Buradasınız
MESS Nedir, İşçiler MESS’e Karşı Nasıl Mücadele Etmelidir?
İki yılda bir işçi sendikaları ile patronların sendikası olan MESS arasında toplu iş sözleşmesi yapılıyor. Metal işçilerinin büyük bir bölümü, 12 Eylül darbesinden sonra DİSK Maden-İş kapatıldığı için gangster Türk Metal sendikasına üye olmaya zorlanmıştır. O günden bugüne toplu iş sözleşmesi (TİS) görüşmelerinde son sözü MESS ile çıkar birliği yapan Türk Metal söyledi.
Madeni Eşya İşverenleri Sendikası (MESS), 2010 Aralık ayında başlayan TİS sürecinin Türk Metal ayağını bu sendikayla el ele verip kısa sürede sonuçlandırdı. Çelik-İş de bir süre sonra aynı sözleşmenin altına imza attı. Metal işkolunda örgütlü sendikalardan sadece Birleşik Metal-İş bu sözleşmenin altına imza atmayarak greve gideceğini açıkladı. BMİS’in grev kararını işyerlerine asmasından hemen sonra MESS lokavt ilan etti. MESS’e bağlı fabrikalarda işçiler büyük oranda grev kararına destek veriyorlar.
İşçilerin grev kararına karşı lokavtla cevap veren MESS, 1980 öncesinde de benzeri tutumlar alıyordu. 70’li yıllarda, metal işçilerinin ezici çoğunluğu, sınıf sendikacılığı anlayışını benimseyen Kemal Türkler başkanlığındaki DİSK/Maden-İş’te örgütlüydü. Bugün en büyük metal sendikası olan Türk Metal, bu tarihlerde ağırlıkla devlet fabrikalarında örgütlüydü.
MESS, 14 Ekim 1959’da kuruldu. MESS’in kuruluş amaçlarından biri, artık sayısı artmaya başlayan ve haklarını mücadele ederek almaya girişen işçiler karşısında patronların birliğini sağlamaktı. Patronlar gelişecek işçi hareketini örgütlü bir şekilde bastırmak istiyorlardı. Kuruluş bildirgesinde bir yandan adil bir ücret sisteminden, iyi bir çalışma ortamından, çalışma barışını korumaktan dem vuran MESS, öte yandan işçi ücretlerinin arttırılması, sosyal hakların geliştirilmesi, çalışma saatlerinin düşürülmesi, iş güvencesinin sağlanması gibi talepleri toplu sözleşme masasında müzakere etmeye bile yanaşmıyordu. MESS, gelişen işçi hareketinin önünü kesmek amacıyla kurulacak olan Devlet Güvenlik Mahkemelerini (DGM) hararetle savundu. Fakat mücadeleci işçiler kararlılıkları sayesinde patronların hevesini kursaklarında bıraktılar. Demokratik haklarını kullanarak yürüttükleri mücadelenin sonunda DGM tasarısının yasalaşmasına engel oldular. MESS, DGM direnişleri nedeniyle işten çıkartılan Maden-İş üyesi işçilerin yeniden işe alınmasına engel olsa da mücadeleyi bastıramadı. İşçiler DGM ve Profilo direnişlerinden sonra yeni hedeflerini açıklamışlardı: “DGM’yi Ezdik Sıra MESS’te!”
MESS, önce 15-16 Haziran 1970 direnişinde sonra da 1976’daki DGM direnişlerinde mücadeleciliğiyle öne çıkan ve DİSK’in kuruluşuna öncülük eden Maden-İş’i yenilgiye uğratmak, sınıf sendikacılığına darbe vurmak için elinden geleni yaptı. Bu tarihlerde MESS’in başındaki isimlerden biri de, daha sonra başbakan ve cumhurbaşkanı olacak olan Turgut Özal’dı.
