Buradasınız
“Anne Bak, Köfte Yazıyor”
İzmir’den emekli bir işçi
Tesadüfler zinciri gibi oldu dün karşılaştıklarım. Hepimizin hayatında pek çok tesadüfler olmuştur. Birçok işçinin hayatını bir tesadüf değiştirmiştir. Böyle bir tesadüfü yaşayan şanslı işçilerden biri olduğumdan Nâzım Ustanın çok sevdiğim ifadesiyle ziyadesiyle bahtiyarım.
Son zamanlarda dünyada ve özellikle Türkiye’de yaşananlarla, açlarla toklar yani ezen sınıfla ezilen sınıf arasındaki uçurumun yerin yedi kat altıyla göğün ta tepesi kadar olduğunu sağır sultan bile duydu. Fal bakan esmer tenli kadın “abe kızanım kimse çiçek almaz oldu. Griz mi ne varmış” diye dert yanarken, elindeki tek kayısının yarısını da az ileride oturan ve hiç tanımadığı biriyle paylaşıyordu.
Konak Pier AVM önünde, kucağındaki çiçekleri satmaya çalışan Zühre abla, tek bir çiçek satamadığından elindeki 5 lirayı gösteriyor etraftakilere. Tiz sesiyle gevrek satan çocuktan bir gevrek aldı 2 liraya. Gevreği ısırmadan, etrafa “aç var mı?” der gibi bakındı. Epey uzakta ağacın altında oturan iki küçük çocuğa seslendi. Gevreği üçe böldü. İki parçayı çocuklara verdi. Başlarını okşadı. Çocukların Suriyeli oldukları belliydi. İki çocuk başlarını anneleri okşamış gibi güvenle iki yanına oturdular Zühre ablanın. Durağa doğru yürürken içimde acaba Zühre abla Nâzım Ustanın Tahir ile Zühre şiirini dinledi mi diye düşündüm. Bir daha karşılaştığımda soracağım Zühre ablaya.
Durak malum, kuyruk bayağı uzamış gitmiş. Göğün sıcağı zift betonu kaynar kazan gibi ısıtmış. Kuyruktaki insanlar ayaklarını sıcaktan korumak için leylekler gibi, ayağının birini kaldırıp, diğerini indiriyor. İşçi Dayanışması’nın 159. sayısının 11. sayfasındaki ikinci yazı olan “Onlar Zenginliğe Çöktükçe Ekmeğimiz Küçülüyor” başlıklı yazıyı okuyordum[1]. Rahat okumak için gazetemi orta tarafından katlamıştım. Benden sonraki genç bir kadına, kolunun biri alçıda 10 yaşlarında görünen bir erkek çocuk, “anne bak köfte yazıyor” dedi tiz sesiyle. O an fark ettim çocuğun “Annelerin Yemediği Köfte”[2] başlıklı yazıyı okumaya çalıştığını. Yazının ne kadarını okuduğunu anlamak için “hangi köfte” diye sordum zayıf çocuğa. “Büyük yazıyı okudum. Köfte yazıyor işte” diye yazının başlığını gösterdi. “Hepsini okumak istiyor musun, sesli oku ama. Biz de dinleyelim” dedim. Gazeteyi alçıda olmayan eliyle aldı. Annesine baktı. Annesi baş işaretiyle “oku” dedi. Başladı tiz sesiyle bağıra bağıra okumaya. Okuyup bitirince gazeteyi geri verdiğinde, “evde diğer yazıları da okumak istiyorsan senin olsun. Başkalarına da okutursan, gazetenin parasını senin yerine ben vereceğim” dedim. Çocuk yine annesine baktı. Anlaşılan annesi al dedi ki gazeteyi annesinin çantasına koydu. “Kemeraltı’nda köfte istedi. Pahalı olduğu için almadım. Tavuk döner aldım. Yarım kilo kıyma aldım. Evde köfte yapacağım” dedi genç anne.
Mahallede komşulardan birinin balıkçı teknesi her yaz olduğu gibi, kapısının önünde duruyor. Balıkçılığı bırakıp boyacılık yapıyor komşu. Teknenin üstünde 4-5 yaşlarında üç çocuk. Birisi yeğenimin oğlu, elindeki dondurmayı yalıyordu. Diğer iki çocuğun da demir parçasının mıknatısa çekilmesi gibi oraya odaklanmış olduklarını gördüm. Dondurmalı olana “arkadaşlarınla paylaştın mı?” diye sordum. Çocuk “annem bakıyor. Arkasını dönse, onlar da yalayacak. Ama annem sürekli bu tarafa bakıyor” dedi çocuk kurnazlığıyla. “Dondurma kaç para?” diye sordum. Üçü birden “2 lira” diye bağırdı. Dondurması olmayan iki çocuğa birer dondurma parası verdim. Terliklerini teknenin içinde bırakarak markete doğru koşmaya başladılar.
