Buradasınız
Konut, Sağlık, Eğitim ve Ulaşım Parasız Olmalıdır!
![](https://uidder.org/sites/all/modules/lazyloader/image_placeholder.gif)
Konut, sağlık, eğitim ve ulaşım günümüzde o denli yakıcı hale gelmiştir ki, bunlardan yoksun bırakılmak hayatımızı cehenneme çeviriyor. İşçi sınıfı halen bu haklara parasız ulaşamıyor. Aldığımız ücret ancak ve ancak mutfak ve fatura harcamalarımıza yetiyor. Oysa bunların yanı sıra, konut, ulaşım, sağlık, eğitim giderlerimiz de var. Tüm bu masrafların altından kalkabilmek için didinip duruyoruz. Ama hiçbir zaman da tüm ihtiyaçlarımızı karşılayamıyoruz. Varış çizgisi olmayan bir koşuda gibiyiz. Bu koşuda, sürekli bir şeyleri geriden toplamak zorunda kalıyoruz. Ev kirasını ve faturaları ödediğimizde, mutfak, eğitim, ulaşım ve diğer ihtiyaçlara para bulamıyoruz.
Bu sefer de, daha çok mesaiye kalıyoruz, adeta gece gündüz fabrikadayız. Eşimizin, çocuklarımızın, annemizin, babamızın ve kardeşlerimizin yüzlerini unutuyoruz. Hiçbir sosyal etkinliğe katılamıyoruz. Yaşam ve yaşamın güzellikleri yanımızdan geçip gidiyor. Biz ise “faturayı ödedim, şimdi sıra mutfakta, ama dur, önce ev kirasını vermem lazım” diyerek kendimizi parçalamak zorunda kalıyoruz. Evet, bir süre sonra bir varış çizgisine varıyoruz. Ama bu varış çizgisi bizi refaha çıkartan ve insanca bir yaşamı müjdeleyen çizgi değil. Bu çizginin ne olduğunu zaten biliyorsunuz… Peki, kardeşler, bu hayatı kabul mü edeceğiz? Bu şekilde çalışıp, bu şekilde ölmeyi kabul mü edeceğiz? Çocuklarımıza böyle bir yaşamı mı miras bırakacağız? Oysa sağlık, konut, ulaşım, eğitim işçilerin en temel hakkıdır ve parasız olmalıdır.
Biz işçi ve emekçiler zorunlu ihtiyaçlarımızın parasız karşılanmasını talep ediyoruz. Aldığımız ücretin yarısından çoğunun kiraya gitmesini istemiyoruz. Kentsel dönüşüm projeleriyle gecekondular yoksulların başına yıkılıyor, sel baskınlarıyla evler oturulamaz hale geliyor. Depremlerde, dayanıksız binlerce ev yıkılıyor ve on binlerce emekçi hayatını kaybediyor. Sağlıklı ve güvenilir konut hakkına kavuşmak için birleşmeli ve parasız konut hakkı talebimizi yükseltmeliyiz.
Peki, sağlık hakkımız? Acı çeken, hasta, yardıma muhtaç bir insana “paran varsa tedavi olabilirsin, paran yoksa tedavi olamazsın” demek, hangi insanlık değerleri ile bağdaşabilir? Ancak ve ancak gözünü para hırsı bürümüş bir düzen sağlık hizmetini ticari bir meta haline getirebilir. Muayene, ameliyat, ilaç veya hastane masraflarını karşılamak her geçen gün daha da zorlaşıyor. Sağlık paralı ve pahalı hale getirilerek milyonlarca emekçi sağlıksız bir yaşama mahkûm ediliyor. Oysa olması gereken şey, tüm işçileri ve emekçileri kapsayan ve ücretsiz olan bir sağlık sistemidir.
Diğer temel insani ihtiyaçlarımızın, eğitim ve ulaşımın da parasız olmasını istiyoruz. Bütçe gelirlerinin en büyük dilimini bizlerden kesilen vergiler oluşturuyor. Fakat bütçeden eğitime ayrılan pay azalırken, silah harcamalarına harcanan para artıyor. İlköğretime giden bir çocuğumuzu okutmak için dahi binlerce lira harcamak zorunda kalıyoruz. Çocuğunun eğitim masraflarını karşılayamayan aileler hapislere atılıyor, çocuklar ise intihara sürükleniyor.
Bugünkü kent yaşamında en kısa mesafede bir yere gitmek dahi ancak vasıta ile mümkündür. Örneğin işe, okula, hastaneye gitmek için ödediğimiz paranın haddi hesabı yok. Toplu taşıma bir an önce yaygınlaştırılmalı ve ücretsiz olmalıdır.
Konut, sağlık, eğitim ve ulaşım gibi en temel insani ihtiyaçlarımızın parasız karşılanmasını talep ediyoruz. Patronların “olur mu öyle şey, nerede görülmüş” yollu yalanlarına kanmayalım. Fakat bu hakları talep etmek yetmiyor. Bu haklarımızı kazanmak için bir araya gelmeli, örgütlenmeli ve mücadele etmeliyiz. Parasız konut, sağlık, eğitim ve ulaşım hakkının yasal güvenceye kavuşturulmasını ancak mücadelemizle sağlayabiliriz.
30 Maden İşçisinin Sözü
- Depremin Yaraları Kanamaya Devam Ediyor
- Ne Kadar Vergi Veriyoruz, Karşılığında Ne Alıyoruz?
- Dert Bizde Derman Ellerimizde, Birliğimizdedir!
