Buradasınız
Kan Parasıyla İş Cinayetlerinin Üzerini Örtemezsiniz!
Genci yaşlısıyla, kadını erkeğiyle işçi kardeşlerimiz patronların kâr hırsından dolayı iş kazalarında hayatlarını kaybetmeye devam ediyorlar. Eli kanlı patronlar ise, hâlâ işçileri güvencesiz çalıştırmaya devam ediyorlar. Sigortaları dahi yapılmayan işçiler, canlarını Allaha emanet ederek çalışıyorlar. Alınmayan önlemler, uzun ve yorucu çalışma koşulları nedeniyle çoğu işyerinde ölümcül kazalar yaşanıyor. Bir işçinin daha kanı kurumadan, yaşanan yeni iş cinayetlerinde bu kez bir başka kardeşimiz hayatını kaybediyor. Bu iş cinayetlerinde bazen ömrünün baharında genç bir işçi, bazen de çoluğu çocuğu olan bir işçi hayatını feci şekilde kaybediyor. Fakat ne acıdır ki çoğu zaman çaresizlikten, ama esas olarak örgütsüzlükten dolayı işçi aileleri, patronların önerdiği kan parasına razı oluyorlar. “Ölenle ölünmez” veya “Allah razı olsun” diyerek yaşananları sineye çekiyorlar. Hesap vermesi gereken patronlar ise, böylece en ufak bir ceza dahi almadan kurtulmuş oluyorlar.
Daha yakın zamanda hayatlarını kaybeden Pameks tekstil ve tersane işçilerinin aileleri, patronların kan parası teklifine boyun eğdiler. 10 bin ilâ 100 bin lira arasında değişen kan parasına razı oldular. Bursa’da kömür ocağında hayatını kaybeden 19 maden işçisinin ailesi ise, örnek olacak bir tavır göstererek, patronun 15 bin liralık kan parası teklifini tereddütsüz reddettiler. Onlar canlarının, kocalarının ve çocuklarının hesabını sormak için patronun yargılanmasını istediler. Üstelik bu katil patron, bir de utanmadan kan parasını işçi ailelerine duyurmak için gazetelere ilan vermiş. Yani ona göre işçilerin canının hiçbir değeri yok! O kadar rahatlar ki, eşya satışının duyurulması gibi işçilerin canına karşılık kan parası vereceklerini gazetelerde ilan etmekten çekinmiyorlar.
Yapılması gereken, patronlara kan parası için el açmak değil, işçi kardeşlerimizin kanının hesabını sormaktır. Çünkü üç kuruş maliyet hesabı yaparak hiçbir güvenlik önlemi almayan ve bizleri ölümlere bile bile gönderenler patronlardan başkası değildir. Peki, eli kanlı patronlardan hayatlarını kaybeden işçi kardeşlerimizin hesabını sormak için ne yapmalıyız? Öncelikle, patronların ne kadar olursa olsun önereceği kan parası rüşvetini kabul etmemeliyiz. Derhal patrona ceza ve tazminat davasıaçmalıyız. İşçi ailelerinin yalnız kalmaması, davaların açılması ve davaların işçilerin lehine sonuçlanması için sendikalar üzerlerine düşen görevi yerine getirmeliler. Açılan davalarda patronların mahkûm edilmesi için, işçi kitlelerinin seferber edilmesi sendikaların en temel görevidir. Eğer patronların önerdiği rüşvet kabul edilirse, bu, bile bile yeni ölümlere davetiye çıkartmak olacaktır. Çünkü göstermelik birkaç önlemin dışında patronlar, işyerinde hiçbir önlem almayacaklar. “Ölürse veririm birkaç bin lira, kurtulurum” rahatlığıyla hareket edecek, daha fazla kâr elde etmek için işçilerin yaşamlarını hiçe saymaya devam edecekler. Hem suçlu hem güçlü patronlar diğer yandan da ölen işçileri dikkatsizlikle, cahillikle, işe zarar vermekle ve hatta kan parası için ölmekle suçlayacak kadar pervasızlaşacaklar, pervasızlaşıyorlar.
