Buradasınız
Kıdem Tazminatını Gasp Ettirmeyelim
Esenyurt’tan bir grup işçi

İktidara geldiğinden beri işçi düşmanı yasaları yapmakta pek mahir olan AKP iktidarı, uzun zamandır peşinde olduğu kıdem tazminatını fon aracılığıyla ortadan kaldırmak için yeniden harekete geçti. Burjuvazi her fırsatta işçi sınıfının mücadelelerle kazanmış olduğu haklarına saldırmaktan geri durmuyor. Özellikle de AKP iktidarı, kıdem tazminatını kaldırmak için çeşitli defalar gündeme getirdi. Bundan dokuz yıl önce 2011 yılında kıdem tazminatını fona devrederek zaman içinde tamamen ortadan kaldırmak için harekete geçen AKP o zaman UİD-DER’in ve sendikaların karşı durması sonucu geri adım atmak zorunda kalmıştı. Özellikle de derneğimiz UİD-DER yürütmüş olduğu etkili kampanyayla bu konuda öncü olmuştu. Gerçekleştirdiği imza kampanyasıyla işçi ve emekçilerin tepkilerini emekten yana vekiller aracılığıyla meclise sunan UİD-DER’e çalışma bakanlığından böyle bir şeyin gündemlerinde olmadığını belirten yazı gelmişti. Ama biz bu durumun geçici olduğunu her defasında vurgulamıştık. İlk fırsatta kıdem tazminatı hakkına tekrar saldıracaklarını söyleyip, işçi emekçilere bu konuda uyanık olmaları gerektiğini ve bir an önce sınıfımızın örgütlülüğünü güçlendirmek gerektiğini söylemiştik.
Gündeme gelen yeni tasarının yani tamamlayıcı emeklilik sisteminin (TES), geçmişte çeşitli defalar gündeme alınan tasarılardan isim farklılığı dışında pek bir farkı yoktur. İktidara geldiğinden bu yana sermayeyi alabildiğince destekleyen patronlar sınıfını teşvik ve destek paketleriyle palazlandıran AKP bununla da yetinmeyip işçi emekçilerden kesilerek oluşturulan fonları yağmalamaktan da geri durmamıştır. Bunu tek bir örnekle hatırlamak gerekirse en iyi örnek işsizlik fonu olacaktır. Her seferinde “müjde” olarak propaganda edilen bu ve benzeri tasarılar işçi emekçileri kolay yoldan tavlamak ve yapılan hak gaspının üzerini örtmek için kullanılan, artık alışılagelmiş bir durum. Geçmişteki fonların başına gelenleri biliyoruz. Biz işçilerden kesilen paralarla oluşturulan konut edindirme fonu, deprem ve fakir fukara fonu vardı bir zamanlar ne oldu onlara acaba? Bu fonların başına gelenleri çoğumuz hatırlamıyordur bile. Ama biz örgütlü işçiler olarak biliyoruz, önce içleri boşaltıldı sonra da tamamen ortadan kaldırıldılar. Kıdem tazminatı fonunun sonu da bu fonlardan farklı olmayacaktır eğer biz işçiler sahip çıkmazsak. Asıl amaç tazminatlarımızı ortadan kaldırmaktır burada fon sadece bir araçtan ibarettir.
Kıdem tazminatı patronların altın tepside bize sunduğu bir şey değil, bizden önceki işçi kuşaklarının mücadelelerle kazanmış olduğu bir hak, öncelikle bizim buna sahip çıkmamız gerekir. Kıdem tazminatının parasal yönü haricinde biz işçiler için çok daha önemli yönleri de var. En başta kıdem tazminatı bizim iş güvencemizdir. Düşünün bir, girdiğimiz işyerinde 1 yılı bile dolduramazsak, sürekli iş değiştirirsek nasıl sendikalaşacağız, nasıl örgütleneceğiz? Onun için kardeşler tarih biz işçileri göreve çağırıyor. Burjuvazi hükümetiyle patronlarıyla el ele vermiş bir sınıf olarak haklarımıza saldırıyor. Gelin kardeşler biz de bir sınıf olarak kıdem tazminatımıza sahip çıkalım.
- Metal İşçileri: “İşçinin Hakkı İşçiye!”
- Kıdem Tazminatı Hakkımız Egemenlerin Ağzını Sulandırıyor
- “Olmaz Öyle Şey”
- Sendika Biziz!
- Engel Olduk, Yine Olabiliriz!
- Su Uyur Düşman Uyumaz
- Kötü Gün Dostu Kıdem
- Patronların Oyununa Kanmamak İçin UİD-DER’e
- Kıdem Tazminatı Bize Mirastır
- Sağlıklı ve Güvenli Çalışma İçin Kıdem Tazminatına Sahip Çık
- Kıdemden Elinizi Çekin!
