Buradasınız
İşsizlik Sigortası Fonu Nasıl Kullanılıyor, Nerelere Harcanıyor?
2002’de kurulan İşsizlik Sigortası Fonunda, şu ana kadar 92 milyar lira birikti. Fonun oluşturulma nedeni işsiz kalanlara işsiz kaldığı süre boyunca maddi destekte bulunmaktı. Fakat biriken milyarlar patronların hizmetine açılmış durumda. Fondaki para işsizlerden çok patronlara ve hükümete maddi destek oluyor. İşsizlik fonu şimdiye kadar GAP projesi harcamaları, kısa çalışma ödeneği, ücret garanti fonu, kurs giderleri, yol ve enerji santralleri yapımı, engellilerin işsizlik sigortası işveren payı ve patronların sigorta primi paylarını ödemek için kullanıldı, kullanıyor. İşçiler için kurulan fon, patronların teşvik ve yatırım fonu haline geldi.
Patronların kullandığı teşvik fonları artarken işçilere ayrılan pay ise azalıyor
Fonda bu kadar çok para birikmesinin nedeni işsiz kalan işçilerin sayısının az olması değil, fondan yasal olarak yararlanma koşullarının ağır olmasıdır. İşsizlik sigortasının uygulamaya başlandığı yıldan bu yana, 6 milyon 45 bin kişi işsizlik ödeneği için başvuruda bulundu. Bunlardan 4 milyon 168 bini işsizlik ödeneği almaya hak kazandı. 1 milyon 876 bin işsiz işçi ise yasal şartları yerine getirmediği gerekçesiyle yararlanamadı. Başvuranlara toplamda bugüne kadar 10 milyar 430 milyon lira ödeme yapıldı.
İşsizlere fondan toplamda 10 milyar lira ödenirken, patronlar içinse 2002-2014 yılları arasında kısa çalışma ödeneği için 209 milyon, ücret garanti fonu ödemesi için ise 109 milyon lira harcandı. Bunların dışında kurslar için 4 milyar 554 milyon, GAP giderlerine 11 milyar 511 milyon, işveren teşvik ödemesi 522 milyon, iflas ödemeleri için 105 milyon, nereye harcandığı belli olmayan “diğer giderler” için de 4 milyar 181 milyon lira ödeme yapıldı. Ayrıca 301 işçiyi katleden Soma Holding patronuna 6 ay süresince işsizlik fonundan 66 milyon lira destek verildi. Yani işçinin parasından işçiye yalnızca 10 milyar lira harcanırken, patronların ve hükümetin ihtiyaçları için 16 milyar liradan daha fazlası harcanmış bulunuyor.
İşe yeni giren işçilerin ve kadın işçilerin sigorta primi işveren payı da fondan ödeniyor
Hükümetin patronlar için uyguladığı teşvikler saymakla bitmiyor. İşçiye gelince “kaynak yok”, “yasal koşulları yerine getir” diyen hükümet, sıra patronların çıkarları olunca işçilerin fonunu yağmalıyor. Hükümet torba yasayla getirilen istihdam teşvikiyle işsiz kadınları 31 Aralık 2015’e kadar işe alan patronlara 54 ay boyunca düşük prim ödemesi imkânı sağladı. Patronların, kendi çıkarları doğrultusunda işçilere verdiği mesleki eğitimlerin faturası da fondan karşılandı. 18 ile 29 yaş arası genç işçi istihdam eden patronlara teşvikler sunuldu. İşbaşı eğitim programını tamamlayan 18 yaşından büyük 29’dan küçük işçilerin 3 ay içinde işe alınması durumunda patronların o işçiler için ödemesi gereken SGK primlerinin işsizlik fonundan karşılanması sağlandı, sağlanıyor.
İŞKUR kanalıyla ödenen sigorta paylarına bu fondan kaynak sağlanıyor
Patronların ödemesi gereken sigorta paylarının büyük bir kısmı İŞKUR aracılığıyla İşsizlik Fonundan karşılanıyor. En az 2 sigortalının çalıştığı işyerlerinde işbaşı eğitim programı dâhilinde işe alınan bir işçinin maaş ve sigorta primleri 6 ay boyunca işsizlik fonundan karşılanıyor. 10 ve üzeri işçi çalıştıran işyerinde toplam çalışan sayısının %10’u kadar işçinin ücreti ve primleri yine 6 ay boyunca işbaşı eğitim programı kapsamında fondan kullanılıyor. Programa katılan işçiler teşvikten yararlanan patron tarafından işe alınırsa sigorta primleri imalat sektöründe 42 ay, diğer sektörlerde ise 30 ay boyunca işsizlik fonundan karşılanıyor. İşsizlik fonundan yararlanmak isteyenlerin önüne yasal engeller dikilirken, patronların işe aldıkları 10 işçiden birinin sigorta primi 2,5 yıldan 4 yıla kadar değişen sürelerle fondan karşılanıyor. Vergi indirimleri kolaylığı sağlanıyor.
Kısacası işçiler için oluşturulan fondan bir tek işçiler yararlanamıyor. Patronların ve onların hükümetinin kontrolünde olan hiçbir fon gerçekten işçilerin yararına kullanılmaz. İşçilerin fonları işçilerin denetimlerinde olmalıdır.
İşsizlik Sigortası Fonundan yararlanma koşulları düzeltilsin, ödenek miktarı arttırılsın!
İşsizlik Sigortası Fonunun patronlara peşkeş çekilmesine hayır!
İşsizlik Sigortası Fonu işçilerin denetimine!