Bizler çok iyi bilmeliyiz ki, patronların dini imanı tek kelimeyle paradır. Ölen işçi kardeşlerimizin hiçbiri onların umurlarında değildir. Patronlara göre ne üzülmeye ne de önlem almaya gerek vardır. Çünkü dışarıda her türlü riskli işi yapmaya hazır binlerce işsiz işçi vardır. Patronlarda, “eğer güvencesiz bir iş yaptırırsam işçiler bunun hesabını benden sorarlar” korkusu yoktur. Onlara göre önlem almaya gerek yoktur, çünkü onca ölen arasında ne bir patron ne de bir patron çocuğu vardır.
Ölümleri engellememizin en temel yolu işçilerin örgütlenmesidir. Patronların vaatlerine kanmamalı ve örgütlü gücümüzle işyerlerinde iş güvenliği önlemlerinin alınmasını sağlamalıyız. Eğer işçi sınıfı örgütlü olsaydı iş cinayetleri bu denli artar mıydı? Elbette hayır! Eğer işçi sınıfı örgütlü olsaydı, ağır ve tehlikeli iş kollarında verilmeyen molalar verilir, gerekli önlemler alınırdı. Eğer işçi sınıfı örgütlü olsaydı hiçbir işçi riskli işleri, “yapmazsam patron beni işten atar, işsiz kalırım” korkusu ile yapmaya girişmezdi. Her iş gününün sonunda “şükür bugün de sağ kaldık” diye çaresizce dua etmezdi.
Eğer üreten ve ürettiği halde üç kuruş karşılığında ölen bizlersek, hesap sormasını bilmesi gerekenler de bizler olmalıyız. Gerek yasalar yoluyla gerekse örgütlü gücümüzle, uğradığımız haksızlıkların ve işçi kardeşlerimizin akan kanının hesabını sormalıyız. Patronlardan rüşvet istemiyoruz. Ama şunu istiyoruz: Hayatını kaybeden her işçinin ailesine maaş bağlanmalı ve bu yasal güvenceye kavuşturulmalıdır. Sendikalar bu noktada da devreye girmek, söz konusu hakkın yasalaşması için mücadele yürütmek zorundalar. Haklı olmak tek başına yetmiyor. Hakkımızı almak için örgütlü olmamız da gerekiyor. Ancak o vakit iş cinayetlerinin önüne geçebiliriz. Ancak o zaman iş cinayetlerinin sorumlusu katil patronlar kan parası değil hesap vermek zorunda kalırlar. Demek ki yapmamız gereken belli: İşçi kardeşlerimizin kanlarının yerde kalmaması ve yeni iş cinayetlerinin yaşanmaması için örgütlenmek ve mücadele etmek!
Tekel İşçileri Ankara’da Buluşuyor
Madenci Grevi ve Büyük Yürüyüş
- Kasırgalar Kimleri Vuruyor?
- ABD’den Türkiye’ye Ülkeyi Şirket Gibi Yönetenler
- Gençliğe Çağrı: Bize Kılavuz Gerek!
- Anna’nın Annesi ve Anneler Günü
- Baskılara, Zorbalığa, Sömürüye, Emperyalist Savaşa Karşı Umut Örgütlü Mücadelede!
- İşçi Dayanışması 205. Sayı Çıktı!
- “Kıyamet Sığınakları” ve Bizim Sığınağımız
- Bu Kadar Çok Parayı Nereden Buluyorlar?
- “Çingene Kızı” ve İşçi Sınıfının Birliği
- Nefes Almak İçin…
- Sadeleştirince Açığa Çıkanlar…
- Kurtuluş Yok Tek Başına, Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz!
- 1 Mayıs: Gün Gelir Zorbalar Kalmaz Gider!
- İşçi Dayanışması 204. Sayı Çıktı!
- Uçurumun Kenarından Özgürlüğün Dünyasına
- Fitre Asgari Ücretliye, Emekliye Veriliyorsa…
- Fiyonklu Kazıklar Çoğalırken
- Doğru Tarafta, Bizim Safta Olabilmek…
- Arenalardan TikTok’a Uyuşturma Araçları
- Özlemini Çektiğimiz Güzel Günler İçin Birleşelim!
Son Eklenenler
- Petrol-İş Sendikası Gebze Şubesinin örgütlü olduğu Kocaeli Çayırova’da bulunan Portakal Plastik ve Porvil fabrikalarında 7 Mayısta başlayan grev 3 Haziranda anlaşmayla sona erdi. Petrol-İş Sendikası Genel Merkezinde Petrol-İş Genel Merkez...
- İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı İZELMAN, İZENERJİ ve Egeşehir şirketlerinde çalışan yaklaşık 23 bin işçi, DİSK’e bağlı Genel-İş Sendikasının öncülüğünde 29 Mayıs’ta greve çıktı. Grev yedinci gününde sürerken, grevi ve işçilerin mücadelesini...
- İzmir Büyükşehir Belediyesine ait İZELMAN, İZENERJİ ve Egeşehir’de çalışan Genel-İş üyesi yaklaşık 23 bin işçi, toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde düşük ücret dayatılmasına karşı ve eşit ise eşit ücret talebiyle 29 Mayısta greve çıktı. Belediye...
- Her 1 Mayıs sabahını gecesinde uyuyamadığım, bir an önce sabahı karşılamanın heyecanıyla beklerim. Tüm dünyada milyonlarca işçi renk, ırk, ülke gözetmeksizin alanlara meydanlara çıkıyor ve tek yürek oluyor! Taleplerimiz ve mücadelemizde ortaklaşıyor...
- Neden “UİDER” değil, UİD-DER” dediğimi anlatmak istiyorum size. Geçtiğimiz günlerde bir işçi kardeşimiz bana UİD-DER’in açılımını sordu. Yanıtladım: “Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği, kısaca UİD-DER.” Fakat internette arama yaparken kısaltmayı...
- Son yıllarda egemenlerin ekonomik ve siyasi krizlerden söz ederken “fırtına” ya da “kasırga” benzetmesine çok sık başvurduklarına şahit oluyoruz. Mesela JP Morgan CEO’su 2022’de yaklaşan ekonomik belirsizlikleri tarif etmek için “ekonomik kasırga”...
- Bazı insanlar vardır, kalpleri sadece kendileri için değil, tüm insanlık için, yeryüzünün tüm canlıları için özgürlük tutkusuyla çarpar. Tıpkı Haziran ayında sonsuzluğa uğurlanan üç yürek işçisi gibi. 3 Haziran 1963’te Nâzım Hikmet’in, 2 Haziran...
- UİD-DER’de emekçi kadınların bir araya geldiği bir etkinlikte çocuklarla ilgilenmek için kreşte görevliydim. Yaşları 3 ile 10 arasında değişen 7-8 çocuk vardı. Hangi oyunları oynamak istediklerini sorduğumda, içlerinden biri oyun oynamak...
- ABD’de yaşıyor olsaydık, muhtemelen Türkiye’de olduğu gibi, en çok konuşacağımız konuların başında gelecekti ekonomi. Son yıllarda ABD’den Türkiye’ye işçi ve emekçiler düşük ücretlerden kamu hizmetlerinin kısıtlanmasına benzer sorunlarla...
- Kısa bir zaman öncesine kadar direnişte olan, direniş boyunca pek çok kez polis saldırılarıyla yüz yüze gelen bir işçi kardeşimizle 19 Mart’tan sonra yaşanan protestolarla ilgili haberleri izliyor, sohbet ediyorduk. Bir anda öfkeyle, “şunlara bak,...
- Siyasi iktidar yoksullaştırma politikalarını sürdürüyor. Enflasyon balyozunu işçi ücretlerine, emekli aylıklarına, kamu çalışanlarının maaşlarına indiriyor, ücretleri tuzla buz ediyor. İşçilerin, kamu emekçilerinin, emeklilerin cebinden çalınan...
- TPI Kompozit işçileri grevlerinin 19. gününde İzmir Çiğli Kasaplar Meydanında buluşma gerçekleştirdi. İstanbul Şişli Belediyesinde çalışan Genel-İş Sendikası İstanbul Avrupa Yakası 3 No’lu Şube’de örgütlü işçiler, ödenmeyen alacakları için 30...
- Sevgili işçi kardeşlerim, Tavşan korktuğu için kaçmaz, kaçtığı için korkar. Patronlar ve onların devleti de işçi sınıfının örgütlü gücünden ölümüne korktukları için saldırıyorlar. Örgütlü değilken bile bu kadar korkuyorlarsa, bir de işçi sınıfı...