Buradasınız
İşçi Arkadaş, Sonuna Kadar Haklarının Takipçisi Ol!
Gebze’den bir işçi
Hepinizin bildiği ve derinden hissettiği gibi dünya kapitalizmi bir ekonomik kriz içerisinde. Patronların daha fazla kâr elde etme isteği yüzünden milyonlar olarak biz işçiler açlık ve sefalet şartlarında yaşamlarımızı sürdürmeye çalışıyoruz. Ücretlerimiz ve çalışma koşullarımız giderek kötüleşmekte ve ancak “şanslı” olabilenler iş bulabilmekteler.
Ben de 2008 yılının son günlerinde işten çıkartılan bir metal işçisiyim. Belki hatırlarsınız, Tekimsa’da Ocak ayında 135 işçi arkadaşımızın işten atılmasıyla bir direniş başlamıştı. Ben de bu direnişçi işçilerden birisiydim. Bu direnişimize dair haberler UİD-DER’in sitesinde ve İşçi Dayanışması bültenlerinde de çıkmıştı. Atılan arkadaşlar arasında sadece ben işe iade davası açtım ve bu davanın sonuna kadar da takipçisi oldum. Aslında sizlere bu dava sürecinde çıkardığım dersleri aktarmak istiyorum.
İşe iade davasını açmak için gittiğim avukat davayı almaya yanaşmamış ve kaybetme ihtimalimin çok yüksek olduğunu bana açıkça söylemişti. Bunun üzerine ben de davayı avukatsız olarak açmış ve kendim takip etmeye başlamıştım. İşten atılan arkadaşlarımın hiçbiri dava açma yoluna gitmemiş, umutsuz bir çaba olarak gözüken bu yolu denemeye bile girişmemişlerdi. Böylesi bir davayı açtığım için olsa gerek bana da biraz espriyle karışık takılıyorlardı.
Bu arada davayı açtıktan iki ay sonra fabrikada çalışan herkes işten atılmıştı. Fakat patron iflas kararı almamış ve başka bir fabrika içinde fason işler yapmaya başlamıştı. Yani fabrika görünürde kapanmıştı, ama adam işlerini bir biçimde yürütüyordu. Ben ise böyle bir davaya olumsuz yaklaşan sözlere aldırış etmeden açtığım davamı sahiplendim ve duruşmalara her seferinde hazırlanarak gittim. Çünkü UİD-DER’de öğrendiklerim doğru bildiğimden vazgeçmememi, hakkımı almak için sonuna kadar mücadele etmemi, tek başıma da yapabileceğim şeyler olduğunu bana göstermişti.
Mahkemede ne yapacağımı bilmediğim durumlarda bazı hukuki bilgileri avukat arkadaşlardan öğrenmeye çalıştım. Hatta benim davamı almayan avukat bile “siz solcular yok musunuz inadına davayı sürdürmekten vazgeçmiyorsunuz” demişti. Neticede karşı tarafın avukatları da (bu arada benim tek başıma avukatsız sürdürdüğüm duruşmalarda patronu savunan iki avukat vardı) aynı şekilde, yani benim kesin kaybedeceğimi düşünmeye başlamış olmalılar ki duruşmalara gelmemeye başladılar. Sadece mazeret dilekçesi göndererek davayı sürdürdüler. Ben ise inatla hakkımı aramaya devam ettim. Nitekim bunu da göz önünde bulundurmuş olmalı ki, davaya bakan hâkim üçüncü duruşmada benim işe iademe karar verdi. Böylece birçoklarının ihtimal bile vermediği bir işe iade davasını ben kazanmış oldum.
Davayı kazanmanın yanı sıra ısrarla, inatla ve haklı olduğum bir konuda hakkımı sonuna kadar aramayı öğrenmiştim. Mahkemeler konusunda en ufak bir fikrim olmamasına rağmen birkaç küçük yardım sayesinde bütün süreci avukatsız takip edebilmiş ve bu konuları çok fazla gözümüzde büyütmenin ne denli yanlış olduğunu görmüş oldum. Yani dostlar anlayacağınız, bizler haklarımızı sonuna kadar aramaktan vazgeçmemeliyiz. En ufak hakkımız için bile mücadele etmeliyiz. Bizim işçiler olarak sorunlarımız çok. Bu sorunları ancak örgütlü bir güç haline gelerek aşabiliriz. Hiçbir meselemizi ve başarıyı küçümsememeliyiz. Ta ki zerreler birleşip bir sel olana kadar. Bu amaçla işçi sınıfının örgütlenmesi ve bilinçlenmesi için emek veren UİD-DER mücadele okulunda birleşmeliyiz. Asla unutmamalıyız: Birleşen İşçiler Yenilmezler!
Birbirimize Güvenmek Zorundayız!
- Kamu Emekçileri, Ancak Birleşirse Kazanabilir!
- Sınıf Temelinde Örgütlü Olmak Sabırlı Olmaktır
- Bir Yaz Akşamı…
- Artık Kurdu Gözünden Tanıyorum!
