Buradasınız
Metal İşkolunda Sözleşme Süreci, MESS’e ve Türk Metal’e Karşı Mücadele
Metal sektöründe üretim yapan fabrikalarda çalışan işçilere, Ağır ve Tehlikeli İşler Yönetmeliği kapsamında verilen eğitimlerde şu anlatılıyor: “Metale şekil vermek insanoğlunun en büyük hüneridir. Bir ülke metale ne kadar hâkimse, ne kadar şekil verebiliyorsa o kadar güçlüdür.” Buna göre Türkiye güçlü bir ülkedir. Çünkü metal işçileri büyük bir hünerle metale şekil vermekte ve patronların kârlarını durmadan büyütmektedirler. Ancak metal işçileri, tıpkı diğer işçi kardeşleri gibi, bu hünerleri karşılığında yarattıkları zenginlikten neredeyse hiç pay alamıyorlar. Neden?
Metal sektöründe örgütlü işçi sendikaları ile Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS) arasında 2013-2014 toplu iş sözleşmesi dönemi başladı. Sendikalar, sözleşme taslaklarını hazırlayıp işçilere duyurdular. Bu taslaklar, MESS’e bağlı işyerlerinde çalışan on binlerce metal işçisinin ihtiyacına yanıt vermekten son derece uzaktır. Fabrikalarda patronların sopası rolüyle işçileri canından bezdiren uzlaşmacı ve işbirlikçi Türk Metal’in hazırladığı taslakta, yine anlamlı bir talep yok. Metal işverenlerinin işbirlikçisi Türk Metal, utanmadan işçi hareketinin lokomotifi olduğunu iddia ediyor. Ancak yıllardır işçilerin yaşam koşullarını rahatlatacak bir zam için mücadele etmediğini unutarak, bu yıl da resmi enflasyon rakamları oranında ya da 2 puan üstünde zam istiyor. Üstelik bu talep, Birleşik Metal-İş ile girdiği rekabet sonucunda ortaya atılmıştır ve yalnızca taslakta var. Türk Metal’in taslakta ortaya koyduğu talepler için bile mücadele etmeyeceğini bilmek için kâhin olmaya gerek yok. Geçmiş tüm seneler, Türk Metal’in, patronların dayatmalarına boyun eğdiğini gözler önüne seriyor. Uzayan iş saatleri, kıdem tazminatının elimizden alınmak istenmesi, çığırından çıkan iş kazaları gibi can yakıcı konular, Türk Metal’in gündeminde yer almıyor.
Birleşik Metal-İş Sendikası’nın taslağındaki ücret talebi ise, Türk Metal’in getirdiği ücret önerisiyle hemen hemen aynıdır. Ancak Birleşik Metal-İş, ücretler düşürülmeksizin iş saatlerinin 37,5 saate düşürülmesini, hafta sonlarının tatil olmasını, mola ve yıllık izin sürelerinin arttırılmasını, mazeret izinlerinin uzatılmasını, vergi dilimi artışlarını patronların karşılamasını ve bunun gibi bir dizi maddeyi taslağına ekleyerek işçilerin önüne anlamlı ve sahiplenilebilecek talepler koyuyor. Fakat bu anlamlı talepleri hayata geçirebilmek, metal işçileri ordusunu birleştirebilecek bir mücadele yürütmekle olur. Birleşik Metal-İş talepler noktasında olumlu şeyler söylemektedir, ancak bunun gereğini yerine getirmek için atağa geçmek gerekir. Pasif davranıldığı sürece Türk Metal’in sektördeki ve toplu sözleşme sürecindeki hâkimiyetini kırmak mümkün olamaz. Unutulmamalı ki Bursa’daki BOSCH süreci Türk Metal’in örgütlü olduğu diğer fabrikaların işçilerine de ilham olmuş ve işçiler, bu fabrikalardan yükselttikleri tepkinin Birleşik Metal-İş tarafından örgütlenmesini talep etmişlerdir.
