Buradasınız
İşte Zam Gelmeyen O Şey!
Gebze’den bir petrokimya işçisi

Duvardaki saat 23.00’ü gösterirken gece vardiyasına gitmek için evden çıktım. Benim servis durağım mahallemizin en büyük marketinin önü. Merkezi ve işlek bir cadde üzerinde olduğu için bu nokta servis durağı olarak belirlenmiş. Servis saatine 5 dakika kala marketin önüne vardım. Genelde büyük marketlerde manav reyonu marketin içinde olur. Benim beklediğim marketin manav reyonu ise marketin dışında. Oradan geçen ya da servis bekleyen herkes reyondaki sebze ve meyvelerin etiket fiyatını çok rahat görebiliyor. Servis geldi ve beni almak için marketin önüne yanaştı.
Ben servise binerken vardiya arkadaşlarım manav reyonuna göz gezdirdiler. Bir arkadaş fiyat etiketinde domatesin 7 lira olduğunu, bir başka arkadaş sivri biberin 9 lira olduğunu söyledi. Bir kadın işçi hayretler içinde “patlıcana bakın 14 lira olmuş” dedi. Sonra hep beraber elmanın kilosunun 6 lira, limonun 10 lira olduğunu gördük. Bir arkadaş, “bu ne ya, haftalık zam mı olur? Her şey ateş pahası oldu” diye isyan etti. Yol üstündeki bir benzin istasyonunun önünden geçtik. Gözümüz fiyat listesinin olduğu tabelaya kaydı. Benzinin litresi 6,95, mazotun 5,73, LPG’nin ise 3,75 idi. Şoförümüzün yanındaki koltukta oturan genç bir işçi, “abi şunlara baksana, bir de pompaya yansımayacak diyorlar. Yansımayan zamlar böyleyse yansıyanlar acaba nasıl olurdu?” diye dert yandı. Arkadaki dörtlü koltukta oturan Artvinli bir işçi, “burada yine iyi, bu sabah memleketteki amcaoğluyla konuştum. Artvin’de benzin 7 lirayı aşmış, LPG bile 4,05 lira olmuş. Bizim memleket rafineriye uzak olduğu için nakliye farkı da var” diye söyledi.
Bakım işçisi olan bir arkadaş ekmeğin de bu sabah 2,5 lira olduğunu ve gramajının da 500’den 400 grama düşürüldüğünü anlattı. Tam da bu andan sonra herkesten kızgın ifadeler gelmeye başladı. Kimisi “elektrik, doğalgaz ve su faturası bu ay her zamankinden fazla geldi” dedi, kimisi “her şeye haftalık zam yapıyorlar” dedi. Ben de “yok arkadaşlar, ben daha dün maaşı çektim, benim maaşım aynıydı. Hiçbir zam yok, her şeye zam yapmıyorlar” dedim. Biraz gülüşmeler oldu. Bir arkadaş, “haklısın bu ayrıntıyı kaçırmamak lazım, ücretlerimiz hariç her şeye zam yapıyorlar” diye teyit etti. Bir müddet daha yol gittikten sonra fabrikamıza vardık. Herkes işbaşı için tezgâhlarına gitti.
İşçi kardeşlerim; halimiz işte böyle. Eskiden servislerimizde sohbet konularımız çok başkaydı, bugün bambaşka. Bugün gündelik zamları, artan giderlerimizi, gidenin hep bizden gittiğini konuşuyoruz. Çünkü patronlar sınıfı çeşitli yollarla krizin bedelini bize ödetmeye uğraşıyor. Krizin faturası zamlarla, işten çıkarmalarla, kazanılmış haklarımıza yapılan saldırılarla hayatımıza sirayet ediyor. Sohbetlerimizin konusu da yaşadığımız bu olumsuzluklar oluyor. Artık başka şeyleri de konuşmanın zamanı geliyor. Haklarımız için, bizden gitmemesi için mücadele etmemiz gerektiğini, sorumlusu olmadığımız krizin bedelini ödemeyeceğimizi konuşmanın zamanı geldi diye düşünüyorum. Akşam zaman yetmemişti fakat sabah iş çıkışı arkadaşlarla serviste bunu da konuştum…
- Biz Bu Masalları Ayaküstü Çok Dinledik
- Ekonomik Sorunların Kaynağı Bulundu: İşçi ve Emekçiler!
- Vergiler Patronlardan Kesilsin!
- Soğanı Bile Lüks Hale Getiren Bu Rejim Gitmeli!
- Bakandan Dâhiyane Buluş: Kış Tatili!
- Bizim Yoksulluğumuz, Onların Yalanları Büyüyor
- Nasıl Küçüldük, Kimi Büyüttük?
- Bir İşçi Çocuğunun Gözünden Hayat Pahalılığı
- “2023’ü Beklerken” Neler Oldu?
