Buradasınız
İşçi Simsarlarına Yem Olmayalım
Esenyurt’tan bir metal işçisi

Geçen gün UİD-DER pikniğine gitmek için sabah 7 gibi evden çıkmıştım. Esenyurt meydanına geldiğimde Atatürk heykelinin önünde bir kalabalık gördüm. Kadın, erkek, yaşlı, genç, pek çok insan. Acaba bir işyerinde direniş falan mı var, yoksa bir şeyi protesto için mi buradalar diye merakla bakmaya başladım. Bu kadar kalabalığın Pazar günü bu saatte burada ne işi olabilirdi? Neyse birisine sorarak merakımı giderdim, ama bu kez de merakımın yerini bir kızgınlık aldı. Bu kalabalık meğerse işçi simsarlarını bekliyormuş. İşyerlerindeki aldıkları ücret yetmediği için ek iş yapanlar ya da iş bulmaktan umudunu kesen insanlar. İşçi simsarları sadece bir telefon aracılığıyla kolayca işsiz insanlara ulaşıp, onları bir noktada toplayıp, çeşitli işyerlerine bu işçileri yevmiye usulü pazarlıyor.
Taşeron şirketlerden bile daha kötü olan bu uygulamayla, bu işçi simsarları ne vergi ödüyor ne işçiye sigorta yapıyor ne iş güvencesi var ne de çalışma saatleri belirli.
Yakın bir zamanda derneğimiz UİD-DER, Ulusal İstihdam Stratejisi saldırısına karşı bir kampanya başlatmıştı. Çünkü bu yasa işçilere çok ağır yükler bindiriyor. İşte bunlardan bir tanesi de kölelik bürolarının kurulmasıydı. AKP hükümeti patronların işini kolaylaştırmak için canla başla çalışıyor. Daha yasa meclisten geçmeden işçi simsarları yasayı beklemeden işe başladılar bile. Bu tüm çalışanlar için o kadar tehlikeli bir şey ki, bu uygulama yaygınlaşmaya başladıkça artık kadrolu işçilik tarih olacak gibi görünüyor. Haliyle patronlar işçilerin tüm sorumluluğundan kurtulacak, işçiler ise var olan tüm haklarını kaybedecekler.
Büyük mücadelelerle kazanılmış olan, sendika, sigorta, yıllık izin, ihbar ve kıdem tazminatı, hafta sonu tatili gibi birçok hakkımız günden güne patronların saldırılarından nasibini almaktadır. Kalan kırıntılar ise sahip çıkmadığımız sürece kuş olacaktır.
Bu işçi simsarları aracılığıyla iş bulan işçiler birçok işyerine gönderildikleri için, işçiler arasında zaten çok zayıf olan bağ tamamen kopartılmakta ve işçi yalnızlaştırılmaktadır. Aynı şekilde hakkını arayan işçiler bir daha çağrılmamakta ve diğer işçi simsarlarına ismi verilerek iş bulması engellenmektedir.
Kendimize sormamız gerekir, daha çok çalışmanın sınırı nedir? 7 gün 24 saat çalışsak durumumuz düzelecek mi? Patronlar maaşlarımıza zam yapıp temel gıda ürünlerinin fiyatını düşürecek mi? Yani dostlar hayat deneyimlerimiz bize göstermektedir ki işçi ne kadar çok çalışırsa çalışsın kaybeden kendisi olacaktır. Çünkü çalışma saatleri arttıkça ömrümüz makine başlarında akıp gittiği gibi bir de artan fiyatlara yetişmek ciddi bir sıkıntı durumundadır. Haliyle biz işçiler daha çok çalışmak yerine daha çok mücadele etmeli, işçi sınıfının mücadele saflarında yerlerimizi almalıyız.
Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz!
- Kamu Emekçileri, Ancak Birleşirse Kazanabilir!
- Sınıf Temelinde Örgütlü Olmak Sabırlı Olmaktır
- Bir Yaz Akşamı…
- Artık Kurdu Gözünden Tanıyorum!
- İşsizliğin Sebebi Sözleşme mi?
- “Bu İşçiler de Çok Nankör Canım!”
- Digel Tekstil İşçilerinin Mücadelesi Devam Ediyor
- Grevci TPI Kompozit İşçileri Kararlı
- Amazon Depo İşçileri Haklarını İstiyor
- İşsizliğe Karşı Mücadele Kapitalizme Karşı Mücadeledir!
- Hak Aramak Değil Grev Kırmak Vebaldir
- Bu Pahalılıkta Tatil Yapmak mı?