- İşsizliğin Sebebi Sözleşme mi?
- “Bu İşçiler de Çok Nankör Canım!”
- Digel Tekstil İşçilerinin Mücadelesi Devam Ediyor
- Grevci TPI Kompozit İşçileri Kararlı
- Amazon Depo İşçileri Haklarını İstiyor
- İşsizliğe Karşı Mücadele Kapitalizme Karşı Mücadeledir!
- Hak Aramak Değil Grev Kırmak Vebaldir
- Bu Pahalılıkta Tatil Yapmak mı?
- “UİDER” Değil, “UİD-DER”
- Sırrı Abimizi Mücadelemizde Yaşatacağız
- Erol Eğrekler ve İşçi Sınıfı
- Patronlar “Kullan At” İşçi İstiyorlar!
- İşçi Sınıfı Olarak Ders Çıkaralım
- Grönland’ın Buzulları ve Egemenlerin Kâr Arzusu
- Dünü Unutmadan, Bugüne ve Geleceğe Bakabilmek…
- Emekliliği Kim Bitirdi?
Son Eklenenler
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısıyla İstanbul Kadıköy’de yapılan mitinge binlerce kişi katıldı. Kadıköy Söğütlüçeşme’de toplanan kitle, “Savaşa ve Sömürüye Karşı Demokrasi ve Barış Kazanacak” pankartı arkasında rıhtımdaki miting...
- Türk-İş’e bağlı Koop-İş Sendikasının örgütlü olduğu Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) Türkiye genelindeki 1003 kurumunda çalışan 10 bin kamu işçisi 29 Ağustosta greve çıktı.
- Güvenliğin ve danışmanın olduğu katta her 5 dakikada bir “sistemsel hata ve arıza olduğu için tüm katlarda hizmet verilemiyor” şeklinde anonslar yapılıyordu. Önce güvenliğe gidip bu yapılanın yanlış olduğunu, insanlara memurların iş bıraktığının...
- Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca adlı romanında Yaşar Kemal, sömürülenlerle sömürücüler arasındaki büyük çelişkiyi anlatır. “Çünkü” der, “sömüren güçlü azınlıkla, sömürülen ve güçsüz sanılan çoğunluk, her çağda vardı. Ama bu çelişki...
- İktidarın “Kamu Çerçeve Protokolü” sürecindeki tutumunu protesto etmek için yapılan bir eylemin ardından bir kadın işçi çevresindeki insanlara sordu: “Bu sene hiç kiraz yediniz mi?” Bu soruya evet diyen tek bir kişi çıkmadı. Kilosu 700 lirayı aşan...
- Mücadele örgütümüz UİD-DER’in saflarında yer almış her işçi kardeşimizden, çoğu zaman övgü dolu sözler duyarız. Bu sözler tesadüf değil, UİD-DER’in sınıf mücadelesinin tarihsel deneyimlerinden süzülüp gelen mücadele kültürünün bir sonucudur. Ben de...
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri, 1 Eylül Dünya Barış Günü kapsamında 31 Ağustos Pazar günü Kadıköy’de bir miting düzenleyeceklerini duyurdu. Miting çağrısı, Mecidiyeköy’de bulunan Tüm Bel-Sen İstanbul Şube binasında 27 Ağustosta...
- Toplamda 6,5 milyon kamu emekçisi ve emeklisini ilgilendiren 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde, anlaşma sağlanamadı. Kamu İşveren Heyeti ile konfederasyonlar arasında görüşmeler çıkmaza girdiği için, süreç Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna...
- İzmir’den İstanbul’a belediye çalışanları, ücretlerinin geç veya eksik ödenmesi, tazminatlarının ve yan haklarının ödenmemesi nedeniyle çeşitli eylemler yapıyor. Evlerini geçindirmekte zorlanan emekçiler, alacaklarının bir an önce ödenmesini talep...
- 600 bin kamu işçisini ilgilendiren Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü (KÇP) süreci, kamu işçilerinin taleplerinin görmezden gelinerek sefalet zammına imza atılmasıyla sonuçlandı. Harb-İş İstanbul Şube Başkanı Murat Yalçınkaya ile Kartal...
- Grev yerindeki bir sohbet sırasında bir işçi kardeşimiz çocuğunun aşçılık bölümünü seçtiğini anlatırken bu durumun onu üzdüğünü şu sözlerle dile getirmişti: “Biz istedik ki bizim gibi işçi olmasın, mühendis olsun, doktor olsun, ezilmesin. Ama olmadı...
- Biz Gebze’den bir grup UİD-DER’li işçi olarak Omsa Metal direnişini ziyaret ettik. Direnişçi işçilerle sorunlarımız üzerine sohbet ettik.
- Kapitalist sistemin tarihsel krizi, siyasi iktidarın sermaye sınıfının çıkarlarına göre yürüttüğü politikalar biz emekçileri derinden etkiliyor. Açlık sınırı altında kalan sefalet ücretlerine mahkûm edilmiş durumdayız. Bizler insanız, sadece...