- Zamlardan Haberi Olmayanlar da Var!
- Enflasyonu Asgari Ücret Zammı mı Arttırıyor?
- Büyüdüğümüzü Hissedebiliyor musunuz?
- Evsiz Kalmak mı Mücadele Etmek mi?
- Ekmeğimizi Büyütmek İçin!
- Haklı Olan Biziz!
- İktidarın Enflasyon Masalı
- Yağa Neden Zincir Vuruluyor?
- Yüksek Elektrik Faturalarına Tepkiler Sokaklara Taştı
- İşten Çıkarma Yasağı Sona Erdi, Saldırılar Başladı!
- Doların Yükselmesi Bizi İlgilendirmez mi Dediniz?
Son Eklenenler
- Çünkü büyük kapitalist ülkeler, milyonlarca emekçinin vergileriyle oluşan bütçeleri sağlık, eğitim, barınma gibi temel ihtiyaçlara değil daha fazla silahlanmaya akıtıyorlar. Baskıcı ve otoriter uygulamaları arttırıyor, demokratik hak ve özgürlükleri...
- Rejimin 19 Martta başlattığı saldırı dalgasına karşı başlayan protestolarda öğrenci gençler kitlesel katılımıyla dikkati çekmişti. Günlerce süren eylemlerde, polis barikatlarına, polisin şiddetli müdahalesine rağmen alanları terk etmeyen yüzlerce...
- Türkiye’de siyasal gelişmelerin hızlandığı, her bakımdan zorlu, her bakımdan ağır bir süreçten geçiyoruz. İşçi ve emekçiler, emekliler, gençler olarak enflasyonun hız kesmesini, hayat pahalılığının son bulmasını, geçim derdinin hafiflemesini...
- Sosyal medya platformlarında her gün yeni bir trend beliriyor, insanlar yeni bir akımın peşinden koşturuluyor. Dün “lokma dünyası”, yakın zamanda “Dubai çikolatası” peşinde koşan insanlar, yarın farklı bir yiyecek ya da akımla tüketim sarmalına...
- Toplumun itirazının güçlenmesi, işçi sınıfının kendi talepleriyle, kendi örgütleriyle, kendi mücadele yöntemleriyle sahneye çıkmasıyla mümkün olabilir. Bunun yolu işçi sınıfının sendikal ve siyasal örgütlülüğünün, bilinç düzeyinin ve dolayısıyla...
- Elizabeth Gaskell’in Kuzey ve Güney adlı romanını okumaya başlamadan önce, kitabı okuduğunu düşündüğüm birçok mücadele arkadaşımın yorumlarını almak istedim. Biri önce dört bölümlük dizisini izlememi tavsiye etti, bir diğeri uzun bir özet gönderdi....
- 19 Marttan bu yana başta gençler olmak üzere protestolara katılanları polis şiddetiyle gözaltına alan, tutuklayan, tehdit eden rejimin saldırıları giderek artıyor. Saldırılar karşısında geri adım atmayan ve faşist baskılara itirazını dersleri boykot...
- İngiltere’de işçi ve emekçiler, başkent Londra’da hükümet binalarının bulunduğu Whitehall sokaklarına çıktı. Endonezya’da emekçiler, kabul edilen Silahlı Kuvvetler yasasını protesto etmek için sokaklara döküldü. Arjantin’de iktidara gelir gelmez...
- İşçi sınıfının yanında saf tutan, kalemini yoksulların, emekçilerin hayatını ve özlemlerini anlatmak için kullanan nice yazar, şair ve aydın geçmiştir dünyamızdan. 2 Nisan 1948’de yaşamdan koparılan Sabahattin Ali de bunlardan biriydi.
- Sevgili işçi kardeşlerim, İşçi Dayanışması’nın 202. sayısında ve UİD-DER web sitesinde yayınlanan “Hüsrevlerin Değil Ferhatların Destanıdır Hatırlanan” yazısını okudum ve sesli yorumunu defalarca dinledim. Bu yazı, sınıf bilinciyle hareket eden...
- Sevgili işçi kardeşlerim, işçi sınıfının büyüklerinden kulağımıza küpe olan bir söz vardır: “Ayağın taşa değse, kapitalizmden bil!” Sınıf bilinçli işçiler olarak, temas ettiğimiz her işçi kardeşimize bu sömürü düzeninin hepimize nasıl dokunduğunu...
- Yeşiline sevdalandım/ Mavisine…/ Gülen gözlerinden süzülen ışıltıya/ Bir şiir/ Bir şiir yolumuzu açar belki
- 29 Martta CHP’nin çağrısıyla Maltepe’de bir araya gelen 2 milyonu aşkın işçi, emekçi, öğrenci, emekli; faşist saldırılara, polis şiddetine, baskı ve yasaklara, adaletsizliğe karşı “Kurtuluş Yok Tek Başına Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz” diye haykırdı...