Buradasınız
Göçmen İşçilerin Katili Sermaye Düzenidir!
10 Kasım sabahı Zonguldak Gelik beldesinde ruhsatsız bir maden ocağında “iş kazası” meydana geldi. 50 yaşındaki Afgan işçi, Vezir Muhammed Nurtani, hayatını kaybetti. Fakat daha sonra Nurtani’nin madende ölmediği, maden sahipleri tarafından öldürüldüğü ve ardından delilleri karartmak amacıyla bedeninin yakılarak ormanlık alana atıldığı ortaya çıktı. “Bu vahşete sessiz kalmayalım” diyen Göçmen Sendikası Girişimi 13 Kasımda İstanbul ve Ankara’da eş zamanlı basın açıklamaları gerçekleştirdi. Bu vahşete tepki gösterdi.
“Göçmenlerin Canı Patronların Madenlerinden Değerlidir” pankartı açan girişim üyeleri yaptıkları basın açıklamasında şöyle dediler: “Vezir Muhammed Nurtani, Zonguldak’ta ve diğer şehirlerde işletilen kaçak maden işyerlerinde çalıştırılan binlerce göçmen işçiden sadece biriydi. Bu madenlerde işlenen suçların, iş cinayetlerinin üzerleri vicdanlara sığmaz zalimliklerle örtülmeye çalışılıyor, patronlar ise cezasızlık ile korunuyor. O yüzden sormak gerekir: aynı zamanda MHP Gelik Belde Başkanı olan Hakan Körnüş’ün sahibi olduğu bu kaçak maden denetimlerden nasıl bu kadar kolay sıyrıldı? Enver Gideroğlu ve Hakan Körnüş böylesi korkunç suçu işleyecek cüreti nereden buldu? Biz biliyoruz ki bu ülkede işçi canı kıymetsiz, göçmen işçi canı ise daha da kıymetsiz görülüyor. Patronlar için birer gider kaleminden olan işçi yaşamı, ödenmesi gereken para cezalarından da ucuz. Bu yüzden sadece 2023’ün ilk on ayında en az 1634 işçi iş cinayetinde hayatını kaybetti. Bunların en az 100’ü göçmen işçilerden oluşuyor. Sayı ile ifade etsek de her birinin ayrı ayrı yaşamı, ailesi, geleceğe dair hayalleri vardı. İş cinayetlerinin normalleştirilmesini kabul etmiyoruz. Buna alışmayacağız. Bu açıdan bizim için Muhammed Nurtani cinayeti münferit bir olay olarak görülemez.
“Ülkede sistematikleşmiş işçi kıyımının ne yazık ki acı bir örneğidir. Devletinden düzen muhalefetine basınından akademisine her yerde her an göçmen nefretinin örgütlendiği, artık limanlara vuran göçmen bedenlerinin haber değeri olmaktan çıkarak değersizleştirildiği bu düzende, göçmen cenazeleri bile insanlık onurunu aşağılayacak şekilde muamele görüyor. Göçmenlerin öldürülüp, cesetlerinin ortadan kaldırılması için yakılması ilk olarak Nurtani cinayetinde değil, daha önce de hatırlanacak olursa İzmir’de Güzelbahçe’de Suriyeli inşaat işçilerinin cinayetlerinde tanık olunmuştu.
“Göçmenlerin kayıtsız, sağlıksız, ucuza çalıştırılması, Nurtani cinayetinde olduğu gibi iş cinayetlerine, nefret suçlarına “kurban” edilmesi sadece göçmenlerin sorunu değil, bir bütün olarak bu ülkede yaşayan, çalışan, üreten tüm emekçi kesimlerin, ezilenlerin sorunudur. Sermaye, devlet ve düzen güçleri yerli-yabancı ikilemi yaratarak buradan kendilerine çıkar sağlıyor, emekçi halkları birbirine düşman etmeye çalışıyor. Buna izin vermeyeceğiz. Çalışma haklarımızı da yaşam haklarımızı da birlikte savunacağız. Bizi hayatta ırkla, dilde, dinde ayırıp, ölümde birleştiren bu katliam ve sömürü rejimine karşı birlikte, kardeşçe yaşamayı başaracağız. Soma’da, Ermenek’te, Bartın’da katledilen maden işçilerini unutmadığımız gibi Vezir Muhammed Nurtani’yi de unutmayacağız.”