- İşçi Dayanışması 195. Sayı Çıktı!
- Direnç Çiçekleri İşçi Sınıfının Bağrında Filizlenir
- Anne Karnında Başlayan Eşitsizlik
- Sendikal Örgütlülük Kâğıt Üstünde Kalmasın
- Tarihin Bir Yankısı: Sınıfına İnan, Gücüne Güven!
- Bu Fikirleri Kimler Üretiyor?
- Kamuda Tasarruf Paketinden Payımıza Düşenler
- Kapitalizm Yıkılmadan İnsanlık Nefes Alamaz!
- İşçi Dayanışması 194. Sayı Çıktı!
- Bir Müthiş Bahtiyarlık: “Anlamak Gideni ve Gelmekte Olanı”
- Bir Şarkının İzinden: Bir Yere Gitmiyoruz!
- Acımız Öfkeye, Öfkemiz Mücadeleye Dönüşsün!
- İsrail’le Ticaret ve Sermayenin Fıtratı
- İşçi Sınıfının Mücadele Saflarını Güçlendirelim
- İşçi Dayanışması 193. Sayı Çıktı!
- Her İşyerine, Her Mahalleye Kreş İstiyoruz!
- Hayat Pahalı Ama Hayatımız Çok Ucuz!
Son Eklenenler
- Güney Kore merkezli Samsung Electronics’te toplu iş sözleşmesinde anlaşma sağlanamaması üzerine 8 Temmuzda 3 günlük greve çıkan binlerce işçinin mücadelesi sürüyor.
- Özellikle işçi sınıfının genel örgütlülük ve bilinç düzeyinin gerilediği, siyasi iktidarın her türlü kanunsuzluğu yapan patronların arkasında durduğu günümüzde, Eti Krom patronunun tutumu patronların ortak tutumu haline gelmiştir. İktidarın gücünü...
- UİD-DER Web TV, filmleriyle işçi sınıfını anlatan Ken Loach’u Türkiyeli işçilere anlatmak üzere “İşçi Sınıfının Yönetmeni Ken Loach: HANGİ TARAFTASINIZ?” adlı mini bir belgesel hazırladı. İşçi sınıfının bu büyük yönetmenini anlatan belgeselimizi...
- Birleşik Metal-İş Sendikasının örgütlü olduğu Purmo Group'ta grev, 66. gününde kazanımla sonuçlandı. Elazığ’ın Alacakaya ilçesinde faaliyet gösteren Eti Krom AŞ’de, düşük ücretlere ve hak gasplarına karşı 1 Temmuzda iş bırakma eylemi başlatan maden...
- Sabahtan akşama kadar televizyon izlesek, kanal kanal gezip tartışma programlarına, dizi ve filmlere baksak hiçbirinde işçilere ve sorunlarına dair gerçekleri göremeyiz. Yüksek tirajlı gazetelerde, çok tıklanan haber sitelerinde işçilerin...
- Trafikte, toplu taşımada, market alışverişinde, hastane kuyruğunda, hatta yolda yürürken bile birbiriyle tartışan veya kavga eden insanlara şahit oluyoruz. Hatta bizler de kimi zaman bu tartışmaların bir parçası oluyoruz. Peki bu gerginlik nedensiz...
- Yaz aylarında havaların bir anda ısınmasıyla birlikte işyerleri adeta fırın gibi oldu. Gün içerisinde işçilerin sırtındaki ter birkaç kez kuruyor. İşte bu koşullarda her şeye rağmen Ramazan ve Kurban Bayramı tatilleri biz işçiler için bir can simidi...
- 6 Şubat depremlerinin üzerinden 1,5 yıl geçti. On bir kenti etkileyen depremlerde enkaz altında kalan on binlerce insanın ve yakınlarının feryatları günlerce dinmedi. Enkazdan sağ kurtarılabilecek binlerce insan, arama kurtarma çalışmalarının...
- Hatay’ın Payas ilçesinde bulunan ve Özçelik-İş Sendikasının örgütlü olduğu Yolbulan Metal fabrikasında çalışan işçiler Toplu İş Sözleşmesinde anlaşma sağlanamaması üzerine 20 Haziranda greve çıkmışlardı. UİD-DER’li işçiler olarak bizler de...
- Srebrenitsa’da, 1995 Temmuzunda, 8 bini aşkın Boşnak, Sırp egemenleri tarafından katledildi. Geçmişten günümüze emperyalistlerin kışkırttığı tüm savaşlara baktığımızda ölenlerin, acı çekenlerin, yasa boğulanların emekçiler olduğunu, savaştan siyasi...
Düşün
Okyanusları, denizleri, dereleri, nehirleri
Düşle
Parmaklıkların ötesindeki sonsuz dünyayı
Düşün
...- 43 gündür direnen Sumitomo işçilerinin grevi kazanımla sonuçlandı. Adana’da PTT bünyesinde çalışan taşeron işçiler iş baskısı ve kötü çalışma koşullarına karşı 9 Temmuzda iş bıraktı. İşçilerin eylemi ikinci gününde kazanımla sona erdi. Manisa’da...
- TÜİK Haziran 2022 itibariyle enflasyon sepetine hangi ürünleri koyduğunu ve bu ürünlerin fiyatını ne olarak kabul ettiğini açıklamayı bıraktı. İki yıldır TÜİK’in açıkladığı enflasyonu neye göre hesapladığını bilmiyoruz. Yani sepet iki yıldır kayıp!...