Buradasınız
Dünya Barış Günü: Emekçiler Barış İçin Buluştular
1 Eylül Dünya Barış Günü, Ortadoğu’da yoğunlaşan 3. Emperyalist Paylaşım Savaşı koşullarında kutlanıyor. Ortadoğu’da özellikle de Suriye’de harlanmış olan savaş, tüm şiddetiyle devam ediyor. İşçi ve emekçi kitleler sadece Ortadoğu’da değil çok geniş bir coğrafi alanda savaşın yarattığı sorunlarla boğuşuyorlar: Patlayan bombalarla katledilen her yaştan insan, göçler, savaş alanlarında açlık ve yoksullukla boğuşanlar, kadınların, çocukların maruz kaldığı tecavüz vakaları, kurulan kadın pazarları…
İşte böyle bir ortamda Türkiyeli işçi-emekçiler savaş istemediklerini, emperyalistlerin paylaşım kavgalarına ortak olmayacaklarını, halkların kardeş olduğunu haykırmak için 1 Eylül Dünya Barış gününde alanlara çıktılar.
İstanbul
Emek ve Demokrasi İçin Güç Birliği bileşenlerinin çağrısıyla 4 Eylül Pazar günü Bakırköy Halk Pazarı’nda barış mitingi gerçekleştirildi. 1 Eylül Dünya Barış Günü’nün 77. yılında “Faşizme, Darbelere, Savaşa Karşı Demokrasi ve Barış İstiyoruz” şiarıyla gerçekleştirilen mitinge, binlerce kişi katıldı.
Emek ve Demokrasi İçin Güç Birliği bileşenlerinin yanı sıra, 33 gündür direnişte olan Tedi işçilerinin, direnişlerini sürdüren Bakırköy Belediyesi işçilerinin, çeşitli demokratik kitle örgütleri ile işçi örgütü UİD-DER’in yer aldığı mitingde, “Darbelere, OHAL Düzenine, Baskılara Hayır”, “Kapitalistler İçin Dökecek Kanımız Yok”, “Yaşasın Halkların Kardeşliği”, “Kendileri Yönetse Bütün Halklar Bir Olur”, “Kapitalist Sistemi Yıkacağız, Sınıfsız Bir Dünya Kuracağız!” sloganları atıldı.
Üzerlerinde, “Darbelere Hayır”, “Barış Hemen Şimdi”, “İşkence İnsanlık Suçudur”, “Kadın Cinayetlerine Hayır”, “İş Cinayetlerine Hayır”, “Zorunlu Din Dersine Hayır”, “İş ve Ücret Güvencesi İstiyoruz”, “Eşit Yurttaşlık İstiyoruz” yazılı dövizler taşındı.
Miting, 10 Ekimde Ankara’daki patlamada hayatını kaybedenlerin anılmasının ardından, mücadelede yitirilenler için saygı duruşuyla başladı. Saygı duruşu sonrasında ilk konuşmayı Barış İçin Akademisyenler adına, 1 Eylül’de hükümetin çıkardığı 672. KHK ile görevinden ihraç edilen Doç. Dr. Hakan Koçak gerçekleştirdi. Koçak konuşmasında imzacı akademisyenlerin FETÖ mensubu olduğu gerekçesiyle ihraç edilmesinin kabul edilemez olduğunu ifade etti. Koçak: “Bizi o çuvala sokmaya çalışanlar yıllardır o çuvalda debeleniyorlar. Bizi kirletmeye çalışıyorlar. Eğer bizi barıştan vazgeçirmeye çalışıyorlarsa vazgeçmeyeceğiz, mücadele edeceğiz” diyerek sözlerini sonlandırdı. Koçak’ın konuşmasının ardından 10 Ekim Dayanışma Derneği adına Ankara patlamasında hayatını kaybeden Barış Annesi Meryem Ana’nın oğlu ile İTÜ öğrencisi Güney Doğan’ın babası bir konuşma yaptılar. Konuşmalarında barışı haykırmanın gerekliliğine dikkat çektiler.
