Buradasınız
İşçiler Makine Parçası Değil İnsandır!
İşçi Dayanışması’nın bir önceki sayısında, uzun iş saatleri nedeniyle iş kazası geçiren arkadaşını ziyaret edemeyen, bunun için işyerinden izin alamayan bir işçinin sözlerini aktarmış, onun dilinden “İnsan Sadece Nefes Almakla İnsan Olmaz” demiştik. Ama patronlar biz işçilerin insan olduğunu yok sayıyor, nefes almayı bile bize fazla görüyorlar. İstiyorlar ki başında çalıştığımız makinenin, tezgâhın bir parçası olalım. Makine durmadan çalışsın, biz durup dinlenmeksizin çalışalım. Makinenin çarkları dönsün, hızı artsın, bizim hızımız artsın, tempo artsın, üretim artsın, kâr artsın! İnsan olmaktan kaynaklanan hiçbir ihtiyacımız üretim hızının önüne geçmesin!
Patronların üretimi arttırmak üzere hayata geçirdikleri uygulamalar, baskılar o kadar insanlık dışı hale geldi ki bu baskılara dayanabilmek için işçilerin verdiği çaba ömürden ömür alıyor. Bir plastik fabrikasında çalışan genç bir kadın işçi, işyerinde yaşadıklarını şu sözlerle anlatıyor: “Ben orada insan yerine konulmadığımı, aşağılandığımı hissediyorum. Çalışma saatleri süresince tuvalet kapısı kilitli tutuluyor. Tuvalete gitme ihtiyacı duyduğumuzda gidip ustayı bulmak, herkesin içinde ondan anahtarı istemek ve bize bağırıp çağırmasına katlanmak zorundayız. Bu durum her şeyden çok zoruma gidiyor benim. Ben bir kadınım ve böyle muamele görünce onurumun çiğnendiğini düşünüyorum.” Bu sözlerin sahibi olan genç kadın işçi işyerindeki baskılara dayanamayarak işten ayrılmak zorunda kaldı. Ancak o fabrikada çalışmaya devam eden arkadaşları aynı sorunlarla boğuşuyorlar.
Bir metal işçisi ise yaşadığı olaylara tepkisini şu sözlerle dile getiriyor: “İzin istediğimiz zaman çok iyi bir gerekçemiz olması lazım. Bir akrabanın düğünü, annenin hastalığı yeterli bir gerekçe değil meselâ. İşim var desek, ‘ne işin var?’ diye soruyorlar, kızıyorlar. Benim işyerinde çalışmak dışında bir işim olması bu kadar tuhaf mı? Ben de insanım. Bu soruyu sorma hakkını kendilerinde nasıl görüyorlar? Pazar günü mesaiye gelmedim diye bölümümü değiştirdiler. Beni cezalandırdılar. Adı üstünde: Pazar mesaisi! Gelmek zorunda olmam çok saçma! Kendi paramızın dilencisiyiz, kendi ömrümüzün dilencisiyiz. Artık dayanamıyorum. Bakalım daha ne kadar böyle gidecek?”
Köleliğin dünya üzerinde yaygın olduğu zamanlarda efendiler köleleri “konuşan aletler”, “konuşan makineler” olarak adlandırırlardı. Bugünün efendileri olan patronların işçilere bakışı farklı değil. Onlar bizi, köle olarak, makinenin bir parçası olarak görüyorlar. Köleler, gün doğuşundan batışına kadar tüm gün boyunca efendileri için çalışmak zorundaydılar. İşçiler de zamanın efendileri olan patronlar için çalışıyorlar. Ama sadece gün ışığında değil, 24 saat. Köleler sıklıkla zincire vurulurdu. Bugün işçileri bağlayan binlerce görünmez zincir var. Ev kirası, çocuklar için eğitim, fatura, sağlık ulaşım gideri; işsizlik korkusu, gelecek kaygısı işçilerin elini kolunu bağlıyor. İşçiler örgütsüz oldukları ve patronların karşısına güçlü bir şekilde dikilemedikleri için, işyerlerinde maruz kaldıkları kötü muamelelere boyun eğmek zorunda kalabiliyorlar. İşsiz kalmak aç kalmak demek olduğundan baskılara katlanmak zorunda kalabiliyorlar. İşçilere ücretli köle denmesi boşuna değildir. Kapitalist sistemde işçi, ücret alan bir köle konumuna itilmiştir. Bu nedenle bu düzene ücretli kölelik düzeni denmektedir.
İnsan yerine konulmayan, dünyadaki tüm zenginlikleri ürettiği halde bu zenginliklerden yararlanamayan, aşağılanan işçilerin ruh sağlığı bozuluyor. İnsani ihtiyaçları karşılanmayan, yaşamın tüm güzelliklerinden mahrum bırakılan işçiler, kendilerine bir çıkış yolu arıyorlar. İşçiler arasında antidepresan kullanımında, strese bağlı hastalıklarda büyük bir artış var. Üretimin insanlık dışı temposu ve baskılar o kadar etkiliyor ki, işçiler evlerinde eşleri ve çocuklarıyla işyerinde gün içinde üretim adetlerini yetiştirip yetiştiremediklerini konuşur hale geliyorlar. Uykularında bile üretim adetlerini yetiştirmeye çalışıyorlar. Bir kadın işçi derneğimizin web sitesine gönderdiği mektupta eşinin her gün kendisine “bugün kaç adet mal ürettin?” diye sorduğunu anlatıyor.
İşçilere insan olduklarını unutturmaya çalışan patronların sömürü sistemi ortadan kalkmadıkça işçiler insan gibi yaşayamazlar. Biz işçiler makine parçası değil, insanız. Ücretli kölelik düzenini yıkmadan insan gibi yaşamak mümkün değildir.
