Buradasınız
Ücretler Yükseltilsin, İş Saatleri Kısaltılsın! 1 Mayıs’ta UİD-DER’le Alanlara!
İşçiler, emekçiler, kardeşler!
Kapitalizm krizde! Sistem her yanından su alıyor. Kapitalist dünya ekonomisi tıknefes!
ABD ve Avrupa ülkeleri sistemi kurtarmak için patronlara çuval çuval para döküyorlar, kemer sıkma programlarını devreye sokuyorlar ama kriz bitmiyor.
İşçilerin sömürüsüyle ayakta duran kapitalizm artık çok yaşlı!
Bunca teknoloji, bunca bilim, uzaya çıkılması...
Az gittik uz gittik değişen bir şey yok: Kriz, emperyalist savaş, işsizlik, açlık, yoksulluk, toplumun delirmenin eşiğine gelmesi...
Zenginlik bir tarafta, yoksulluk diğer tarafta.
Böyle bir sistem insanlığa ne verebilir? Hiçbir şey!
Krizin faturası bir kez daha işçi-emekçi halkın sırtına yıkılıyor. İşte komşumuz Yunanistan’da olanlar; kemerler sıkıldıkça sıkılıyor.
Peki, Türkiye’de durum farklı mı?
Geçim sıkıntısı, işçi-emekçi halkın boğazını sıkmaya devam ediyor.
Oysa işçi-emekçi halk hiç durmaksızın çalışıyor. Peki, karşılığı ne oluyor?
Dön dolaş, çalış didin fayda etmiyor.
Gece gündüz demeden çalışmamıza rağmen, hayatımızda iyiye doğru bir gidiş yok. Neden, niçin böyle?
- Milyonlarca işsiz var.
- Ücretler yerinde sayıyor.
- İş saatleri uzuyor, çalışma temposu hızlandırılıyor.
- İş kazaları durmuyor, işçiler ölüyor! Her ay, ortalama 50 işçi iş kazalarında yaşamını kaybediyor.
- Meslek hastalıklarına yakalanan işçilerin sayısı artıyor.
Özetle kan, acı, kahır, bıkkınlık, tükenme...
Bunca çalışmanın, bunca üretmenin karşılığı bunlar mı olmalı?
Türkiye, dünyanın 16. büyük ekonomisi. Patronlar ve hükümet sözcüleri övünüyor ve bizleri de övünmeye çağırıyorlar.
Güzel, övünüp sevinelim de, neye sevineceğiz? Emekçilerin yaşamında ne gibi olumlu değişiklikler var?
Tüm zenginliği üreten işçiler, fakat yoksulluğa talim eden de işçiler!
Bu düzende hak, hukuk, adalet, eşitlik sadece laf...
İşçi-emekçi halkın başına örülen çorapların sayısı her gün artıyor.
Şimdi de Genel Sağlık Sigortası (GSS) adı altında yeni bir soygun başlattılar. Güya herkesin sigortası olacak! AKP hükümeti halkı bu kadar düşünüyor da, neden sağlığı parasız yapmıyor? Yapmazlar, çünkü diğer sermaye hükümetleri gibi AKP hükümetinin de derdi bu değildir, onların derdi halkı soymaktır!
Nereye dönsek, ne yapsak büyük bir haksızlık ve eşitsizlikle karşılaşıyoruz.
İşçilerin sosyal yaşamı yok. Gezmek, eğlenmek ve hatta gülmek işçiye haram!
Haftalık çalışma süresi yasalara göre 45 saat. Fakat fazla mesailerle birlikte haftalık çalışma 70-75 saate kadar çıkıyor.
Ücretleri düşük tutan patronlar, işçileri işyerlerine hapsetmiş durumdalar. Aldığı ücreti bir parça olsun arttırmak isteyen işçi, patronların dayattığı fazla mesaileri kabul etmek zorunda kalıyor.
Tam bir kısır döngü var. Patronlar, iş saatlerini uzatmak için ücretleri düşük tutuyorlar.
Demek ki, düşük ücretler ve uzun çalışma saatleri kadınıyla, erkeğiyle tüm işçilerin en can yakıcı sorunu.
Fazla mesailer işçinin aldığı parayı bir parça yükseltse de sorunu çözmüyor, çözemez de!
O halde kısır döngüyü kırmak lazım.
Talebimiz açık ve net: Ücretler yükseltilsin, iş saatleri kısaltılsın!
İşçileri fazla mesailere mecbur eden düşük ücretler yükseltilmelidir!
Fazla mesailer kaldırılmalı, işçilere serbest zaman bırakılmalıdır!
