Buradasınız
İşçi Dayanışması Panzehirdir
Ankara’dan bir kadın işçi

Kitle iletişim araçlarıyla sunulan çoğu şey aslında biz işçilere yabancı. Televizyonda, gazetelerde, sinemalarda, haberlerde, sosyal medyada bahsedilenler, işlenenler bizim yaşadıklarımızı, sorunlarımızı genellikle anlatmıyor. Egemenler, bu kitle iletişim araçları üzerinden işçilerin düşünce biçimini kendi çıkarları doğrultusunda belirlemeye çalışıyorlar. Nasıl ve ne anlatarak mı yapıyorlar bunu? En başta yaptıkları; yoksullar için hayatın zor olduğunu anlatmak ama ardından bu dünyanın böyle geldiği ve böyle de gideceği yalanını söylemek oluyor. Asgari ücretin belirlenmesinden iş kazalarına, taşerondan kıdem tazminatına, patronların kâr oranlarından işsizlik belasına, Ortadoğu’da yürüyen savaştan içerde pompalanan milliyetçiliğe pek çok konuda yarattıkları manipülasyon, söyledikleri yalanlarla işçilerin tepkilerini, reflekslerini kontrol etmeye çalışıyorlar. Bunun sonucunda da örgütsüz dolayısıyla bilinçsiz işçi kitleleri ne olduğunu tam anlamadıkları, sonucunu bilmedikleri bir maceranın içine sürükleniyorlar. Üstelik yalanlar aracılığıyla ikna edildikleri için azımsanmayacak bir kısmı bu maceralara destek veriyor.
Ama bütün kitle iletişim araçları böyle değil. Bugün sayısı az da olsa işçilere doğruyu anlatan, onların meseleleri kendi sınıf çıkarları açısından değerlendirmesini sağlayan araçlar da var. İşte bunlardan biri de İşçi Dayanışması bülteni. UİD-DER’in aylık yayını olan İşçi Dayanışması’nın çok önemli farklılıkları var. Mesele bu gazete işçilerin yazdıkları makale, haber, mektuplardan oluşuyor. Ulusal haberlerin dışında uluslararası haberlere de önem veriyor. İşçilerin ekonomik sorun ve beklentilerinin yanı sıra sosyal, kültürel ve siyasal meselelere de değiniyor. “İşçiden işçiye, işçinin diliyle” çerçevesinde bir yayın politikası izliyor.
Biz UİD-DER’li işçiler tam 10 yıldır her ay İşçi Dayanışması’nın elimize geçmesini heyecanla bekliyor ve işyerimizde, mahallemizde, işçi servislerinde coşkuyla dağıtıyoruz gazetemizi. Çünkü biliyoruz ki işçilerin prangalarından kurtulması ancak gözlerindeki bağın çözülmesi ve kendi sınıf çıkarlarının farkına varmasıyla olur. Bunun ilk adımlarından biri de düzenli İşçi Dayanışması okuru olmaktır.
İşçi Dayanışması patronlar sınıfı yanlısı yayın yapan medyanın ürettiği tüm yalanlara karşı bir panzehirdir. Bu panzehiri çoğaltmak ve daha fazla işçiye aşılamak gerekir. Şimdi kolları sıvayalım ve işçi sınıfının kurtuluş yolunu aydınlatma araçlarından biri olan İşçi Dayanışması bültenini daha geniş işçi kesimlerine ulaştıralım.
Taş Ocakları ve Silikozis
- İşçi Dayanışması Kaynağından Çağlayarak Büyüyor
- İşçi Dayanışması Bültenini Birlikte Okuyoruz
- Hepsi Seninle İlgili!
- “Bu Gazete Hayat Kurtarır, Zihin Açar, Bilinç Geliştirir!”
- Gıda Siyasetin Dışında mı?
- İşçi Dayanışması’yla Geçmişimizi Öğreniyor, Geleceğimizi Örmeye Devam Ediyoruz
- “Beynimizi Kim Yıkamalı?”
- “Anne Bak, Köfte Yazıyor”
- Yeter Demenin Vakti Geldi!
- İşçi Dayanışması’nın Kıymetini Bilelim
- İşçi Dayanışması, Emekçi Kadınların Pusulası
- İşçi Dayanışması'nın 151. Sayısı Çıktı!
- İşçi Dayanışması Gözlerimdeki Bağı Açtı
- İşçi Sınıfının Rehberi 150. Sayısında Yol Göstermeye Devam Ediyor
- İşçiden İşçiye, İşçi Dayanışması!
- Kutup Yıldızımız İşçi Dayanışmamız!
