Buradasınız
“Basit Ama Anlatması Zor Olan Bir Hikâye”
Emperyalist savaşın alevleri her geçen gün biraz daha yayılıyor. Üçüncü dünya savaşının ateşlenen fitili yüzlerce insanı hayattan koparıyor. Savaşın yıkıcılığından kaçıp kurtulmak isteyen binlerce insan dünyanın dört bir yanında dillerini bilmedikleri coğrafyalarda mülteci olarak hayatta kalma mücadelesi veriyorlar. Pek çoğu da çıktıkları umut yolculuğunda Akdeniz’in karanlık sularına gömülüyor. Minicik yavruların cansız bedenleri kıyıya vuruyor. Tüm bunlar olup biterken dünyanın pek çok yerinde giderek yükselen baskıcı, ırkçı, faşizan uygulamalar kendisini biraz daha hissettiriyor.
Yaşananlar ışığında geçmişten dersler çıkarmak ve neler olup bittiğini bir kez daha hatırlamak için 20 Şubat Cumartesi günü, UİD-DER Gebze temsilciliğinde “Hayat Güzeldir” filmi izlendi. Film etkinliğine pek çok sektörden işçiler katıldılar. Film, 2. Dünya Savaşı’nda Almanların işgal ettiği İtalya’da geçiyor ve savaş başlamadan çok önce toplumun savaşa nasıl hazırlandığını anlatıyor. 2. Dünya Savaşı’ndan birkaç yıl önce başlıyor film. Faşizmin ayak seslerinin duyulduğu yıllardır bu yıllar. Faşizmin iktidara geldiği İtalya ve Almanya’da faşist iktidarların ilk yaptığı şey işçi sınıfına büyük bir darbe indirmek olmuştu. Tüm işçi örgütleri, sendikalar, emekten yana partiler kapatılmış, binlerce öncü işçi ya toplama kamplarına sürülmüş ya da katledilmişti. Milliyetçilik azgın bir şekilde kışkırtılarak toplum Alman ve İtalyan kapitalistlerinin savaş politikasının arkasına takılmıştı. Toplumu susturmak için özellikle Yahudiler hedef gösterilmiş ve faşizmin tüm baskısı topluma kabul ettirilmişti. Film bize dehşet sahneleri sunmuyor ama izlerken hepimiz o dehşet sahnelerini hayal edebiliriz. Zaten filmin özelliği de bu. Baba çocuğuna olanları oyun olarak sunuyor ve onu koruyor. Ama o oyun olarak gösterilen şeyin arkasında milyonların katledilmesi var. Aslında Alman ve İtalyan toplumuna da faşizm sanki bir oyunmuş gibi sunulmuştu, ama faşizm bir oyun değildi. Nazi kamplarında yaşanan dehşete gelince; toplama kamplarında 11 milyondan fazla insan katledilmiştir.
Film sonrasında yapılan sohbetler oldukça anlamlıydı. Bugün içinden geçtiğimiz süreçte yaşananlar ve bunlara nasıl karşı koyulması gerektiği üzerine konuşuldu. Aslında görmek isteyenler için tarih pek çok acı deneyim ve dersle doludur. Almanya’da başlayarak bütün Avrupa’ya yayılan faşizmin emekçileri bölmesi, birbirine düşmanlaştırılması bugün bize de ders olmalıdır. Faşizm işçi sınıfının düşmanıdır, faşizmin birinci hedefi işçi sınıfıdır, toplumsal muhalefettir. Faşizm karşısında en küçük bir muhalefet olmasını ve örgütlü işçiler olmasını istemez. Bunu tersine çevirmek işçi sınıfının örgütlülüğü ile mümkündür.
Ya Hep Beraber Ya Hiç Birimiz
Gebze’den Cerattepe’ye Dayanışma Mesajı
- “Yüzücüler” Filmi: İnsanlığın Göç Yollarındaki Yaşam Mücadelesi
- Üzgünüz Size Ulaşamadık!
- Umutsuzluk içinde “Umut”
- Sahte umudun umutsuzluğu
- Umutla gerçek arasındaki fark
- Cabbar’ın ümitsiz umudu
- “Umut fakirin ekmeğidir” derler
- Yılmaz Güney’in UMUT filminden
- Dövüşenler ölenlerin tutmaz yasını!
