Buradasınız
İşkolu Barajı ve Sendikalar

Yeni düzenlemeyle, 2009 yılından bu yana açıklanmayan istatistikler 1 Ocakta açıklandı. Daha şimdiden 7 sendika bulunduğu sektörde toplu sözleşme yapma yetkisini kaybetti. Baraj kademeli olarak yükseldikçe ve işçi sayısı arttıkça daha pek çok sendika yetkisini kaybedecek. Baraj sorunu nedeniyle, 2018’den sonra 6 işkolunda işçiler toplu sözleşme yapmaya yetkili sendika bulamayacaklar.
Sendikalar, toplu sözleşme, grev ve lokavt yasaları tek bir yasada birleştirildi ve bu yasa Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu adıyla 7 Kasım 2012’de yürürlüğe girdi. Bu kanun, eskisi gibi sendikaların önündeki işkolu ve işyeri barajlarını koruyor. İşkolu istatistiklerinin açıklanmasıyla, kendi işkollarında yetkili olan 7 sendika toplu iş sözleşmesi hakkını kaybetti. Böylece bir sendika konfederasyonuna bağlı olduğu halde yetkisi olmayan sendika sayısı 26’ya yükseldi. Bağımsız sendikalarla birlikte bu sayı daha da artmaktadır.
Yeni kanun eskisinden farklı olarak, işkollarında hangi sendikaların yetkili olduğunu belirlemek için Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı verilerini değil, SGK verilerini esas alacak. Her 6 ayda bir, hangi işkolunda ne kadar sigortalı işçi çalıştığı ve bunların ne kadarının sendikalı olduğu açıklanacak, sendikaların yetki durumu buna göre yeniden belirlenecek. İşkolu barajı, Temmuz 2016’ya kadar %1, 2018 sonuna kadar %2 ve 2018’den sonra %3 olacak. Bu oranlar her ne kadar eski kanundaki %10’luk barajla kıyaslandığında düşükmüş gibi görünse de, gerçekte öyle değildir. Çünkü bazı işkolları birleştirilmiş ve o işkollarındaki işçi sayısı birden bire neredeyse iki katına yükselmiştir. Üstelik eskiden esas alınan Bakanlık kayıtlarındaki işçi sayısı SGK’da kayıtlı gerçek işçi sayısından oldukça düşüktür. Bu değişimle işçi sayısı yaklaşık 5,5 milyondan 11 milyona yükselirken, sendikalı işçi sayısı 3,2 milyondan 1 milyona düştü.
Yeni düzenlemeyle, 2009 yılından bu yana açıklanmayan istatistikler 1 Ocakta açıklandı. Daha şimdiden 7 sendika bulunduğu sektörde toplu sözleşme yapma yetkisini kaybetti. Baraj kademeli olarak yükseldikçe ve işçi sayısı arttıkça daha pek çok sendika yetkisini kaybedecek. Baraj sorunu nedeniyle, 2018’den sonra 6 işkolunda işçiler toplu sözleşme yapmaya yetkili sendika bulamayacaklar.
Kanun henüz tasarı halindeyken pek çok tartışma gündeme geldi. İşçi sınıfının mücadele örgütleri olması gereken sendikalar, AKP’nin ve patronların saldırılarına karşı basın toplantıları düzenlemekten öteye geçmediler. Hatta Türk-İş’in tepesinde oturan işbirlikçi bürokratlar, yasanın geçmesi için AKP hükümetiyle gizli bir protokol imzaladılar. Oysa AKP, 2009 yılından bu yana yetki sorununu sendikaları tehdit etmek için kullanıyordu. Aradan geçen bu zamanda Torba Yasa, SSGSS, İş Güvenliği ve Sağlığı yasaları tek tek Meclis’ten geçti. Fakat sendikalar bu süreçte tabanı harekete geçirip güçlü bir karşı koyuş sergilemedikleri için, sendikalar yasası gündeme geldiğinde de pasif kaldılar.
Sendikaların krizi büyüyor. Anlamlı bir dirençle karşılaşmayan AKP, işçilere yönelik saldırılarının dozunu arttırıyor. Kıdem tazminatının ortadan kaldırılması, taşeronluğun ana çalışma biçimi haline getirilmesi, bölgesel asgari ücrete geçilmesi, özel istihdam (kölelik) bürolarının kurulması, deneme süresinin 25 yaş altındaki işçiler için 4 aya çıkartılması planı AKP hükümetinin ve patronların gündemindedir. Bu somut sorunlar karşısında, güçlü bir karşı koyuşu örgütleme sorumluluğu sendikaların ve mücadeleci sendikacıların omuzlarındadır.
AKP’nin ve patronların saldırılarına cevap verebilmek için sendikaların şimdi yapması gereken, topyekûn bir örgütlenme faaliyetine girişmeleridir. Aksi halde sendikalar daha da işlevsizleşecektir. İşçi sınıfının temel ve yakıcı sorunlarına, örgütlenme ihtiyacına yanıt verebilecek mücadeleci sendikacılık anlayışının diriltilmesi gerekiyor.
Ar Metal İşçileri Örgütlendi
- Yıkanan Eller, Hayatları Kurtulan Anneler ve Geleceğimiz
- Mücadele Geleneğimizin İzinde: Bayrak Elden Ele
- En Büyük Engelimiz Kapitalizmdir
- “Ekonomi Tıkırında” Masallarına Devam!
- Grev Hakkımıza Sahip Çıkalım!
