Buradasınız
İş Ararken Karşılaştıklarım
Gebze’den bir metal işçisi

Yaklaşık bir aydır işsizdim. Nerede işçi alıyorlarsa o fabrikalara gidip form doldurmaya başladım. İstisnasız görüşmeye gittiğim her fabrikada benzer şeylerle karşılaştım. Şartlar neredeyse bütün fabrikalarda aynı. Asgari ücret bir de sosyal haklar olarak söylenen SSK, yol, yemek. Gazetelerdeki, fabrika önlerindeki iş ilanlarında yemek, SSK ve yol parası sosyal hak olarak yazılıyor. Patronlar o kadar utanmaz ki biz işçileri yemek bile vermeden çalıştırmak istiyorlar.
İş görüşmeleri esnasında yaşadığım ilginç olaylar da oldu. Görüşmeye gittiğim fabrikalarda masanın bir köşesinde ben otururken, karşımda da insan kaynakları uzmanı, üretim sorumlusu ve bir de fabrikanın ustası vardı. Bu pozisyon her gittiğim yerde aynıydı. Sanki çok önemli bir mesele için toplanmışız da benim haberim yoktu, altı üstü işe alacaklar. Ama demek ki işverenlerin bu görüşmelerde belli amaçları var. Çünkü insan kaynakları uzmanları öyle sıradan sorular sormadılar. İlk soruya şöyle soruyorlardı: “İşyerinde beraber çalıştığın insanlarla dışarıda da vakit geçirir misin? Beraber sosyal aktivitelerde bulunur musun?”
“Bu soru ne kadar saçma” diye düşünüyor insan ama bu sorunun altında demek ki başka bir şey yatıyor. Bu soruyu neden sorarlar ki diye düşündüm, büyük bir ihtimalle tek nedeni olabilir. Demek ki işverenler biz işçilerin bir arada olmasından ve birlikte bir şeyler yapmasından rahatsız oluyorlar. Bu ince düşünülmüş sorunun altında yatan işte budur.
Demek ki işverenlerin fabrikaya aldığı işçiden istediği tek şey yalnız olması, çalışma arkadaşlarından uzak durmasıdır. Çünkü patron biliyor ki bir araya gelen ve ortak işler yapan işçiler örgütlenebilirler. Bu durum patronlara yarar getirmeyeceği için özellikle böyle bir soru sorduruyorlar ve işçinin durumunu çözmeye çalışıyorlar.
Ardından ikinci olarak “yönetimden kaynaklı yaşanan herhangi bir yanlışlıkta, hatada nasıl bir tepki verirsin?” sorusu soruldu. Bu soruda bir önceki sorulan sorunun devamıydı. Çok hinlikle düşünülmüş bir soru. Bu soruya bir cevap vermeni istiyorlar, bu işe girebilmen için önemli bir sınav. Belli ki bu soruda işçileri elemek için aradıkları şey “tepki gösteririm, hemen düzeltilmesini isterim” yanıtıdır. Çünkü patronlar işyerinde yaşanan haksızlıklara tepki gösteren ve bunları çözmek için mücadele eden işçi istemezler. O nedenle de bu soruyu nasıl bir cevap vereceğimi anlamak için soruyor. İşverenler istiyorlar ki işçi kafasını çalışmaya gömsün, sesini çıkarmasın, haline şükretsin.
Bunları sadece benim yaşamadığımı biliyorum. Bir biçimiyle benzer sorularla karşılaşanlar olmuştur. Patronlar demek ki bir şeyin çok iyi farkına varmışlar. O da işçilerin sorunlarını çözmek için örgütlenme mücadelesi verebileceğidir. İşte patronların korktukları asıl mesele bu. Bu soruların başka bir açıklaması olamaz. Bizler de patronların korkusunu kâbusa çevirmek için birlikte olmaktan ve sorunlarımızın çözümü için mücadele etmekten geri durmamalıyız. Bu patronlar için iyi bir şey değil ama onlar için iyi olmayan bizim için en iyi olandır.
Genel-İş ARYA Sitesinde TİS İmzaladı
Hırs mı Yoksa Hakkına Sahip Çıkmak mı?