- “Gazap Üzümleri” Film Gösterimi
Son Eklenenler
- UİD-DER’li işçiler, grevlerinin 9. gününde Mersen işçilerine dayanışma ziyaretinde bulundu. “İşçiler Boyun Eğmiyor Mücadele Ediyor! Yaşasın Sınıf Dayanışması!” pankartı arkasında grev çadırına yürüyen UİD-DER’li işçiler hep birlikte “Yaşasın Sınıf...
- Emekçi kadın kardeşimiz, nasılsın? Pek sorulmaz nasıl olduğumuz, neler hissettiğimiz ve en önemlisi ne istediğimiz. Bu düzende bir rol biçilmiştir biz emekçi kadınlara ve ona uygun davranmamız, rolümüzü iyi oynamamız beklenir bizden. Hem de öyle...
- Bizler kamuda çalışan sağlık emekçisi kadınlarız. 1 Mayıs yaklaşırken içimizdeki heyecan ve umutla bir araya geldik ve sağlık emekçileri olarak “neler talep ediyoruz?” diye konuştuk. Kadınların oldukça yoğun çalıştığı bir sektörde olmamıza rağmen...
- Sorunlarımız her geçen gün katmerlenerek büyüyor. Mutfak masrafları, faturalar, barınma sorunu, düşük ücretler… Ama yalnızca sorunları sıralamakla bir yere varamayız. Yaşadığımız sorunları çözüme kavuşturmak için öncelikle sorunun kaynağını...
- Mersin Çevre Platformu, MIP AŞ’nin limanı genişletmek amacıyla Atatürk Parkını kapatmasını Özgür Çocuk Parkında basın açıklaması ile protesto etti. Mersin halkı, şehir merkezinde bulunan Atatürk Parkının MIP A.Ş tarafından liman genişletme...
- 28 Nisan birçok ülkede iş kazalarında ve meslek hastalıklarında yaşamını yitirmiş işçileri anma günü olarak kabul edilmiş durumda. İlk defa Kanada Kamu Çalışanları Sendikası (CUPE), 1984’te kendi üyeleri için 28 Nisanı Yas Günü olarak ilan etti. Bir...
- ABD’nin New York şehrindeki Columbia Üniversitesi öğrencilerinin başlattığı Filistin halkıyla dayanışma eylemleri ülke çapındaki diğer üniversitelere de yayılarak büyüyor. ABD’nin 22 eyaletinde 40’tan fazla kampüste öğrenciler aynı taleplerle...
- Aralık 2023’te iktidara gelen faşist Javier Milei ve hükümeti, kemer sıkma politikalarıyla krizin faturasını Arjantinli emekçilerin sırtına yıkmaya devam ediyor. İktidara geldiği günden bu yana birçok protesto gösterisiyle Milei hükümetine...
- İşçi sınıfının kadınları olarak birçok sorun yaşıyoruz ve bu 1 Mayıs’ta bizim de yükselteceğimiz taleplerimiz var. Sohbetimiz sırasında emekçi kadın kardeşlerimiz hangi taleplerle 1 Mayıs’a katılacaklarını anlattılar.
- Bizler bir grup petrokimya işçisiyiz. Tüm sınıf kardeşlerimizi 1 Mayıs’ın birlik, mücadele ve dayanışma coşkusuyla selamlıyoruz.
- İşçilerin sendikalaşma hakkı, ücretleri patronlar tarafından gasp edilirken bu duruma itiraz eden, hakkını arayan işçiler cezalandırılıyor, darp ediliyor. Ancak saldırılara, baskılara boyun eğmeyen işçiler mücadeleyi sürdürüyor. İstanbul Finans...
- Tekirdağ Çorlu’da 8 Temmuz 2018’de meydana gelen tren katliamında 7’si çocuk 25 kişi yaşamını yitirmiş, 300’den fazla kişi yaralanmıştı. Katliama ilişkin davanın karar duruşması 25 Nisanda Çorlu Halk Eğitim Merkezi’ne kurulan 1. Ağır Ceza...
- Emekçi kadınlar olarak hayatın her alanında çeşitli sorunlarla karşılaşıyoruz. Bu sistem bizi sokakta katledip, savaşlarda öldürüyor. Emeğimiz yok sayılıp hayatımız değersizleştiriliyor. Bizler işçi sınıfının kadınlarıyız, ellerimizdeki hünerle...