Buradasınız
Krize Karşı Tek Reçete: Örgütlü Mücadele
İstanbul/Sefaköy’den bir grup sağlık işçisi

Merhaba dostlar. Biz UİD-DER’li sağlık işçileriyiz. Bugünlerde ekonomik kriz derinden hissedilmeye devam ediyor. Bundan iki üç sene önceki durumumuz bugünden çok daha iyiydi. Gün geçtikçe her şeyin fiyatı neredeyse iki kat arttı. Ucuz diye alışveriş için gittiğimiz marketler de artık pahalı. İndirimleri takip ediyoruz hepimiz. Daha geçtiğimiz günlerde elektriğe %15 zam geldi. Kışın gelmesiyle beraber biliyoruz ki zamlar da devam edecek. Sosyal medyada çok küfür yediklerini bahane ederek, artık akaryakıta yapılan zamları açıklamayacaklarını söylüyorlar. Açıklasalar dahi patronların medyası yapılan her zam sanki ilk zammış gibi yansıtıyor, bir önceki zamlar söylenmiyor üstü örtülüp unutturuluyor.
Hepimiz genç işçileriz ve gezmek, eğlenmek, sinemaya gitmek istiyoruz. Kursa gitmek, bir şeyler öğrenmek en doğal hakkımız. Ama aldığımız ücretler buna yetmiyor. Sizlerle birkaç örneği paylaşmak istiyoruz. Geçenlerde bir grup sağlık işçisi olarak bir doğa gezisi düzenledik. Gideceğimiz yere vardığımızda gördük ki giriş ücreti karşılayamayacağımız kadar yüksekti ve kapısından geri döndük. Bir büyüğümüz; “siz hiçbir şey yaşayamıyorsunuz. Bizim zamanımızda en azından ücretsiz sinema, konser olurdu. Şimdi attığın adım bile parayla” demişti. Yemek yemek, su içmek, barınmak gibi bunlar da bizim ihtiyaçlarımız. Bu düzende resmen bolluk içinde yokluk çekiyoruz. Bize lükse kaçmayın deniliyor. Lüks dedikleri bunlar mı? İşyerinde verilen yemekler yetmiyor, hep patates pilav veriliyor, dışarıdan yemek almak zorunda kalıyoruz. Ve bu cebimizden çıkıyor. Evlerimizde hep aynı yemekleri pişiriyoruz döne döne. Eskiden en azından haftada bir kere evlerimize et, balık girerdi. Şimdiyse ayda bir bile zor. Onlar ejder meyvesi yerken, saray mutfaklarına aylık milyonlarca liralık harcama yaparken, biz bayat yemeklerle günümüzü geçiriyoruz.
Hal böyle iken yaşam koşullarımız gittikçe kötüleşiyor. Hayalini kurduğumuz onca şeyi yapamazken, ay sonunu zor getiriyoruz. Maaşlarımıza kuş kadar zam yapılıyor. Maaşlarımıza yapılan resmi enflasyon oranındaki zamların daha fazlası bizden alınıyor. Bu durumda bizler sağlık işçileri olarak ek nöbetler alıp çok çalışmak zorunda kalıyoruz. Herkes ek iş yapıyor, ikinci işe giriyor. Gençlerde ek iş yapmayan yok neredeyse. Bir yerden çıkıp başka işe gidiyorlar. Gündüz okuyup gece çalışanlar var aramızda. Bu genç yaşta hepimizin kronik hastalıkları var. İşyerlerimizde iş güvenliğine uygun çalışma ortamından mahrumuz. Uzun iş saatleri boyunca çalışıyoruz. Bu koşullar altındayken asgari ücrete yapılacak zammı bekler olduk. Oysa çalıştığımız işyerlerinde gerçekten haklarımızı savunan sendikalarda örgütlenebilsek sorunlarımızın çözümünü çok çalışmakta görmeyiz. Bu yüzden çoğu zaman işyerine giriş evraklarında yandaş sendikalara üyelik formu dolduruluyor ve böylelikle o sendikalar yetkiyi almış oluyorlar.
Gün geçtikçe daha da yoksullaştığımızı hissediyoruz. Kredi kartı borcu, işsizlik korkusu, ay sonunu getirememe telaşı… Patronlar krizin faturasını bize kesiyor. Biz biliyoruz ki ancak örgütlü olup dayanışmamızı güçlendirirsek buna karşı durabiliriz. Bizler de sağlık işçileri olarak UİD-DER’de bir araya gelip örgütleniyoruz. Mücadele adına işçi sınıfının sesi olan İşçi Dayanışması’yla biz de sesimizi duyurmak istedik. Diğer sektörlerde çalışan işçi kardeşlerimizle sorunlarımız, kaderimiz aynı olup mücadelemiz de aynı saflarda olmak zorundadır. Sorunlarımızı işyerinde yaşıyor olabiliriz fakat UİD-DER çatısı altında bir araya gelip mücadeleyi, doğru yöntemi, sınıf bilincini, dayanışma ruhunu öğrendik. Haydi, şimdi birlikte mücadele saflarına!
- Biz Bu Masalları Ayaküstü Çok Dinledik
- Ekonomik Sorunların Kaynağı Bulundu: İşçi ve Emekçiler!
- Vergiler Patronlardan Kesilsin!
- Soğanı Bile Lüks Hale Getiren Bu Rejim Gitmeli!
- Bakandan Dâhiyane Buluş: Kış Tatili!
