Buradasınız
Hırs mı Yoksa Hakkına Sahip Çıkmak mı?
Sarıgazi’den bir işçi

Eğitim sektöründe çalışan bir işçiyim. Bir süre önce işyerinin küçülmeye gitmesi nedeniyle işten çıkarıldım. Yedi yıldır aynı işyerinde çalışıyordum. Yedi yıllık emeğimin karşılığı olan kıdem ve ihbar tazminatı hakkım patron tarafından gasp edilmek istendi. Fakat örgütlü bir işçi olduğum için patronun haklarıma yönelik saldırısını geri çevirebildim. İşten çıkarılma öykümü sizinle paylaşmak istedim.
Çıkartılmadan birkaç hafta önce çalıştığım yeri değiştirmek istediler. Okulda fotokopi işlerine de baktığım için fotokopi makineleriyle aynı odada çalışmamı söylediler. Ben de müdüre “Makineler çalışırken çok kötü koku çıkarıyor ve sağlığa zararlı. Makineler radyasyon yayıyor. İsterseniz sadece sigorta üzerinde gösterdiğiniz iş güvenliği uzmanını getirin, bir baksın. Çalışılıp çalışılmayacağına o karar versin” dedim. Bunun üzerine müdür işyerinin küçülmeye gittiğini bu yüzden de beni çıkarmak istediklerini söyledi. Bana kıdem ve ihbar tazminatı olarak almam gereken tazminattan daha düşük bir ücret teklif etti. Ben de kıdem tazminatımın brüt üzerinden hesaplanmasını, iki aylık ihbar tazminatımın ve kullanmadığım yıllık izinlerin de bu hesaba katılmasını istedim. Bunun üzerine Müdür “şimdiye kadar bu okulda kimseye bu şekilde bir tazminat hesaplanıp verilmedi sana da vermez patron” dedi. Ben de “ben işimi seviyorum, beni çıkartmak isteyen de sizsiniz. Ben bu şartlarda çıkarılmayı kabul etmiyorum” dedim. Ben kararlı durunca bu kez verdikleri ücreti yükseltmeye başladılar. Müdür her önüme koydukları teklifte beni çağırarak “bunu kabul et, bu hırs seni mahveder, bu kadar inatçı olma” diyerek beni yolumdan geri döndürmeye çalıştı. Ben yine kabul etmedim. Bu kez önüme ibraname koydu. “İmzala” dedi. Hakkım olan ücret yazmadığı için ben de ibranamenin altına “tüm haklarım saklıdır” diye yazdım. Müdür sinirlenerek “bu yaptığın ibranamenin hukukuna aykırı, öyle yazamazsın” dedi. Ben de “asıl sizin yaptığınız hukuka aykırı, hakkımı vermiyorsunuz, ben de sonuna kadar hakkımı arayacağım” dedim. Müdür sırf “tüm haklarım saklıdır” diye yazdığım için iki defa ibraname kâğıdı yırttı. Bütün bunlar olurken sürekli olarak derneğimizin ve avukatlarımızın desteğini aldım. En sonunda onlar vazgeçtiler ve bana hakkım olan tazminatımı verdiler.
Yaşadığım işten çıkarılma deneyimi, bana, patronların ceplerinden çıkacak bir kuruşu dahi işçilere vermemek için bin dereden su getirdiklerini gösterdi. Yedi yıldır düşük ücretle çalıştıran, sigorta ve yemek haricinde hiçbir sosyal hak vermeyen patron, tazminat haklarıma da göz dikip almak istedi. Daha önce işten çıkarılan arkadaşlar hiçbir şey yapmayıp patronun verdiği tazminatı kabul etmişlerdi. Onlar öyle yaptığı için aynı şeyi patron bana da yapmak istedi. Patronun hakkımı almasını örgütlü bir işçi olduğum için engelleyebildim. Mücadele etmek insanın emeğine sahip çıkmasıdır. Derneğimiz UİD-DER sayesinde haklarımı öğreniyor ve arıyorum. Tüm işçileri UİD-DER çatısı altında mücadeleye çağırıyorum.
İş Ararken Karşılaştıklarım
“Bir İmza da Ben Atabilir miyim?”