Günümüzde Avrupa’nın dev otomotiv fabrikaları kapanıyor ve üretim, işgücünün ucuz olduğu Türkiye gibi ülkelere kayıyor. Dünyada hızla yayılan savaş ve çatışma ortamı beraberinde silahlanmayı getiriyor, metal fabrikaları silahlanma nedeniyle üretim kapasitelerini arttırıyorlar. Ekonomik kriz büyüdükçe metal fabrikalarında iş koşulları ağırlaşıyor. Türkiye egemenleri, metal işçileri başta olmak üzere tüm işçi sınıfını kontrol altında tutmak istiyor. İşçilerin öfkesinin örgütlü bir eyleme dönüşmesini istemeyen patronlar sınıfı, tedbiri elden bırakmayarak Türk Metal’i işçilere karşı bekçi olarak kollayıp güçlendiriyorlar. Türk Metal, örgütlü olduğu bütün işyerlerinde mücadeleci işçilerin izini sürmekte ve onları işten attırmaktadır. Renault fabrikasında ve Cengiz Makine’de yaşananlar Türk Metal’in meşrebini gözler önüne sermektedir.
İş ve yaşam koşullarıyla boğuşan metal işçilerinin öfkesi ise gün geçtikçe büyüyor. Hem MESS’in hem de Türk Metal çetesinin oyunlarını boşa çıkarmak için metal işçilerine ve mücadeleci bir çizgi izleme iddiasında olan sendikalara çok iş düşmektedir. Türk Metal’in örgütlü olduğu işyerlerinde çalışan ve iş koşullarından rahatsız olan işçileri bu çeteden kurtarmak üzere harekete geçen mücadeleci, öncü işçiler ve sendikalar bunu başarabilirler. İşçileri aldatmayan, işçilerin hak ve özgürlük mücadelesini önüne koyan ve metal işçilerine güvenerek Türk Metal çetesi ile gözüpek bir mücadeleye girişmekten kaçınmayan bir sendikal anlayışa ihtiyaç var. Bu anlayış, metal işçilerinin umudu ve gücü olacaktır.
- Dünya İşçi Sınıfının Birliği Yolunda Mücadelemizi Büyütelim!
- İşçi Dayanışması 198. Sayı Çıktı!
- Artan Zenginliğin Arkasında Büyüyen Yoksulluğumuz
- Kaynakları Tüketen Kim?
- Yaşadım Diyebilmek İçin!
- Sınır Tanımayan Irmaklar Gibi
- İşçinin Değeri Yok mu?
- Geleceğe Dönüşmek, Geleceği Büyütmek
- Sınıf Olarak Birleşelim, Yoksulluğa ve Sömürüye Hayır Diyelim!
- İşçi Dayanışması 197. Sayı Çıktı!
- Esirler Dünyasına Özgürlük Çağrısı: Enternasyonal!
- Ağıt Yakmasın Analar, Umut Türküleri Söylesin
- Hangi Milliyetten Değil Hangi Sınıftan Olduğundur Önemli Olan
- Cep Telefonu, Okul Gezisi ve Hayatın Gerçekleri
- Senin Memleket Nere?
- Sokak Köpeklerinin Katledilmesi Çözüm mü?
- Düşmanlığı ve Savaşları Nasıl Meşrulaştırıyorlar?
- İşçi Sınıfının Sömürüye Karşı Mücadelesi Durdurulamaz!
- İşçi Dayanışması 196. Sayı Çıktı!
- Zulme Karşı Çıkmanın Mutlaka Bir Yolu Vardır
Son Eklenenler
- DİSK Uluslararası İlişkiler Dairesi Müdürü Kıvanç Eliaçık, NotaBene yayınlarından çıkan “Orta Doğu’da İşçiler ve Sendikal Hareket” kitabı vesilesiyle 22 Eylülde UİD-DER’in konuğu oldu, kitap üzerine güzel bir söyleşi gerçekleştirildi. Ortadoğu ve...