- “UİDER” Değil, “UİD-DER”
- Sırrı Abimizi Mücadelemizde Yaşatacağız
- Erol Eğrekler ve İşçi Sınıfı
- Patronlar “Kullan At” İşçi İstiyorlar!
- İşçi Sınıfı Olarak Ders Çıkaralım
- Grönland’ın Buzulları ve Egemenlerin Kâr Arzusu
- Dünü Unutmadan, Bugüne ve Geleceğe Bakabilmek…
- Emekliliği Kim Bitirdi?
Son Eklenenler
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısıyla İstanbul Kadıköy’de yapılan mitinge binlerce kişi katıldı. Kadıköy Söğütlüçeşme’de toplanan kitle, “Savaşa ve Sömürüye Karşı Demokrasi ve Barış Kazanacak” pankartı arkasında rıhtımdaki miting...
- Türk-İş’e bağlı Koop-İş Sendikasının örgütlü olduğu Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) Türkiye genelindeki 1003 kurumunda çalışan 10 bin kamu işçisi 29 Ağustosta greve çıktı.
- Güvenliğin ve danışmanın olduğu katta her 5 dakikada bir “sistemsel hata ve arıza olduğu için tüm katlarda hizmet verilemiyor” şeklinde anonslar yapılıyordu. Önce güvenliğe gidip bu yapılanın yanlış olduğunu, insanlara memurların iş bıraktığının...
- Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca adlı romanında Yaşar Kemal, sömürülenlerle sömürücüler arasındaki büyük çelişkiyi anlatır. “Çünkü” der, “sömüren güçlü azınlıkla, sömürülen ve güçsüz sanılan çoğunluk, her çağda vardı. Ama bu çelişki...
- İktidarın “Kamu Çerçeve Protokolü” sürecindeki tutumunu protesto etmek için yapılan bir eylemin ardından bir kadın işçi çevresindeki insanlara sordu: “Bu sene hiç kiraz yediniz mi?” Bu soruya evet diyen tek bir kişi çıkmadı. Kilosu 700 lirayı aşan...
- Mücadele örgütümüz UİD-DER’in saflarında yer almış her işçi kardeşimizden, çoğu zaman övgü dolu sözler duyarız. Bu sözler tesadüf değil, UİD-DER’in sınıf mücadelesinin tarihsel deneyimlerinden süzülüp gelen mücadele kültürünün bir sonucudur. Ben de...
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri, 1 Eylül Dünya Barış Günü kapsamında 31 Ağustos Pazar günü Kadıköy’de bir miting düzenleyeceklerini duyurdu. Miting çağrısı, Mecidiyeköy’de bulunan Tüm Bel-Sen İstanbul Şube binasında 27 Ağustosta...
- Toplamda 6,5 milyon kamu emekçisi ve emeklisini ilgilendiren 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde, anlaşma sağlanamadı. Kamu İşveren Heyeti ile konfederasyonlar arasında görüşmeler çıkmaza girdiği için, süreç Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna...
- İzmir’den İstanbul’a belediye çalışanları, ücretlerinin geç veya eksik ödenmesi, tazminatlarının ve yan haklarının ödenmemesi nedeniyle çeşitli eylemler yapıyor. Evlerini geçindirmekte zorlanan emekçiler, alacaklarının bir an önce ödenmesini talep...
- 600 bin kamu işçisini ilgilendiren Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü (KÇP) süreci, kamu işçilerinin taleplerinin görmezden gelinerek sefalet zammına imza atılmasıyla sonuçlandı. Harb-İş İstanbul Şube Başkanı Murat Yalçınkaya ile Kartal...
- Grev yerindeki bir sohbet sırasında bir işçi kardeşimiz çocuğunun aşçılık bölümünü seçtiğini anlatırken bu durumun onu üzdüğünü şu sözlerle dile getirmişti: “Biz istedik ki bizim gibi işçi olmasın, mühendis olsun, doktor olsun, ezilmesin. Ama olmadı...
- Biz Gebze’den bir grup UİD-DER’li işçi olarak Omsa Metal direnişini ziyaret ettik. Direnişçi işçilerle sorunlarımız üzerine sohbet ettik.
- Kapitalist sistemin tarihsel krizi, siyasi iktidarın sermaye sınıfının çıkarlarına göre yürüttüğü politikalar biz emekçileri derinden etkiliyor. Açlık sınırı altında kalan sefalet ücretlerine mahkûm edilmiş durumdayız. Bizler insanız, sadece...