İşçi sınıfı, 8 saatlik işgünü hakkını elde etmek için büyük bedeller ödedi. Oysa patronlar bu hakkı elimizden almış durumdalar.
8 saatlik işgünü hakkımızın başına örülen çorap, şimdi de kıdem tazminatı hakkımızın başına örülmek isteniyor. Karşı çıkmayacak mıyız?
İşçiler birlik olmadan ve mücadele vermeden patronlara karşı durmak ve yeni haklar elde etmek mümkün değildir!
1 Mayıs yaklaşıyor!
Yani dünya işçi sınıfının birlik, mücadele ve dayanışma günü. Bu anlamlı gün, işgününün kısaltılması mücadelesinin sembolüdür.
Tüm dünyada işçiler mücadeleyi yükseltiyorlar. Hindistan’da 100 milyon işçi greve çıkıyor; Çin işçileri grevlerle başkaldırıyor; Yunanistan işçi sınıfı genel grevlerle düzeni sarsıyor; İspanya’dan ABD’ye değin işçiler sömürüye hayır diyor; Ortadoğu halklarının isyanı sürüyor!
Kapitalist düzenin suyu ısınıyor!
Türkiye işçi sınıfı suskunluğunu bozmalı ve patronlar sınıfının karşısına dikilmeli!
Patronların saldırılarına dur demek için Türk ve Kürt işçilerinin birliği şart!
Türk işçiler milliyetçi kışkırtmalara gelmemelidir! Kürt halkının ezilmesinden Türk işçilerinin hiçbir çıkarı yoktur. Haksız savaşa karşı çıkılmalı, ezilen halkların haklı demokratik talepleri desteklenmeli.
İşçilerin birliğini sağlamalıyız!
Siyasi baskılara, tutuklamalara, sendikal yasaklara ve anti-demokratik yasalara karşı tüm işçiler olarak birlikte mücadele vermeliyiz!
1 Mayıs’ta alanlara güçlü bir şekilde çıkmalı ve taleplerimizi gür bir sesle haykırmalıyız:
- Ücretler Yükseltilsin, İş saatleri Kısaltılsın!
- Tüm İşsizlere İş!
- Kıdem Tazminatını Patronlara Teslim Etmeyeceğiz!
- GSS Haracına Hayır! Parasız ve nitelikli sağlık hizmeti!
- Gerekli İş Güvenliği Önlemleri Alınsın, İş Cinayetlerine Son!
- İş Güvenliği Kurulları Kurulsun ve İşçilerin Yönetimine Verilsin!
- Ezilen Kürt Halkının Demokratik Talepleri Derhal Karşılansın!
- Haksız ve Emperyalist Savaşlara Hayır!
- Demokratik Hak ve Özgürlükler Üzerindeki Sınırlamalar Kaldırılsın!
- Siyasal Baskılara, Yasaklara ve Tutuklamalara Son!
Yaşasın İşçi Sınıfının Uluslararası Mücadele Birliği!
Yaşasın 1 Mayıs! Bijî Yek Gulan!
- Sömürü ve Zorbalığa Karşı 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye!
- UİD-DER Kadın Komitesi: Sorunlar, Engeller Mücadeleyle Aşılır!
- İşçilerin Canının Hiçe Sayılmasına Birlikte Karşı Duralım!
- 7 Ekim’in Birinci Yılı: Emperyalist Savaş Büyüyerek Devam Ediyor
- Ukrayna Savaşının İkinci Yılı: Ukrayna’dan Gazze’ye Emperyalist Savaşa Hayır!
- Emekçi Kadınlarız, 8 Mart Ruhuyla Birleşiyoruz!
- 6 Şubat Depremlerinin Birinci Yılı: Asrın Kötülüğünü Unutma, Unutturma!
- Gazze’de Savaş Büyüyerek Devam Ediyor
- Filistin ve Ortadoğu’da Yangın Büyüyor
- Oylar Emek ve Özgürlük İttifakı Partilerine!
- Ülkeyi Enkaz Yığınına Çeviren Yağmacı Düzene Artık Yeter!
- İşçi Sınıfı 1 Mayıs’ta Asrın Kötülüğüne ve Yağmacı Enkaz Düzenine “Artık Yeter” Diyecek!
- Felaket Göz Göre Göre Geldi: Depremzedeler İçin Tüm Olanaklar Seferber Edilsin!
- Asgari Ücret Görüşmeleri Algı Oyunlarıyla Başladı
- UİD-DER Kadın Komitesi: Kadına Yönelik Şiddetin Kaynağı Kapitalizmdir!