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
Son Eklenenler
- TPI Kompozit işçileri grevlerinin 19. gününde İzmir Çiğli Kasaplar Meydanında buluşma gerçekleştirdi. İstanbul Şişli Belediyesinde çalışan Genel-İş Sendikası İstanbul Avrupa Yakası 3 No’lu Şube’de örgütlü işçiler, ödenmeyen alacakları için 30...
- Sevgili işçi kardeşlerim, Tavşan korktuğu için kaçmaz, kaçtığı için korkar. Patronlar ve onların devleti de işçi sınıfının örgütlü gücünden ölümüne korktukları için saldırıyorlar. Örgütlü değilken bile bu kadar korkuyorlarsa, bir de işçi sınıfı...
- İngiltere’de işçi ve emekçiler, İsrail’in Gazze’de yürüttüğü soykırıma karşı her Cumartesi günü yüz binler olup meydanlara çıkıyorlar. Ulusal Demiryolu, Denizcilik ve Ulaştırma İşçileri Sendikası (RMT), bu eylemlere geniş katılım sağlıyor. UİD-DER,...
- Otobüs yolculuğunda 81 yaşında Menemenli bir Yörük amca ile tanıştım. O yaşında hâlâ kâğıt toplayarak geçimini sağlamaya çalıştığını anlattı. Çocukları olmamış. Eşinin küçük tarlalarının işlerinin dışında çalışmasına karşı çıkmış. “Benim kazandığım...
- 31 Mart 2024’te yapılan yerel seçimler sonrası CHP yönetimindeki İzmir Çiğli Belediyesi, bütçe yok diyerek 146 işçiyi işten attı. Verilen kararlı mücadelenin sonucunda 50 işçinin işe iadesi yapıldı. Yaklaşık 1 yıldır mücadele eden ve verilen sözlere...
- KESK Ankara Şubeler Platformu basın açıklaması yaparak Sayıştay’ın giyim yardımı ücretinin çalışanlardan geriye dönük olarak talep edilmesini protesto etti. Tüm Emeklilerin Sendikası, Türkiye genelinde düzenlediği eylemlerle düşük ücretlerle...
- İspanya’nın başkenti Madrid’de 25 Mayıs Pazar günü on binlerce emekçi sağlıktaki özelleştirme politikalarına karşı sokakları doldurdu. Kamu sağlık hizmetlerinin yıllardır sistematik olarak ortadan kaldırıldığını belirten sağlık işçileri ve emekçiler...
- Tren yolculuğumda, karşı koltukta cam kenarında oturan bir kadın dikkatimi çekti. Yüz çizgileri 50 yaşında gibiydi ama yaşı 38’miş. Eşini Soma’daki katliamda kaybetmiş bir madenci eşiydi. Manisa’da bir gıda fabrikasında çalışıyor, Soma’da çocukları...
- İnsanın gençlik dönemleri heyecan doludur, coşkuludur, dinamizm yüklüdür. Gençliğin bu hali var olanı sorgulayan, ezber bozan, sınırları zorlayan, değişim isteyen düşünce yapısının da temelini oluşturur. Bundan birkaç ay önce bu ifadelerle Türkiye...
- 1 Mayıs’ta da taleplerimizi haykırmak için meydanlardaydık. Sağlık ve eğitim başta olmak üzere her alanda kamu harcamalarının giderek daha çok kısıldığı, sağlık ve eğitim sisteminin çöktüğü, hizmetlerin daha niteliksiz ama daha pahalı hale geldiği...
- 2012 yılının Mayıs ayıydı. UİD-DER’in kış ayları boyunca sürdürdüğü “Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz” kampanyasında 62 bin imza toplanmıştı. UİD-DER’li işçiler, o dönemde milletvekili olan Sırrı Süreyya Önder ile beraber Meclis’te yapılan...
- Ruhen ve zihnen sağlıklı bir insan haksızlığa uğradığında, zulme tanık olduğunda rahatsız olur, bunu dile getirme, itiraz etme, tepkisini ortaya koyma ihtiyacı duyar. Normal koşullarda bu haksızlığın giderilmesini sağlamak ister. Gücü yetiyorsa bunu...
- Kapitalizm öyle bir ekonomik ve toplumsal düzendir ki insanların vefa, bağlılık, sevgi gibi duygularını bile istismar eder, tüketimi kışkırtmak için kullanır. Bunu öyle bir sinsilikle yapar ki normal koşullarda uzak durmamız gerektiğini düşündüğümüz...