Buradasınız
Yaşamımızı Zorlaştıran Suriyeliler mi?
Esenyurt’tan bir metal işçisi
Yaşanan emperyalist savaş ve ekonomik krize bağlı olarak milyonlarca insan yurtlarını terk edip büyük umutlarla, güzel bir gelecek umuduyla dillerini hiç bilmedikleri, kendilerine tamamen yabancı olan ülkelere göç ettiler. Suriye’de yaşanan savaş nedeniyle de milyonlarca insan dünyanın birçok bölgesine göç etmek zorunda kaldı. Bugün Türkiye de 3,5 milyondan fazla Suriyeli göçmen bulunuyor.
Sanayi ve finans merkezi olan İstanbul, en çok göçmen ve Suriyelinin yaşadığı il. Esenyurt ve çevresi de Suriyelilerin yoğun olarak yaşadığı yerlerden biri. Suriyelilerin gelişiyle bölgede çok ciddi bir değişim yaşandı. Özellikle aşırı yükselen kiralar çok dikkat çekici. En temel ihtiyaç olan barınma sorunu son derece maliyetli bir hale geldi. Ev sahipleri fırsatçılık yapıp bedellerinin üzerinde ücretle evlerini kiraya verdiler. İnsanların zor durumundan faydalanmak için yaşam alanı olmayan yerler bile bugün göçmenler için barınma yeri haline geldi. Hem de yüksek fiyatlar karşılığında. Normalde bodrum katlar en ucuz yerlerdir, ama bugün bütün bodrum katlarda Suriyeli mülteciler yüksek kiralar ödeyerek yaşıyorlar.
Mülteci olmak iş bulmak açısından da çok büyük bir sorundur. Patronlar için ucuz işgücüsün demektir. Sigorta yok, iş güvencesi yok, ücret desen neredeyse o da yok. Çok düşük ücretle bir iş bulursan çalışabilirsin. En zor ve kötü işlere talip olmak zorundasın ki çalışabilesin. Daha önce çalıştığım metal fabrikasına 50 kadar Suriyeli işçi almışlardı. En zor işler onlara yaptırılıyordu. Sigortaları yoktu. Sık sık iş kazasına maruz kalıyorlardı. Ama sağlık güvenceleri de yoktu. Bir gün müdür, “bizim işyerimiz yasal prosedür ne ise ona göre çalışıyor. Yasal olmayan hiçbir şey yok” demişti. Ben de, “öyle olduğunu düşünmüyorum. Kaçak işçi çalıştırıyorsunuz. Bu arkadaşların neden sigortaları yatırılmıyor? Neden iş kazası geçirdiklerinde sahip çıkılmıyor?” demiştim. Devletin onlara vatandaşlık ya da çalışma belgesi vermeleri gerektiğinden bahsetmişti. Milyonlarca mülteci çalışma belgeleri olmadığı için sigortasız, düşük ücretle, güvenceleri olmadan patronlar tarafından sınırsızca sömürülüyor.
Geçtiğimiz günlerde işyerinde çay molasında laf dönüp yine Suriyelilere geldi. Metal sektörü olduğu için işimiz ağır ve yorucu. Özellikle gelen genç işçiler uzun süre kalmıyor. Buna çözüm olarak bir işçi arkadaş şöyle dedi: “Buraya niye Suriyeli almıyorlar? Onlar çalışırlar. Çoğu işyerinde Suriyeliler çalışıyor.” Şurası açık ki, patronlar için ucuz işgücü olarak görülen mülteciler her geçen gün iş hayatına dâhil edilirken yasaların izin verip vermemesine hiç de bakılmıyor. Yeter ki patronların işleri görülsün, sermayesi büyüsün, kârı artsın, maliyeti düşük olsun.
Diğer tarafta işçiler arasında belirli oranda Suriyelilere karşı olumsuz görüşler de artmakta. İşçilerin çoğunluğu ev sahibi olmadıkları için ev sahiplerinin aç gözlülüğünü görmeyip kiralarının artmasının sorumlusu olarak Suriyelileri görüyorlar. Sanki kira piyasasını Suriyeliler belirliyor! Kira fiyatları ile ilgili tavan ücret düzenlemesi olsa ve bunun üzerinde kiraya verenlere cezai yaptırım olsa, kira ücretleri ev sahiplerinin insafına bırakılmamış olsa böyle bir şey olur muydu? Tabi ki olmazdı.