Eylemde “Nurtani’nin Hesabı Sorulacak”, “İşçilerin Birliği Sermayeyi Yakacak!” sloganları haykırıldı.
Bizzat Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan’ı Işıkhan’ın açıkladığı verilere göre, kayıt dışı istihdam oranı 2023’ün ikinci çeyreğinde yüzde 26,63, yani her dört işçiden biri kayıt dışı çalışıyor. Göçmen işçilerin neredeyse tamamının kayıt dışı çalıştırıldığı düşünüldüğünde durumun vahameti, göçmen işçilerin karşı karşıya olduğu riskler bir kez daha açığa çıkıyor. Bu işçilerin ücretleri, çalışma koşulları ve güvenlikleri ne iktidarın ne de sermaye sınıfının umurundadır. Yerli ve göçmen işçilerin can güvenliğinin dikkate alındığı çalışma koşullarını sağlamak, sermaye düzenine karşı örgütlenmekle ve güç haline gelmekle mümkün olabilir.
- Göçmen Düşmanlığı Kimin İşine Geliyor?
- Maden Ruhsatsız, Göçmen Sahipsiz!
- Göçmen İşçilerin Katili Sermaye Düzenidir!
- Hiçbirimiz Yerli Değiliz, Hepimiz Göçmeniz...
- Umut Tekneleri Ölüm Tekneleri Olmaya Devam Ediyor
- Hem Yurtdışına Gitmek İste Hem de Göçmenlere Demediğini Bırakma!
- Genç Bir Göçmen, Eziklik Duygusu ve Yitirilen Vicdanlar!
- Göçmen Kıyımı Bu Kez de Teksas’ta Yaşandı
- Kapitalizmde Güvenli Liman Yoktur!
- Bir Afgan Göçmen İşçiyle Söyleşi: “Ölmek ya da Özgürce Yaşamak”
- İki Yıl Önce Bugün ve Kapitalizmin Fotoğrafı
- Fas Sınırında İnsanlık Trajedisi: Umut Tekneleri Ne Zaman Kıyıya Varacak?
- Umut Yolculuğu
- Hindistanlı Göçmen İşçilerin Eve Dönüş Mücadelesi
- Yunanistan’da ve Almanya’da Mültecilerle Dayanışma Eylemleri
- Bu Sistem Acı Üretiyor!
- Önyargı ve Suriyeliler Meselesi
- Fakir Baykurt’un Gece Vardiyası; Türk, Alman ve Suriyeli İşçiler
- İşçilerin Canının Hiçe Sayılmasına Birlikte Karşı Duralım!
- Amasra Katliamının 10. Duruşması Görüldü
- İş Cinayetleri Artıyor, Hayatımız İçin Mücadele Etmeliyiz
- İran’da Maden Faciası: Kapitalizm Can Almaya Devam Ediyor
- Kocaeli’de Oba Makarna’daki İş Cinayeti Eylemle Protesto Edildi
- Oba Makarna’da İş Cinayeti
- Soma Katliamı Davası: “Parasına Göre mi İşliyor Bu Adalet?”
- Torunlar Center Katliamının 10. Yılında Kâr Hırsı Can Almaya Devam Ediyor
- İşçi Sınıfı Örgütlü Olursa İş Cinayetleri Son Bulur…
- Desan Tersanesinde İş Cinayeti Protesto Edildi
- İş Cinayetinde Ölen Zafer Açıkgözoğlu Anıldı
- Örgütlenmeye İhtiyacımız Var
- Hendek Katliamının Dördüncü Yılında Ailelerin Adalet Arayışı da Yası da Sürüyor!
- Güney Kore’de Fabrika Yangını: Kâr Hırsı Öldürüyor
- 12 Haziran: Kapitalizmin Çocuk İşçi Sömürüsü Büyüyor
- Soma’nın 10. Yılı: Unutmadık, Unutmayacağız!
- Soma Katliamının 10. Yılında Eylemler
- Soma’dan Bugüne Acımız ve Öfkemiz Büyüyor!
- Amasra Maden Katliamı Davasında 3 Tutukluya Tahliye
- 28 Nisan: Yaşamak İçin Örgütlen!
