 5 yıl boyunca Yol-İş sendikasından “danışmanlık” adı altında, düzenli olarak her ay 3 bin 730 YTL maaş aldığı ortaya çıktı. 19 yıl boyunca Yol-İş sendikasının genel başkanlık koltuğuna kene gibi yapışan Bayram Meral, yolsuzluklarına milletvekili seçilmesinden sonra da devam etmiş. Sendikadan maaş adı altında aldığı paranın yanında, sendikaya aldırdığı 120 bin YTL’lik Mercedesi 65 bin YTL’ye satın aldığı, parasını da “danışmanlık maaşından” karşıladığı, cep telefonunun faturasının da Yol-İş sendikası tarafından ödendiği belirlendi. Bayram Meral tüm bu iddiaların doğru olduğunu kabul ederek şunları söyledi: “Ben Yol-İş sendikasının onursal başkanıyım. Onursal başkanlığım, yönetim kararıyla belirlenmiştir.”
Meral, hakkında çıkan haberlere ilişkin TBMM’de de bir açıklama yapmıştı. Yol-İş sendikasının kendisine “ahde vefa” olarak danışmanlık teklif ettiğini, ancak milletvekili olması nedeniyle teklifi kabul etmediğini, “benim kadar yetenekli, benim her zaman yanımda olan, mitinglere katılan oğlum var, oğlum yardımcı olsun” diyerek oğlu Mustafa Meral’i danışman olarak önerdiğini söylüyordu. Yol-İş’te 30 yıl emeği bulunduğunu, milletvekili seçildikten sonra sendikadan gözyaşları arasında ayrıldığını anlatan Meral, “ayrılırken arkadaşlarım, «30 yıl emeğin var, burada oda hazırlayalım, danışmanlık ücreti bağlayalım, makam aracı verelim, elin üzerimizde olsun» dediler” diyordu. Meral, birçok sendikacının oğlunun sendikada çalıştığını belirterek, “Salih Kılıç’a Yol-İş’ten 5 bin YTL’nin üstünde aylık bağlanmış” deyip kendisini yüzsüzce savunuyordu.
Bayram Meral’e Mercedes otomobil alınmasını, danışmanlık yapmasını, cep telefonunun faturasına varana kadar masraflarını sendikanın karşılamasını Yol-İş’e üye işçiler mi önerdi? Bayram Meral’in oğlu Mustafa Meral’in Yol-İş danışmanı olmasını Yol-İş’e üye işçiler mi istedi? Bayram Meral’e ve sendika üst bürokratlarının tamamına tanınan bu ayrıcalık sendikalara üye olarak 30 yıl çalışmış, ellerinin nasırı ömür boyu kaybolmayan tüm işçilere neden tanınmıyor? Onlar için “ahde vefa” yok mu? Sendikalarda danışmanlık yapan sendika bürokratları işçi sınıfına hangi hizmetleri karşılığında bu paraları alıyorlar?
Yolsuzluğun, rüşvetin, haksız kazanç yemenin adı ne zaman “ahde vefa” oldu. Sendika bürokratları görevde bulundukları süreler içerisinde zaten işçilerin aldığı ücretin on katından fazla ücret alıyor. Sendika bürokratlarının aldığı bu paraların kaynağı işçi sınıfının emeğidir. Sendikalar işçilerin ücretlerinden kesilen aidatlarla kurulmuş, sendikalara ait ne varsa işçilerin ödedikleri aidatlarla yapılmıştır. Ne acıdır ki, işçilerin zaten düşük olan ücretlerinden kesilen aidatlarla kurulmuş sendikalar, işçilerin değil sendika ağalarının denetimindedir. Meselâ Yol-İş sendikasının 8 ayrı tesisi var. Her biri oldukça lüks dinlenme tesisleri. Yol- İş sendikasına üye işçiler, bütün bir yıl çalışsalar da bu lüks tesislerde bir haftalığına bile tatil yapamıyorlar. Ama sendika bürokratları, sendikaları söğüşledikleri gibi, bu lüks dinlenme tesislerini de istedikleri gibi tepe tepe kullanıyorlar.
Bugün işçi sınıfının büyük bir çoğunluğu örgütsüz ve dağınık bir durumdadır. Grev ve direnişte olan işçilerin birçoğu sınıf bilincinden yoksun oldukları gibi, grev ve direnişlerini sürdürülebilmeleri için maddi olarak da zorluklarla karşı karşıya kalıyorlar. Sendika bürokratları “sendikanın kasasında para yok” diyerek, işçilere ödemeleri gereken miktarda ücret ödemiyorlar. Bayram Meral olayı, işçi sınıfının aidatlarıyla kurulmuş sendikaların patron edasındaki bürokratlar tarafından nasıl kendi kişisel çıkarları için kullanıldığını bir kez daha gösteriyor. İşçi sınıfı mücadeleye atılmadan ne sınıf düşmanı burjuvazinin karşısına dikilebiliyor, ne de bir kambur gibi taşıdığı sendika bürokratlarını sırtından atabiliyor. İşçi sınıfı sendikalarına sahip çıkmadan ve sendikaların tepesine çöreklenmiş bürokratlara karşı mücadele vermeden bürokratları sendikalardan koparıp atamaz. Sendikalarda militan sınıf sendikacılığı anlayışı temelinde bir mücadele yükseltilmeden sendikalar işçi sınıfının öz örgütleri haline getirilemez.
