Buradasınız
İş Bulmak İçin Nafile Çabalarım
Mersin’den işsiz bir işçi

Merhaba dostlar. Uzun zamandır işsizim ve kendime uygun bir iş bulmam da artık çok zor görünüyor. Umudumu iyice kaybettim ama ne yapayım, her olanağı zorlamaya çalışıyorum. Birileri bahsedince, ben de bir meslek edindirme kursuna başvurayım belki böylece iş bulma olasılığım artar diye düşündüm.
Hal böyle olunca İŞKUR’a bir müracaat edeyim diye düştüm yollara. İŞKUR’da görevli memurun karşısına geçip bir güzel öğreneyim bakalım ne gibi kurslar varmış, bana uygun mudur değil midir, öğreneyim dedim. Ama memurlar beni pek ciddiye almadılar sanırım. Ben onların uzun sabah sohbetlerinin bitmesini epeyce bekledikten sonra nihayet bana da dönüp ne istediğimi sordular. Büyük sabırla bekleyen ben “yeni bir meslek edinmek istiyorum” dedim. Memur hanım hemen bilgisayarda kurs programlarına baktı. Aramızda geçen konuşma şöyle oldu:
- Sadece istihdamsız kurslarımız mevcut. Kilim dokuma, el nakışı, makine nakışı benzeri, bunların hangisini istiyorsun?
- Makine nakışı olur.
- 67 gün, günlük 25 lira para alacaksın. Derslere devam etme zorunluluğu var. Kabul ediyorsan yarın 10.00’da toplantı salonunda mülakata katıl.
- Teşekkür ederim.
Eveet dostlar, sohbeti yarım kalan memur arkadaş sohbetine devam ederken ben oradan ayrıldım ve bir gün sonra tam söylenen saatte mülakata gittim. Mülakatı yapacak olan muhterem hoca, bir saat sonra ancak teşrif edebildi ve hiçbir şey olmamış gibi mülakatı başlattı. Sonra anladım ki aslında mülakat diye bir şey yoktu. Ben sonuna kadar bekledim. Son kişi olarak sıra bana geldi ve ne sordular dersiniz? Hiç bir şey! Kimlik bilgilerimi alıp bana döneceklerini söylediler. Toplam 12 kursiyer alacaklarmış. Saymıştım. Ben müracaat edenlerden 12. kişiydim ve son sırada “mülakat”a ben girmiştim. Ama beni aramadılar. İki gün geçtikten sonra hiç üşenmeden tekrar İŞKUR’un yolunu tuttum ve neden alınmadığımı öğrenmek istedim. Bana zorla cevap veren memur mülakatta elenmiş olabileceğimi, kararın öğretmenin inisiyatifinde olduğunu söyleyerek gönderdi.
Mülakatta sorulan hangi soru onların kafasında benim yetersiz olduğumu düşündürmüş olabilir acaba diye sormadan edemiyorum kendime. Oysaki ne soru sormuşlardı ne de öğretilecek mesleğin ne işe yarayacağını anlatmışlardı. Hem zamanımı çalmışlar hem de hiçbir açıklama yapmamışlardı. Anlaşılan o ki verecekleri günlük 25 lira için insanlara eziyet etmenin hakları olduğunu düşünüyorlardı. İşsizlik oranları o düzeylere tırmandı ki artık, biz iş arayanlar, işleri bizleri iş sahibi yapmak olanların bile umurunda değiliz.
Ben iş arayan, zihni melekeleri yerinde, çalışabilmek için yeterli bedensel ve ruhsal kapasiteye sahip becerikli bir insanım. Ama kapitalistlerin bana verecek işleri yok. Oysa tanıdığım bütün işçiler gözlerindeki feri yitirecek kadar çok çalıştırılıyorlar. Açgözlü patronların cepleri şiştikçe şişiyor ama ne çalışmak isteyen ben iş bulabiliyorum ne de çalışan işçi arkadaşlarım yaşamak için fırsat. Söyleyin bana dostlar, tek başına bu durum bile, bu kahrolası sistemi tarihin çöp sepetine göndermek için yeterli değil mi?
Bu Ne Yaman Çelişki!
