Buradasınız
Kuyumculuk Sektörü Bizim Sırtımızdan Büyüyor
Yenibosna’dan bir işçi
Ben İstanbul Yenibosna’da bulunan Kuyumcukent’te, altın takı üretiminde çalışan bir işçiyim. Kuyumcukent, Atölye blok, AVM ve Büro kuleleri olarak üç bölümden oluşuyor. Halen inşaatı süren Atölye ve Büro kulesi ile Kuyumcukent işçilerin sırtından büyümeye devam ediyor.
Kuyumculuk yani altın ve gümüş takı sektörü, sadece Kuyumcukent’te değil İstanbul’un birçok bölgesinde üretimden satış elamanına varana kadar bütün işçilerinin sırtına basa basa yükselmeye devam ediyor. Üstelik bu sektör dünya sıralamasında da artık en üst basamaklarda yer alıyor. Altın takı sektöründe çalışan işçilerin yarısından fazlasının sigortasız çalıştırılması bir gerçekliktir. Fakat ben sizlere uzun çalışma saatlerinden bahsetmek istiyorum.
Günlük 11 ya da 12 saat üzerinden hesaplanır çalışma saatleri, ama hep fazla mesai olur. Eminim “bizim sektörde de böyle, hatta biz daha fazla çalışıyoruz” diyenleriniz olacaktır. Fazla mesaiden kastım aslında normal çalışmayı kapsıyor. Çünkü çalıştığım sektörde 15 saatten az çalışan işçiler “bugün eve erken gidiyorum” diyorlar. Bazı günler 20 saati aşıyor ve ertesi gün eve gitmek yok! 3 saati aşmayan uykunun ardından ikinci bir 20 saatin devreye girdiği oluyor. Bu böyle iş bitene kadar devam ediyor. Eğer iş bir hafta boyunca bitmezse o bir hafta boyunca günlük 3 ya da 4 saatti aşmayan uyku ile çalışmaya devam ediliyor. Resmi tatillerde çalışılan süreler ise fazla mesai ücretiyle ücretlendirilmiyor. Ramazan ve Kurban bayramlarının ilk günü evde isen diğer günleri çalışıyorsun demektir.
Aslında bilinçsiz bir şekilde çalışarak, kendimiz büyüterek bugünlere getiriyoruz bu sektörü ve sektörün patronlarını. Üreten biz isek haksızlıklara dur diyecek olan da bizleriz. Bunu da ancak örgütlenerek yapabiliriz. Yaşasın örgütlü mücadelemiz!
Eğer Susarsan Hep Ezilen Olursun!
Birleşik Metal İş’ten Grev Duyurusu
- Kamu Emekçileri, Ancak Birleşirse Kazanabilir!
- Sınıf Temelinde Örgütlü Olmak Sabırlı Olmaktır
- Bir Yaz Akşamı…
- Artık Kurdu Gözünden Tanıyorum!
- İşsizliğin Sebebi Sözleşme mi?
- “Bu İşçiler de Çok Nankör Canım!”
- Digel Tekstil İşçilerinin Mücadelesi Devam Ediyor
- Grevci TPI Kompozit İşçileri Kararlı
- Amazon Depo İşçileri Haklarını İstiyor
- İşsizliğe Karşı Mücadele Kapitalizme Karşı Mücadeledir!
- Hak Aramak Değil Grev Kırmak Vebaldir
- Bu Pahalılıkta Tatil Yapmak mı?
- “UİDER” Değil, “UİD-DER”
- Sırrı Abimizi Mücadelemizde Yaşatacağız
- Erol Eğrekler ve İşçi Sınıfı
- Patronlar “Kullan At” İşçi İstiyorlar!
- İşçi Sınıfı Olarak Ders Çıkaralım
- Grönland’ın Buzulları ve Egemenlerin Kâr Arzusu
- Dünü Unutmadan, Bugüne ve Geleceğe Bakabilmek…
- Emekliliği Kim Bitirdi?