- Avukatlar Anlatıyor: Yasalar Yetmez, İşçi Sınıfını Örgütlülük Kurtarır
- İşsizlik Fonu Yine Patronların Hizmetinde
- Asgari Ücretin Vergi Dışı Bırakılması ve Asgari Geçim İndirimi (AGİ)
- Buzdağının Görünmeyen Kısmı: Meslek Hastalıkları Gerçeği
- Grev Kırıcılığı ve Grev Hakkı
- Kazı Bağırtmadan Yolma Meselesi: Vergi
- Patronun Keyfi Kısa Çalışma Uygulamasına Karşı Dava Açan İşçi Kazandı
- Şimdi de İstirahat Parasına Göz Diktiler!
- Kod 29 ve SGK’nın Algı Oyunları
- Kod 29 Mağduriyeti Ortadan Kalkıyor mu?
- Kölelik Düzeninin “Yeni Normali”: Uzaktan Çalışma
- Yasal Olan Meşru mudur?
- Tazminatsız İşten Atma Saldırısı: Kod 29
- Patronların Pandemi Saldırısı: Kod 29!
- Çalışma Yaşamında Orman Kanunları
- Sigorta Hakkımız Gasp Ediliyor
- Sermayenin Elindeki Kamçı: Pandemi
- Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi, Kıdem Tazminatımızın Elimizden Alınmasıdır
- Sokağa Çıkma Yasaklarıyla Birlikte Telafi Çalışması Yaygınlaşıyor
- Kısa Çalışma Ödeneği ve Ücretsiz İzin Uygulaması
Son Eklenenler
- Sendikaya üye olan işçilerin önüne çok çeşitli engeller çıkartılıyor. Sendikanın örgütlendiği işyerinde toplu sözleşme yapma yetkisi alması için hem işkolu hem de işletme barajlarını aşması ve Çalışma Bakanlığından çoğunluğu sağladığına dair yetki...
- Tarkett işçileri 18 Eylülden bu yana grevlerini sürdürüyorlar. Taleplerini, mücadelelerinin nasıl başladığını, grevlerini şöyle anlatıyorlar:
- Ücretlerini arttırmak, sendikalaşmak, ücret gaspına dur demek için çeşitli sektörlerden işçiler grev ve direnişlerini sürdürürken her geçen gün bunlara yenileri ekleniyor. Kartal Belediyesi işçileri Toplu İş Sözleşmesi (TİS) masasında anlaşma...
- Dünya İşçi Sınıfının Yoksulluğa, Hak Gasplarına ve Emperyalist Savaşa Karşı Mücadelesi Devam Ediyor!Dünyanın dört bir yanında farklı sektörlerden on binlerce işçi ve emekçi artan yoksullaşmaya, hak gasplarına ve emperyalist savaşlara karşı mücadeleyi büyütmeye devam ediyor. Baskı ve tehditlere boyun eğmeyen işçiler, grevlerle, kitlesel eylemlerle...
- İşçi Dayanışması’nda her vesileyle vurguladığımız gibi kapitalizmde iki temel sınıf var. Yaşam biçimi, düşünme tarzı, çıkarları, hayattan beklentileri farklı olan iki sınıf: İşçi sınıfı ve sermaye sınıfı. Bu nedenle her kavram hangi sınıftan...
- 28 Ekim 2014’te Ermenek’te 18 madenci katledildi. Ermenek katliamı, ekmek kavgası uğruna yerin yüzlerce metre altına inen sarı baretlilerin yaşamdan koparıldığı ne ilk katliamdı ne de son olacaktı. Aynı yıl 13 Mayısta Türkiye tarihinin en büyük...
- Son günlerde de Polonez işçisi kadınların direnişlerini hayranlıkla ve umutla takip ediyorum. Uzun zamandır “grevlerde kadınlar nasıl tepki veriyor” diye kadın ağırlıklı grevleri dikkatle izliyorum. Sizlere de bu merakımdan dolayı karşıma tesadüfen...
- Bu sistemde kâğıt üzerinde herkesin özgür olduğu söylenir, herkesin eşit özgürlükleri varmış gibi sunulur. Ancak gerçeklik başkadır. Gerçeği algılamak için uyanık ve sınıf bilinçli olmak, “hangi sınıfın özgürlüğü?”, “ne çeşit bir özgürlük?” gibi...
- Adana’da SASA-PTA Üretim Tesisi Şantiyesinde çalışan işçilerin Yapı Yol-İş Sendikasıyla birlikte ücret gaspına karşı başlattıkları direniş kazanımla sonuçlandı. Karşıyaka Belediyesi Kent AŞ işçileri, belediye önünde eylem yaparak ücretlerinin...
- Her gün yeni bir vahşet, felaket, savaş haberi alıyoruz. Çünkü içinde yaşadığımız ekonomik ve toplumsal düzen vahşet, felaket, savaş üretiyor. Her gün bir önceki güne göre daha kötü bir dünya ve yaşama açıyoruz gözlerimizi. Beraber çalıştığım bir...
- Çoğu işçi kardeşimiz birlikte hareket etmenin, hak mücadelesi vermenin zor olduğuna inanıyor. Gerçekten de hak mücadelesinde kolay bir yol yok. Peki ama kölelik koşullarında çalışmak, sefalete boyun eğmek kolay mı? Bireysel çabalarla hayat...
- Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) üyesi sağlık emekçileri 24 Ekimde pek çok ilde basın açıklamaları gerçekleştirerek devletin sağlık politikalarını, sağlık emekçilerinin maruz kaldığı sömürüyü ve tüm bunların bir sonucu olan bebek...
- Çalışma koşularımızın kötülüğünden, ücretlerimizin düşük olmasından ve genel sorunlarımızdan bahsederken “peki, bu durumda ne yapmalıyız” diye sorduğumuzda arkadaşlarımız kimi zaman “bu işyerinden bir şey olmaz” diyor.