Buradasınız
İş Güvencemiz Bir Haktır!
Kamuda çalışan bir işçi
Türkiye işçi sınıfı, özellikle sanayinin hız kazandığı 1960’lardan 1980’lere kadar işçi sınıfı bilinciyle yürütülen mücadeleler sonucu önemli kazanımlar elde etmiştir. O yıllarda sınıf mücadelesinin seyri ilerledikçe kıdem tazminatının kapsamı da işçiler lehine gelişmiştir. Kıdem tazminatı, hem işçilerin işten atılmasının bir nebze önüne geçmekte, hem de işten atılan işçiye yeni bir iş bulana kadar güvence sağlamaktadır.
2002 yılında iktidara gelen AKP hükümeti, patronların isteği doğrultusunda 4857 sayılı İş Kanununun kabulü ile kıdemle ilgili niyetini belli etmişti. “İstihdam maliyeti” olarak görülen kıdem tazminatını önce bir fona devretmek, gerçekte ise kaldırmak istiyorlardı. Kanuna eklenen geçici maddeye göre “kıdem tazminatı için bir kıdem tazminatı fonu kurulur. Kanun yürürlüğe gireceği tarihe kadar işçilerin kıdemleri için 1475 sayılı İş Kanununun 14. maddesi hükümlerince kıdem tazminatı hakları saklıdır” deniyordu. Bu tarihten sonra hükümet, kıdem tazminatı hakkının fon yoluyla gaspını her gündeme getirdiğinde aldığı tepkiler yüzünden yeniden rafa kaldırdı. Fırsatını bulduğu anda ise yeniden raftan indirerek gündeme soktu. AKP hükümetinin her yasa değişikliğinde başvurduğu; uygulamanın yetersiz, eksik yanları olduğu yalanları kıdem tazminatı için de devreye sokuldu. Bir yalanı kırk kere söylersen inanırlar hesabı medyada ve mitinglerde tekrar tekrar kıdem tazminatı yalanları sıralanmaya başlandı.
Burjuva medya kıdem tazminatının fona devredilmesini “müjde” diye sunuyor. Fon deyince aklımıza geldi, sahi İşsizlik Fonu ne durumda? Her işçiden para kesilerek oluşturulan İşsizlik Fonu patronlara teşvik adı altında peşkeş çekildi. Görüyoruz ki amaç işçinin, emekçinin hakkını savunmak değil. Hükümet temsilcileri alenen kıdem tazminatını işverenin sırtında yük olarak gördüklerini söylemekten geri durmadılar. Saldırılar, kıdem tazminatı fonu, 657 sayılı devlet memurları kanununun değiştirilmesi, esnek çalışma modeli, performans sistemi diye artarak devam ediyor. Adeta kölelik düzenine benzeyen esnek çalışma modeli uygulanmak isteniyor. Hükümet kamu personeli reformu adı altında 657’yi tamamen değiştirmek istiyor. Hani minareyi çalan kılıfını hazırlar ya, “657 değiştirilmediği sürece devletin içi FETÖ’den temizlenmez” diyerek bu saldırısını meşru kılmaya, kamu emekçilerini kandırmaya çalışıyor. 657’yi gündeme getirmek için uygun zamanı kolladılar. OHAL’le birlikte baskı altına alınan sendikal hareket, muhaliflerin ihraç edilmesi buna zemin hazırladı. 657 sayılı kanun rafa kalkınca, personel rejimi reformu ile kamu personelinin iş güvencesi ortadan kaldırılacak. İş yükü artacak, performans sistemi ile çalışanlar arasında ücret farkı yaratılacak, görev değişikliği çalışanlara sorulmayacak, kamu çalışanları tümüyle kıskaç altına alınacak.
Hükümet güvencesiz çalışmayı yaygınlaştırarak sermayeye güven vermeye çalışıyor. Bir zamanlar emekçilere, yoksullara, yetimlere “yanındayım” diyen AKP, burjuva sınıfının yanında olduğunu her fırsat gösteriyor. Sermaye, işçilerin iş güvencesi, sosyal hakları, sendikal hakları ellerinden alınsın; işçiler örgütsüz kalsın; geleceksiz, umutsuz bir işçi sınıfı kalsın istiyor geride. Ama bizler biliyoruz ki, bu haklar nasıl sınıf mücadelesiyle kazanıldıysa, gene mücadeleyle elimizde kalacak. 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişi ile DİSK’e sahip çıkan işçilerin mücadelesi yolumuza ışık tutuyor. Asıl olan işçi sınıfının devrimci mücadelesidir. Yalnızca 657’yi ve kıdem tazminatını korumak asla yeterli olmayacak. Bizler kamuda çalışan işçiler olarak iş güvencemiz için, grev hakkı için, baskılara son vermek için, ekonomik-sosyal saldırılara dur demek için işçi sınıfı bayrağı altında mücadelemizi büyüteceğiz.
- Metal İşçileri: “İşçinin Hakkı İşçiye!”
- Kıdem Tazminatı Hakkımız Egemenlerin Ağzını Sulandırıyor
- “Olmaz Öyle Şey”
- Sendika Biziz!
- Engel Olduk, Yine Olabiliriz!