Konuşmaların ardından Emek ve Demokrasi İçin Güç Birliği içerisinde yer alan sendikaların, emek örgütlerinin, emekten yana siyasi parti ve grupların ve çeşitli demokratik kitle örgütlerinin temsilcileri kitleyi selamladı. Miting, Emek ve Demokrasi İçin Güç Birliği’nin hazırladığı ortak açıklamayla devam etti. Açıklama Türkçe ve Kürtçe olarak yapıldı. Türkçe açıklama KESK İstanbul Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Fadime Kavak tarafından gerçekleştirildi. Kavak, Dünya Barış Günü’nün ülkede bitmek bilmeyen çatışmalarla, ölümlerle, bombalı katliamlarla, Ortadoğu’da yürütülen savaşla karşılandığına dikkat çekerek, hiç kimsenin can güvenliğinin olmadığı bir yerde demokrasiyi ve barışı savunmada daha ısrarcı bir tutum alınması gerektiğini ifade etti. AKP hükümetinin savaş ve şiddet siyasetini canlı tutmaya çalıştığını söyleyen Kavak, “Ülkemizdeki darbelerin, savaşların ve ekonomik krizlerin bedelini halkımız ve emekçiler ödemektedir. Savaş naraları atanların çocukları değil, yoksul halkımızın çocuklarının kanı akıtılmaktadır. O yüzden barışa dair tüm çabalar, eylemler yaşamsaldır” dedi.
Kavak, konuşmasına şöyle devam etti: “Bizler, bir canımız daha yitmesin, salgın hastalıklar, sakatlıklar toplu ölümler olmasın, insanlar evlerini terk etmesin, doğaya kıyılmasın diye bu çılgınlığı durdurmak istiyoruz. Bizler, Kürt sorununda; ölüm, kan ve gözyaşı dışında bir sonuç üretmeyen savaş, şiddet odaklı politikaların derhal terk edilmesini, barışçıl ve demokratik yollarla çözüm için gerekli adımların acilen atılmasını istiyoruz. Bu yıl 1 Eylül Dünya Barış Günü’nde alanlara çıkmak, ses çıkartmak, halka gerçekleri anlatmak her zamankinden daha önemli ve anlamlıdır. 1 Eylül’de ülkemizin dört bir yanında darbeleri ve savaşı durdurmak, OHAL’i kaldırmak için sesimizi daha çok yükseltiyoruz. Emek ve Demokrasi İçin Güç Birliği olarak eşit, özgür, demokratik bir ortak gelecek için umutluyuz, bir aradayız, kararlıyız!” Kavak’ın konuşması “Kurtuluş Yok Tek Başına Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz!” sloganıyla son buldu.
Kavak’ın konuşmasının ardından Kürtçe açıklamayı Feremez Erkan gerçekleştirdi. Miting Bajar tarafından seslendirilen ezgilerle sona erdi.
Ankara
Emek ve Demokrasi İçin Güç Birliği’nin çağrısıyla Ankara’da 3 Eylül’de yapılacak miting, önceden izin alınmış olmasına rağmen, mitingin başlamasına 2 saat kala Ankara Valiliği tarafından güvenliğin sağlanamayacağı gerekçesiyle yasaklandı.