Faşizmin Hesabı Sorulmalı
- Gene Takmışsın Kırmızı Şapkayı, Greve mi Gidiyorsun?”
- “Çöpçü” Demek Hakaret mi?
- Gençlere Örgütlü Mücadele Deneyimi Aktarmak…
- “Kurt Ağladı, Biz de İnandık”
- “Gerekirse Grev de Yap!”
- Sınıfımızın Yaşlılarının Payına Ölüm Düşüyor
- “Sınıfsal Bir Tarafı Var mı?”
- Ana-Baba-Oğul UİD-DER Saflarında Yürüyenlere Selam Olsun
- Bu Kalp Nasıl Atmaya Devam Edecek?
- Egemenlerin Değil, Sınıfımızın Gözüyle Bakalım!
- “Kendini de Beni de Yaktın Celal!”
- Uğruna Mücadele Ettiğimiz Bizimdir
- Grev Çocukları
- “Felsefe Yapma Birader!”
- Şeytanla Dost Olunmaz!
- Reklam Deyip Geçmeyelim!
- “60 Bin Maaşla Çoban Bulunmuyor.” Yersen!
- Bu Kandırmacalara Verilecek Cevabımız Var!
- İşçi Sınıfının Yareni Kim?
- Kapıldığımız Trendler ve Gerçek Sorunlarımız
Son Eklenenler
- Siyasi iktidar zeytinlikleri yok edecek yeni bir torba yasayı Meclise sundu ve Temmuz sonuna kadar yürürlüğe sokmaya hazırlanıyor.
- İşçiler, emekçiler, emekliler, gençler, yani toplumun ezici çoğunluğu için geçinmek, yaşamını sürdürmek giderek daha da zorlaşıyor. Öte yandan işçi ve emekçiler “bunlar daha iyi günlerimiz” diyerek bu zorlukların aşılabileceğine dair bir umut...
- Zeytinliklerin, ormanların, tarım arazilerinin sermayeye peşkeş çekilmesinin önünü açacak olan ve kamuoyunda “süper talan yasası” olarak adlandırılan “Maden Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”, Meclis Genel...
- İşçiler, emekçiler, emekliler, gençler, yani toplumun ezici çoğunluğu için geçinmek, yaşamını sürdürmek giderek daha da zorlaşıyor. Öte yandan işçi ve emekçiler “bunlar daha iyi günlerimiz” diyerek bu zorlukların aşılabileceğine dair bir umut...
- İzmir Büyükşehir Belediyesi (İzBB) şirketleri İZDOĞA, İZBETON, İZULAŞ ve 185 İZSU çağrı merkezinde işten atılan 368 Belediye-İş Sendikası üyesi işçi, işlerine geri alınma talebiyle mücadele ediyor. İşten atılan işçiler arasında 1,5 senelik genç...
- İranlı sınıf kardeşlerimiz, Sizlere Türkiye’den yazıyoruz. Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği (UİD-DER) üyesi işçiler olarak sizleri en içten duygularımızla selamlıyoruz. On yıllardır Filistin halkına yönelik zulmünü sürdüren İsrail, bugün ABD’...
- 11 Temmuzda Brezilya’nın birçok kentinde on binler, emek karşıtı politikaları ve saldırgan uygulamalarıyla tanınan eski başkan Bolsonaro’nun yargılanma sürecine müdahale ettiği gerekçesiyle Trump’ı protesto etti. Kenya’da geçtiğimiz yıl vergi...
- Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), 14 Temmuzda Ankara’da bulunan Genel Merkez binasında düzenlediği basın toplantısında 2026-2027 yıllarını kapsayan 8. Dönem Toplu İş Sözleşmesi taleplerini ve mücadele programını açıkladı. Basın...
- DİSK Emekli-Sen, 13 Temmuzda Çankaya Zübeyde Hanım Sosyal Tesisleri’nde “Emekli Buluşması” düzenledi. DİSK-AR tarafından hazırlanılan 2025 Emekli Raporu’nun kamuoyuyla paylaşıldığı etkinliğe DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, DİSK Emekli-Sen Genel...
- Haydarpaşa Dayanışması, son banliyö seferlerinin durdurulduğu 2013’ten bu yana Haydarpaşa Garında her Pazar günü “Ne Otel Ne Müze, Haydarpaşa Gardır Gar Kalacak!” pankartıyla basın açıklamaları gerçekleştiriyor. 13 Temmuz Pazar günü gerçekleştirilen...
- Modern tıbbın temel kurallarından biri elleri çok iyi yıkamak, el hijyenine dikkat etmektir. Peki, el yıkamanın bile geçmişte mücadele konusu olduğunu biliyor muydunuz? Ignaz Semmelweis, 1840’lı yılların sonunda, Viyana’daki bir kadın doğum...
- Hayat pahalılığı ve yüksek enflasyon karşısında işçi ücretleri erimeye devam ederken kamudan özel sektöre işçiler, düşük ücretlere karşı mücadele ediyor. Harb-İş Sendikası, 11 Temmuzda Ankara’da basın açıklaması yaparak sefalet zammı dayatmasına...
- Kamu çerçeve protokol süreci uzadıkça uzuyor. Savunma sanayi sözleşmesi hakem heyetine gönderildi. Diğer işkolları ise 3. teklifi bekliyor. Kamu çerçeve protokolü kamu işçilerinin asgari ücretini belirleyen bir protokoldür. Nisan 2024’te Anayasa...