Buradasınız
Kaplumbağalar da Uçar
diğer yazarlar

Uluslararası İşçi Dayanışması Derneğinin Gebze temsilciliğinde, 4 Kasım Pazar günü, İranlı yönetmen Bahman Ghobadi’nin “Kaplumbağalar da Uçar” adlı filmini izledik. Çeşitli fabrikalardan 90’ın üzerinde işçinin katılımı ile gerçekleştirilen film etkinliğimiz, dramatik konusu ve filmin geçtiği coğrafyanın sarsıcı koşullarını yansıtması açısından çok etkileyiciydi.
Sinema kolundan bir arkadaşımızın, yönetmene, filme ve Irak Kürtlerine dair verdiği özet bilgilerin ardından film başladı. İranlı yönetmenin bölgede yaşayan insanlarla ve gerçek mekânlarda çektiği film yaşananlara daha gerçekçi bakmamıza neden oldu. Film Saddam’ın Halepçe’de kimyasal silahlarla gerçekleştirdiği katliamdan kaçabilmeyi başaran 3 çocukla birlikte Saddam zulmünden kaçan kalabalık bir grup Kürdün, ABD’nin Irak’ı işgalinin hemen öncesinde Türkiye sınırındaki bir Kürt köyündeki bekleyişlerini konu ediniyordu. Film boyunca, köyde kurulan çadır kampında yaşam mücadelesi veren Kürt çocukların dramını izledik. Hayatlarını döşenmiş mayınları toplayıp satarak kazanan bu çocuklara “çocuk” diyebilmek de pek mümkün değildi aslında. Bu işi yaparken kolunu bacağını kaybetmiş çocukların dahi dişleri ile mayın sökerek hayatlarını idame ettirmeye çalışmaları, iç yakıcı idi.
Film bölgede yaşayan Kürtlerin, patlak vermek üzere olan emperyalist savaşa dair haber edinme çabalarını da işliyor. Tam bir mahrumiyet bölgesine sıkışıp kalan bu insanlar, yaşamlarına yön verebilmek için bulundukları toprakların kaderini öğrenmeye çalışıyorlar. Belki kaçtıkları kentlere tekrar geri dönebilmek, belki de başka topraklara göçebilmek için.
Türk burjuvazisinin Güney’deki Kürtlerin üzerine şovenist salyalarını akıttığı bugünlerde, oradaki yaşama, film vesilesi ile daha yakından bakabilmek bizler için önemliydi. ABD emperyalizminin gerçekleştirdiği Irak saldırısının arifesinde geçen film, Güney’de yaşayan Kürtlerin sıkışmışlığını, çıkışsızlığını ve nasıl insanlık dışı koşullara hapsolduklarını daha iyi anlayabilmemizi sağladı.Film sonrasında yaptığımız sohbette birçok kişi söz aldı. İşçi dostlarımız, egemen sınıfın son dönemde doruğa çıkardığı savaş çığırtkanlığına, Kürt sorununa, işçi sınıfının kardeş Kürt halkına karşı yürütülen haksız savaşa destek vermemesi ve milliyetçiliğe prim vermemesi gerektiğine dair fikirlerini ifade ettiler.
Son Eklenenler
- İşçi sınıfımızın üç yürek işçisini Haziran ayında kaybettik. 3 Haziran 1963’te Nâzım Hikmet, 2 Haziran 1970’te Orhan Kemal, 2 Haziran 1991’de ise Ahmed Arif’in güzel yüreği artık atmaz oldu, söylenecek sözleri yarım kaldı. Fakat kalemlerini...
- Ben metal sektöründe çalışan bir işçiydim. İşçiydim diyorum çünkü hakkımızı aradığımız için işten çıkarıldık. İşveren biz işçilerin ve temsilcilerimizin taleplerini karşılamamak için her yola başvuruyordu. Sorunları çözmek bir yana daha fazla baskı...
- Seçimlerden önce siyasi iktidar türlü vaatler sıralamış, 24 Nisan-31 Mayıs tarihleri arasında kullanılan doğalgazın tamamının ve gelecek yıl Mayıs ayına kadar kullanılacak gazın ise ay bazında 25 metreküplük kısmının ücretsiz olacağını duyurmuştu. “...
- İşçi ve emekçileri ilgilendiren tüm alanlarda devasa bir sorunlar yumağı her geçen gün büyüyor. Ama bunlar seçim meydanlarında gündem olmadı. Sorunların üstü milliyetçilikle, hamasetle örtülmeye çalışıldı.
- Yunanistan'da Pire Emek Merkezi’nin çağrısıyla düzenlenen ve binlerce emekçinin, çeşitli sendikalardan temsilcilerin ve işçilerin katıldığı yürüyüşte “iş cinayetleri durdurulsun” denildi.
- Fransa’da Disneyland Paris işçileri artan hayat pahalılığına ve düşük ücretlere karşı ücret artışı ve çalışma koşullarının düzeltilmesi talebiyle 30 Mayısta iş durdurdu.
- İşçi ve emekçilerin ezici çoğunluğu gidişattan endişeli, hoşnutsuz, sorunların çözülmesini, ekonominin düzelmesini istiyor. Ama öte yandan çok sayıda işçi ve emekçi sorunlarımızın kaynağında olan, hoşnutsuzluğumuzun nedeni olan mevcut iktidara oy...
- İstanbul Büyükşehir Belediyesine bağlı bir şirkette çöp işinde çalışan bir işçiyim. Dışarıdan bakıldığında, belediyede çalıştığımız için, insanların gözünde güzel bir işimiz var gibi algılanıyor ve sohbetlerde de dile getiriliyor. Ama işin iç yüzü...
- Bağımsız Maden İş Sendikası Genel Başkanı Gökay Çakır ve sendika yöneticileri Soma Yeni Anadolu Madencilik’te üyelerine yönelik baskı, mobbing ve EYT kapsamındaki ayrımcılığa karşı maden önünde açıklama yapmak istediler. Ancak jandarma tarafından...
- Zorlu bir seçim sürecini geride bıraktık. Seçim sonuçlarının olumsuz etkilerini asıl olarak önümüzdeki dönemde yaşayacağız. Ancak şimdiden toplumun çoğunluğunda giderek baskın hale gelen bir duygunun açığa çıktığını görüyoruz: Umutsuzluk. Tek adam...
- Toplum örgütsüz olsa bile kendisi örgütlü olan bir işçi umutsuzluğa düşmez. Umutsuzluğun panzehirinin örgütlülük olduğunu, sadece istemekle baskı ve zorbalığın son bulmayacağını, bunun için sorumluluk almak ve mücadele etmek gerektiğini bilir....
- İnsanların, toplumların bir tarihi vardır, sınıfların da öyle. Ve bu tarih geleceğe yürürken o sınıflara yol gösterir. Dünya işçi sınıfının bir parçası olan Türkiye işçi sınıfımızın tarihi de bugüne ve geleceğe ışık tutan, unutulmaması gereken...
- Ben 1 Mayıs’a UİD-DER’le katılan gençlerden biriyim. Gençlerin artık seslerini duyurmaya ihtiyacı var. Sesimizi boğmaya çalışanların tuzaklarını aşıp, hiçlik duygusundan çıkıp değişimin öznesi olmak istiyoruz. 1 Mayıs’ta yaşadığımız coşkuda bunu...