Buradasınız
“Milli Eğitim” Bakanlığı
Eskişehir’den bir öğrenci
İnsanlık yüzyıllardır bir mücadele içerisinde. Emekçiler kimi zaman sarsılmaz denilen iktidarları yıkmış, kimi zaman imkânsız denileni gerçekleştirmiştir. İnsanlık en zorlu dönemlerde dahi bilimde-sanatta inanılmaz ilerlemeler gerçekleştirmiştir. Bugün sahip olduğumuz teknolojik bilgilerin, tıbbi gelişmelerin tamamı insanlığın çabasıyla ortaya çıktı ve ilerledi, ilerliyor. Peki, biz bu koca mirası neden “milli” bir perspektiften yorumluyor ve çocuklarımıza öğretiyoruz?
Egemenler insanlığın birikimini “milli” bir eğitim sistemiyle yeni nesillere aktarırken, kendi çıkarlarına uygun olmayan kısımlarını görmezden gelirler. AKP iktidarı döneminde katlanarak artan kindar ve itaatkâr nesiller yetiştirme çabası, eğitimin her alanında kendini yakıcı bir şekilde hissettirmektedir. Örneğin Numan Kurtulmuş’a göre “eskimiş ve çürümüş olan” ama tüm dünyada kabul gören, modern tıbbın omurgasını oluşturan evrim teorisi gibi bilimsel bilgiler müfredattan çıkarılırken yerine bilimsellikten uzak, “eğitim geleneklerimize uygun ve milli” olan ezberci bir eğitim anlayışı getirilmektedir. Sorgulamayan, yeni bir şey üretemeyen, yalnızca kendilerine verilen işleri yapacak nesiller yetiştirilmekte; devasa yıkımlar, savaşlar bu yolla kanıksatılmaktadır. Körpe beyinlere dünyanın bir ucundaki sınıf kardeşi bir “düşman” olarak gösterilmektedir.
Oysa biz biliyoruz ki, bu eğitim sistemi kapitalizme özgüdür ve böyle olmak zorunda değildir. Yine bilmeliyiz ki, eğitim sistemi de tıpkı doğa sorunu ve kadın sorunu gibi kapitalizmden ayrı düşünülemez, kapitalizm yıkılmadan çözüme kavuşturulamaz. İnsanlık, ezilenler mücadele ederek en karanlık dönemlerden dahi yüzünün akıyla çıkmayı başarabilmiştir. Şimdi tarih işçi sınıfını göreve çağırıyor. Örgütlenelim ve kapitalizmi tarihin çöplüğüne gönderelim!
OHAL’e Rağmen Mücadele Sürüyor
Bir Direnişin Hatırlattıkları
- Yalnız Taştan Duvar Olmaz
- Köşemize Çekilmiyoruz, Emekçi Gençlik Köşemizle Güçleniyoruz!
- Muhammed Ali’nin Haykırışı ve Gerçek Düşmanlar
- Özgür Olmak Demek…
- Asıl Sorumlular Kim? Emekliler mi? Egemenler mi?
- Yaşadım Diyebilmek İçin!
- Milletvekili Maaşları Seni de Kızdırıyor mu?
- Biz Yeni Bir Dünya Kuracağız!
- “İşçiye Verilen Değer” Bu mu Olmalı?
- Cep Telefonu, Okul Gezisi ve Hayatın Gerçekleri
- İyi ki UİD-DER’liyim…
- Zulme Karşı Çıkmanın Mutlaka Bir Yolu Vardır
- Bizi “Biz” Yapan Şarkılarımız…
- Nasırlı Ellerin Yumruğu Bugün!
- Kariyer Gelişim Masallarıyla Geleceği Çalınan Gençler
- Bir Şarkının İzinden: Bir Yere Gitmiyoruz!
- “Neyin Yoksa Ondan Sakın Vazgeçme Oğlum”
- Yarına Gidenler, Yarınlar İçin Mücadele Edenler
- “Yarın Ölmek Dün Ölmekten Daha Saçma”
- Okuyan Bir İşçi Soruyor
Son Eklenenler
- İşçi Dayanışması yayınlandığı ilk günden bu güne biz işçilere kocaman bir sınıf olduğumuzu, yaşamlarımızın, sorunlarımızın ve çözüm yollarının ne kadar yakın olduğunu anlatmaya devam ediyor. Yazıların kaleme alınmasından görsellerin hazırlanmasına,...