- Bizim Yoksulluğumuz, Onların Yalanları Büyüyor
- Nasıl Küçüldük, Kimi Büyüttük?
- Bir İşçi Çocuğunun Gözünden Hayat Pahalılığı
- “2023’ü Beklerken” Neler Oldu?
- Zamlardan Haberi Olmayanlar da Var!
- Enflasyonu Asgari Ücret Zammı mı Arttırıyor?
- Büyüdüğümüzü Hissedebiliyor musunuz?
- Evsiz Kalmak mı Mücadele Etmek mi?
- Ekmeğimizi Büyütmek İçin!
- Haklı Olan Biziz!
- İktidarın Enflasyon Masalı
- Yağa Neden Zincir Vuruluyor?
- Yüksek Elektrik Faturalarına Tepkiler Sokaklara Taştı
- İşten Çıkarma Yasağı Sona Erdi, Saldırılar Başladı!
- Doların Yükselmesi Bizi İlgilendirmez mi Dediniz?
Son Eklenenler
- DİSK Emekli-Sen, 13 Temmuzda Çankaya Zübeyde Hanım Sosyal Tesisleri’nde “Emekli Buluşması” düzenledi. DİSK-AR tarafından hazırlanılan 2025 Emekli Raporu’nun kamuoyuyla paylaşıldığı etkinliğe DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, DİSK Emekli-Sen Genel...
- Haydarpaşa Dayanışması, son banliyö seferlerinin durdurulduğu 2013’ten bu yana Haydarpaşa Garında her Pazar günü “Ne Otel Ne Müze, Haydarpaşa Gardır Gar Kalacak!” pankartıyla basın açıklamaları gerçekleştiriyor. 13 Temmuz Pazar günü gerçekleştirilen...
- Modern tıbbın temel kurallarından biri elleri çok iyi yıkamak, el hijyenine dikkat etmektir. Peki, el yıkamanın bile geçmişte mücadele konusu olduğunu biliyor muydunuz? Ignaz Semmelweis, 1840’lı yılların sonunda, Viyana’daki bir kadın doğum...
- Hayat pahalılığı ve yüksek enflasyon karşısında işçi ücretleri erimeye devam ederken kamudan özel sektöre işçiler, düşük ücretlere karşı mücadele ediyor. Harb-İş Sendikası, 11 Temmuzda Ankara’da basın açıklaması yaparak sefalet zammı dayatmasına...
- Kamu çerçeve protokol süreci uzadıkça uzuyor. Savunma sanayi sözleşmesi hakem heyetine gönderildi. Diğer işkolları ise 3. teklifi bekliyor. Kamu çerçeve protokolü kamu işçilerinin asgari ücretini belirleyen bir protokoldür. Nisan 2024’te Anayasa...
- İspanya’nın Cadiz kentinde 23 Hazirandan bu yana süresiz grevde olan metal işçileri, 8 Temmuzda eylemlerini sonlandırdılar. Yetkili sendika UGT sendikasının işverenle imzaladığı ön anlaşmayı kabul etmeyen yaklaşık 30 bin metal işçisi, 18-19...
- 600 binden fazla kamu işçisini ilgilendiren Kamu Çerçeve Protokolü (KÇP) görüşmelerinde siyasi iktidarın dayattığı düşük zam oranları sağlık işçileri tarafından “sefalet dayatması” olarak değerlendiriliyor. Yüksek enflasyon ve ağır vergi yükü...
- Gebze Sendikalar Birliği, geçtiğimiz hafta İsrail’in Filistin’deki zulüm ve katliamını protesto etmek için bir eylem organize etti. Biz de UİD-DER’li işçiler olarak, zulme uğrayan Filistinli işçi ve emekçilerin haklı mücadelesine destek olmak için...
- 9 Temmuzda Hindistan genelinde milyonlarca işçi, emekçi, çiftçi ve genç, Modi hükümetinin işçi düşmanı politikalarına karşı ülke çapında greve çıktı. Kentlerden köylere, fabrikalardan tarlalara kadar yaşamı durduran dev grev, Hindistan’daki tüm...
- Annem, ablamla birlikte dördüncü katta oturur. Sokağa inmez ama mahallede, köyde, Almanya’daki akrabalarda ne olup bittiğini mutlaka bilir. Evden her çıktığımda balkonundadır. Selamlaşır, iki laf ederiz. Başımda bazen UİD-DER yazılı kırmızı şapkam,...
- Karanlık ve aydınlık… Ölüm ve yaşam… Emek ve sermaye… Sonsuz evrenimizde her şey karşıtıyla birlikte var. Sömürü ve zulüm varsa isyan da var. Sınır, din dil, ırk farkı tanımadan dünya meydanlarında tek ses tek yürek olan işçiler, işçi sınıfımız var...
- Emperyalist savaşın alevlerini büyüten, milyonlarca masum insanı, doğayı katleden, kentleri yok eden egemenler ne yaparlarsa yapsınlar emekçilerin birbirleriyle dayanışmasının önüne geçemiyorlar. İşçi ve emekçiler fabrikalardan limanlara,...
- İzmir Büyükşehir Belediyesi grevinde yaşananlar hakkında Marksist Tutum’da bir makale okudum. Tam da içimden geçenleri, cümlelere dökemediklerimi noktasına virgülüne kadar yansıtan bir yazıydı. Konuyu derinlemesine ele alan bu yazı her mücadelede...