- Su Uyur Düşman Uyumaz
- Kötü Gün Dostu Kıdem
- Patronların Oyununa Kanmamak İçin UİD-DER’e
- Kıdem Tazminatı Bize Mirastır
- Sağlıklı ve Güvenli Çalışma İçin Kıdem Tazminatına Sahip Çık
- Kıdemden Elinizi Çekin!
- Kıdem Tazminatı Sınıfımızın Bize Mirasıdır
- Kıdem Tazminatımızın Patronların Cebine Girmesine İzin Vermeyeceğiz!
- Gebze Sendikalar Birliği: Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz!
- Kıdem Tazminatı Maliyet Değil Haktır!
- İçimiz Isınır mı?
- Dün Ayağa Kalkmışlardı, Peki Ya Bugün?
- Kıdem Tazminatını Gasp Ettirmeyelim
- Burjuva Medyanın Dezenformasyonlarına Kanmayalım!
- Kıdem Tazminatı: Yalanlar ve Gerçekler!
Son Eklenenler
- İngiltere’de geçtiğimiz haftalarda üç çocuğun öldürülmesinin ardından bu cinayetlerden göçmenleri ve Müslümanları sorumlu tutan güruhlar sokaklara dökülmüştü. Ülkede göçmen ve Müslümanları hedef alarak ırkçı saldırılar başlatan faşist çetelere karşı...
- İstanbul Bakırköy Metro şantiyesinde Bayburt Group taşeronu Modüler Teknik firmasında çalışan DİSK Dev Yapı-İş üyesi inşaat işçileri ücretleri aylardır ödenmediği için 12 Ağustosta Bayburt Group önünde eyleme başladı.
- Herkesin dilinde olan basit, masum bir soru… Ama aynı zamanda soranın da cevaplayanın da belli düşünce kalıplarına hapsolduğunu gösteren bir soru: Senin memleket nere? Fabrikada yeni işe başlayan birine, sokakta, otobüste, parkta tanıştığımız birine...
- İki kız kardeş, 15 yaşındaki Esmanur Argun ve 18 yaşındaki ablası Elif Argun, Urfa Viranşehir’den tarım işçisi olarak Bursa’ya gelmişlerdi. İşe giderken onları taşıyan traktörün devrilmesi sonucu hayatlarını kaybettiler. Kısacık yaşamları gibi...
- Tekgıda-İş Sendikasına üye oldukları için işten atılan Polonez işçilerinin sendikalı çalışma hakkı ve işe iade talebiyle başlattıkları direniş sürerken 9 Ağustosta İstanbul Valiliği önüne giderek seslerini duyurmaya çalıştılar. Türk Harb-İş...
- Geçtiğimiz günlerde Cerrahpaşa Üniversitesine bağlı Murat Dilmener Hastanesinin su tesisatının patlaması üzerine, yeni doğan yoğun bakım ünitesinin tavanı çöktü. Solunum cihazına bağlı bir bebek hayatını kaybetti. Solunum cihazına bağlı olan ve...
- UİD-DER’e gelmeden önce de bu dünyada olup bitenlere karşı öfkeliydim. Bir şeyler yapmak istiyordum fakat ne yapacağımı bilmiyordum. Yani öfkemi doğru yerekanalize edebilmiş değildim. UİD-DER sayesinde kapitalist bir sistemde yaşadığımızı ve tüm...
- 31 Mart yerel seçimleri sonrası belediye işçilerine yönelik işten atma ve ücret gaspı saldırıları devam ediyor. İşten atılan işçiler işe iade talebiyle direnişe başlarken ücretleri gasp edilen, düşük ücret dayatılan işçiler de çeşitli eylemlerle hak...
- Sokak köpeklerinin katledilmesinin önünü açan yasa geçtiğimiz günlerde AKP’li ve MHP’li vekillerin oylarıyla Meclisten geçti. Yasa hazırlanırken ve oylanırken yaşananlara baktığımızda nasıl bir düzende yaşadığımızı daha iyi anlıyoruz. Yasa gündeme...
- 6 Şubat depremlerinin üzerinden bir buçuk yıl geçmesine rağmen deprem bölgelerinde barınma sorunu bile çözülmüş değil. Depremden sonra TOKİ, 18 ilde 674 bin 238 konut yapılmasını hedeflediğini açıklamıştı. Şimdiye kadar teslim edilen konut sayısı...
- İkinci Dünya Savaşının son aylarında ABD’nin Hiroşima’ya atom bombası atması ve yüzbinlerce insanın ölümüne neden olması insanlık tarihinin en büyük katliamlarından biri olarak acıyla hatırlanmaya devam ediyor. Bu büyük katliamın 79. yıldönümü olan...
- 28 Temmuz 1914’te dünyanın o güne kadar gördüğü en kanlı savaş başladı. Tam dört yıl süren ve 20 milyon insanın ölümüne, milyonlarcasının yaralanmasına ve sakatlanmasına, kentlerin yakılıp yıkılmasına yol açan bu savaş tarihe Birinci Dünya Savaşı...
- İspanya’da bir duvarda şöyle yazıyor: “El que nos roba es de aqui y rico no inmigrante y pobre.” Yani “Bizi soyanlar göçmen ve yoksul değil, buralı ve zengin.” Bu kısacık bir duvar yazısı içinde bulunduğumuz durumu çok çarpıcı bir şekilde anlatıyor...