Buradasınız
Sokağa Çıkma Yasaklarıyla Birlikte Telafi Çalışması Yaygınlaşıyor
Koronavirüs bahanesiyle olağanüstü uygulamalar, işçi sınıfının kazanılmış haklarına dönük saldırılar dünyanın farklı ülkelerinde benzer biçimlerde hayata geçiriliyor. Kapitalist kriz nedeniyle batan gemilerini kurtarma telaşına düşen patronlar sınıfı, işçi sınıfının örgütsüzlüğünden yararlanarak faturayı yine işçilere kesiyor. Üstelik günah keçisi de malumunuz koronavirüs.
İşten atmalar, ücretsiz izinler, uzaktan çalışma derken sokağa çıkma yasaklarıyla birlikte işe gidemeyen işçilere telafi çalışması dayatması da artık pek çok fabrikada, pek çok sektörde işçilerin başlıca gündem maddelerinden biri haline geldi. Aynı tezgâhta, aynı makinede yan yana çalışan, mola alanlarında, yemekhanelerde iç içe yemek yiyen işçilere hafta içi bulaşmayan virüs, canı sıkılıyor olacak ki sadece hafta sonları işçilere bulaşıyor. Ne pahasına olursa olsun “çarkların dönmesinden”, yaratılan ekonomik krizin gizlenmesinden yana olan iktidar, her ne kadar sokağa çıkma yasağı uygulasa da yasaktan muaf tutulan sektörlerin dışında kalan işyerleri için de hemen bir formül buluyor. Bu işyerlerine “özel izinle” yasağın uygulandığı günlerde de çalışma izni veriyor. Özel izin talebinde bulunulmayan işletmelerde, fabrikalarda işçiler haliyle çalışamıyor. Ancak çalışılmayan günlerin telafisinin yapılacağı söyleniyor. Hal böyle olunca telafi çalışmasının ne olduğu, nasıl uygulanacağı hususunda kafalar karışıyor. Bazı fabrikalarda patronlar ücret kesintisi yapacağını, bazılarında ise hafta sonları çalışma yaparak telafi uygulayacağını söylüyor. Bazılarında telafi çalışması için sürenin iki ay bazılarında ise dört ay olduğu konuşuluyor. Yani bu konuda kafalar deyim yerindeyse çorba olmuş durumda. Telafi çalışması nedir, hangi hallerde uygulanır, ücret kesintisi yapılır mı, hafta tatillerinde telafi çalışması olur mu? Bu soruların cevabının iş kanunundaki karşılığı nedir, bunların cevabına birlikte bakalım.
Telafi çalışması nedir?
Telafi çalışması, İş Kanununda belirtilen nedenlere bağlı olarak işçilerin normal çalışma sürelerinin altında veya hiç çalışmaması halinde, çalışılmayan sürelerin ileri bir tarihte işçinin normal çalışma sürelerinin üstünde çalışması suretiyle telafi edilmesidir.
4857 sayılı İş Kanunun 64. maddesinde telafi çalışması şöyle tanımlanıyor: “Zorunlu nedenlerle işin durması, ulusal bayram ve genel tatillerden önce veya sonra işyerinin tatil edilmesi veya benzer nedenlerle işyerinde normal çalışma sürelerinin önemli ölçüde altında çalışılması veya tamamen tatil edilmesi ya da işçinin talebi ile kendisine izin verilmesi hallerinde, işveren dört ay içinde çalışılmayan süreler için telafi çalışması yaptırabilir.
Burada dört ay olarak belirtilen süre koronavirüs salgını öncesinde 2 ay idi. Patron örgütleri bu süreyi uzatmak istiyor, işçi sendikalarıysa buna karşı çıkıyordu. Ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan, 18 Martta, patronlara 100 milyar liralık yardım paketi açıkladığı ulusa sesleniş konuşmasında bu sürenin dört aya çıkarıldığını açıkladı. Yasada değişiklik yapıldı, işçilerin aleyhine bir düzenleme daha sessiz sedasız hayata geçirilmiş oldu. (Ek cümle: 25/3/2020-7226/43 md.)
Mevcut yasada zorunlu nedenlerle işin durması hususu öne çıkmaktadır. Ancak “zorunlu” sebepler kısmı aslında net bir şekilde belirtilmeyerek ucu açık bırakılmıştır. Örneğin; deprem, sel, su taşkınları, doğal afetler, toprak kaymaları, işyerindeki makinelerin bakım ve onarımı nedeniyle çalışılmaması, işyerinin bulunduğu bölgede meydana gelen uzun süreli elektrik kesintileri nedeniyle çalışmanın o gün için iptal edilmesi durumunda ve daha pek çok durumda telafi çalışması yaptırılabilir.
Bayram ve resmi tatillerin bitiş tarihlerinin hafta tatiline yakın bir tarihte olması durumunda işveren, mesai günlerini bu süreyle birleştirerek daha uzun bir tatil yapılmasını sağlayabilir. Bu durumda işçilere çalışılmayan günlerin yerine daha sonra telafi çalışması yaptırılabilir.