Mitingin yasaklanması üzerine 18.00’da Emek ve Demokrasi İçin Güç Birliği Ankara Yürütmesi Yüksel Caddesinde bir basın açıklaması yaptı. Basın açıklamasını DİSK bölge sorumlusu Tayfun Görgün okudu. Açıklamada şu sözlere yer verildi: “Türkiye’nin ‘Sıfır Sorun’ kavramı üzerine kurgulanan dış politikası iflas etmiş ve tüm komşu ülkeleri ile ilişkileri gerginleşmiştir. Bunun sonucunda şu an için Türkiye’nin her bölgesinde güvenlik sağlanma konusunda zafiyet görülmektedir. Yurttaşlarımız düğünlerini yapamaz, toplu taşıma duraklarına, pazarlara, sinemalara gitmekten korkar hale gelmiştir. Bizler Ankara’da barış mitingi istiyorduk çünkü Ortadoğu’da savaş ve çatışmalar daha da yükselmekte ve bu nedenle bütün insanlık ağır bedeller ödemektedir. Eşitliğe, özgürlüğe, demokrasiye dair temel kazanımlar her gün biraz daha gasp ediliyor, kısıtlanıyor. Hâlâ kadınlar, çocuklar, gençler ölüyor, sakat kalıyor, salgın hastalıklar, evsizler sığınmacılar çoğalıyor.”
Basın açıklamasının devamında, OHAL ve çıkarılan KHK’lar sonucu gündemde olan hak gaspları ve emek karşıtı uygulamalardan bahsedildi ve bu uygulamalara karşı çıkan demokratik kitle örgütlerinin sesinin kısılmaya çalışıldığı belirtildi. Basın açıklaması şu sözlerle bitirildi: “Dünya Barış Günü kutlamaları daha önce pek çok ilde yasaklanmıştır. Bu anti-demokratik uygulamaları buradan kınıyor, OHAL’in kaldırılmasını, darbe girişimi ile hiçbir şekilde ilişkisi olmayan kamu emekçilerinin, akademisyenlerin ve eğitim emekçilerinin, gazetecilerin mağduriyetlerinin giderilmesi talebini buradan haykırıyoruz. Aksi halde bu çılgınlıkta ısrar etmek ülkemizi bir felakete sürükleyecektir.”
Basın açıklamasından sonra kitle hep beraber “Faşizme Karşı Omuz Omuza”, “İçerde Dışarıda Savaşa Hayır” sloganlarını attı ve eylem sonlandırıldı.
- Kadınlar Şiddete, Eşitsizliğe, Yoksullaştırma Politikalarına Boyun Eğmiyor
- BES Kandırmacası ve İptal Eziyeti
- As Plastik ve Bayraklı Belediyesi İşçilerinden Eylemler
- Polonez Direnişçileri: 100 Gündür Buradayız Kazanmadan Gitmeyiz!
- 5 Kardeş Neden Öldü?
- Esir miyiz?
- Hesap Sormadıkça İş Cinayetleri Devam Edecek!
- Belediye İşçileri Hakları İçin Mücadele Ediyor
- “Şehrin En Güzel Yerindeki Mezar”
- Toplumu Zıvanadan Çıkarttılar
- Ne Kadar Örgütlüysek O Kadar Nefes Alırız
- Bursa’da Gelirde ve Vergide Adalet Eylemi
- Belediye İşçileri ve Sağlık Emekçileri Ücret Gasplarına Karşı Eylemler Yapıyor
- Sesimizi Duyurmak İçin Grevdeyiz
- Bunlar Bu Cesareti Nereden Alıyorlar?
- Filistin Sendikalarından Eylem Çağrısı
- Taksim’de İsrail’in Saldırıları Protesto Edildi
- Direnişçi İşçilerle Omuz Omuza!
- İktidar ve Sermaye Sahipleri Doymak Bilmiyor
- Ankara Gar Katliamının 9. Yılında Barış Karanfilleri Anıldı
Son Eklenenler
- DİSK Genel Başkan Yardımcısı ve Genel-İş Sendikası Genel Başkanı Remzi Çalışkan ile Genel-İş Sendikası Mersin Şube Başkanı ve DİSK Çukurova Bölge Temsilcisi Kemal Göksoy’un 26 Kasımda sabaha karşı bir ev baskınıyla gözaltına alınmaları üzerine DİSK...
