Buradasınız
Kemal Türkler’i Anıyoruz: Unutmadık, Unutmayacağız!
Kemal Türkler, UİD-DER’in de katılımıyla 22 Temmuzda Topkapı’daki mezarı başında anılacak. Mücadeleci işçi önderi Kemal Türkler, sermayenin emrindeki faşist katiller tarafından 22 Temmuz 1980’de kurşunlanarak katledildi. Kemal Türkler yaşamını işçi sınıfının örgütlenmesine ve demokratik hakların kazanımına adamıştı. Patronlar sınıfı onun varlığından, mücadelesinden, gözüpekliğinden hep korkmuştu. Türkler’in ölümü üzerinden 31 yıl geçmiş olmasına rağmen, katillerinden hesap sorulmuş değil. Onu katledenlerin yargılandığı dava zaman aşımından düşürüldü. Geçtiğimiz günlerde ise, AKP hükümetinin kişiye özel hazırladığı düzenlemeler sonucunda, 1980 öncesinde 7 TİP’li öğrenciyi katleden faşistler serbest bırakıldı. Bu faşistlerin içinde Kemal Türkler’in katilleri de vardı. Sermayeye hizmet eden katilleri burjuva devlet kollamış ve sonra da serbest bırakarak ödüllendirmiştir.
Çok iyi biliyoruz ki Kemal Türkler’in asıl katilleri işçi sınıfının birliğini ve örgütlenmesini istemeyen sermaye sınıfıdır. Çünkü Türkler, 1960’lardan son nefesini verdiği 1980 yılına kadar işçi mücadelelerinin içinde yer aldı. Patronlar onun varlığından hep rahatsız oldular.
1926 yılında doğan Kemal Türkler 1947 yılında sendika üyesi olduğunda 21 yaşındaydı. Türkiye’de sendikaların resmi olarak kuruluşu da aynı yıl gerçekleşti. Fakat o yıllarda sendikalar grev hakkından yoksundu. Grev hakkının yasallaşması 1963 yılında patlak veren Kavel Direnişiyle kazanıldı. Kemal Türkler’in başkanı olduğu Türkiye Maden-İş tarafından örgütlenen direniş sonrasında grev hakkı, ilk kez yasalara girmiş oldu.
Kemal Türkler döneminde hükümetin ve patronların desteği ile kurulmuş tek konfederasyon Türk-İş’ti. Türk-İş devletin ve patronların koyduğu sınırları aşmayan, işçileri sermaye sınıfı ile işbirliğine zorlayan bir anlayışa sahipti. Kemal Türkler ve arkadaşları Türk-İş’in bu uzlaşmacı sendikal anlayışına başkaldırdılar. O yıllarda işçi sınıfı Türk-İş’in takındığı tutumdan yaka silkiyordu. Türk-İş’ten kopan sendikalar, Kemal Türkler başkanlığında 1967’de DİSK’i kurdular. DİSK, sınıf ve kitle sendikacılığının ilkelerine sahip çıkarak Türk-İş’in uzlaşmacı çizgisine büyük darbe indirdi. Örgütlediği onlarca fabrikada, sendikaların işçilerin mücadele örgütleri olduğunu ve mücadelelerin yükseltilmesiyle hakların kazanılacağını gösterdi.
İşçi sınıfının, patronların yüreğine korku saldığı büyük işçi eyleminde yine Kemal Türkler’in önemli rolü vardı. Dönemin hükümeti 1970 yılında, DİSK gibi mücadeleci sendikaları fiilen kapatacak bir yasa çıkarmıştı. 15-16 Haziran günü işçiler sendikalarına sahip çıktılar ve bugüne kadar unutulmayacak bir genel direniş örgütlediler. Türkiye’de ilk kez bir işçi eylemi bütün ülkenin gündemine giriyor, işçi sınıfının gücünün nelere kadir olduğunu dosta, düşmana gösteriyordu.
Her biri zengin deneyimler, fedakârlıklar ve işçilerin kahramanlıklarıyla dolu grevler ve direnişlerde yine Maden-İş, yine DİSK, yine Kemal Türkler vardı. Sungurlar, Demirdöküm, Derby, Profilo ve daha nice mücadelede işçiler ve sendika yönetimi birlikte mücadele etti. Kimi zaman işten atmalara karşı, kimi zaman sendikasızlaştırmaya karşı, kimi zaman ücret artışları için mücadele başladı. Bu mücadelelerde sendikacıların ve işçilerin payına tehdit edilmek, tutuklanmak ve saldırılar sonrasında bedel ödemek düşüyordu. Her şeye rağmen işçiler mücadele ediyordu çünkü işçilere güven, cesaret ve moral veren bir sendikal anlayış, mücadeleci bir işçi önderi vardı yanlarında.