Son Eklenenler
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısıyla İstanbul Kadıköy’de yapılan mitinge binlerce kişi katıldı. Kadıköy Söğütlüçeşme’de toplanan kitle, “Savaşa ve Sömürüye Karşı Demokrasi ve Barış Kazanacak” pankartı arkasında rıhtımdaki miting...
- Türk-İş’e bağlı Koop-İş Sendikasının örgütlü olduğu Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) Türkiye genelindeki 1003 kurumunda çalışan 10 bin kamu işçisi 29 Ağustosta greve çıktı.
- Güvenliğin ve danışmanın olduğu katta her 5 dakikada bir “sistemsel hata ve arıza olduğu için tüm katlarda hizmet verilemiyor” şeklinde anonslar yapılıyordu. Önce güvenliğe gidip bu yapılanın yanlış olduğunu, insanlara memurların iş bıraktığının...
- Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca adlı romanında Yaşar Kemal, sömürülenlerle sömürücüler arasındaki büyük çelişkiyi anlatır. “Çünkü” der, “sömüren güçlü azınlıkla, sömürülen ve güçsüz sanılan çoğunluk, her çağda vardı. Ama bu çelişki...
- İktidarın “Kamu Çerçeve Protokolü” sürecindeki tutumunu protesto etmek için yapılan bir eylemin ardından bir kadın işçi çevresindeki insanlara sordu: “Bu sene hiç kiraz yediniz mi?” Bu soruya evet diyen tek bir kişi çıkmadı. Kilosu 700 lirayı aşan...
- Mücadele örgütümüz UİD-DER’in saflarında yer almış her işçi kardeşimizden, çoğu zaman övgü dolu sözler duyarız. Bu sözler tesadüf değil, UİD-DER’in sınıf mücadelesinin tarihsel deneyimlerinden süzülüp gelen mücadele kültürünün bir sonucudur. Ben de...
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri, 1 Eylül Dünya Barış Günü kapsamında 31 Ağustos Pazar günü Kadıköy’de bir miting düzenleyeceklerini duyurdu. Miting çağrısı, Mecidiyeköy’de bulunan Tüm Bel-Sen İstanbul Şube binasında 27 Ağustosta...
- Toplamda 6,5 milyon kamu emekçisi ve emeklisini ilgilendiren 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde, anlaşma sağlanamadı. Kamu İşveren Heyeti ile konfederasyonlar arasında görüşmeler çıkmaza girdiği için, süreç Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna...
- İzmir’den İstanbul’a belediye çalışanları, ücretlerinin geç veya eksik ödenmesi, tazminatlarının ve yan haklarının ödenmemesi nedeniyle çeşitli eylemler yapıyor. Evlerini geçindirmekte zorlanan emekçiler, alacaklarının bir an önce ödenmesini talep...
- 600 bin kamu işçisini ilgilendiren Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü (KÇP) süreci, kamu işçilerinin taleplerinin görmezden gelinerek sefalet zammına imza atılmasıyla sonuçlandı. Harb-İş İstanbul Şube Başkanı Murat Yalçınkaya ile Kartal...
- Grev yerindeki bir sohbet sırasında bir işçi kardeşimiz çocuğunun aşçılık bölümünü seçtiğini anlatırken bu durumun onu üzdüğünü şu sözlerle dile getirmişti: “Biz istedik ki bizim gibi işçi olmasın, mühendis olsun, doktor olsun, ezilmesin. Ama olmadı...
- Biz Gebze’den bir grup UİD-DER’li işçi olarak Omsa Metal direnişini ziyaret ettik. Direnişçi işçilerle sorunlarımız üzerine sohbet ettik.
- Kapitalist sistemin tarihsel krizi, siyasi iktidarın sermaye sınıfının çıkarlarına göre yürüttüğü politikalar biz emekçileri derinden etkiliyor. Açlık sınırı altında kalan sefalet ücretlerine mahkûm edilmiş durumdayız. Bizler insanız, sadece...