- İstanbul Planlama Ajansının (İPA) Ekim ayı araştırmasına göre, İstanbul’da ortalama stres seviyesi 10 üzerinden 6,9 çıktı. Aslında bu veri sadece İstanbul’u yansıtmıyor. Mersin olsun, İstanbul olsun hiç fark etmiyor: Stres seviyemiz artıyor,...
- Sevgili işçi kardeşlerim, başlıktaki sözlere gelmeden meramımın tamamını anlatmak için 6 ay geriye gitmem gerekiyor. Mayıs ayının son haftasında iki azı dişime kanal tedavisi için Dokuz Eylül Üniversitesi diş bölümüne randevu alarak gitmiştim. İki...
- “Zeytinyağlı yiyemem aman/ basma da fistan giyemem aman…” Kütahya ya da Bursa yöresine ait olduğu düşünülen bu türkü düğünlerde, keyifli eş dost toplantılarında hep bir ağızdan söylenir. Hatta eğlenceli ritmi karşılıklı oynamaya da teşvik eder....
- Hayat pahalılığı, geçim sıkıntısı korkunç boyutlara ulaştı. Emekçiler olarak temel ihtiyaçlarımız olan barınma, beslenme gibi ihtiyaçlarımızı karşılamakta zorlanıyoruz. Aldığımız maaşlarla kirayı mı ödeyelim, karnımızı mı doyuralım diye kara kara...
- Kapitalist sistemde yaşıyoruz ve bu sistemin yol açtığı büyük-küçük pek çok sorunla boğuşuyoruz. Peki sorunlarımızı çözmek için ne yapıyoruz? Örneğin pek çoğumuzun ailesinde çocuk, hasta, yaşlı ya da engelli olduğu için bakıma muhtaç yakınlarımız...
- İşçi Dayanışması çıktığında her birimiz ilk görüşte etkilendiğimiz yazıyı seçiyoruz. Neden etkilendiğimizi, yazının bizi nasıl etkilediğini, neyi düşünmemizi sağladığını anlatıyoruz birbirimize. Bu yazıyı herhangi bir arkadaşımıza nasıl ve neden...
- Mutsuzluk ve umutsuzluk gençler arasında adeta bir salgın gibi yayılıyor. Etrafımıza, arkadaşlarımıza bakıyoruz, yaşamdan tat alamadığını söyleyenlerin sayısı her geçen gün artıyor. “Her günüm bir öncekiyle aynı”, “yarından bir beklentim yok”, “bana...
- Biz işçiler haftanın her günü vardiyalı bir şekilde 24 saat çalışırız. Yeri gelir Pazar mesai yaparız. Dinlenmeye, ailemize vakit ayırmaya zaman bulamayız. Sanki biz işçiler için hayat sadece çalışmaktan ibaretmiş gibi. Fabrikada mühendis bir...
- Eskiden her sorunun beni bulduğunu, bu sorunları yaşayan tek kişinin ben olduğumu düşünüyordum. Sonra UİD-DER ile tanıştım ve İşçi Dayanışması’nı düzenli olarak okumaya başladım. Bir genç olarak, gençlik yazılarını okudukça bu sorunları yalnızca...
- Ben büyük bir tekstil fabrikasında çalışıyorum. Başta Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek olmak üzere siyasi iktidar sözcülerinin, asgari ücret zammının hedeflenen enflasyon oranına göre yapılacağını her fırsatta söylemelerine rağmen asgari ücrete...
- Son günlerde sohbet edebildiğim her insana Türkiye’deki Suriyeliler hakkında ne düşündüklerini soruyorum. Devamındaysa nerede dünyaya geldiklerini, neden göçüp büyük kentlere geldiklerini soruyorum. Son olarak aile büyüklerinin nerelerden göçerek...
- Sevgili işçi kardeşlerim, 8 yaşına kadar babasız, 8 yaşından sonraysa hem anasız hem de babasız büyümüş sayılırım. 12-13 yaşıma kadar mahallede ve çalıştığım fabrikada anası-babası yanında olan arkadaşlarıma imrenmiş, onları kıskanmışımdır. O halimi...