Buradasınız
İyileşmek Ücretli Sağlık Sisteminde Zor
Sancaktepe’den bir matbaa işçisi

AKP hükümeti hastaneleri daha iyi hale getirdiğini, parasız sağlıktan herkesin yararlanacağını söylüyor. Oysa durum hiç de öyle değil. Hastalandığımızda cebimizden para çıkmadan sağlık hizmetlerinden yararlanamayacağımız gerçeğini yaşadığım olayla daha da iyi anladım.
Boynum aniden tutulduğu için oturduğum yere yakın bir bölge hastanesine gittim. Saat 21.30 civarındaydı. Muayene ücretinin 25 lira olduğunu ve doktorun yazdığı iğneye göre de ekstra para alınacağını söylediler. Bir iğne için bu kadar para istenmesine şaşırdım. Bu arada ben iğne ile ilgili durumu konuşurken, acile yeni gelen bir aileye, SGK kotası dolduğu için çocuğunun SGK üzerinden muayene olamayacağını, ekstra 60 lira alınacağını söylediler. Aile çocuğuna bakıp parayı ödemek zorunda kaldı.
Ben buradan çıkıp daha uygun olur diye tıp merkezine gittim. Burada da sistem bozuk olduğundan dolayı parmak basılamayacağını, muayene ücreti olarak 40 lira alınacağını, bu paraya iğne ücretinin dâhil olmadığını söylediler. Daha uygun olur diye geldiğim yer daha da pahalıydı. Ağrılarıma katlanarak iğne yaptırmadan çıkmak zorunda kaldım.
Bu yaşadığım olay sadece bir iğne ile ilgiliydi. Bir iğne için neredeyse 2 günlük ücretim isteniyordu. Asgari ücretle geçinen bir ailenin sağlık sorunlarını hangi parayla gidereceklerini düşündüm. Sağlık daha çok paralı hale geldi. Yapılan her işlemden para alınıyor. Özel hastaneler, tıp merkezleri mahallelerde, ilçeler de pıtrak gibi çoğaldı. Devlet hastanelerine ise merkezi yerlerde oldukları için ani durumlarda ulaşım oldukça zor. İşçiler rahatça ulaşabilecekleri, ücretsiz ve nitelikli sağlık hizmetini tüm hastanelerden alabilmelidir. Sağlık her insanın en temel hakkıdır. Ücretsiz ve nitelikli sağlık için mücadele edelim.
Nijerya’da İşçi Katliamı
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
Son Eklenenler
- İnsanın gençlik dönemleri heyecan doludur, coşkuludur, dinamizm yüklüdür. Gençliğin bu hali var olanı sorgulayan, ezber bozan, sınırları zorlayan, değişim isteyen düşünce yapısının da temelini oluşturur. Bundan birkaç ay önce bu ifadelerle Türkiye...
- 1 Mayıs’ta da taleplerimizi haykırmak için meydanlardaydık. Sağlık ve eğitim başta olmak üzere her alanda kamu harcamalarının giderek daha çok kısıldığı, sağlık ve eğitim sisteminin çöktüğü, hizmetlerin daha niteliksiz ama daha pahalı hale geldiği...
- 2012 yılının Mayıs ayıydı. UİD-DER’in kış ayları boyunca sürdürdüğü “Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz” kampanyasında 62 bin imza toplanmıştı. UİD-DER’li işçiler, o dönemde milletvekili olan Sırrı Süreyya Önder ile beraber Meclis’te yapılan...
- Ruhen ve zihnen sağlıklı bir insan haksızlığa uğradığında, zulme tanık olduğunda rahatsız olur, bunu dile getirme, itiraz etme, tepkisini ortaya koyma ihtiyacı duyar. Normal koşullarda bu haksızlığın giderilmesini sağlamak ister. Gücü yetiyorsa bunu...
- Kapitalizm öyle bir ekonomik ve toplumsal düzendir ki insanların vefa, bağlılık, sevgi gibi duygularını bile istismar eder, tüketimi kışkırtmak için kullanır. Bunu öyle bir sinsilikle yapar ki normal koşullarda uzak durmamız gerektiğini düşündüğümüz...
- Geçtiğimiz günlerde bir marketin önünde, lise öğrencisi bir gencin beş market çalışanı tarafından depoya sürüklenmeye çalışıldığını gördüm. Müdahale ettim. Genç, iki parfüm çaldığını itiraf etti. Korkmuştu, gözleri büyümüştü. Market çalışanlarından...
- Erik ağaçları durmuşsa çiçeğe/ Işıldamışsa kavakların yaprakları/ Sular yürümüşse söğütlerin dallarına/ Sarmışsa madımaklar çimenleri/
- Adana ve Mersin’de faaliyet gösteren Toros Tarım tesislerinde Petrol-İş Sendikasında örgütlü 213 işçi, 21 Mayıs sabahı greve çıktı. UİD-DER’li işçiler olarak grevin 5. gününde Mersin’deki fabrikanın önünde grevci işçilere dayanışma ziyaretinde...
- Nakba’nın 77. yılında dünyanın dört bir yanında işçi ve emekçiler, Filistin halkına yapılan zulmü protesto ediyor, şehir meydanlarında kitlesel gösteriler düzenliyor. Dünya genelinde yüzbinlerce işçi ve emekçi, 77 sene önce Filistin halkının...
- Adana ve Mersin’de faaliyet gösteren Toros Tarım tesislerinde çalışan 213 işçi 21 Mayıs sabahı greve çıktı. Kocaeli Dilovası OSB ve İzmir Çiğli’de üretim yapan DYO Boya fabrikalarında eş zamanlı grev başladı.
- Karabağlar, İzmir’de ikamet ettiğim ilçedir. Mahallelerinin büyük çoğunluğunda işçi ve emekçiler yaşar. Küçük bir kesimse tuzu kuru, küçük burjuvalardan oluşur. Belediye bu zengin semtlere gösterişli hizmetler sunarken, yoksul mahalleler hep ikinci...
- Grevdeki Temel Conta işçileri 22 Mayısta fabrika önünde kitlesel basın açıklaması gerçekleştirerek işverenin grev kırıcı uygulamalarını ve saldırgan tutumunu protesto etti. Eyleme Türk-İş’e bağlı sendikalar, KESK İzmir Şubeler Platformu, Genel-İş...
- Küçük bir işçi çocuğu. Elinde, üstünde “Kreşe Gidemediğim İçin Greve Geliyorum” yazan kartonuyla poz vermiş. Muhtemelen annesi tarafından grev yerine getirilmiş. En küçük olmanın verdiği şirinlikle bütün işçilerin göz bebeği olmuş. Kreşte...