III. Emek Tarihi Konferansı Yapıldı
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
Son Eklenenler
- Sevgili işçi kardeşlerim, Tavşan korktuğu için kaçmaz, kaçtığı için korkar. Patronlar ve onların devleti de işçi sınıfının örgütlü gücünden ölümüne korktukları için saldırıyorlar. Örgütlü değilken bile bu kadar korkuyorlarsa, bir de işçi sınıfı...
- İngiltere’de işçi ve emekçiler, İsrail’in Gazze’de yürüttüğü soykırıma karşı her Cumartesi günü yüz binler olup meydanlara çıkıyorlar. Ulusal Demiryolu, Denizcilik ve Ulaştırma İşçileri Sendikası (RMT), bu eylemlere geniş katılım sağlıyor. UİD-DER,...
- Otobüs yolculuğunda 81 yaşında Menemenli bir Yörük amca ile tanıştım. O yaşında hâlâ kâğıt toplayarak geçimini sağlamaya çalıştığını anlattı. Çocukları olmamış. Eşinin küçük tarlalarının işlerinin dışında çalışmasına karşı çıkmış. “Benim kazandığım...
- 31 Mart 2024’te yapılan yerel seçimler sonrası CHP yönetimindeki İzmir Çiğli Belediyesi, bütçe yok diyerek 146 işçiyi işten attı. Verilen kararlı mücadelenin sonucunda 50 işçinin işe iadesi yapıldı. Yaklaşık 1 yıldır mücadele eden ve verilen sözlere...
- KESK Ankara Şubeler Platformu basın açıklaması yaparak Sayıştay’ın giyim yardımı ücretinin çalışanlardan geriye dönük olarak talep edilmesini protesto etti. Tüm Emeklilerin Sendikası, Türkiye genelinde düzenlediği eylemlerle düşük ücretlerle...
- İspanya’nın başkenti Madrid’de 25 Mayıs Pazar günü on binlerce emekçi sağlıktaki özelleştirme politikalarına karşı sokakları doldurdu. Kamu sağlık hizmetlerinin yıllardır sistematik olarak ortadan kaldırıldığını belirten sağlık işçileri ve emekçiler...
- Tren yolculuğumda, karşı koltukta cam kenarında oturan bir kadın dikkatimi çekti. Yüz çizgileri 50 yaşında gibiydi ama yaşı 38’miş. Eşini Soma’daki katliamda kaybetmiş bir madenci eşiydi. Manisa’da bir gıda fabrikasında çalışıyor, Soma’da çocukları...
- İnsanın gençlik dönemleri heyecan doludur, coşkuludur, dinamizm yüklüdür. Gençliğin bu hali var olanı sorgulayan, ezber bozan, sınırları zorlayan, değişim isteyen düşünce yapısının da temelini oluşturur. Bundan birkaç ay önce bu ifadelerle Türkiye...
- 1 Mayıs’ta da taleplerimizi haykırmak için meydanlardaydık. Sağlık ve eğitim başta olmak üzere her alanda kamu harcamalarının giderek daha çok kısıldığı, sağlık ve eğitim sisteminin çöktüğü, hizmetlerin daha niteliksiz ama daha pahalı hale geldiği...
- 2012 yılının Mayıs ayıydı. UİD-DER’in kış ayları boyunca sürdürdüğü “Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz” kampanyasında 62 bin imza toplanmıştı. UİD-DER’li işçiler, o dönemde milletvekili olan Sırrı Süreyya Önder ile beraber Meclis’te yapılan...
- Ruhen ve zihnen sağlıklı bir insan haksızlığa uğradığında, zulme tanık olduğunda rahatsız olur, bunu dile getirme, itiraz etme, tepkisini ortaya koyma ihtiyacı duyar. Normal koşullarda bu haksızlığın giderilmesini sağlamak ister. Gücü yetiyorsa bunu...
- Kapitalizm öyle bir ekonomik ve toplumsal düzendir ki insanların vefa, bağlılık, sevgi gibi duygularını bile istismar eder, tüketimi kışkırtmak için kullanır. Bunu öyle bir sinsilikle yapar ki normal koşullarda uzak durmamız gerektiğini düşündüğümüz...
- Geçtiğimiz günlerde bir marketin önünde, lise öğrencisi bir gencin beş market çalışanı tarafından depoya sürüklenmeye çalışıldığını gördüm. Müdahale ettim. Genç, iki parfüm çaldığını itiraf etti. Korkmuştu, gözleri büyümüştü. Market çalışanlarından...