- Çare Sınıfımızda ve Örgütlü Mücadelemizde
- “Eşim Öyle Yerlere İzin Vermiyor”
- Hafta Tatili Haktır, Gasp Edilemez!
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
Son Eklenenler
- Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Ankara Adalet Bakanlığı önünde, Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile işten atılan emekçilerin görevlerine iade edilmesi talebiyle basın açıklaması düzenledi.
- Türkiye’de her yıl 3-9 Eylül tarihleri arası Halk Sağlığı Haftası olarak kutlanıyor. Sağlık Bakanlığı, Halk Sağlığı Haftasının amacını “halkın sağlığını korumak, geliştirmek, sağlık için risk oluşturan faktörlerle (bulaşıcı hastalıklar, çevresel...
- Kozasından çıkmaya çalışan kelebeğin hikâyesini bilir misiniz? Bir adam ormanda yürürken, bir kelebeğin kozasından çıkmaya çalıştığını görür. Saatlerce, kelebeğin küçücük bir delikten çıkmak için verdiği mücadeleyi izler. Ancak bir süre sonra...
- Yalova’da bulunan Sefine Tersanesi işçileri, patronun çalışma koşullarında yaptığı tek yanlı değişikliğe karşı direnişe geçti. Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) grevi beşinci gününde anlaşmayla sonuçlandı. Artvin Şavşat Belediyesinde...
- Milyonlarca kamu emekçisinin ve emeklisinin taleplerini boşa çıkaran 8. Dönem Toplu Sözleşme süreci, Kamu Hakem Kurulu tarafından karara bağlandı. Hakem Kurulu, 2026 yılında ilk altı ay için yüzde 11, ikinci altı ay için yüzde 7; 2027 yılı için ise...
- 1 Eylül Dünya Barış Gününde Diyarbakır’dan Ankara’ya pek çok kentte eylemler düzenlendi. Ankara’da Emek Barış ve Demokrasi Güçlerinin çağrısıyla Kolej Meydanında bir araya gelen kitle sloganlar, alkışlar ve zılgıtlar eşliğinde Sakarya Meydanına...
- Bazı zenginlerin “ölmeden yapılacaklar listesi”nde dünyanın en yüksek tepesi olan Everest’e tırmanmak vardır mesela. Zaman zaman sosyal medyada bu insanların “başarı”larını anlatan çeşitli videolar, haberler çıkar karşımıza.
- Şeker-İş Sendikasının örgütlü olduğu Kütahya Şeker Fabrikasında, Mart ayından bu yana süren toplu sözleşme görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 30 Ağustosta başlayan grev, 3’üncü gününde sürüyor.
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısıyla İstanbul Kadıköy’de yapılan mitinge binlerce kişi katıldı. Kadıköy Söğütlüçeşme’de toplanan kitle, “Savaşa ve Sömürüye Karşı Demokrasi ve Barış Kazanacak” pankartı arkasında rıhtımdaki miting...
- Türk-İş’e bağlı Koop-İş Sendikasının örgütlü olduğu Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) Türkiye genelindeki 1003 kurumunda çalışan 10 bin kamu işçisi 29 Ağustosta greve çıktı.
- Güvenliğin ve danışmanın olduğu katta her 5 dakikada bir “sistemsel hata ve arıza olduğu için tüm katlarda hizmet verilemiyor” şeklinde anonslar yapılıyordu. Önce güvenliğe gidip bu yapılanın yanlış olduğunu, insanlara memurların iş bıraktığının...
- Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca adlı romanında Yaşar Kemal, sömürülenlerle sömürücüler arasındaki büyük çelişkiyi anlatır. “Çünkü” der, “sömüren güçlü azınlıkla, sömürülen ve güçsüz sanılan çoğunluk, her çağda vardı. Ama bu çelişki...
- İktidarın “Kamu Çerçeve Protokolü” sürecindeki tutumunu protesto etmek için yapılan bir eylemin ardından bir kadın işçi çevresindeki insanlara sordu: “Bu sene hiç kiraz yediniz mi?” Bu soruya evet diyen tek bir kişi çıkmadı. Kilosu 700 lirayı aşan...