Son Eklenenler
- Siyasi iktidarın sahte enflasyon verilerine dayanarak 2025 yılı için kamu emekçilerine yaptığı yüzde 11,54 oranındaki zam, kamu emekçileri tarafından ülke genelinde protesto edildi. 13 Ocakta iş durduran KESK, Birleşik Kamu-İş, Hür-Sen, ASİM-Sen...
- Aylardır uzmanların, siyasetçilerin, patronların hatta uluslararası finans kuruluşlarının yaptığı tartışma, analiz ve hesaplamaların sonunda 2025 yılı için asgari ücret 22 bin 104 lira olarak açıklandı. Bu açıklamayı, Türkiye İşveren Sendikaları...
- Günümüzde fabrikalarda, işyerlerinde “kolay yoldan para kazanma” hayaliyle şans ve bahis oyunları oynamak gitgide yaygınlaştı. Teknolojiyle birlikte kumarhane herkesin cebine girdi. Her molada, her köşede tüm başlar cep telefonlarına eğiliyor,...
- Balıkesir Gönen’de bulunan Arıtaş Kriyojenik’te 19 Aralıkta başlayan grev 10 Ocakta anlaşmayla sonuçlandı. DİSK/Emekli-Sen 11 Ocakta Türkiye genelinde İzmir’den Trabzon’a, İstanbul’dan Denizli’ye pek çok ilde “TÜİK Verileri Kirli ve Yalan; Açlık,...
- Aralık ayında Birleşik Metal-İş sendikasının örgütlü olduğu Hitachi Energy, GE Grid Solutions, Schneider Elekrik, Arıtaş Kriyojenik ve Green Transfo fabrikalarında peşi sıra grevler başladı. Çok geçmeden de sermaye sınıfının tatlı kârlarını düşünen...
- İzmir Buca’da sendikal baskıların ve işten atma saldırısının devam ettiği Telus önünde direniş başladı. Adana’da SASA Polyester’in PTA tesis şantiyesinde Gemont Endüstri ve ardından Metropol İnşaat adlı taşeron şirketler bünyesinde çalışan inşaat...
- Yeni bir yılın, 2025’in ilk günlerini yaşıyoruz. Ama işçi ve emekçilerin yüreğinde “yeni” olanın getirdiği heyecan ve umut yerine büyüyen endişeler ve kasvet var. Takvim yaprakları hariç hayatımızda değişen tek şey yaratılan ekonomik yıkımın...
- Her Aralık ayında izlediğimiz asgari ücret tiyatrosu bu yıl çok daha trajik bir şekilde sonuçlandı. Resmi enflasyonun, TÜİK’in uydurma rakamlarıyla bile yüzde 47 olduğu, ENAG’a göre yüzde 87 olduğu bir süreçte asgari ücrete sadece yüzde 30 zam...
- DİSK’e bağlı Birleşik Metal-İş Sendikası ile Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS) arasında 2024-2026 dönemi için yürütülen TİS görüşmelerinde MESS’in yüzde 40 oranında zam dayatması üzerine Schneider Elektrik’in Manisa ve Kocaeli...
- İzmir Büyükşehir Belediyesi bünyesinde, İZENERJİ, İZELMAN, Ege Şehir Planlama, İZFAŞ şirketlerinde çalışan DİSK/Genel-İş Sendikasında örgütlü işçiler maaş, yılsonu ikramiye ve eğitim alacakları ödemelerinin geç ve eksik yapılmasını protesto etmek...
- UİD-DER’li emekçi kadınlar olarak, bir grup Polonez direnişçisi kadın kardeşimizle güzel bir sohbet gerçekleştirdik. Direnişçi bir ablamız “bize hep ‘aman kurulu düzenimiz bozulmasın’ düşüncesini bellettiler” dedi. Bu söz üzerine uzunca sohbet ettik...
- Polonez işçileri 173 gün süren mücadelelerinin kazanımla sonuçlanmasının ardından fabrika önünde kurdukları direniş çadırını halaylarla, sloganlarla kaldırdılar. 7 Ocakta direniş alanında zaferlerini kutlayan işçiler, davul zurna eşliğinde halaylar...
- İktidar ve sermaye sınıfının saldırıları böylesine ağırken işçilerin birlik olamayacağını düşünmek kime yarar sağlar? Bu düşünce doğru bir akıl yürütme yöntemi olabilir mi? Karşımızdaki yıkım tablosu, işçilerin birleşmek dışında bir çıkış yolu...