- Mücadele İçinde Dönüşenler: Derby’den 15-16 Haziran’a!
- Kurtuluş Ellerimizde, Örgütlü Gücümüzde!
- İşçi Dayanışması 206. Sayı Çıktı!
- Sabırla, İnatla, İnançla: Sıra Bize de Gelecek!
- Tarihin Tekerleğini Geriye Çevirmek İsteyenler
- Kasırgalar Kimleri Vuruyor?
- ABD’den Türkiye’ye Ülkeyi Şirket Gibi Yönetenler
- Gençliğe Çağrı: Bize Kılavuz Gerek!
- Anna’nın Annesi ve Anneler Günü
- Baskılara, Zorbalığa, Sömürüye, Emperyalist Savaşa Karşı Umut Örgütlü Mücadelede!
- İşçi Dayanışması 205. Sayı Çıktı!
- “Kıyamet Sığınakları” ve Bizim Sığınağımız
- Bu Kadar Çok Parayı Nereden Buluyorlar?
- “Çingene Kızı” ve İşçi Sınıfının Birliği
- Nefes Almak İçin…
Son Eklenenler
- Modern tıbbın temel kurallarından biri elleri çok iyi yıkamak, el hijyenine dikkat etmektir. Peki, el yıkamanın bile geçmişte mücadele konusu olduğunu biliyor muydunuz? Ignaz Semmelweis, 1840’lı yılların sonunda, Viyana’daki bir kadın doğum...
- Hayat pahalılığı ve yüksek enflasyon karşısında işçi ücretleri erimeye devam ederken kamudan özel sektöre işçiler, düşük ücretlere karşı mücadele ediyor. Harb-İş Sendikası, 11 Temmuzda Ankara’da basın açıklaması yaparak sefalet zammı dayatmasına...
- Kamu çerçeve protokol süreci uzadıkça uzuyor. Savunma sanayi sözleşmesi hakem heyetine gönderildi. Diğer işkolları ise 3. teklifi bekliyor. Kamu çerçeve protokolü kamu işçilerinin asgari ücretini belirleyen bir protokoldür. Nisan 2024’te Anayasa...
- İspanya’nın Cadiz kentinde 23 Hazirandan bu yana süresiz grevde olan metal işçileri, 8 Temmuzda eylemlerini sonlandırdılar. Yetkili sendika UGT sendikasının işverenle imzaladığı ön anlaşmayı kabul etmeyen yaklaşık 30 bin metal işçisi, 18-19...
- 600 binden fazla kamu işçisini ilgilendiren Kamu Çerçeve Protokolü (KÇP) görüşmelerinde siyasi iktidarın dayattığı düşük zam oranları sağlık işçileri tarafından “sefalet dayatması” olarak değerlendiriliyor. Yüksek enflasyon ve ağır vergi yükü...
- Gebze Sendikalar Birliği, geçtiğimiz hafta İsrail’in Filistin’deki zulüm ve katliamını protesto etmek için bir eylem organize etti. Biz de UİD-DER’li işçiler olarak, zulme uğrayan Filistinli işçi ve emekçilerin haklı mücadelesine destek olmak için...
- 9 Temmuzda Hindistan genelinde milyonlarca işçi, emekçi, çiftçi ve genç, Modi hükümetinin işçi düşmanı politikalarına karşı ülke çapında greve çıktı. Kentlerden köylere, fabrikalardan tarlalara kadar yaşamı durduran dev grev, Hindistan’daki tüm...
- Annem, ablamla birlikte dördüncü katta oturur. Sokağa inmez ama mahallede, köyde, Almanya’daki akrabalarda ne olup bittiğini mutlaka bilir. Evden her çıktığımda balkonundadır. Selamlaşır, iki laf ederiz. Başımda bazen UİD-DER yazılı kırmızı şapkam,...
- Karanlık ve aydınlık… Ölüm ve yaşam… Emek ve sermaye… Sonsuz evrenimizde her şey karşıtıyla birlikte var. Sömürü ve zulüm varsa isyan da var. Sınır, din dil, ırk farkı tanımadan dünya meydanlarında tek ses tek yürek olan işçiler, işçi sınıfımız var...
- Emperyalist savaşın alevlerini büyüten, milyonlarca masum insanı, doğayı katleden, kentleri yok eden egemenler ne yaparlarsa yapsınlar emekçilerin birbirleriyle dayanışmasının önüne geçemiyorlar. İşçi ve emekçiler fabrikalardan limanlara,...
- İzmir Büyükşehir Belediyesi grevinde yaşananlar hakkında Marksist Tutum’da bir makale okudum. Tam da içimden geçenleri, cümlelere dökemediklerimi noktasına virgülüne kadar yansıtan bir yazıydı. Konuyu derinlemesine ele alan bu yazı her mücadelede...
- Zeytinlik alanları maden ve enerji işletmeciliğine açacak yasa teklifine karşı tepkiler sürüyor. Çeşitli illerden Ankara’ya gelen köylüler, talan yasasına karşı TBMM yakınında bulunan Cemal Süreya Parkı’nda direniş nöbetindeler.
- Türkiye işçi sınıfının mücadele tarihinde önemli mücadeleler, dönemeç noktaları vardır. 1970 Haziran’ı bu tarihte önemli bir yere sahiptir. Bugün halen aşılamamış bir zirve olan 15-16 Haziran direnişi sürecinde, işçi sınıfı yapay kutuplaştırma...