Buradasınız
Hasköy Sanayi Sitesi İşçileriyle Röportaj
UİD-DER Gebze temsilciliğinden işçiler olarak derneğimizin aylık çıkan İşçi Dayanışması bültenini Hasköy Sanayi Sitesi işçilerine de ulaştırıyoruz. Kimi zaman yemekhanelerin önünde, kimi zaman ise tek tek atölyeleri dolaşıp bültenimizi bırakıyor, diğer taraftan hem sohbet ediyor hem de derneğimizin etkinliklerine davet ediyoruz. Bu hafta sonu Hasköy Sanayi Sitesinde çalışan işçi arkadaşlarımızla derneğimizde buluşup sohbet ettik. Onlara sorunları üzerine sorular sorduk ve cevaplar aldık. İşte bu sorulardan ve cevaplardan özetler:
Hasköy Sanayi Sitesinde kaç yıldır çalışıyorsunuz, ne iş yapıyorsunuz?
Döküm işçisi: Ben yaklaşık 30 yıldır döküm işçiliği yapmaktayım. Hasköy Sanayi Sitesi kurulduğundan beri oradayım. Bize gelen hurda demiri ya da dökümü potalarda yüksek sıcaklıkta eritir ve istenilen siparişi hazırlarız.
Pres işçisi: Ben ise 10 yıldır bu sanayi sitesindeyim. Benim çocukluğum burada geçti. Neredeyse yapmadığım iş, çalışmadığım işyeri kalmadı. Bu işyerinde 4 yıldır çalışıyorum. Pres operatörlüğü yapıyorum.
Çalışma saatleriniz nasıl? Gece vardiyası oluyor mu? İstirahat saatleriniz ve tatil günleriniz nasıl belirleniyor?
Döküm işçisi: Hafta içi 10 saat çalışıyorum, hafta sonu ise iş olursa gidiyoruz. İstirahat saatlerimiz yemek saati dışında tamamıyla işin durumuna bağlı. Bazen iki gün uyumadan çalışıp dinlenmeden gecelediğimiz oluyor.
Pres işçisi: Hafta içi 10 saat çalışıyorum, hafta sonu tatil. Yemek saati dışında herhangi bir molamız yok. Çalışırken dinleniyoruz anlayacağınız. İşler yoğun olduğunda ise geceleri de çalışıyoruz.
Sitede iş kazalarının yaşanma sıklığı nedir? Sonrasında atölyelerde önlemler alınıyor mu?
Döküm işçisi: Neredeyse her gün iş kazası yaşanıyor. Potalarda eriyen dökümün dumanı nedeniyle zehirlenmeler oluyor, sıcak dökümün üzerimize sıçraması yüzünden yanmalar yaşanıyor. Üzerimizde çalışma ortamına uygun bir giysi veya dumanı önleyecek bir havalandırma yok. Açıkçası ne zaman sıra bir kez daha bana gelecek diye bekliyorum.
Pres işçisi: Benim çalıştığım atölyede bir arkadaşımın eli bilek kısmından presin altında ezilerek koptu. Aslında günü en iyi ihtimalle küçük kazalarla, sacın parmak uçlarımızı kesmesi gibi “ufak” sıyrıklarla atlatıyoruz. Çalışırken eldiven kullanmıyoruz, çünkü yok. Preslerde bir an dalgınlığımız parmaklarımızın kopmasına yol açıyor ama bunu önleyecek bir mekanizma takılmıyor.
UİD-DER’le nasıl tanıştınız?
Döküm işçisi: Sitede bir öğle yemeği molasında dağıtılan İşçi Dayanışması Bültenini almamla başladı tanışıklığımız. Bülteni okudum ve sonrasında derneğe gelerek konuşmak istedim. Sonra dernekte yapılan etkinliklere, işçi öz-eğitim seminerleri, film, tiyatro ve mitinglere katılmaya başladım.
Pres işçisi: Ben birlikte aynı atölyede çalıştığım arkadaşım sayesinde tanıştım. Öncelikle bana gelen İşçi Dayanışması bültenini okumamla ve tartışmamla başladı. Sonrasında düzenli olarak derneğimizin etkinliklerine katılmaya devam ettim.