İşçi sınıfına bağlı, örgütlü mücadeleye inanan, patronlara boyun eğmeyen Kemal Türkler döneminde, ilki 1976 yılında olmak üzere, kitlesel 1 Mayıs kutlamaları başladı. Unutturulmak istenen 1 Mayıs geleneği fabrikalarda, işçi mahallelerinde yapılan zahmetli çalışmalar sonucunda diriltildi. Kitlesel 1 Mayıs kutlamalarının ardından işçi sınıfının “Faşizme İhtar Eylemleri”, “DGM Direnişi”, “MESS Grevleri” gerçekleştirildi. Bu eylemlerle birlikte sendikaların demokratik taleplere de sahip çıkması ve genişletilmesi için mücadele etmesi gerektiği ortaya konuluyordu. Tehditler, baskı ve yıldırmalar Kemal Türkler’i sınıf mücadelesi yolundan ayıramadı. İşçilere önderlik ettiği bu mücadelelerle birlikte düzenin, sermayenin ve faşist güçlerin nefretini daha çok üstüne çekti. Sermaye sınıfının saldırılarına boyun eğmeyen Kemal Türkler, böylece işçi kuşaklarının haklı olarak sevgi ve saygısını kazanan mücadeleci bir işçi önderi oldu.
Kemal Türkler’in başında bulunduğu Maden-İş’te tabanın söz ve karar sahibi olması ilkesi savunuluyordu. Kemal Türkler, günümüz sendikacılarından farklı olarak alın terini işçilerle birlikte mücadele içine akıttığı için Kemal Türkler oldu. Sermaye düzeni kadar sendika bürokrasisi de Kemal Türkler’den korkmaktadır. Bugün her şeye rağmen Kemal Türkler’i unutmayanlar da var sınıf mücadelesi içinde. UİD-DER’li kadın ve erkek işçiler, sendikaları mücadeleci birer işçi örgütü haline getirmek, Maden-İş’in mücadeleci sınıf sendikacılığı geleneğini yaşatmak için çalışıyorlar.
Kemal Türkler’i unutmayacağız ve unutturmayacağız!
İşe Yetişme Telaşı İşçinin Canını Aldı
- İşçilerin Canının Hiçe Sayılmasına Birlikte Karşı Duralım!
- 7 Ekim’in Birinci Yılı: Emperyalist Savaş Büyüyerek Devam Ediyor
- Ukrayna Savaşının İkinci Yılı: Ukrayna’dan Gazze’ye Emperyalist Savaşa Hayır!
- Emekçi Kadınlarız, 8 Mart Ruhuyla Birleşiyoruz!
- 6 Şubat Depremlerinin Birinci Yılı: Asrın Kötülüğünü Unutma, Unutturma!
- Gazze’de Savaş Büyüyerek Devam Ediyor
- Filistin ve Ortadoğu’da Yangın Büyüyor
- Oylar Emek ve Özgürlük İttifakı Partilerine!
- Ülkeyi Enkaz Yığınına Çeviren Yağmacı Düzene Artık Yeter!
- İşçi Sınıfı 1 Mayıs’ta Asrın Kötülüğüne ve Yağmacı Enkaz Düzenine “Artık Yeter” Diyecek!
- Felaket Göz Göre Göre Geldi: Depremzedeler İçin Tüm Olanaklar Seferber Edilsin!
- Asgari Ücret Görüşmeleri Algı Oyunlarıyla Başladı
- UİD-DER Kadın Komitesi: Kadına Yönelik Şiddetin Kaynağı Kapitalizmdir!
- Savaş Emekçiler İçin Yıkım Demektir! Savaşa Hayır!
- Şimdi Birlik ve Mücadele Zamanı!
- UİD-DER Kadın Komitesi: 1 Mayıs’ta Birlik, Dayanışma ve Coşkumuzla UİD-DER Kortejinde Buluşalım!
- Birlik ve Dayanışma İçinde 1 Mayıs’a!
- İşçi Sınıfının Tek Güvencesi Örgütlü Gücüdür!
- UİD-DER Kadın Komitesi: Emeğin Mücadelesi Emekçi Kadınlarla Büyüyor!