- Kıdem Tazminatı Sınıfımızın Bize Mirasıdır
- Kıdem Tazminatımızın Patronların Cebine Girmesine İzin Vermeyeceğiz!
- Gebze Sendikalar Birliği: Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz!
- Kıdem Tazminatı Maliyet Değil Haktır!
- İçimiz Isınır mı?
- Dün Ayağa Kalkmışlardı, Peki Ya Bugün?
- Kıdem Tazminatını Gasp Ettirmeyelim
- Burjuva Medyanın Dezenformasyonlarına Kanmayalım!
- Kıdem Tazminatı: Yalanlar ve Gerçekler!
Son Eklenenler
- İşçi sınıfımızın üç yürek işçisini Haziran ayında kaybettik. 3 Haziran 1963’te Nâzım Hikmet, 2 Haziran 1970’te Orhan Kemal, 2 Haziran 1991’de ise Ahmed Arif’in güzel yüreği artık atmaz oldu, söylenecek sözleri yarım kaldı. Fakat kalemlerini...
- Ben metal sektöründe çalışan bir işçiydim. İşçiydim diyorum çünkü hakkımızı aradığımız için işten çıkarıldık. İşveren biz işçilerin ve temsilcilerimizin taleplerini karşılamamak için her yola başvuruyordu. Sorunları çözmek bir yana daha fazla baskı...
- Seçimlerden önce siyasi iktidar türlü vaatler sıralamış, 24 Nisan-31 Mayıs tarihleri arasında kullanılan doğalgazın tamamının ve gelecek yıl Mayıs ayına kadar kullanılacak gazın ise ay bazında 25 metreküplük kısmının ücretsiz olacağını duyurmuştu. “...
- İşçi ve emekçileri ilgilendiren tüm alanlarda devasa bir sorunlar yumağı her geçen gün büyüyor. Ama bunlar seçim meydanlarında gündem olmadı. Sorunların üstü milliyetçilikle, hamasetle örtülmeye çalışıldı.
- Yunanistan'da Pire Emek Merkezi’nin çağrısıyla düzenlenen ve binlerce emekçinin, çeşitli sendikalardan temsilcilerin ve işçilerin katıldığı yürüyüşte “iş cinayetleri durdurulsun” denildi.
- Fransa’da Disneyland Paris işçileri artan hayat pahalılığına ve düşük ücretlere karşı ücret artışı ve çalışma koşullarının düzeltilmesi talebiyle 30 Mayısta iş durdurdu.
- İşçi ve emekçilerin ezici çoğunluğu gidişattan endişeli, hoşnutsuz, sorunların çözülmesini, ekonominin düzelmesini istiyor. Ama öte yandan çok sayıda işçi ve emekçi sorunlarımızın kaynağında olan, hoşnutsuzluğumuzun nedeni olan mevcut iktidara oy...
- İstanbul Büyükşehir Belediyesine bağlı bir şirkette çöp işinde çalışan bir işçiyim. Dışarıdan bakıldığında, belediyede çalıştığımız için, insanların gözünde güzel bir işimiz var gibi algılanıyor ve sohbetlerde de dile getiriliyor. Ama işin iç yüzü...
- Bağımsız Maden İş Sendikası Genel Başkanı Gökay Çakır ve sendika yöneticileri Soma Yeni Anadolu Madencilik’te üyelerine yönelik baskı, mobbing ve EYT kapsamındaki ayrımcılığa karşı maden önünde açıklama yapmak istediler. Ancak jandarma tarafından...
- Zorlu bir seçim sürecini geride bıraktık. Seçim sonuçlarının olumsuz etkilerini asıl olarak önümüzdeki dönemde yaşayacağız. Ancak şimdiden toplumun çoğunluğunda giderek baskın hale gelen bir duygunun açığa çıktığını görüyoruz: Umutsuzluk. Tek adam...
- Toplum örgütsüz olsa bile kendisi örgütlü olan bir işçi umutsuzluğa düşmez. Umutsuzluğun panzehirinin örgütlülük olduğunu, sadece istemekle baskı ve zorbalığın son bulmayacağını, bunun için sorumluluk almak ve mücadele etmek gerektiğini bilir....
- İnsanların, toplumların bir tarihi vardır, sınıfların da öyle. Ve bu tarih geleceğe yürürken o sınıflara yol gösterir. Dünya işçi sınıfının bir parçası olan Türkiye işçi sınıfımızın tarihi de bugüne ve geleceğe ışık tutan, unutulmaması gereken...
- Ben 1 Mayıs’a UİD-DER’le katılan gençlerden biriyim. Gençlerin artık seslerini duyurmaya ihtiyacı var. Sesimizi boğmaya çalışanların tuzaklarını aşıp, hiçlik duygusundan çıkıp değişimin öznesi olmak istiyoruz. 1 Mayıs’ta yaşadığımız coşkuda bunu...