MESS’in işçi düşmanı tavrı 1977’de doruğuna çıktı. Toplu sözleşme tıkanmış ve süreç grev aşamasına gelmişti. İşçilerin grevde uzun süre dayanamayacağını sanan MESS, uzlaşmaz bir tutum takındı. Greve çıkılacak işyerlerinde lokavt ilan ederek birçok işçiyi işten çıkardı. Bu saldırı işçilerin grev kararlılığını kıramadı. Çünkü işçiler her işyerinde bölümlere varıncaya değin komitelerde örgütlenmiş ve grev kararını ortak almışlardı. İşçiler sendikalarına sahip çıktılar. Metal işçileri kurdukları grev çadırlarında, sendikalarının sınırlı maddi olanaklarına rağmen, 8 ay boyunca sürdürdükleri grevi kazanımla sonuçlandırdılar. Askeri darbenin gerçekleştiği 1980’e kadar toplu sözleşmeler, benzer şekilde işçilerin taleplerinin büyük oranda kabul edilmesiyle sonuçlandı.
İşçi sınıfının örgütlülüğüne ağır bir darbe indiren 12 Eylül 1980 faşist darbesinden sonra MESS azgınca saldırıya girişti. DİSK ve Maden-İş darbeyle birlikte kapatılmıştı. Ama Türk-İş’e bağlı işbirlikçi Türk Metal’e dokunulmamıştı. MESS, 1983’te yasalarda yapılan değişikliklerden hemen sonra, Maden-İş üyesi bütün işçilerin kayıtlarını işbirlikçi Türk Metal’e verdi ve işçilerden habersiz, Türk-İş’e bağlı Türk Metal’e üye olmalarını sağladı.
O günden beri toplu sözleşme görüşmeleri esas olarak çoğunluğu elinde tutan Türk Metal ile MESS arasında yürütülüyor. Türk Metal çetesi MESS’in her dayatmasına boyun eğiyor. Bu iki sendika on binlerce metal işçisine ortak eğitim seminerleri veriyorlar. İşçilere uslu olmalarını, maaşlarını alıp seslerini çıkarmamalarını nasihat ediyorlar. Patron ne kadar kazanırsa işçi de o kadar kazanır yalanını yutturmaya çalışıyorlar. Amaçları, metal işçilerinin yeniden mücadeleci bir çizgiye dönmelerine engel olmak ve onları kontrol altında tutmaktır.
Patron sendikası MESS geçmişte çok daha ağır saldırılar gerçekleştirdi. Gangster Türk Metal o zaman da desteğini esirgemedi. Ama MESS’in saldırılarını geçmişte metal işçileri nasıl geri püskürttülerse bugün de püskürtebilirler. Metal işçilerinin geçmişinde şanlı mücadeleler var. Metal işçileri aynı geçmişteki gibi MESS’in karşısına dikilmelidirler.
Metal İşçileri Grev Diyor!
İşçi Sınıfının Mücadelesi Engellenemez!
- Geleceğe Dönüşmek, Geleceği Büyütmek
- Sınıf Olarak Birleşelim, Yoksulluğa ve Sömürüye Hayır Diyelim!
- İşçi Dayanışması 197. Sayı Çıktı!
- Esirler Dünyasına Özgürlük Çağrısı: Enternasyonal!
- Ağıt Yakmasın Analar, Umut Türküleri Söylesin
- Hangi Milliyetten Değil Hangi Sınıftan Olduğundur Önemli Olan
- Cep Telefonu, Okul Gezisi ve Hayatın Gerçekleri
- Senin Memleket Nere?
- Sokak Köpeklerinin Katledilmesi Çözüm mü?
- Düşmanlığı ve Savaşları Nasıl Meşrulaştırıyorlar?
- İşçi Sınıfının Sömürüye Karşı Mücadelesi Durdurulamaz!
- İşçi Dayanışması 196. Sayı Çıktı!
- Zulme Karşı Çıkmanın Mutlaka Bir Yolu Vardır
- “Kendimiz İçin Yürüdük…”
- Umut Şarkılarını Birlikte Söyleyelim!
- Bahis Oyunu Aslında Kimin Oyunu?
- Depremin Yaraları Kanamaya Devam Ediyor
- Ne Kadar Vergi Veriyoruz, Karşılığında Ne Alıyoruz?
- Dert Bizde Derman Ellerimizde, Birliğimizdedir!
- İşçi Dayanışması 195. Sayı Çıktı!
Son Eklenenler
- Fernas madencilik ve Akcanlar Tekstil işçileri günlerdir seslerini duymayan Çalışma Bakanlığı önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Polonez işçilerine bir kez daha saldıran çevik kuvvet polisi işçileri ters kelepçeyle gözaltına aldı. Ankara...