- 150. Sayısıyla İşçilere Temiz Bir Nefestir İşçi Dayanışması
- İşçi Dayanışması İşçi Sınıfının Hafızası
- Gençlerin Gazetemize Mesajları
- Sınıf Bilinci Oluşturma ve Koruma Kalkanı
Son Eklenenler
- Hatay’dan İstanbul’a emekçiler rant uğruna evlerinden, tarım arazilerinden, geçim kaynaklarından ediliyorlar. Hatay Samandağ’da gece vakti alınan acele kamulaştırma kararıyla arazilerine giren ve narenciye ağaçlarını söken iş makinelerini durduran...
- Türkiye’de sayıları 16 milyona yaklaşan emeklilerin büyük bölümü, açlık sınırının altında maaşlarla yaşamaya çalışıyor. Yaşlılık dönemlerini huzur içinde geçirmesi gereken emekliler; temel ihtiyaçlarını karşılayamıyor, kiralarını ödeyemiyor,...
- Jack London’ın 1900’lü yılları resmettiği “Uçurum İnsanları” kitabını geçtiğimiz günlerde, arkadaşlarla birlikte okuduk. Yaşadığımız bazı şeyler nasıl da bu kitapta anlatılanları çağrıştırıyor.
- Hüzünlüsün, biraz durgun, biraz da dalgınsın kardeşim./ Evet ve tabii olmadan, hayat zor bizim için./ Her gün, günün en aydınlık, en sıcak, en soğuk, en kıpır kıpır saatinde/ Kapanmak dört duvar arasına, esaret saatlerine mahkum ve mecbur olmak...
- Siyasi iktidarın “aile yılı” ilan ettiği 2025’te nice ailenin ocağına ateş düştü, düşmeye de devam ediyor. Ocak ayında meydana gelen ve 78 kişinin hayatını kaybettiği Kartalkaya’daki otel yangını felaketiyle başladı yeni yıl. Ama bu felaket ne ilkti...
- Bombalarla yerle bir edilen Gazze’de artık ne sokak kaldı ne okul ne hastane… Ölüm çok, açlık derin… Açlığın ne olduğunu bilenler, “Allah kimseyi açlıkla terbiye etmesin” der. Çünkü açlık, insanın canının yavaş yavaş çekilmesidir, gözünün gördüğüne...
- İzmir Gaziemir Serbest Bölgede üretim yapan Digel Tekstil fabrikasında, sendikalı çalışmak istedikleri için işten atılan 15 işçinin direnişi devam ediyor. 14 Ağustosta TEKSİF Ege Bölge Temsilciliğinde, direnişçi işçiler ve sendika temsilcileri bir...
- İsrail devleti, Filistin halkına yönelik saldırılarını sürdürerek savaşın alevlerini büyütmeye devam ediyor. Dünyanın dört bir yanındaki işçi ve emekçiler ise emperyalist savaşa karşı öfkelerini dile getiriyor, savaşın ortasında kalan sınıf...
- Toplumun ezici çoğunluğunu oluşturan, üreten, hizmet sağlayan, zenginlikleri var eden biz değil miyiz? Aynı sorunlarla boğuşan biz değil miyiz? Çürümeden, yozlaşmadan kurtulmak, nefes almak isteyen biz değil miyiz? Birbirimize ihtiyaç duyan biz...
- KESK, Ağustos ayının ilk haftasında alternatif TİS masası kurarak 2026-2027 Toplu Sözleşmesinde kamu emekçilerinin taleplerini duyurdu. İktidarın ilk zam teklifini açıkladığı gün Çalışma Bakanlığı önünde açıklama yaparak teklifi protesto etti. 13...
- İsrail devleti Filistin halkına yönelik saldırılarını her geçen gün arttırıyor. Filistin halkı yalnızca bombalarla, kurşunlarla değil abluka nedeniyle açlıkla da mücadele ediyor. Bölgede gıdaya erişim neredeyse imkânsız hale geldi. Ancak İsrail...
- Sırbistan’da geçtiğimiz yıl Kasım ayında Novi Sad şehrindeki bir tren istasyonunda meydana gelen çökme sonucu 16 kişi hayatını kaybetmişti. Yolsuzluk ve ihmalin yol açtığı bu felaketin üzerinden 9 ay geçti, ancak öğrenciler ve işçilerin öfkesi...
- Geçtiğimiz ay Emekçi Kadın köşemizde, 1840’lı yıllarda Ignaz Semmelweis adlı genç bir doktorun annelerin hayatını kurtaran mücadelesine yer vermiştik. Zorluklara, engellere, baskılara rağmen doğru bildiği yolda yürüyerek kadınların ve bebeklerin...