Buradasınız
Mücadele ile Stressizsiniz!
Mersin Üniversitesi’nden bir öğrenci
![](https://uidder.org/sites/all/modules/lazyloader/image_placeholder.gif)
Günlük hayatta hepimiz belirli oranlarda strese maruz kalıyoruz. Stres bazı durumlarda tetikleyici ve olumlu bir rol oynarken (mesela bir işi yaparken odaklanmamızı sağlar) strese sürekli maruz kalınması halinde bu olumlu halden ne yazık ki bahsedemiyoruz. Strese sürekli maruz kalındığında beynimiz kalıcı olarak hasar alabilir, kalp damar tıkanıklığı yaşayabiliriz ya da gen diziliminin değişmesi gibi kalıtsal durumlar bile söz konusu olabilir.
Stres beynimizin Hipokampüs bölgesini ve Frontal Lob kısmını ilgilendiriyor. Beynimizin vücudumuzda salgılanan Steroid hormonuna karşılık vermediği durumlarda oluşan karamsarlık hali ve çıkışsızlık durumlarına biz stres diyoruz. Stresin bilimsel olarak tanımı bu şekilde yapılıyor. Ancak stresin insan hayatına etkileri ne yazık ki bu kadar basit değil ve tek cümle ile anlatılmıyor.
Günlük hayatta hepimiz belirli oranlarda strese maruz kalıyoruz. Stres bazı durumlarda tetikleyici ve olumlu bir rol oynarken (mesela bir işi yaparken odaklanmamızı sağlar) strese sürekli maruz kalınması halinde bu olumlu halden ne yazık ki bahsedemiyoruz. Strese sürekli maruz kalındığında beynimiz kalıcı olarak hasar alabilir, kalp damar tıkanıklığı yaşayabiliriz ya da gen diziliminin değişmesi gibi kalıtsal durumlar bile söz konusu olabilir. Sürekli stres altında yaşayan biri bir müddet sonra öğrenme güçlüğü çekebilir, davranışları bozulabilir. Peki, stres nereden çıkıyor? Bilim insanlarının maymunlar üzerinde yaptıkları araştırmalarda, maymunlar içerisinde güçlü ve sürünün lideri konumundaki maymunların beyinlerinde stresin etkilerine rastlanmamıştır. Fakat daha küçük ve güçsüz olan diğer maymunların beyinlerinde stresin yarattığı tahribat çok büyüktür. Güçsüz olan sürü üyelerinin hayatta kalma şansının az olmasından ve diğer güçlü lider maymunların bölgede güç sahibi olmalarından dolayı yaşamsal kaygının tetiklediği stres faktörü, bu maymunların beyinlerinde büyük tahribata sebep olmuştur. Peki, yaşadığımız koşullarda insanlar içerisinde yaşamsal kaygıların en çok olduğu kesimde kimler var?
İki sınıf temelinde örgütlenmiş olan kapitalist sistemde patronlar, üretim araçlarının sahibidir ve bu nedenle üretimi kontrol ederler; işçilerin ürettikleri ürünlere el koyarlar ve dolayısıyla bölüşüm de sınıfsal temel de gerçekleşir. Ancak patronlara göre işçi sınıfı ürettiği ürünler üzerinde hak sahibi değildir. Patronlar sınıfı bütün üretim araçlarını ellerinde tutarak yaşamsal kaygılarından sıyrılmıştır ama işçi sınıfı ürettiklerine el konulmasından ve hiçbir üretim aracı üzerinde söz hakkına sahip olmayışından dolayı yaşamsal kaygıyı taşıyan sınıf olmuştur. Üretim araçlarına sahip patronlar sınıfı, dünya kaynaklarının nasıl kullanılacağına, neyin nerede üretileceğine, yaşamak için neyin gerekli neyin gereksiz olduğuna kısacası dünyanın nasıl döneceğine karar verme hakkını kendinde görür. Bunu yaparken de işçi sınıfının yaşam koşullarını da belirlemiş olur. İşçilerin sabah kaçta kalkacağından tutun da akla gelebilecek her bir koşul, kapitalist üretimin dayattığı yaşam koşullarıdır. Bu cendere içerisinde kıt kanaat yaşamaya çalışan işçi sınıfı ise strese en çok maruz kalan sınıf olur.