- Asgari Ücret Dört Kişilik Ailenin İhtiyaçlarına Göre Hesaplansın!
Son Eklenenler
- İzmir Buca’da sendikal baskıların ve işten atma saldırısının devam ettiği Telus önünde direniş başladı. Adana’da SASA Polyester’in PTA tesis şantiyesinde Gemont Endüstri ve ardından Metropol İnşaat adlı taşeron şirketler bünyesinde çalışan inşaat...
- Yeni bir yılın, 2025’in ilk günlerini yaşıyoruz. Ama işçi ve emekçilerin yüreğinde “yeni” olanın getirdiği heyecan ve umut yerine büyüyen endişeler ve kasvet var. Takvim yaprakları hariç hayatımızda değişen tek şey yaratılan ekonomik yıkımın...
- Her Aralık ayında izlediğimiz asgari ücret tiyatrosu bu yıl çok daha trajik bir şekilde sonuçlandı. Resmi enflasyonun, TÜİK’in uydurma rakamlarıyla bile yüzde 47 olduğu, ENAG’a göre yüzde 87 olduğu bir süreçte asgari ücrete sadece yüzde 30 zam...
- DİSK’e bağlı Birleşik Metal-İş Sendikası ile Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS) arasında 2024-2026 dönemi için yürütülen TİS görüşmelerinde MESS’in yüzde 40 oranında zam dayatması üzerine Schneider Elektrik’in Manisa ve Kocaeli...
- İzmir Büyükşehir Belediyesi bünyesinde, İZENERJİ, İZELMAN, Ege Şehir Planlama, İZFAŞ şirketlerinde çalışan DİSK/Genel-İş Sendikasında örgütlü işçiler maaş, yılsonu ikramiye ve eğitim alacakları ödemelerinin geç ve eksik yapılmasını protesto etmek...
- UİD-DER’li emekçi kadınlar olarak, bir grup Polonez direnişçisi kadın kardeşimizle güzel bir sohbet gerçekleştirdik. Direnişçi bir ablamız “bize hep ‘aman kurulu düzenimiz bozulmasın’ düşüncesini bellettiler” dedi. Bu söz üzerine uzunca sohbet ettik...
- Polonez işçileri 173 gün süren mücadelelerinin kazanımla sonuçlanmasının ardından fabrika önünde kurdukları direniş çadırını halaylarla, sloganlarla kaldırdılar. 7 Ocakta direniş alanında zaferlerini kutlayan işçiler, davul zurna eşliğinde halaylar...
- İktidar ve sermaye sınıfının saldırıları böylesine ağırken işçilerin birlik olamayacağını düşünmek kime yarar sağlar? Bu düşünce doğru bir akıl yürütme yöntemi olabilir mi? Karşımızdaki yıkım tablosu, işçilerin birleşmek dışında bir çıkış yolu...
- İstanbul Çatalca’da bulunan Polonez fabrikasında işçiler Tekgıda-İş Sendikası’nda örgütlendikten sonra gerekli şartları sağlamalarının ardından yetki başvurusunda bulunmuş ve hemen ardından 146 işçi işten atılmıştı. İşten çıkarmaların ardından...
- Aile Sağlığı Merkezi (ASM) çalışanları, 1 Kasımda yürürlüğe giren Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği’ni protesto etmek için 6-10 Ocak günlerinde Türkiye genelinde iş bırakıyor. ASM çalışanları “Eziyet Yönetmeliği” olarak nitelendirdikleri...
- Vivident, Mentos gibi sakız ve şekerleme markalarının üreticisi olan Perfetti Van Melle’nin İstanbul/Kıraç’ta bulunan fabrikasında çalışan işçiler Tekgıda-İş Sendikasında örgütlenmiş, şirket yönetiminin sendika düşmanı tutum ve baskılarıyla...
- Sevgili işçi kardeşlerim, Rus yazar Tolstoy “acı duyabiliyorsan canlısın, başkasının acısını duyuyorsan insansın” der. Tolstoy’un bu ifadeleri özü itibariyle insanlaşmayı anlatır. İşçi sınıfı olarak, sömürücü efendilerden insanlık için insanlaşma...
- İşçilerin mücadele örgütü UİD-DER, sözünü İşçi Dayanışması’yla söylüyor. Kapitalist sömürüye, zorbalığa, ayrımcılığa, haksız savaşlara karşı işçi sınıfına sesleniyor ve diyor ki kurtuluş ellerinizde, birliğinizdedir.