Derneğimizin faaliyetlerini nasıl buluyorsunuz?
Döküm işçisi: Ben bu yaşıma kadar böylesi bir faaliyetin içinde bulunmadım ve seyircisi dahi olmadım. Ben işçilerden bir şey olmaz diyordum. Ama çok yanılmışım. Derneğimizin etkinliklerine katılmamla işçi sınıfımızın tarihini, mücadelesini, örgütlü olduğumuzda neleri başarabileceğimizi görmeye başlayınca düşüncelerim değişti. Belki biraz geç kaldım ama ben de bundan sonra bu ailenin bir parçasıyım.
Pres işçisi: Benim mücadeleye sempatim vardı. Ama korkardım. Derneğimizin etkinliklerine katılmamla anladım ki yanlış kavramışım mücadeleyi. Öğrenmeye başladım ve çevremdeki işçi arkadaşlarıma anlatıyorum sorunlarımızı. Öğrendiklerimle ve yaptıklarımla bir başka bakıyorum dünyaya ve bunu bana kazandıran tüm UİD-DER ailesine teşekkür ediyorum.
Hasköy Sanayi Sitesinde çalışan işçi arkadaşlarımıza söylemek istediğiniz bir şeyler var mı?
Döküm işçisi: Hasköy patronları da diğer patronlar gibi kendi kârlarını düşünüyorlar. Bizleri kendi kazançları için ölümle yüz yüze getiriyorlar. Aldığımız ücretler düşük ve çalışma koşullarımız ağır. Ne yazık ki biz bugün örgütsüzüz, Hasköy patronları ise örgütlü durumdalar. Kardeşlerim, sorunlarımız temelinde bir araya gelelim ve her düzeyde sanayi sitesinde sesimizi yükseltelim.
Pres işçisi: Biz sanayisi sitesinde binlerce çalışanız. Hepimizin memleketi, adı, yaşı, ustalığı, yeteneği farklı ama sorunlarımız aynı. Kimimiz yıllardır bu sanayideyiz. Hangimizin yaşam koşulu değişti? Hiç birimizin. Hatta bu krizde işten çıkarılan bizler olduk. Ama patronlarımızın evleri, arabaları, atölyeleri ve yaptığı işler değişti. Onlar şimdi daha fazla kazanıyor ve lüks içinde yaşıyorlar. Ve hâlâ nasıl işçileri ucuza çalıştırırız, onun peşindeler. Bizler bir araya gelmeli ve gücümüzü birleştirmeliyiz. Ancak o zaman dikkate alınır, sorunlarımızı çözer hale geliriz.
- Grevci Tarkett İşçileri: “Birliğimizi Güç Haline Getirelim!
- Grevdeki MKB Rondo İşçileriyle Söyleşi
- Durak Tekstil İşçileriyle Söyleşi
- Bursa’dan Bir Özel Okul Öğretmeniyle Söyleşi
- Malatyalı Kadın Tekstil İşçisi İle Deprem ve Kadın İşçiler Üzerine Söyleşi
- Nilgün Soydan ile Kemal Türkler Söyleşisi
- Genel-İş İzmir 8 No’lu Şube Başkanı Gümüştekin ile Söyleşi
- İş Güvenliğimiz İçin 1 Mayıs’ta Sınıfımızın Saflarındayız
- Avukatlar Anlatıyor: Yasalar Yetmez, İşçi Sınıfını Örgütlülük Kurtarır
- Bir Afgan Göçmen İşçiyle Söyleşi: “Ölmek ya da Özgürce Yaşamak”
- Ekmekçioğulları İşçileri ve Anadolu Şube Başkanı Deniz Ilgan’la Direniş Üzerine
- Söz Hakları İçin Direnen Ekmekçioğulları İşçilerinde
- Trelleborg İşçileriyle Grev Üzerine Söyleşi
- Cargill İşçileriyle Sohbet
Son Eklenenler
- İzmir’de Tekgıda-İş Sendikasının örgütlü olduğu Oryantal Tütün Paketleme (OTP), TTL Tütün ve Sunel Tütün fabrikalarında süren grevler anlaşmayla sonuçlandı. Genel-İş Sendikasında örgütlü İzmir Konak Belediyesine bağlı MER-BEL işçileri düşük ücret...
