Buradasınız
İpotekli Evler, İpotekli Hayatlar!
Gebze’den bir petrokimya işçisi
Merhaba işçi kardeşlerim. Sizleri gönül dolusu muhabbetle selamlıyorum. Ben arabaların plastik parçalarını üreten bir fabrikada işçiyim. İşçilerin, yani bizlerin en başta gelen sorunlarından biri barınma sorunu. Bu konuya dair kendi fabrikamda çalışan bir işçi arkadaşımla aramızda geçen sohbeti sizlere anlatmak istiyorum. Sohbetimiz konut sorununun ne kadar can yakıcı boyutlarda olduğunu açıkça gösteriyor. Hepimizin bildiği gibi işçilerin büyük bölümü konut sahibi olamıyor. Barınma ihtiyacımızı çoğunlukla ev kiralayarak karşılayabiliyoruz veya ciddi miktardaki kredilerle bankalara borçlanarak halletmeye çalışıyoruz. Biz işçiler için, bu çok ciddi bir sıkıntı kaynağı. Geçen gün çalıştığım fabrikadan evli bir kadın işçi arkadaşım çay molasındayken yanıma gelerek içini döktü:
-Merhaba nasılsın?
-Teşekkür ederim Yasemin. Sen nasılsın nasıl gidiyor hayat?
-Çok zor. İki çocukla beraber geçim sıkıntısı denen illetle de boğuşuyoruz. Kıt kanaat geçiniyoruz. Sırf çocuklarımızın ihtiyaçlarını karşılayabilelim diye çoğu zaman eşimle kendi üstümüze başımıza bir şeyler alamıyoruz. Ama biliyor musun? Geçen gün krediye başvurarak bir daire satın aldık. 200 bin lira bankadan kredi çektik.
-Hadi ya! Çok yüksek bir rakam değil mi? Faiziyle birlikte ne kadar ödeyeceksiniz bankaya?
-Toplamda yaklaşık 350 bin liraya mal olacak o ev bize. 10 yıl kredisini ödeyeceğiz, aylık 2 bin 700 lira.
-Çok zor değil mi bu kadar parayı ödemek Yasemin? Banka neye güvenerek, nasıl verdi bu kadar krediyi?
-Neye olacak, aldığımız evi ipotek ettik. Borcu bitinceye kadar ev bankanın olacak aslında. Bir de eşim ve ben ikimiz de çalıştığımız için banka bu kadar krediyi verdi bize. Ne yapalım artık gece gündüz çalışarak, her fazla mesaiye kalarak bitireceğiz borcumuzu.
-İyi de kardeşim bunun krizi var, işsizliği var, iş kazası var. İçinden geçtiğimiz bu dönemde kriz git gide derinleşiyor. Ya biriniz işsiz kalırsa, üretim azalırsa, fazla mesai olmazsa fabrikamızda, çok riskli değil mi bu yaptığınız?
-Ne yapalım? O kadar çaresiziz ki. Ev kirası ücretimin büyük bölümünü götürüyor. Çünkü patronlar bize geçinebileceğimiz bir ücret vermiyorlar. Aldığımız ücretin büyük bir bölümünü kiraya verdiğimizden zaten her ay kredi ödüyor gibi ödüyoruz ev sahiplerine. Ayrıca yaşayabilmek için daha pek çok şeye ihtiyacımız olduğundan zaten gece gündüz, bazen 12, bazen 16 saat çalışıyoruz. İki tane çocuğum var, en azından ileride bir güvence olur bu ev bize.
-Ne diyeyim? Haklısın demek geliyor içimden ama sizin için çok zor olacak. Evinizi, paranızı, gelecek yıllarınızı hatta tüm sosyal hayatınızı ipotek edecek bir karar almışsınız. Teşbihte hata olmaz ama “ev hapsi” dedikleri şey tam da bu galiba. Allah yardımcınız olsun!
-Sağ olasın, dediğin gibi, bu ev bizi birçok şeyden mahrum bırakacak. Hatta artık işsiz kalmamak için bir sürü haksızlığı sineye çekeceğiz, sesimizi çıkaramayacağız belki. Ama başarabilirsek bu işin sonunda bir dikili ağacımız olacak bu hayatta. Her şeye çocuklarımız için katlanacağız.
-Başarmanızı canı gönülden isterim ve buna çok sevinirim arkadaşım. Fakat bin bir zorlukla satın almaya çalışacağın, hep hayalini kurduğun “ev”, seni haksızlıklara, sömürüye boyun eğmeye zorlamanın bir aracı haline geliyor. Beni üzen budur. Mola bitti, hadi kolay gelsin. İyi çalışmalar.
-Sağ ol, sana da kolay gelsin.
