Buradasınız
Kapitalizm Sağlığa Zararlıdır
Gazi Mahallesinden bir kadın işçi
Geçtiğimiz Pazar günü derneğimizin Gazi temsilciliğinde John Q filmini izledik. Bir fabrika işçisinin, kalp nakli yapılmazsa ölecek olan çocuğunu kurtarma mücadelesini anlatıyor film. Yıllardır fabrika işçiliği yapan John, iş yokluğu sebebiyle bir süredir haftada 20 saat çalıştırılmakta dolayısıyla da pek çok ekonomik sorun yaşamaktadır. Patron, kısa süreli çalıştırdığı işçilerin haberi bile olmadan sağlık sigortalarını tam kapsamlı olmaktan çıkarıp daha ucuz olan yarı kapsamlıya geçirmiştir. Yani işçi tam süreli çalışmıyorsa, kendisi ya da bir aile ferdi “tam hasta” olma hakkına da sahip değildir.
John’un sağlık sigortası kalp naklini güvence kapsamına almamaktadır. Dolayısıyla hastane yetkilileri John’a “paran yok, sigortan da sınırlı, çocuğunun ölümünü seyret” diyorlar. John hastane yönetimi ile çocuğunun hayatını kurtarmak için giriştiği kavga vesilesiyle aslında ABD’de 50 milyon insanın sağlık sigortasından ve güvencesinden yoksun olduğunu, sistemin parası olmayana “ölümü bekle” dediğini öğreniyor. Ancak John, sisteme boyun eğip çocuğunun ölümünü beklemeyi asla kabul etmeyecektir.
İşçi ailesi her şeyini satar, diğer işçilerden hatta kiliseden ve yardım kuruluşlarından para toplanır ancak çocuğun hayatını kurtarmak için gereken paranın onda biri bile toplanamamıştır. Başvurduğu her kapı John’un yüzüne kapanırken, çocuğu günden güne ölüme yaklaşmaktadır. Artık sisteme bireysel olarak da olsa kafa tutmaktan, isyan etmekten, silaha sarılarak çocuğunun yaşama hakkını zor yoluyla almaktan başka çaresi kalmamıştır.
Hastanenin bir bölümünü işgal eden John, parasız sağlık talebini silah zoruyla sisteme dayatır. Söylediği bir söz hepimizi heyecanlandırdı: “Bu hastane yeni bir yönetime geçmiştir, bundan böyle herkese bedava sağlık hizmeti verilecek!” Bu kadar haklı ve insani bir talebe düzenin cevabı John’u terörist ilan etmek ve silahlı operasyon ile “sorunu çözmeye çalışmak” olacaktır. Bir işçinin haklı talebini kapitalizme dayatması egemenlerin kabul edebileceği bir şey değildir. Ancak bu sefer işler düzenin istediği gibi gitmez. Diğer işçilerin ve halkın John’un eylemini sahiplenmesi sayesinde ABD sağlık sistemi ile birlikte sistem de sorgulanmaya başlanacaktır.
Hikâye mutlu sonla bitiyor olsa da gerçek hayatta maalesef filmdeki gibi mutlu sonlara erişmek o kadar kolay olamıyor. İşçi sınıfı en temel haklarını elde edebilmek için büyük mücadeleler vermek ve bedeller ödemek zorunda kalıyor. Dünya çapında milyarlarca yoksul emekçi, sağlık hakkından ve sosyal güvencelerden yoksun olarak yaşamak durumunda. Her yıl milyonlarca çocuk en temel sağlık hizmetlerini bile alamadığı için kapitalizm tarafından ölüme mahkûm ediliyor.
John bu “kaderi” reddederek bireysel bir mücadeleye girişti. Giriştiği eylem ile çocuğunun hayatını kurtarabildi. Peki, ABD’de sağlık sistemi değişti mi? Başta her tür güvenceden yoksun yaşayan göçmen işçiler olmak üzere, ABD işçi sınıfının tamamı parasız sağlık hakkına kavuştu mu?
Sağlıkta özelleştirme uygulamaları tüm dünyada son hızla devam ediyor. Türkiye’de de milyonlarca yoksul insan sigortasız, iş güvencesinden ve sağlık hakkından yoksun olarak yaşamaya çalışıyor. Bir yanda tam donanımlı özel hastanelerde parası olanlar için her tür imkân sunulurken, o hastaneleri yaratanların çocukları hastanelerde rehin kalıyor. Sigortalı işçiler ise hastane kapılarında süründürülüyor. Bu arada TC’nin egemenleri, işçilerden kesilen paralarla oluşturulmuş olan SSK’yı tasfiye etmeye ve yeni yasalar ile ABD’deki sağlık sistemini Türkiye’ye getirmeye çalışıyor. Bu çerçevede GSS (Genel Sağlık Sigortası) adı altında meclisten yasalar geçirildi.
Yeni yasalarla emekçilere mezarda emeklilik dayatılıyor. İşçilerin hastane ve ilaç giderlerine katkı payı arttırılırken sağlık sektörüne yatırım yapan sermayedarlar için daha fazla kâr elde edebilecekleri düzenlemeler getiriliyor. Alın teriyle tüm zenginlikleri yaratan işçi sınıfının sağlığı, sermayedarların kurtlar sofrasına sunuluyor.