- Savaş Emekçiler İçin Yıkım Demektir! Savaşa Hayır!
- Şimdi Birlik ve Mücadele Zamanı!
- UİD-DER Kadın Komitesi: 1 Mayıs’ta Birlik, Dayanışma ve Coşkumuzla UİD-DER Kortejinde Buluşalım!
- Birlik ve Dayanışma İçinde 1 Mayıs’a!
- İşçi Sınıfının Tek Güvencesi Örgütlü Gücüdür!
Son Eklenenler
- Türkiye’de her yıl 3-9 Eylül tarihleri arası Halk Sağlığı Haftası olarak kutlanıyor. Sağlık Bakanlığı, Halk Sağlığı Haftasının amacını “halkın sağlığını korumak, geliştirmek, sağlık için risk oluşturan faktörlerle (bulaşıcı hastalıklar, çevresel...
- Kozasından çıkmaya çalışan kelebeğin hikâyesini bilir misiniz? Bir adam ormanda yürürken, bir kelebeğin kozasından çıkmaya çalıştığını görür. Saatlerce, kelebeğin küçücük bir delikten çıkmak için verdiği mücadeleyi izler. Ancak bir süre sonra...
- Yalova’da bulunan Sefine Tersanesi işçileri, patronun çalışma koşullarında yaptığı tek yanlı değişikliğe karşı direnişe geçti. Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) grevi beşinci gününde anlaşmayla sonuçlandı. Artvin Şavşat Belediyesinde...
- Milyonlarca kamu emekçisinin ve emeklisinin taleplerini boşa çıkaran 8. Dönem Toplu Sözleşme süreci, Kamu Hakem Kurulu tarafından karara bağlandı. Hakem Kurulu, 2026 yılında ilk altı ay için yüzde 11, ikinci altı ay için yüzde 7; 2027 yılı için ise...
- 1 Eylül Dünya Barış Gününde Diyarbakır’dan Ankara’ya pek çok kentte eylemler düzenlendi. Ankara’da Emek Barış ve Demokrasi Güçlerinin çağrısıyla Kolej Meydanında bir araya gelen kitle sloganlar, alkışlar ve zılgıtlar eşliğinde Sakarya Meydanına...
- Bazı zenginlerin “ölmeden yapılacaklar listesi”nde dünyanın en yüksek tepesi olan Everest’e tırmanmak vardır mesela. Zaman zaman sosyal medyada bu insanların “başarı”larını anlatan çeşitli videolar, haberler çıkar karşımıza.
- Şeker-İş Sendikasının örgütlü olduğu Kütahya Şeker Fabrikasında, Mart ayından bu yana süren toplu sözleşme görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 30 Ağustosta başlayan grev, 3’üncü gününde sürüyor.
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısıyla İstanbul Kadıköy’de yapılan mitinge binlerce kişi katıldı. Kadıköy Söğütlüçeşme’de toplanan kitle, “Savaşa ve Sömürüye Karşı Demokrasi ve Barış Kazanacak” pankartı arkasında rıhtımdaki miting...
- Türk-İş’e bağlı Koop-İş Sendikasının örgütlü olduğu Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) Türkiye genelindeki 1003 kurumunda çalışan 10 bin kamu işçisi 29 Ağustosta greve çıktı.
- Güvenliğin ve danışmanın olduğu katta her 5 dakikada bir “sistemsel hata ve arıza olduğu için tüm katlarda hizmet verilemiyor” şeklinde anonslar yapılıyordu. Önce güvenliğe gidip bu yapılanın yanlış olduğunu, insanlara memurların iş bıraktığının...
- Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca adlı romanında Yaşar Kemal, sömürülenlerle sömürücüler arasındaki büyük çelişkiyi anlatır. “Çünkü” der, “sömüren güçlü azınlıkla, sömürülen ve güçsüz sanılan çoğunluk, her çağda vardı. Ama bu çelişki...
- İktidarın “Kamu Çerçeve Protokolü” sürecindeki tutumunu protesto etmek için yapılan bir eylemin ardından bir kadın işçi çevresindeki insanlara sordu: “Bu sene hiç kiraz yediniz mi?” Bu soruya evet diyen tek bir kişi çıkmadı. Kilosu 700 lirayı aşan...
- Mücadele örgütümüz UİD-DER’in saflarında yer almış her işçi kardeşimizden, çoğu zaman övgü dolu sözler duyarız. Bu sözler tesadüf değil, UİD-DER’in sınıf mücadelesinin tarihsel deneyimlerinden süzülüp gelen mücadele kültürünün bir sonucudur. Ben de...