Yoksullar bir gevreği birbiriyle paylaşıyor. Yoksul çocukları bir dondurmayı birlikte yiyor. Yoksulluk hatta açlığa varan bir dönemde, işçi sınıfının sömürülmesiyle biriken zenginliklerin üzerinde tepinenler ise, milyonlarca insanın aklıyla alay etmeye devam ediyorlar. Erdoğan kamuda tasarruf planını açıkladı. Tasarruftan kendisi, sarayı ve yandaşları muaf tutuldu. Yoksullar faturalarını ödeyemediği için elektriği, suyu, doğalgazı kesik. Ama 1 Temmuz itibariyle elektriğe yüzde 15, doğalgaza yüzde 12 zam yapıldığı açıklandı. Erdoğan’ın yaptığı açıklamanın hemen ardından İtalya’dan timsah derisi çanta, mutfağında 10 bin liralık musluk kullanan Emine Erdoğan “alış-verişe çıkmadan liste yapalım, porsiyonları küçültelim” derken kendi porsiyonlarının küçültülmesinden bahsetmedi hiç. Tenceresinde et pişirmeyi unutmuş, pazarda çürük meyve sebze toplayanların, parasızlıktan en temel gıda maddelerini bile alamayan milyonların aklıyla alay ediyorlar.
Tevfik Fikret’in şiirinde dediği gibi “yiyin efendiler yiyin”. Bir yandan yoksulluğa ittiğiniz, diğer taraftansa uyanıp dizlerinin üzerinden yekinmesinden ölesiye korktuğunuz için işçi sınıfının gözlerini kapatmaya uğraşıyorsunuz. Milyonlar gözbağlarından kurtulduğunda boğazına kadar lağım çukuruna gömülmüş kâr düzeninizi o bok çukuruna gömecek. Tam manasıyla dayanışmayı ve paylaşmayı doyasıya yaşayacak.
[1] Annelerin Yemediği Köfteler, İşçi Dayanışması 159. sayı
[2] Onlar Zenginliğe Çöktükçe Ekmeğimiz Küçülüyor, İşçi Dayanışması 159. sayı
Külkedisi Ölürken
Clara Zetkin ve Ölümsüz Mirası
- “Bizim Hayallerimizi, Sizin Geleceğinizi Çaldılar”
- Bizim Mahallenin Gençleri
- Kişisel Gelişim Zırvasına Kanma, Sınıf Mücadelesine Sarıl
- Sömürü Düzenini Uçurumdan Atmak İçin Örgütlenelim
- Hindistan’da 250 Milyon Dolarlık Düğün ve Yoksulluk
- Emek Sömürüsü Kapitalizmin Fıtratında Var
- Sahip Olduğunuz Servet Bizden Çaldıklarınızdır!
- “Sayende Sigortalı Çalıştım, Emekliliğime Az Kaldı”
- Bayramları Bayram Gibi Yaşamak İçin!
- Dünya Üzerinde Yaşayan Herkesin Evi Olmalı
- Onlar Yok Ediyor, Biz Yenisini Yapacağız!
- Suyun Lüksü Olur mu Hiç?
- “Senin Yolundan Gideceğim Amca”
- Her Günü Doğa ve İnsanlık Günü İlan Etmek İçin…
- “Kıpır Kıpırsın, Heyecanın Ne Güzel Ey Yolcu”
- “Bence, Sevgi Emektir”
- Ah, Cemal Ah!
- Bir Fotoğraf Karesinin Hissettirdikleri
- Davulun Sesi Uzaktan Hoş Gelir
- İstanbul’da Yaşam: Deniz Kıyısında Deniz Görememek!
- İşçi Dayanışması Bültenini Birlikte Okuyoruz
- Hepsi Seninle İlgili!
- “Bu Gazete Hayat Kurtarır, Zihin Açar, Bilinç Geliştirir!”
- Gıda Siyasetin Dışında mı?
- İşçi Dayanışması’yla Geçmişimizi Öğreniyor, Geleceğimizi Örmeye Devam Ediyoruz
- “Beynimizi Kim Yıkamalı?”
- “Anne Bak, Köfte Yazıyor”
- Yeter Demenin Vakti Geldi!
- İşçi Dayanışması’nın Kıymetini Bilelim
- İşçi Dayanışması, Emekçi Kadınların Pusulası
- İşçi Dayanışması'nın 151. Sayısı Çıktı!
- İşçi Dayanışması Gözlerimdeki Bağı Açtı
- İşçi Sınıfının Rehberi 150. Sayısında Yol Göstermeye Devam Ediyor
- İşçiden İşçiye, İşçi Dayanışması!
- Kutup Yıldızımız İşçi Dayanışmamız!