Dünyada milyarlarca John var. Bu milyarlar birleşip ayağa kalktıklarında sadece sağlık haklarına ve sosyal güvencelere kavuşmakla kalmayacak, dünyayı değiştirerek gelecek kuşaklara da gerçekten insanca yaşanabilir bir dünya bahşedecekler.
Söz Bitti Sıra Grevde
UİD-DER’le Futbol Başka
- “Yüzücüler” Filmi: İnsanlığın Göç Yollarındaki Yaşam Mücadelesi
- Üzgünüz Size Ulaşamadık!
- Umutsuzluk içinde “Umut”
- Sahte umudun umutsuzluğu
- Umutla gerçek arasındaki fark
- Cabbar’ın ümitsiz umudu
- “Umut fakirin ekmeğidir” derler
- Yılmaz Güney’in UMUT filminden
- Dövüşenler ölenlerin tutmaz yasını!
- “Gazap Üzümleri” Film Gösterimi
Son Eklenenler
- Aralık ayında tüketici fiyatlarının yüzde 1’in biraz üzerinde yükseldiği, yıllık enflasyonunsa azalarak yüzde 44 civarında gerçekleştiği açıklandı. Bu oranlara bakarak enflasyonun hız kestiğine, ücret zamlarının “beklenen enflasyona” göre belirlenip...
- 2025 yılı için asgari ücret zammı, TÜİK’in sahte rakamlarıyla açıklanan enflasyon oranının dahi altında kalan yüzde 30 olarak belirlendi. Patronlar da işçilere bu sefalet zammını dayatıyor. Şubat ayıyla beraber zamlı ücretlerin açıklanması sonrası...
- İş kazaları ve iş cinayetleri dur durak bilmiyor. Sermeyenin aç gözlülüğü işçileri yaşamından ediyor. Balıkesir’de bulunan ZSR Patlayıcı üretim tesisinde, 24 Aralık 2024’te gerçekleşen patlamada 11 işçi yaşamını yitirdi. Patlama sonrasında Balıkesir...
- Maraş ve Hatay başta olmak üzere 11 şehirde çok büyük yıkım yaratan, yaklaşık yüz bin insanın hayatını kaybettiği, on binlerce insanın yaralandığı, milyonlarca insanın yaşamının derinden etkilendiği 6 Şubat depremlerinin üzerinden iki yıl geçti....
- Siyasi iktidarın ekonomi politikalarının hedefi belli: Ekonomik yıkımın bedelini işçi ve emekçilere ödetmek, on milyonlarca işçinin, emekçinin, emeklinin açlığa talim etmesi pahasına sermayeyi dizginsizce büyütmeye devam etmek. Soygunun, talanın...
- 6 Şubat depremlerinin üzerinden iki yıl geçti. Aradan geçen zamanda depremlerin yarattığı yıkımın, ortaya saçılan yolsuzlukların, usulsüzlüklerin ve boş vermişliğin hesabı sorulmadı. Siyasi gelişmelerle, yaratılan yapay gündemlerle yaşanan felaketin...
- İzmir Büyükşehir Belediyesinde 158 işçinin ücretsiz izne çıkarılması üzerine DİSK/Genel-İş Sendikası İzmir 1, 2, 3 ve 9 No’lu Şubeleri 3 Şubatta direnişe başladı. Sosyal-İş Sendikasının örgütlendiği Turkcell Global Bilgi’nin Siirt Şubesinde 4 işçi...
- Adalet Peşinde Aileleri Platformu, 6 Şubat depremlerinin 2’nci yılında Kadıköy İskelesi önünde anma programı düzenledi. 2 Şubatta düzenlenen anmada “Rant Uğruna Ölenlerin Hesabını Sormaya Geldik! Susmak İhanettir, Hesap Sormak Görevdir!” yazılı...
- Çalıştığım işyerinde 60 yaşlarında bir abiyle sohbet ediyorduk. “Ne zaman emekli olacaksın?” diye sordu. “60 yaşında emekli olacağım” dedim. “Ooo senin işin çok zor yahu, o yaşa kadar çalışılır mı?” dedi. “Ama sen de emeklisin, hâlâ çalışıyorsun”...
- Sırbistan’da Belgrad ve Novi Sad başta olmak üzere ülke genelinde kitlesel protestolar devam ederken bir yandan da öğrenciler dersleri boykot ederek üniversiteleri işgal ediyorlar. Yunanistan’da 2023'teki tren kazasının yıldönümünde işçiler,...
- Birleşik Metal-İş Gebze 2 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Kaynak Tekniği (Lincoln Electric) fabrikasında işçiler, 2024 Eylül ayından bu yana süren toplu sözleşme sürecinde, ücret ve sosyal haklarda anlaşma sağlanamaması üzerine greve çıktı. Sabah...
- Bazen gün ağarmadan, bir bardak çay bile içmeden, bir tabak yemek yemeden yeri geldiğinde hoş bir sohbeti yarıda bırakarak gözümüz sürekli saatte, servis bekleriz. Hastanede, okulda, düğünde, misafirlikte bile bir telaşımız oluyor, işyerinin...
- Bolu Kartalkaya’daki Grand Kartal Otelde göz göre göre gerçekleşen katliam, iktidarın bugüne kadarki denetimsizlik ve cezasızlık politikalarının yeniden sorgulanmasına neden oldu. İktidar sahipleri her zamanki gibi “bu meseleye siyaset karıştırmayın...