Fabrikalardaki ücret uygulaması da işin bir başka tarafı. Yaşamak için herkes gibi Suriyelilerin de, diğer göçmenlerin de çalışmaya, para kazanmaya ihtiyacı var. İşçiler sanki Suriyeliler gelmeden önce çok yüksek ücret alıyorlarmış gibi bugün düşük ücret almalarının sorumlusu olarak onları görüyorlar. Oysa onlar gelmeden önce de aldığımız ücret yaşamımızı sürdürmemize yetmiyordu. Devletin ve patronların uyguladığı ücret politikalarının sorumlusu niye göçmenler olsun ki! İşsizlik arttıkça, patronlar ve onların siyasi temsilcisi olan hükümet yerine göçmenler, Suriyeliler sorumlu tutuluyor.
Esenyurt merkezde çeşitli işyerlerinde çalışan Suriyeliler olduğu gibi işyeri açan Suriyeliler de var. Özellikle gıda sektörü olmak üzere, giyim, kuaför vs şeklinde küçük işletmeler her gün artıyor. İşçi semti olmasından dolayı çoğu zaman işyerleri iş ilanlarını küçük kâğıtlara basıp direklere, otobüs duraklarına, duvarlara asarlar. İlandan işyeriyle ilgili her şeyi bilemezsin. İş arayan bir arkadaş bu ilanlardan birini kendine uygun görüp iş görüşmesine gidiyor. İşverenin Suriyeli olduğunu görüşmeye gidince anlıyor. İşveren arkadaşa, “kusura bakmayın, biz yabancılarla çalışmıyoruz” diyor. Arkadaş, “kendi ülkemde yabancı oldum” diye hem anlatıyor hem de gülüyordu.
Kapitalist sistemin ve patronlar sınıfının doymak bilmez kâr hırsı biz işçilerin örgütsüzlüğü durumunda asıl düşmanımızın kim olduğunu görmemizi engeller. Asıl düşmanımız sermayenin çıkarları nedeniyle yaşadığı toprakları terk etmek zorunda kalıp yeni yerlerde yaşama tutunmaya çalışan mülteciler, Suriyeliler değil, sermayenin kendisi ve onların düzeni olan kapitalizmdir. Hangi milletten olursa olsun patronlar sınıfıdır.
Elleri Var Özgürlüğün
- Maden Ruhsatsız, Göçmen Sahipsiz!
- Göçmen İşçilerin Katili Sermaye Düzenidir!
- Hiçbirimiz Yerli Değiliz, Hepimiz Göçmeniz...
- Umut Tekneleri Ölüm Tekneleri Olmaya Devam Ediyor
- Hem Yurtdışına Gitmek İste Hem de Göçmenlere Demediğini Bırakma!
- Genç Bir Göçmen, Eziklik Duygusu ve Yitirilen Vicdanlar!
- Göçmen Kıyımı Bu Kez de Teksas’ta Yaşandı
- Kapitalizmde Güvenli Liman Yoktur!
- Bir Afgan Göçmen İşçiyle Söyleşi: “Ölmek ya da Özgürce Yaşamak”
- İki Yıl Önce Bugün ve Kapitalizmin Fotoğrafı
- Fas Sınırında İnsanlık Trajedisi: Umut Tekneleri Ne Zaman Kıyıya Varacak?
- Umut Yolculuğu
- Hindistanlı Göçmen İşçilerin Eve Dönüş Mücadelesi
- Yunanistan’da ve Almanya’da Mültecilerle Dayanışma Eylemleri
- Bu Sistem Acı Üretiyor!
- Önyargı ve Suriyeliler Meselesi
- Fakir Baykurt’un Gece Vardiyası; Türk, Alman ve Suriyeli İşçiler
Son Eklenenler
- İngiltere’de 7 Ekimden bu yana her Cumartesi ulusal çapta eylemler düzenleyerek Filistin halkının yanında yer alan işçi ve emekçiler, egemenlerin savaşına karşı meydanlarda yerlerini almaya devam ediyor. 20 Nisanda ülke çapında çeşitli kent...