- 150. Sayısıyla İşçilere Temiz Bir Nefestir İşçi Dayanışması
- İşçi Dayanışması İşçi Sınıfının Hafızası
- Gençlerin Gazetemize Mesajları
- Sınıf Bilinci Oluşturma ve Koruma Kalkanı
- İşçi Dayanışması Biz Gençlere Işık Tutuyor
Son Eklenenler
- Fransa’da devlet demiryolu şirketi SNCF’de örgütlü CGT-Cheminots, UNSA-Ferroviaire, SUD Rail ve CFDT-Cheminots sendikaları, 11 Aralıkta süresiz grev kararı aldı. Dört demiryolu sendikası, grev kararını SNCF’nin yük taşımacılığı birimi olan SNCF Fret...
- Gürcistan’ta madencilik şirketi Georgian Manganese’e ait Zestafoni ferroalyaj tesisi ve Chiatura manganez madeni 1 Kasımdan Nisan 2025’e kadar üretimi durdurduğunu açıkladı. Gürcistan’ın en büyük madencilik şirketi Georgian Manganese’in tesislerinde...
- Çocukların mutlu olduğu, gelecek endişesi taşımadığı, ayrımcılığa maruz kalmadığı; eşitlik, özgürlük, barış dolu bir dünyada yaşamalarını kim istemez ki? Fakat biliyoruz ki dünyamız çocuklar için sıcak bir yuva değil. Kol kanat gerdiğimiz...
- Gebze’de bulunan Grid Solutions ve Schneider Elektrik, İstanbul’da bulunan Hitachi Energy ve Bursa’da bulunan Arıtaş Kriyojenik fabrikaları için Birleşik Metal-İş Sendikası ile MESS arasında yürütülen toplu iş sözleşmelerinde anlaşma sağlanamaması...
- Gün geçmiyor ki her gün bir öncekine rahmet okutacak, canımızı yakan bir olay olmasın. Sistemin iyice çürümesi ve tarifsiz bir bataklığa dönmesiyle birlikte, bu çürümüşlük toplumda derin yaralar açıyor. Bunun sonuçlarından bir yenisi de İzmir’de...
- Bir film sahnesi: İngiltere’de bir madenci bandosu, Rodrigo’nun gitar konçertosunu çalmaktadır. Madencilerin emektar ellerinden ahenkli melodiler akıp giderken arka planda hükümet tarafından kapatılmak istenen bir madenle ilgili toplantılar, yürüyen...
- Bugün 18 Kasım. Türkiye işçi sınıfının mücadele tarihinde önemli bir yer tutan Netaş Grevinin yıldönümü… Netaş işçileri, 12 Eylül 1980 askeri faşist darbesinin baskı koşullarında bile işçilerin örgütlülüğünün patronları alt edebilecek güçte olduğunu...
- UİD-DER, grevlerinin 81. gününde MKB Rondo işçilerine dayanışma ziyaretinde bulundu. “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Birlikte Karşı Duralım” pankartı ile grev yerine yürüyen işçiler; “MKB İşçisi Yalnız Değildir”, “Yaşasın Sınıf Dayanışması”...
- Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) ilk olarak 2001 yılında gündeme getirildi ancak AKP iktidarı 2018’de işçilerin iradelerinin dışında bu sistemi zorunlu hale getirdi. 2018 yılından beridir işçilerin maaşlarından her ay bu kandırmacaya para...
- As Plastik işçileri grevlerinin 58. gününde İstanbul Marmarapark AVM’de As Plastik ile iş ilişkileri olan Mavi Jeans önünde basın açıklaması yaptı. Toplu iş sözleşmesinde anlaşma sağlanamaması halinde 26 Kasımda greve çıkacak olan DİSK/Genel-İş...
- 100 küsur günü geride bırakan Polonez direnişine, kadın işçilerin kararlılığı damgasını basıyor. Sendikaları Tekgıda-İş’te örgütlenen işçiler sendika düşmanı patronları tarafından işlerinden atıldılar. Direnişe geçtiler, işlerine örgütlü bir biçimde...
- Geçtiğimiz günlerde İzmir’in Selçuk ilçesinde baraka gibi bir evde, elektrikli sobanın devrilmesiyle çıkan yangında en büyüğü 5 yaşında olmak üzere 5 kardeş hayatını kaybetti. Bu sırada hurda toplamaya giden anne eve döndüğünde çocuklarının cansız...
- Narin, Leyla, Sıla ve niceleri. Haberlerde duyuyoruz onların adlarını. Bir süre gündemde kalıyorlar, sonra unutuluveriyorlar. Oysa hafızayı diri tutmak gerekir mücadeleyi sürdürebilmek için. Bizler de bu mektubu, yaşananları unutmamak, unutturmamak...