Buradasınız
Hacettepe Üniversitesi’nde Seçim Yatırımları
Hacettepe Üniversitesi’nden bir işçi
Gerek dünya genelinde gerekse Türkiye’de son dönemde oldukça hareketli zamanlar yaşanıyor. Bir yanda Japonya’da meydana gelen nükleer facia diğer tarafta Ortadoğu ve Kuzey Afrika kıyılarında meydana gelen ayaklanmalar medyada bir hayli yer kaplamakta. Türkiye de elbette bu olayların çok yakın bir takipçisi, ancak bu olaylar dışında bir başka önemli konu daha var; 12 Haziranda yapılacak olan milletvekili seçimleri. Adettendir, seçim öncesi birtakım yatırımlar yapılır sandıktan bir oy daha fazla alabilmek için. Kimisi eşini dostunu işe aldırır, kimisi çıkar televizyonlara kesinlikle yapmayacağı yatırımları, işsizliğe, yüksek enflasyona karşı bulduğu “dâhiyane” çözümleri ballandıra ballandıra anlatır, kimisi işçi emekçileri mücadeleye bir adım daha yaklaştırmak, haklı talepler ortaya koymak yerine oy istemek için eylem alanlarında toplar kitleyi. Yani anlayacağınız sıkça tekrarlandığı gibi “sandıktan sandığa hatırlar” vekillerimiz bizleri.
Şimdi bu konuya niye geldim onu açıklayayım. Ben Hacettepe Üniversitesi’ne bağlı öğrenci yurtlarında, yasalara şu an itibariyle aykırı da olsa, kılıfına uydurulmuş bir şekilde asıl işi yapan bir taşeron işçiyim. Benim gibi yaklaşık 30-40 işçi arkadaşım daha var, bizden biraz daha şanslı olanlar ise 4-B kadrosunda çalışıyor. Dolayısıyla maaşları bizlerden hayli yüksek, çalışma saatleri 40 saat, tüm resmî bayramlarda izin haklarını kullanabiliyorlar ve daha da önemlisi görece daha güvenceli bir biçimde çalışıyorlar. Bizlerin aynı işi yaptığımız halde bu bahsettiğim haklardan hiçbirine sahip olamamamız aradaki farkın ne kadar fazla olduğunu açıkça gösteriyor. Burada çok uzun yıllardır çalışan işçiler var. Onların bizlere söylediği, “burada çalışmaktan vazgeçmeyin, hem rahat bir iş hem de yarın öbür gün nasıl olsa kadro gelir siz de kurtulursunuz” oluyor. Çünkü hemen hemen her seçim döneminde iktidar partisi oy potansiyelini arttırmak için bu uygulamayı gerçekleştirmiş. Bu durum son olarak yapılan 2007 seçimlerinde de yaşanmış. O zamandan sonra işe girmiş olanlar da bu süreçte dört gözle “kadro” bekliyor. Böylesi bir beklentileri olduğu için de yaşanan haksızlıklara doğru düzgün ses çıkaran kimse olmuyor. Yani işveren hem bizlere karşı saldırılarına devam ediyor hem de ortalığa yaydığı böylesi söylentilerle, oluşabilecek herhangi bir tepkinin önüne geçiyor. Bunlar üzerine konuşabildiğimiz arkadaşlara asıl çözümün bu olmadığını, biz birlikte hareket etmedikçe, örgütlenmedikçe sorunlarımızın ortadan kalkmayacağını söylüyoruz.
Bizi bir oy deposu olarak gören, keyiflerince işten atan, ücretlerimizden kesilerek biriktirilen fonlarımızı patronlara peşkeş çekenler, güvencesiz, taşeron çalıştırmayı yaygınlaştıran, işçi sağlığını ve iş güvenliğini hiçe sayarak her gün canımızı alanlardır. Sağlığı, eğitimi her geçen gün daha da kalitesizleştiren ve paralı hale getirerek daha zor ulaşabilmemize neden olanlar da yine onlardır. Bu burjuva siyasetçiler şimdi, saldırılarını daha da artırarak devam ettirebilmek için, “kadro” alabilmek umuduyla o sandık başlarına gidip onlara oy vermemizi istiyorlar. Büyük ihtimalle olacak olan da bu. Çünkü örgütsüz olan işçi sınıfı kendi sınıf örgütlerinde değil burjuva partilerinde arıyor kurtuluş umudunu. Ortaya koyduğu haklı talepleri mücadele ederek almak yerine burjuva partilerine bel bağlıyor. Belki kimisi bugün için istediğini alacak, seçim öncesi yapılan yatırımlardan payına onun da başına “kadro” düşecek, ama ya sonra? Elde edilen bu haklar zaman içerisinde mücadeleyle korunamadığı için bir bir gitmeyecek mi elimizden? Bizler bilmiyor muyuz ki örgütlü mücadeleyle kazanılan mevziler mücadele edilmedikçe kaybedilir? Bizler yani örgütlü işçiler bunu gayet iyi biliyoruz ve elbette ki bunu diğer işçi dostlarımıza da anlatıyoruz. Ama şu an için güçlü olan burjuvazi ve onun ideolojisi, dolayısıyla kitleler yüzlerini onlara dönüyor. Tabii ki biz inatla ve yılmadan asıl çözümün işçilerin kendi öz örgütlerinde örgütlenerek mücadeleye atılmalarında olduğunu anlatmaya devam edeceğiz.
Düzen Partilerinin Vaatlerine Kanma, Mücadeleye Katıl!