İşçinin kendi talebi ile işçiye izin verilmesi durumunda da patron işçiden telafi çalışması yapmasını talep edebilir. Ancak işçinin aldığı bu izin, iş kanunu, iş sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi ile öngörülen yasal izinler dışındaki izinler olarak tanımlanmıştır. İş kanunu, iş sözleşmesi, toplu iş sözleşmeleri ile belirlenmiş ve işçiye verilmesi zorunlu olan izinler; yani hafta tatili, analık (doğum izni), babalık izni, evlenme izni, ölüm izni, yeni iş arama izni (ihbar süresi) bunun dışındadır.
İşveren telafi çalışmasının 64. maddenin hangi hallerine dayanılarak yapılacağını ve hangi tarihte çalışılacağını bildirmekle yükümlüdür. Telafi çalışması fazla mesai olarak değerlendirilmez. Telafi çalışması günlük en çok 11 saati aşmamak koşuluyla ve en fazla günlük 3 saat yaptırılabilir. Telafi çalışması yaptırmayı planlayan işveren bunu çalışma günlerine bölmek zorundadır. Telafi çalışması işçinin hafta tatilinin olduğu günlerde yaptırılamaz. Telafi çalışması yapan işçi fazla çalışma karşılığında fazla mesai ücreti talep etme hakkına sahip değildir.
İşçiye telafi çalışması yaptırılması için işçinin çalışmadığı günlerin ücretini tam olarak almış olması gerekmektedir. Ücret kesintisi yapılıp sonradan ileri bir tarihte de çalışılmayan günlerin yerine telafi çalışması yaptırılamaz.
Koronavirüs bahanesiyle ücretsiz izin uygulamasının yaygınlaşması, sokağa çıkma yasaklarının uygulandığı günlerin yerine işçilerin yıllık izinlerinin gasp edilmesi ya da iş kanununda değişiklik yapılarak telafi çalışması süresinin dört aya çıkarılması gibi saldırı örnekleri uzayıp gidiyor. Kısacası yine bütün fatura işçi sınıfına kesiliyor. İşçi sınıfı egemenler tarafından bilinçli bir şekilde yayılan korku atmosferinin etkisinde kaldığı sürece patronlar için yeni saldırıları hayat geçirmek çok daha kolay olacaktır. Bu saldırılara yalnızca örgütlü bir şekilde, birlik ve beraberlik içinde hareket eden işçi sınıfı dur diyebilir.
- Avukatlar Anlatıyor: Yasalar Yetmez, İşçi Sınıfını Örgütlülük Kurtarır
- İşsizlik Fonu Yine Patronların Hizmetinde
- Asgari Ücretin Vergi Dışı Bırakılması ve Asgari Geçim İndirimi (AGİ)
- Buzdağının Görünmeyen Kısmı: Meslek Hastalıkları Gerçeği
- Grev Kırıcılığı ve Grev Hakkı
- Kazı Bağırtmadan Yolma Meselesi: Vergi
- Patronun Keyfi Kısa Çalışma Uygulamasına Karşı Dava Açan İşçi Kazandı
- Şimdi de İstirahat Parasına Göz Diktiler!
- Kod 29 ve SGK’nın Algı Oyunları
- Kod 29 Mağduriyeti Ortadan Kalkıyor mu?
- Kölelik Düzeninin “Yeni Normali”: Uzaktan Çalışma
- Yasal Olan Meşru mudur?
- Tazminatsız İşten Atma Saldırısı: Kod 29
- Patronların Pandemi Saldırısı: Kod 29!
- Çalışma Yaşamında Orman Kanunları
- Sigorta Hakkımız Gasp Ediliyor
- Sermayenin Elindeki Kamçı: Pandemi
- Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi, Kıdem Tazminatımızın Elimizden Alınmasıdır
- Sokağa Çıkma Yasaklarıyla Birlikte Telafi Çalışması Yaygınlaşıyor
- Kısa Çalışma Ödeneği ve Ücretsiz İzin Uygulaması
- Gevrek “Susamlı Tavuk”
- Koronavirüs Sınıf Ayrımı Yapmıyor mu?
- Salgında İşçi Sağlığı Hiçe Sayılıyor!
- Patrondan Covid-19 Önlemleri
- Koronavirüsle Geçirdiğimiz 9 Ayın Bilançosu
- Maskeye Emanet Edilmiş İşçi Sağlığı ve İşten Atmaların Yeni Bahanesi Maske
- Patronlar Koronavirüsü Tepe Tepe Kullanırken Asıl Faturayı Biz İşçiler Ödüyoruz
- Şantiyede Sözde Korona Önlemleri
- Hayat Eve Sığar mı?
- İşçi Sınıfıdır Bizim Asıl Ailemiz
- Bakan’a mı İnanalım Yaşadıklarımıza mı?
- Adımız Koronalıya Çıktı!
- Metal İşçileri: “İşçinin Hakkı İşçiye!”