Yarın iş kazası geçirme kaygısı, işten atılma kaygısı, sömürü koşullarında fazla mesailer, gece mesaileri, sosyal aktivitelerden uzak kalma, kira ve diğer giderlerin karşılanması vb. gibi durumlar işçilerin başından bir an olsun eksik olmaz ve onları sürekli bir stres altında bırakır. Bunun sonucu olarak da pek çok işçi, daha kırk beşinde iken kalp ve damar hastalıkları yaşar. Yüzlerce işçi işyerlerinde maruz kaldığı sakatlıklarla hayatına devam etmek zorunda kalır. Kimisi davranış bozukluğu yaşar, hayatını planlayamaz, öğrenme güçlüğü çeker. Sağlığımızı büyük ölçüde etkileyen stres faktörünü yaratan kaygılar kapitalist sistemin ürünüdür. Zaten ağır çalışma ve yaşam koşulları altında ezilen işçilerin kendilerine ayıracak zaman bulamaması ve stres altında geçirdiğimiz bir ömür sağlığımızın günden güne daha çok zarar görmesine sebep olur.
Stres ile baş etme yollarından en etkilisi spor yapmak ve kendimize zaman ayırmaktır. Bunun adı psikolojide eylemsel birlik olarak da geçer. Ancak fazla mesailer ve çalışma koşullarının ağırlığı kendimize zaman ayırmamıza izin vermiyor maalesef. Eylemsel birlik faktörü bu koşullardan ve stresten de kurtulmanın temel direği. Biz işçiler kapitalist sömürü koşullarından ve onun yarattığı stres faktörü gibi nice olumsuz etkilerden kurtulmak için mücadele etmeliyiz. Sistemin dayattığı kölelik koşullarında yaşamaya devam edersek savaşlar, iş kazaları, kalıcı sakatlıklar, krizler ve daha nice acı bizlerin başından eksik olmayacak. İşçiler kapitalist sitemi ancak örgütlü olduklarında başlarından atabilirler. Kapitalizm ortadan kalktığında, onun yarattığı mülkiyet ve üretim ilişkileri de son bulmuş olacak. İşçi sınıfı köle gibi çalışmaya mahkûm olmayacak. Sömürüsüz, sınıfsız, savaşsız, işsizliğin ve geçim derdinin olmadığı kaygısız ve dolayısıyla stressiz bir dünyanın yolu açılacak. Bu koşullar son bulsun diye örgütlenmeli ve sınıfımızın gücünün farkına varmalıyız. Unutmayalım ki işçiler örgütlüyse her şeydir ama örgütsüz oldukları sürece hiçbir şey.
Hizmet Sektörü
Birlikte Değiştirebiliriz
- Her Yer Bizim Düzenimiz Olsun Diye
- Neden Bu Kadar Stresliyiz?
- “Beni Bırak, Gözünü Bebekten Ayırma Sakın”
- Huzurlu Bir Yaşam İçin Mücadeleye…
- “Bizim Hayallerimizi, Sizin Geleceğinizi Çaldılar”
- Bizim Mahallenin Gençleri
- Kişisel Gelişim Zırvasına Kanma, Sınıf Mücadelesine Sarıl
- Sömürü Düzenini Uçurumdan Atmak İçin Örgütlenelim
- Hindistan’da 250 Milyon Dolarlık Düğün ve Yoksulluk
- Emek Sömürüsü Kapitalizmin Fıtratında Var
- Sahip Olduğunuz Servet Bizden Çaldıklarınızdır!
- “Sayende Sigortalı Çalıştım, Emekliliğime Az Kaldı”
- Bayramları Bayram Gibi Yaşamak İçin!
- Dünya Üzerinde Yaşayan Herkesin Evi Olmalı
- Onlar Yok Ediyor, Biz Yenisini Yapacağız!
- Suyun Lüksü Olur mu Hiç?
- “Senin Yolundan Gideceğim Amca”
- Her Günü Doğa ve İnsanlık Günü İlan Etmek İçin…
- “Kıpır Kıpırsın, Heyecanın Ne Güzel Ey Yolcu”
- “Bence, Sevgi Emektir”
Son Eklenenler
- Ankara’nın Nallıhan ilçesinde bulunan Kömür İşletmeleri AŞ (KİAŞ) bünyesindeki Çayırhan Termik Santrali işçileri, özelleştirmeye ve hak gasplarına karşı 10 Şubatta Ankara’ya yürüyüş başlattı.