- Türkiye’deki grev ve direnişlere her geçen gün yenileri eklenirken işçilerin mücadelesi dayanışmayla büyüyor. Çayırhan Termik Santrali ve Linyit İşletmelerinin özelleştirilmesine karşı işçilerin başlattığı direniş devam ediyor. Genel Maden İşçileri...
- 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Gününde her yıl olduğu gibi bu yıl da emekçi kadınlar alanları doldurdu. Dünyanın dört bir yanında olduğu gibi Türkiye’de de kadınlar onlarca kent ve ilçede protesto yürüyüşleri, nöbet eylemleri...
- Yunanistan’da 20 Kasımda pek çok sektörden on binlerce işçi genel greve çıktı. Yunanistan İşçi Sendikaları Konfederasyonu (GSEE) ve Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu’nun (ADEDY) çağrısıyla gerçekleşen grevle birlikte 70 şehirde protesto...
- Ankara’dan UİD-DER’li işçiler olarak özelleştirmeye ve hak gasplarına karşı eyleme geçen Çayırhan Termik Santrali ve Linyit İşletmesi işçilerini eylem alanlarında ziyaret ettik. 20 Kasımda maden işçileri iş bırakarak direnişe başlamış, ardından...
- “Eğer öleceksem, burada size karşı mücadele ederken öleceğim. Benim düşmanım sizsiniz. Vietnamlılar ya da Çinliler, Japonlar değil. Benim düşmanlarım ben özgürlüğümü istediğimde buna karşı duranlardır. Adalet istediğimde buna karşı duranlardır....
- Adana’da SASA Polyester’in PTA tesis şantiyesinde Gemont Endüstri adlı taşeron şirket bünyesinde çalışan inşaat işçileri gasp edilen 2 aylık ücretleri ve tazminatları için 20 Kasımdan beri fabrika önünde eylem yapıyor. Yapı ve Yol İşçileri...
- Hatay’ın Payas ilçesinde bulunan Atakaş Çelik fabrikasında Birleşik Metal-İş üyesi üç işçi, geçtiğimiz günlerde işten çıkarılmıştı. UİD-DER’li işçiler olarak fabrika önünde direniş başlatan işçilere direnişin beşinci gününde dayanışma ziyaretinde...
- “Her şeyin içinde ve her şeyin dışındayız”. Bu söz bir market çalışanı arkadaşımın ağzından işçilerin yaşamını özetleyen bir söz olarak döküldü. Uzun zamandır büyük bir mağazada çalışan arkadaşım, marketin günlük cirosunun rekorlar kırmasına rağmen...
- 40 yıllık kısacık yaşamına yüzlerce hikâye ve roman sığdıran Amerikalı sosyalist yazar Jack London 22 Kasım 1916’da hayatını kaybetti. Aradan geçen uzun yıllar London’ın eserlerinin güncelliğinden hiçbir şey kaybettirmedi. Çünkü o işçi sınıfının...
- Ankara’nın Nallıhan ilçesinde bulunan Kömür İşletmeleri AŞ (KİAŞ) bünyesindeki Çayırhan Termik Santralinde çalışan madenciler, madenin özelleştirilmesine karşı 20 Kasımda direnişe başladı. Sabah 08.00’de gece vardiyası dışarı çıkmadı, gündüz...
- Emperyalist savaş Ortadoğu başta olmak üzere dünyanın her yerinde kendini hissettiriyor. Egemenler yıllık bütçelerin büyük kısmını “savunma” adı altında savaş sanayisine ayırıyorlar. Burjuva siyasetçilerin politikaları hızlı bir şekilde sertleşiyor...
- Fotoğraftaki reklam panosu kaldırımın ortasında duruyor, gündüz gece. Arka tarafında medya maymunu Hülya Avşar sanki “hadi EYT’liler koşun, sakın geç kalmayın” dercesine sırıtıyor. Mağazada çalışan genç işçi kızımıza EYT reklamını sordum. Kendine...