Evet, arkadaşlar, burada anlattıklarım tamamen gerçektir ve birçoğumuzun yaşamında da durum aynen budur. Bu sistemde ortalama bir işçi ailesinin kaderi aşağı yukarı böyleyken, aktardığım olaydaki gibi kredi sistemi yalnızca evleri değil insanların hayatlarını da ipotek altına almakta, onları kapana sıkıştırmaktadır. Geri ödemeleri yapamayacağı ve evsiz kalacağı korkusunu yaşayan işçi, işten atılmamak için tam bir köle olmaya hazır hale gelmektedir. Uzun çalışma saatleri, tatillerin sınırlanması, ücretlerin düşürülmesi, sağlık sigortasının kuşa çevrilmesi, yani her türden saldırıya boyun eğmek zorunda hissetmektedir kendini. Hatta devamı da var. Ödeyememe durumu olduğu takdirde haciz memurlarının kapıda görünmesi an meselesidir. Görece bir refahın, rahat iş bulma olanaklarının ve büyüyen bir ekonominin yaşandığı dönemlerde, işçiler kredilerle ev sahibi oluyor ve belli bir süre boyunca işçi pek bir ödeme zorluğu çekmiyor. Ardından, “her şey ne de güzel gidiyor, bir daha asla olmaz” derken, “mukadderatta yazılı olan” hiç beklenmedik bir anda çıkıp geliveriyor: kriz! Patronların ilk yaptıkları şey üretimi kısmak ve işçi atmak oluyor. İşsiz kalan işçi, belki aylarca hiçbir iş bulamayabiliyor. Bu sırada eldeki avuçtaki tükenmiş, satılabilecek eşyalar satılmış oluyor, ama kredinin geri ödemesinin sürdürülmesine o da yetmeyebiliyor. Eşyalara konan hacizlerin ardından, banka bir kuzgun gibi eve de el koyuyor.
İşçi kardeşlerim; diğer pek çok sorunda olduğu gibi bu sorunun da çözüm yolu, patronlar sınıfına karşı örgütlenmekten ve konut sorununu işçinin hayatını ipotek altına almayı dayatan bu zorba düzene karşı hep birlikte mücadele etmekten geçer. Bize dayatılan bu çaresizliği, güvencesizliği kabul etmeyelim.
İnsan Sohbetlerine Hasret Kaldık
MESS’in Dayatmaları Mücadeleyle Aşılır!
- Rakip Değiliz
- Savaşı Kınamak Sorumluluktan Kurtulmaya Yeter mi?
- Sağlık Alanında Birleşik Mücadele Şart!
- İyi ki Varsın UİD-DER
- Her Şeyin İçinde ve Her Şeyin Dışındayız
- Her Şey Karşıtıyla Vardır
- Çocuklar Öldürülmesin Şeker de Yiyebilsinler
- Bu Cesareti Nereden Alıyorlar?
- İlk Adımlarını Direnişte Atan, “Eylem” Adını Alan Çocuklarımız
- “Kim Uğraşacak Şimdi” Deme, Aradığın Çözüm Sende…
- “Hayal Vergisi” de İster misin?
- Bu Akşam Yemekte Tağşişli Gıda Var!
- “Bir Yemeklik Bamya”
- Kim Viral Olmalı?
- Sınıfına Ters Düşme!
- Asıl Hırsız Kim?
- Ruhumuzu Esir Alan Korkuyu Çıkarıp Atalım
- Konserve Yapmak Çözüm mü?
- “Çocuklarınız Zekiyse Bile İş Bulamaz!”
- Avrupa Bizi Kıskanırken Market Raflarına Ne Oldu?
- Huzurlu Bir Yaşam İçin Mücadeleye…
- “Bizim Hayallerimizi, Sizin Geleceğinizi Çaldılar”
- Bizim Mahallenin Gençleri
- Kişisel Gelişim Zırvasına Kanma, Sınıf Mücadelesine Sarıl
- Sömürü Düzenini Uçurumdan Atmak İçin Örgütlenelim
- Hindistan’da 250 Milyon Dolarlık Düğün ve Yoksulluk
- Emek Sömürüsü Kapitalizmin Fıtratında Var
- Sahip Olduğunuz Servet Bizden Çaldıklarınızdır!
- “Sayende Sigortalı Çalıştım, Emekliliğime Az Kaldı”
- Bayramları Bayram Gibi Yaşamak İçin!
- Dünya Üzerinde Yaşayan Herkesin Evi Olmalı
- Onlar Yok Ediyor, Biz Yenisini Yapacağız!
- Suyun Lüksü Olur mu Hiç?