İşçilerin Sordukları/18
- Muhammed Ali’nin Haykırışı ve Gerçek Düşmanlar
- Kapatılan Ocakların Susmayan Bandosu
- Umut Sende Bende Bizde...
- “Ne Olacak Bu Memleketin Hali?”
- Anastasya, Dilan ve Hafızamız
- Ülkeyi Şirket Gibi Yönetmek…
- İşçilerin Birliği ve Dayanışması Güçlendikçe Umut da Büyür!
- İşçi Dayanışması 199. Sayı Çıktı!
- Gerçek Adalet Mücadelemizle Gelir
- Özgür Olmak Demek…
- Hangisi Daha Zor?
- Olur Kardeşim Olur!
- Yiyorlar, İçiyorlar Hesabı Bize Ödetiyorlar
- 2025, 2024’ten Daha mı İyi Olacak?
- Ters Yüz Edilen Gerçekler: Suç Ne? Suçlu Kim?
- Dünya İşçi Sınıfının Birliği Yolunda Mücadelemizi Büyütelim!
- İşçi Dayanışması 198. Sayı Çıktı!
- Artan Zenginliğin Arkasında Büyüyen Yoksulluğumuz
- Kaynakları Tüketen Kim?
- Yaşadım Diyebilmek İçin!
Son Eklenenler
- “Eğer öleceksem, burada size karşı mücadele ederken öleceğim. Benim düşmanım sizsiniz. Vietnamlılar ya da Çinliler, Japonlar değil. Benim düşmanlarım ben özgürlüğümü istediğimde buna karşı duranlardır. Adalet istediğimde buna karşı duranlardır....
- Adana’da SASA Polyester’in PTA tesis şantiyesinde Gemont Endüstri adlı taşeron şirket bünyesinde çalışan inşaat işçileri gasp edilen 2 aylık ücretleri ve tazminatları için 20 Kasımdan beri fabrika önünde eylem yapıyor. Yapı ve Yol İşçileri...
- Hatay’ın Payas ilçesinde bulunan Atakaş Çelik fabrikasında Birleşik Metal-İş üyesi üç işçi, geçtiğimiz günlerde işten çıkarılmıştı. UİD-DER’li işçiler olarak fabrika önünde direniş başlatan işçilere direnişin beşinci gününde dayanışma ziyaretinde...
- “Her şeyin içinde ve her şeyin dışındayız”. Bu söz bir market çalışanı arkadaşımın ağzından işçilerin yaşamını özetleyen bir söz olarak döküldü. Uzun zamandır büyük bir mağazada çalışan arkadaşım, marketin günlük cirosunun rekorlar kırmasına rağmen...
- 40 yıllık kısacık yaşamına yüzlerce hikâye ve roman sığdıran Amerikalı sosyalist yazar Jack London 22 Kasım 1916’da hayatını kaybetti. Aradan geçen uzun yıllar London’ın eserlerinin güncelliğinden hiçbir şey kaybettirmedi. Çünkü o işçi sınıfının...
- Ankara’nın Nallıhan ilçesinde bulunan Kömür İşletmeleri AŞ (KİAŞ) bünyesindeki Çayırhan Termik Santralinde çalışan madenciler, madenin özelleştirilmesine karşı 20 Kasımda direnişe başladı. Sabah 08.00’de gece vardiyası dışarı çıkmadı, gündüz...
- Emperyalist savaş Ortadoğu başta olmak üzere dünyanın her yerinde kendini hissettiriyor. Egemenler yıllık bütçelerin büyük kısmını “savunma” adı altında savaş sanayisine ayırıyorlar. Burjuva siyasetçilerin politikaları hızlı bir şekilde sertleşiyor...
- Fotoğraftaki reklam panosu kaldırımın ortasında duruyor, gündüz gece. Arka tarafında medya maymunu Hülya Avşar sanki “hadi EYT’liler koşun, sakın geç kalmayın” dercesine sırıtıyor. Mağazada çalışan genç işçi kızımıza EYT reklamını sordum. Kendine...
- Bağımsız Maden-iş üyesi Fernas Madencilik işçilerinin direnişi çeşitli sendika ve işçi örgütlerinin desteği ile kazanımla sonuçlandı. Fernas patronu Ocak 2025’te işçilerin ücretlerine zam yapılmasını ve atılan işçilerin hak kaybı olmadan işe geri...
- Fransa’da devlet demiryolu şirketi SNCF’de örgütlü CGT-Cheminots, UNSA-Ferroviaire, SUD Rail ve CFDT-Cheminots sendikaları, 11 Aralıkta süresiz grev kararı aldı. Dört demiryolu sendikası, grev kararını SNCF’nin yük taşımacılığı birimi olan SNCF Fret...
- Gürcistan’ta madencilik şirketi Georgian Manganese’e ait Zestafoni ferroalyaj tesisi ve Chiatura manganez madeni 1 Kasımdan Nisan 2025’e kadar üretimi durdurduğunu açıkladı. Gürcistan’ın en büyük madencilik şirketi Georgian Manganese’in tesislerinde...
- Çocukların mutlu olduğu, gelecek endişesi taşımadığı, ayrımcılığa maruz kalmadığı; eşitlik, özgürlük, barış dolu bir dünyada yaşamalarını kim istemez ki? Fakat biliyoruz ki dünyamız çocuklar için sıcak bir yuva değil. Kol kanat gerdiğimiz...
- Gebze’de bulunan Grid Solutions ve Schneider Elektrik, İstanbul’da bulunan Hitachi Energy ve Bursa’da bulunan Arıtaş Kriyojenik fabrikaları için Birleşik Metal-İş Sendikası ile MESS arasında yürütülen toplu iş sözleşmelerinde anlaşma sağlanamaması...