- Patronlar işçi sınıfının sahip olduğu en küçük hak kırıntılarını bile yok edip kölelik koşullarını dayatıyor. Saldırıların dozu artıp kapsamı genişledikçe çok daha fazla sayıda işçi sorunlarına çözüm aramaya, birlik olma ve sendikalaşma yolunu...
- Havalar artık soğumaya başladı. Kara kış yavaş yavaş kapımıza doğru geliyor. Kış demek doğalgaz, gıda, elektrik, ulaşım, sağlık derken masraflarımızın katlanması demektir. Bu zorlukları birazcık azaltmak için her evde kışa küçük hazırlıklar...
- Sağlık çalışanları, 10 Ekimde aile hekimlerini ve sağlık çalışanlarını kapsayan sözleşme ve ödeme yönetmeliği taslağına tepki göstermek için bir araya geldiler. SES İstanbul Şubeleri, İstanbul Tabip Odası, İSTAHED, Birlik ve Dayanışma Sendikası,...
- İstanbul Çatalca’da Polonez işçilerinin haklı mücadelesi sürüyor. İşçiler ellerinden alınmak istenen hakları için direniyor ama karşılarında polisi buluyorlar. Polisi, emniyet müdürü, müftüsü yine patrona hizmet ediyor, kimin yanında olduklarını...
- 10 Ekim 2015 tarihinde DİSK, KESK, TMMOB ve TTB ile çeşitli emek örgütleri ile on binlerce işçi ve emekçinin katılımıyla gerçekleşen “Emek, Barış ve Demokrasi” mitinginde IŞİD tarafından tertiplenen saldırı sonucu 104 insanımızı kaybettik, yüzlerce...
- 10 Ekim 2015 tarihinde sendikalar, meslek örgütleri ve demokratik kitle örgütleri tarafından Ankara’da düzenlenen barış mitingine IŞİD’in bombalı saldırısı sonucu hayatını kaybedenler, katliamın 9. yılında anıldı. Ankara’da 10 Ekim Barış Derneğinin...
- İşçi ve emekçiler olarak zorlu günlerden geçiyoruz. Fakat tabiri caizse bunlar daha iyi günlerimiz. Türkiye ve dünyadaki gidişat içine itildiğimiz sorunlar yumağının büyümeye devam ettiğini gösteriyor. Mesela İsrail’in tüm dünyanın gözleri önünde...
- Enflasyon karşısında eriyen ücretlere yapılan zamların sınırlanması, emeklilik yaşının ve prim gün sayısının yükseltilmesi, iş güvencesinin ve kıdem tazminatının ortadan kaldırılması… Bunlar, Türkiye’yi yöneten rejimin orta vadeli programında yer...
- DİSK, 9 Ekimde Genel Merkez binasında düzenlediği basın açıklamasında Anayasa Mahkemesi kararlarının uygulanmasını ve sendikal hakların önündeki engellerin kaldırılmasını talep etti. Açıklamayı DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu yaptı. Sendikalaşan...
- Çerkezköy’de bulunan Elba Bant fabrikasında grev devam ediyor. Petrol-İş Sendikasında örgütlü işçiler, toplu sözleşme görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 25 Eylülde grev demişlerdi. UİD-DER’li işçiler 6 Ekimde grevci işçilere bir dayanışma...
- 7 Ekim 2023’ten bu yana İsrail devletinin Filistin’de yürüttüğü savaş ve katliam büyüyerek devam ediyor. Savaşın alevleri Lübnan’a da sıçradı. İsrail ve diğer emperyalist devletlerin niyeti bu alevleri daha da büyütmek, Ortadoğu’da yoksul...
- Anladık ki korkacak bir şey yokmuş. Bize zaten en kötüsünü layık görmüşler. Sosyal hak yok, maaş ortalamamız asgari ücretin bin-iki bin lira üstü. Bize bunu layık görenler bu paralarla bir hafta yaşayamaz. Şimdi grevdeyiz, hiç pişman değiliz.