- Diyarbakır’a bağlı Merkez Bağlar ilçesinde 21 Ağustos Çarşamba günü kaybolan 8 yaşındaki kız çocuğu Narin Güran’ın cansız bedeni 8 Eylülde dere kenarında bir torbanın içinde bulundu. Türkiye’nin çeşitli illerinde Narin’in katledilmesine karşı...
- Sakarya Hendek’te faaliyet gösteren Oba Makarna fabrikasında 15 Eylül Pazar günü yem silolarının yakınında patlama gerçekleşti. Patlama sırasında ve patlamanın etkisiyle çıkan yangında aralarında itfaiye işçileri de olmak üzere 30 işçi yaralanırken...
- İşçi sınıfının sömürüye, eşitsizliğe, adaletsizliğe karşı mücadelesinin sembolü haline gelmiş şarkılar vardır. O şarkıları üreten ve söyleyen ozanlar vardır işçilerin unutmadığı, kuşaklar boyu saygı ve sevgiyle andığı. Onlardan biridir Şilili ozan...
- ABD’nin Boston ve Connecticut eyaletlerinde binlerce otel çalışanı toplu sözleşme görüşmelerindeki anlaşmazlık nedeniyle grevler düzenledi. 1 Eylülde Massachusetts Park Plaza Hotel’in önünde gece yarısı eylem başlatan işçilere, ülkenin çeşitli...
- Topraktan başını güneşe uzatan filiz, meyve veren dal, ana rahminden kopup emekle, sabırla büyütülen çocuk… Yeşeren, serpilip gelişen, bugünden yarına geleceğe dönüşen yaşam… Biz emekçi kadınlar yaşam zahmetsiz, kahırsız, mutlulukla aksın isteriz....
- Burjuva partilerin vekil adayları seçim zamanı bizdenmiş gibi görünüp türlü vaatlerle oyumuzu almaya çalışırlar. Seçim biter bitmez sonraki seçime dek bizi umursamazlar. İşçi ve emekçilerin haklarına saldırı, sermaye sahiplerine kıyak anlamına gelen...
- 57 gündür direnişte olan Polonez işçileri gece ve gündüz fabrika önünde direnerek, polisin baskısına boyun eğmeyerek mücadele ediyor, sendikal haklarının tanınmasını istiyor. Antep’te bulunan Akcanlar Tekstil işçileri de 7’li vardiya sistemi...
- DİSK’in “Artık Yeter! Geçinemiyoruz! Gelirde, Vergide, Ülkede Adalet” şiarıyla düzenlediği eylemler devam ediyor. 13 Eylülde Mersin’de Özgecan Aslan Barış Meydanında gerçekleşen eyleme DİSK’e bağlı sendikalarda örgütlü işçiler, DİSK Yönetim Kurulu,...
- Soma Katliamında sorumluluğu olan ve daha önce yargılanmayan 28 kamu görevlisinin 10 yıl sonra yargılanmaya başlandığı davanın ikinci duruşması 12 Eylülde Soma 2. Asliye Ceza Mahkemesinde görüldü. Sanıklar bir kez daha mahkemeye getirilmezken, sanık...
- 78’liler Hareketi, 12 Eylül askeri faşist darbesinin 44. yılında İstanbul Taksim Kazancı Yokuşunda basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamaya 20’nin üzerinde kurum temsilcisi ve UİD-DER’li işçiler katıldı. “12 Eylül Tekçi Rejimle İç İçe Sürüyor”...
- İşçi sınıfının genç ve çalışkan evlatları, hepinize sınıfımızın samimi sıcaklığıyla merhabalar. Her birinizin mutlaka duyduğu, gördüğü, alıp okuduğu, hatta belki arkadaşlarınıza da önerdiği kişisel gelişim kitapları üzerine sizlerle hasbihâl etmek...
- Zaman hızla akıp gidiyor. Gündemimiz de aynı hızla değişiyor. Hiç düşündük mü, nasıl oluyor da yaşanan büyük olaylar, felaketler bile çok kısa sürede hiç olmamışlar gibi gündemden çıkıyor? Mesela Haziran ayında Diyarbakır ve Mardin’de çıkan orman...