- İtalya’da büyük işçi sendikaları iş cinayetlerine karşı binlerce işçinin katıldığı kitlesel bir miting düzenledi. 20 Nisan’da işçiler “Artık Yeter!” sloganıyla işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği, kamu sağlığı hakkı, adil vergi reformu ve...
- İşyerinde, sokaklarda, toplu taşıma araçlarında insanların yüzlerinden okunan yorgunluk ve mutsuzluk dikkatimi çekiyor. Öfke, mutsuzluk, umutsuzluk bir virüs gibi yayılmaya başladı. “Ama insanlar neden bu kadar mutsuz?” diye düşündüm kendi kendime....
- 1 Mayıs’ın gelmesiyle emekçiler, kadınlar, üniversiteli gençler, emekliler kendi taleplerini haykırmak için alanları doldurmaya hazırlanıyor. Ben de genç bir işçi olarak kendi talebimi haykırmak için alanda yerimi alacağım. Benim talebim çalışma...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşırken UİD-DER Mersin temsilciliğinde de “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Karşı 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye!” başlıklı etkinlik gerçekleştirildi. Etkinliğe çeşitli...
- Bugünün stajyer öğrencileri, yarının sağlık işçileri olarak 1 Mayıs’ta sesimizi duyurmaya geliyoruz. Kimimiz ailelerinden uzakta farklı şehirlerden gelip yurtlarda kalan, kimimizse aileleriyle İstanbul’da yaşayan öğrencileriz. Biliyoruz ki stajyer...
- 2021 yılı sonunda Mesleki Eğitim Kanunu’nda yapılan değişiklikle birlikte MESEM’e (Mesleki Eğitim Merkezleri) kayıtlı kişi sayısında patlama yaşandı. Bugün MESEM’e kayıtlı, 300 bini ise 18 yaşından küçük, 1,5 milyon öğrenci var. MESEM’lerin daha...
- Bizler Gebze’den işçi ve öğrenciler olarak 1 Mayıs yaklaşırken sizlerle duygu ve düşüncelerimizi paylaşmak istiyoruz. Birçoğumuz 1 Mayıs’ı UİD-DER’in geçen sene Uğur Mumcu Kültür Merkezinde gerçekleşen 1 Mayıs etkinliği ile tanıdık. Bu tanışma...
- UİD-DER’li işçiler, grevlerinin 9. gününde Mersen işçilerine dayanışma ziyaretinde bulundu. “İşçiler Boyun Eğmiyor Mücadele Ediyor! Yaşasın Sınıf Dayanışması!” pankartı arkasında grev çadırına yürüyen UİD-DER’li işçiler hep birlikte “Yaşasın Sınıf...
- Emekçi kadın kardeşimiz, nasılsın? Pek sorulmaz nasıl olduğumuz, neler hissettiğimiz ve en önemlisi ne istediğimiz. Bu düzende bir rol biçilmiştir biz emekçi kadınlara ve ona uygun davranmamız, rolümüzü iyi oynamamız beklenir bizden. Hem de öyle...
- Bizler kamuda çalışan sağlık emekçisi kadınlarız. 1 Mayıs yaklaşırken içimizdeki heyecan ve umutla bir araya geldik ve sağlık emekçileri olarak “neler talep ediyoruz?” diye konuştuk. Kadınların oldukça yoğun çalıştığı bir sektörde olmamıza rağmen...
- Sorunlarımız her geçen gün katmerlenerek büyüyor. Mutfak masrafları, faturalar, barınma sorunu, düşük ücretler… Ama yalnızca sorunları sıralamakla bir yere varamayız. Yaşadığımız sorunları çözüme kavuşturmak için öncelikle sorunun kaynağını...
- Mersin Çevre Platformu, MIP AŞ’nin limanı genişletmek amacıyla Atatürk Parkını kapatmasını Özgür Çocuk Parkında basın açıklaması ile protesto etti. Mersin halkı, şehir merkezinde bulunan Atatürk Parkının MIP A.Ş tarafından liman genişletme...