- “Senin Yolundan Gideceğim Amca”
- Her Günü Doğa ve İnsanlık Günü İlan Etmek İçin…
- “Kıpır Kıpırsın, Heyecanın Ne Güzel Ey Yolcu”
- “Bence, Sevgi Emektir”
- Ah, Cemal Ah!
- Bir Fotoğraf Karesinin Hissettirdikleri
- Davulun Sesi Uzaktan Hoş Gelir
Son Eklenenler
- Sendikalı, sendikasız, hatta sigortasız çalıştırılan işçi kardeşlerim, her yılın son ayında hepimizin kulak kesildiği asgari ücret tiyatrosu başlar. Bu sene de aynı şekilde adeta bir tiyatro izledik. Sınıf temelinde örgütlü mücadelenin bir parçası...
- Yıllar önce fabrika önlerine gidip işçi kardeşlerimize vardiya çıkışlarında İşçi Dayanışması’nı ulaştırıyorduk. Bu fabrikalar arasında sendikalı olan da vardı olmayan da. Amacımız sendikalı ya da sendikasız olsun fabrikalardaki işçi kardeşlerimize...
- Kocaeli’de Gebze Organize Sanayi Bölgesinde üretim yapan Betek Boya (Filli Boya) işçileri Petrol-İş Sendikası Gebze Şubesinde örgütlendiler. Çoğunluğu sağlayarak yetki belgesini alan sendika, toplu sözleşme görüşmeleri için haftalardır patrona çağrı...
- 24 Aralıkta Balıkesir’de ZSR A.Ş’de meydana gelen patlamada 11 işçi hayatını kaybetti. Katledilen işçilerin kimi henüz hayatının baharında fidan, kimi ana, kimi babaydı. Hepsi bir ananın evladıydı. Patlamanın ardından şirket internet sitesinde...
- Birleşik Metal-İş’in Aralık ayında grev kararı aldığı işletmelerden beşincisi olan Green Transfo Energy’de 25 Aralıkta grev başladı. Kocaeli Çayırova’da bulunan fabrikada çalışan 263 işçi, “sefalet ücreti dayatmasına boyun eğmiyoruz” diyerek şalteri...
- Siyasi iktidar ve sermaye sınıfı temsilcileri, 2025 yılı için belirledikleri asgari ücreti düzenledikleri ortak toplantıyla açıkladılar. Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) Yönetim Kurulu Başkanı Özgür Burak Akkol ve Çalışma ve Sosyal...
- 11 fabrikada 2 bin işçiyi kapsayan toplu sözleşme görüşmelerinde metal işçilerinin MESS’e cevabı grev olmuş, Birleşik Metal-İş Sendikası, 4 Aralıkta Hitachi Energy’nin 4 fabrikasında, 13 Aralıkta Grid Solutions ve Schneider Elektrik fabrikalarında...
- Balıkesir’in Karesi ilçesinde bulunan ZSR A.Ş. mühimmat fabrikasında 24 Aralıkta sabah saatlerinde meydana gelen patlama sonucu 11 işçi hayatını kaybederken 3 işçi yaralanarak hastaneye kaldırıldı. Mühimmat, av, spor ve ses fişeği gibi patlayıcılar...
- Merhabalar dostlar. Yaklaşık 9 yıldır iş güvenliği uzmanı olarak çalışıyorum. Aslında yapmamız gereken çok daha fazla şey varken yasalar, yönetmelikler, patronların baskıları ve işçilerin canını umursamamaları nedeniyle temel olarak yapabildiğimiz...
- Birleşik Metal-İş üyesi 500 işçinin Hitachi Energy’nin Kartal, Tuzla, Dudullu ve Dilovası fabrikalarında 4 Aralıktan bu yana sürdürdüğü grev 20. gününde anlaşmayla sonuçlandı. 14 Aralıkta Cumhurbaşkanlığı kararıyla metal işçilerinin grevi “erteleme...
- Grev ya da direnişe çıkan işçilerin pek çoğu, daha önce yaşanmış grev ve direnişlerden, bu mücadeleleri yaşayan işçilerin deneyimlerinden haberdar olmadıklarını dile getirirler. Greve ya da direnişe çıktıktan sonra bazı şeyleri öğrendiklerini,...
- Sendikal hakları için 150 günden uzun süredir kararlılıkla mücadele eden Polonez işçileri Dayanışma TV’nin hazırladığı “146+Bir: Polonez” belgeselinin galasında buluştu. 22 Aralıkta Çatalca Belediyesi Nazım Özbay Kültür Merkezinde gerçekleşen,...
- İşçi Dayanışması biz genç işçilerin adeta başucu kaynağı. Her konuda, hayatın her alanında fikirlerimizi besleyen, zihnimizi açan bir eğitim kaynağı niteliğinde.