- Dünyada ve Türkiye’de olup bitenler üzerine sohbet ederken genç bir işçi kardeşimiz, “valla artık haberlere bakmıyorum, zaten benim kendi derdim başımdan aşkın” dedi. Aslında hepimizin derdi başından aşkın. Ama belki de bu nedenle çevremizdeki...
- Sömürüye başkaldırının sembolü, tüm dünya işçilerinin ortak duygularla ve taleplerle alanlara çıktığı, evrensel bir mücadele günü olan 1 Mayıs yaklaşıyor. Yüreği 1 Mayıs coşkusuyla, sınıfsız ve sömürüsüz bir dünya özlemiyle çarpan tüm işçilere selam...
- 2 Nisan 2024’te İstanbul Beşiktaş’ta Masquerade isimli gece kulübünde çıkan yangında 29 işçi yaşamını yitirmişti. Aileler aradan geçen bir senede adaletin sağlanmamış olmasına, asli kusurluların tutuklanmamasına tepkili. Mahkemeye sunulan ikinci...
- Arjantin’de faşist devlet başkanı Javier Milei’nin 2023 yılı sonunda iktidara gelmesinden bu yana işçiler üçüncü kez genel greve çıktı. Genel İş Konfederasyonu’nun (CGT) çağrısıyla 10 Nisan Perşembe günü ülke çapında 24 saatlik grev gerçekleşti....
- Panayırdaki gösteri için adam avazı çıktığı kadar bağırarak müşteri çekmek istiyormuş ama gösteri o kadar kötüymüş ki kimse adama kanıp gösteriye gitmiyormuş. Panayır açılalı epey olmuştur ve çığırtkana kanarak girenlerin söyledikleri de kulaktan...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşıyor. Peki, hangi koşullarda karşılıyoruz 1 Mayıs’ı? İşçiler, emekçiler olarak hepimiz ağırlaşan sorunlarımızın çözülmesini, üzerimizdeki baskının hafiflemesini istiyoruz....
- Kocaeli Gebze’de bulunan Alman sermayeli Erlau Metal fabrikasında işçiler, Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şube’de örgütlendi. Sendika yakın zamanda Çalışma Bakanlığından yetki belgesini almasına rağmen işveren yetki itirazında bulundu....
- Kasım 2024’te Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer tutuklanarak görevden alınmış ve ardından belediyeye kayyum atanmıştı. İşçiler üzerinde baskı uygulayan kayyum yönetiminin tazminatlarını ödemeden, haklı gerekçe göstermeden pek çok işçiyi...
- Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) geçtiğimiz hafta Özel Program ve Proje Uygulayan Eğitim Kurumlarına Öğretmen Atama ve Yönetici Görevlendirme sonuçlarını açıkladı. Sonuçların açıklanmasının ardından eğitim sendikaları atamaların ölçülebilir ve somut...
- Gerek dünyada gerekse yaşadığımız ülkede öyle olaylar, öyle gelişmeler yaşanıyor ki ilk bakışta her şey çok bilinmeyenli bir matematik denklemi gibi karmaşık ve anlaşılmaz görünebilir. Nasıl ki matematikte karmaşık problemleri çözebilmek için...
- İrfan Yalçın’ın “Ölümün Ağzı” romanı, 1940’lı yıllarda Zonguldak köylüsünün “mükellef” adı altında bedavaya çalıştırıldığını belgeleyen bir tanıklıktır. Dönemin tek partili rejiminde, İsmet İnönü madeni teftişe gittiğinde, karşısına dizilen...
- Ha geldi, ha gelecek, yok yok bu sene gelmeyecek derken Yaren leylek Bursa’nın Karacabey ilçesinde, Uluabat Gölünün kıyısında balıkçı Âdem amcayla buluştu. On dört yıllık dostluk! Adı gibi yarenlik yapıyor Âdem amcaya. Aslında kimsenin haberi...