- Sözde Pandemi Önlemleri ve Küresel Açlık
- “Hijyene Dikkat Edin Ama Fazla Su, Sabun, Peçete Harcamayın”
- “Yeni Normal” Koşullarında Öğrencilerin Sınav Maratonu
- Gebzeli İşçiler Koronavirüsün İşçiler Üzerindeki Etkilerini Anlatıyor
- Gebzeli İşçiler Yeni Normali Değerlendiriyor
- Koronavirüsle Yaşamayı Öğrenmeli miyiz?
- Yağlı Ekmekleri Ballandı!
Son Eklenenler
- Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği (UİD-DER) üyesi işçiler, grevlerinin 39. gününde olan MKB Rondo işçileri ve aileleri grevlerinin 18. gününde Tarkett grevcilerini ziyaret etti. Dayanışma ziyaretinde “İşçiler Boyun Eğmiyor Mücadele Ediyor”...
- ABD’nin New York’tan Miami ve Houston’a kadar tüm Doğu ve Körfez kıyısı limanlarında 45 bini aşkın liman işçisi toplu sözleşme görüşmelerindeki ücret ve çalışma koşullarındaki anlaşmazlık nedeniyle 1 Ekimde greve gitti. Uluslararası Liman İşçileri...
- Türkiye’de iktidar sözcüleri sık sık “Avrupa bizi kıskanıyor”, “dünya bizi kıskanıyor” diyerek böbürleniyorlardı. Türkiye’nin her tarafında doğalgaz, petrol gibi değerli madenler olduğunu, bu madenleri çıkartarak ekonomide çağ atlayacaklarını iddia...
- Birkaç hafta önce bir ablam ile ettiğim sohbet sonrası kelebeklerin benim için farklı bir anlam kazandığından bahsetmek istiyorum. Sohbet sırasında kelebekleri çok sevdiğimi özellikle de mavi kelebeklerin çok hoşuma gittiğini anlatmıştım. O da mavi...
- Fernas Madencilik işçileri işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerinin alınması, ücretlerin arttırılması ve sendikalaştıkları için işten atılan işçilerin geri alınması talebiyle haftalardır mücadele ediyorlar. İşçiler, Soma’dan Ankara’ya yaptıkları 8...
- Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) “Artık Yeter! Geçinemiyoruz! Gelirde, Vergide, Ülkede Adalet İstiyoruz” şiarıyla düzenlediği işçi buluşmalarının sonuncusunu 3 Ekimde Ankara’da Anıt Park’ta düzenlediği mitingle gerçekleştirdi....
- Türkiye’nin çeşitli illerinde grev ve direnişlerden işçiler Emek Partisi milletvekilleriyle birlikte 3 Ekimde Mecliste basın açıklaması gerçekleştirdiler. Sabah saatlerinde Meclis’e gelen işçiler “ziyaretçi yasağı” gerekçe gösterilerek içeri...
- Manisa’nın Soma ilçesinde AKP Batman Milletvekili Ferhat Nasıroğlu’na ait olan Fernas Madencilik’te Bağımsız Maden-İş Sendikasında örgütlendikleri için işten atılan madencilerin direnişi sürüyor. 25 Eylülde Ankara’ya yürüyüş başlatan Fernas...
- Fransa’nın en büyük sendika konfederasyonu Genel İşçi Konfederasyonu CGT’nin çağrısıyla 1 Ekimde Fransa genelinde işçi ve emekçiler greve gitti. İşçiler ücretlerin yükseltilmesini, kamu hizmetlerine ayrılan fonların arttırılmasını, işsizlik...
- Katil İsrail devleti, Gazze’deki saldırılarını bir yıldır sürdürürken Lübnan’a yönelik son saldırılarıyla bölgeyi daha da büyük bir yıkıma sürüklüyor. Gazze’de 42 bine yakın insanı öldüren, Lübnan’ı bombalayarak birkaç günde bine yakın insanı...
- 24 Eylülde Avustralya’nın en büyük sağlık sistemi NSW’ye bağlı çalışan binlerce sağlık işçisi iş bıraktı. Eylül ayı içerisinde 2 kez iş bırakan işçiler, Sidney’deki Hyde Park’tan Parlamento Binasına yürüyerek “yüzde 15 zam istiyoruz” sloganlarını...
- Belediye otobüslerinde boşsa karşılıklı dörtlü koltuklardan şoför tarafında cam kenarına otururum. Oturduğum yerde sola yaslandığımda rahat ederim. Sebebi omurgamdaki eğikliktir. Bedenimdeki daha doğrusu omurgalarımdaki eğikliğin nedeni, 1989 Bahar...
- Siyasi iktidar sürekli ekonominin iyiye gittiğini propaganda ediyor. Muhalifinden yandaşına tüm ekonomistler de ekonominin düze çıkması için hep birlikte fedakârlık yapmamız gerektiğini söylüyorlar. Ekonomi büyüdüğünde patronundan işçisine hepimiz...