- ABD merkezli Yum Brands şirketinin KFC ve Pizza Hut restoranlarının Türkiye’deki işletmecisi olan İş Gıda'nın konkordato ilan etmesinin ardından 7 bin işçi Ocak ayı maaşlarını, kıdem ve ihbar tazminatlarını, izin paralarını alamadı. İşçiler şirketin...
- Gebze Plastikçiler Organize Sanayi Bölgesinde otomotiv parçaları üreten Chinatool Otomotiv’de işçiler 10 Şubat sabahı greve çıktı.
- Aralık ayında tüketici fiyatlarının yüzde 1’in biraz üzerinde yükseldiği, yıllık enflasyonunsa azalarak yüzde 44 civarında gerçekleştiği açıklandı. Bu oranlara bakarak enflasyonun hız kestiğine, ücret zamlarının “beklenen enflasyona” göre belirlenip...
- 2025 yılı için asgari ücret zammı, TÜİK’in sahte rakamlarıyla açıklanan enflasyon oranının dahi altında kalan yüzde 30 olarak belirlendi. Patronlar da işçilere bu sefalet zammını dayatıyor. Şubat ayıyla beraber zamlı ücretlerin açıklanması sonrası...
- İş kazaları ve iş cinayetleri dur durak bilmiyor. Sermeyenin aç gözlülüğü işçileri yaşamından ediyor. Balıkesir’de bulunan ZSR Patlayıcı üretim tesisinde, 24 Aralık 2024’te gerçekleşen patlamada 11 işçi yaşamını yitirdi. Patlama sonrasında Balıkesir...
- Maraş ve Hatay başta olmak üzere 11 şehirde çok büyük yıkım yaratan, yaklaşık yüz bin insanın hayatını kaybettiği, on binlerce insanın yaralandığı, milyonlarca insanın yaşamının derinden etkilendiği 6 Şubat depremlerinin üzerinden iki yıl geçti....
- Siyasi iktidarın ekonomi politikalarının hedefi belli: Ekonomik yıkımın bedelini işçi ve emekçilere ödetmek, on milyonlarca işçinin, emekçinin, emeklinin açlığa talim etmesi pahasına sermayeyi dizginsizce büyütmeye devam etmek. Soygunun, talanın...
- 6 Şubat depremlerinin üzerinden iki yıl geçti. Aradan geçen zamanda depremlerin yarattığı yıkımın, ortaya saçılan yolsuzlukların, usulsüzlüklerin ve boş vermişliğin hesabı sorulmadı. Siyasi gelişmelerle, yaratılan yapay gündemlerle yaşanan felaketin...
- İzmir Büyükşehir Belediyesinde 158 işçinin ücretsiz izne çıkarılması üzerine DİSK/Genel-İş Sendikası İzmir 1, 2, 3 ve 9 No’lu Şubeleri 3 Şubatta direnişe başladı. Sosyal-İş Sendikasının örgütlendiği Turkcell Global Bilgi’nin Siirt Şubesinde 4 işçi...
- Adalet Peşinde Aileleri Platformu, 6 Şubat depremlerinin 2’nci yılında Kadıköy İskelesi önünde anma programı düzenledi. 2 Şubatta düzenlenen anmada “Rant Uğruna Ölenlerin Hesabını Sormaya Geldik! Susmak İhanettir, Hesap Sormak Görevdir!” yazılı...
- Çalıştığım işyerinde 60 yaşlarında bir abiyle sohbet ediyorduk. “Ne zaman emekli olacaksın?” diye sordu. “60 yaşında emekli olacağım” dedim. “Ooo senin işin çok zor yahu, o yaşa kadar çalışılır mı?” dedi. “Ama sen de emeklisin, hâlâ çalışıyorsun”...
- Sırbistan’da Belgrad ve Novi Sad başta olmak üzere ülke genelinde kitlesel protestolar devam ederken bir yandan da öğrenciler dersleri boykot ederek üniversiteleri işgal ediyorlar. Yunanistan’da 2023'teki tren kazasının yıldönümünde işçiler,...