Çadırda 91. Gün: Bu Bir Sınıf Kavgası
- Huzurlu Bir Yaşam İçin Mücadeleye…
- “Bizim Hayallerimizi, Sizin Geleceğinizi Çaldılar”
- Bizim Mahallenin Gençleri
- Kişisel Gelişim Zırvasına Kanma, Sınıf Mücadelesine Sarıl
- Sömürü Düzenini Uçurumdan Atmak İçin Örgütlenelim
- Hindistan’da 250 Milyon Dolarlık Düğün ve Yoksulluk
- Emek Sömürüsü Kapitalizmin Fıtratında Var
- Sahip Olduğunuz Servet Bizden Çaldıklarınızdır!
- “Sayende Sigortalı Çalıştım, Emekliliğime Az Kaldı”
- Bayramları Bayram Gibi Yaşamak İçin!
- Dünya Üzerinde Yaşayan Herkesin Evi Olmalı
- Onlar Yok Ediyor, Biz Yenisini Yapacağız!
- Suyun Lüksü Olur mu Hiç?
- “Senin Yolundan Gideceğim Amca”
- Her Günü Doğa ve İnsanlık Günü İlan Etmek İçin…
- “Kıpır Kıpırsın, Heyecanın Ne Güzel Ey Yolcu”
- “Bence, Sevgi Emektir”
- Ah, Cemal Ah!
- Bir Fotoğraf Karesinin Hissettirdikleri
- Davulun Sesi Uzaktan Hoş Gelir
Son Eklenenler
- 30 Kasımda KESK tarafından Ankara’da düzenlenecek miting öncesi 2021 Tüm Emekliler Sendikası çeşitli kentlerde “Emekliler Ankara’ya Yürüyor” başlıklı basın açıklamaları gerçekleştirdi. Tekirdağ’da Hasan Ali Yücel Meydanı’nda gerçekleştirilen...
- Çayırhan Termik Santrali ve maden sahalarının özelleştirilmesine karşı yeraltında ve yer üstünde eylemler yapan Türkiye Maden İşçileri Sendikası ve Tes-İş Sendikası üyesi işçiler, Enerji Bakanlığıyla yapılan görüşmelerden olumlu sonuç alınamaması...
- Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısıyla, başta İstanbul olmak üzere pek çok kentte, sendika yöneticilerinin, siyasi parti ve demokratik kitle örgütü üyelerinin, gazeteci ve yazarların aralarında olduğu 200’den fazla kişinin gece yarısı...
- Türkiye’nin dört bir yanında, ücretlerini yükseltmek, sendikalaşmak istedikleri için mücadele eden işçiler çeşitli engellerle karşılaşıyor, işten atılıyor, baskıyla sindirilmek isteniyor. Siyasi iktidarın desteğini arkasına alan patronlar işçilerin...
- İspanya’nın Barcelona kentinde on binlerce emekçinin katılımıyla 23 Kasımda yüksek kira fiyatlarına karşı bir protesto gösterisi düzenlendi. Konut kiralarının düşürülmesi ve daha iyi yaşam koşulları talepleriyle bir araya gelen işçi ve emekçiler,...
- 25 Kasım Kadına Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında 23 ve 25 Kasımda dünyanın dört bir yanında emekçi kadınlar meydanlara çıkarak öfkelerini haykırdı. Kapitalizm altında çifte ezilmişliğe maruz kalan emekçi kadınlar, kadına şiddetin...
- Bizim mahallenin gençlerinin her birine okuyacakları kitaplar almak için Konak’tan Kemeraltı’na girdim. Kitabın adı Küçük Kara Balık, yazarı Samed Behrengi. Kitap her yaştan işçilere ve işçi çocuklarına dereden çaya, çaydan ırmağa, ırmaklardan...
- Yıllar önce çok sevdiğim, dertlerimizi, sevinçlerimizi paylaştığımız ama hayata dair fikirlerimiz ayrı olan bir arkadaşımla aynı dönemde hamile kaldık. Onu hamile olduğu için işten çıkardılar ve buna karşı çok fazla direnemedi. Patron bana da,...
- DİSK Genel Başkan Yardımcısı ve Genel-İş Sendikası Genel Başkanı Remzi Çalışkan ile Genel-İş Sendikası Mersin Şube Başkanı ve DİSK Çukurova Bölge Temsilcisi Kemal Göksoy’un 26 Kasımda sabaha karşı bir ev baskınıyla gözaltına alınmaları üzerine DİSK...
- Türkiye’deki grev ve direnişlere her geçen gün yenileri eklenirken işçilerin mücadelesi dayanışmayla büyüyor. Çayırhan Termik Santrali ve Linyit İşletmelerinin özelleştirilmesine karşı işçilerin başlattığı direniş devam ediyor. Genel Maden İşçileri...
- 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Gününde her yıl olduğu gibi bu yıl da emekçi kadınlar alanları doldurdu. Dünyanın dört bir yanında olduğu gibi Türkiye’de de kadınlar onlarca kent ve ilçede protesto yürüyüşleri, nöbet eylemleri...
- Yunanistan’da 20 Kasımda pek çok sektörden on binlerce işçi genel greve çıktı. Yunanistan İşçi Sendikaları Konfederasyonu (GSEE) ve Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu’nun (ADEDY) çağrısıyla gerçekleşen grevle birlikte 70 şehirde protesto...
- Ankara’dan UİD-DER’li işçiler olarak özelleştirmeye ve hak gasplarına karşı eyleme geçen Çayırhan Termik Santrali ve Linyit İşletmesi işçilerini eylem alanlarında ziyaret ettik. 20 Kasımda maden işçileri iş bırakarak direnişe başlamış, ardından...