Buradasınız
Kriz İşçilerin Gündeminde
Esenyurt’tan bir işçi

Cumhurbaşkanı ne kadar “kriz falan yok, bunlar manipülasyon” dese de toplumun dolayısıyla işçi sınıfının ezici çoğunluğu deyim yerindeyse krizi iliklerine kadar hissediyor. Erdoğan “kriz yok” diyerek var olan krizi manipüle ediyor ve işçi sınıfının algısını “dış güçler” söylemiyle başka yönlere çekmek istiyor. Böylelikle de kendine yönelecek tepkileri baştan engellemek ve gerçeklerin üzerini örtmek istiyor. Ama hayatın kendisi yalanlarla değil, somut gerçekleri açığa çıkara çıkara ilerliyor.
Son birkaç ay içerisinde tüketim ürünlerine gelen zamlar işçilerin gündemine olabildiğince hızlı bir şekilde girdi. Krizin belirtileri daha tam anlamıyla hissedilmeden önce işçiler arasındaki genel sohbet konuları maçlar, diziler olurdu. İşçilerin sohbetlerine kendi sınıfsal çıkarlarına yabancı konular ve yapay gündem damga vururdu. Fakat kriz tüm yakıcılığıyla açığa çıkınca işçiler de bilinçli bir şekilde olmasa da korku ve endişeyle gerçek gündemlerine dönmeye başladılar. İğneden ipliğe hemen her şeye gelen zamlar zaten alım gücü düşük olan işçileri ekonomik bir dar boğaza soktu.
Benim çalıştığım işyerinde de sohbetlerimiz kriz üzerine yoğunlaşıyor. Kiminle sohbet etsem kaygı, korku ve öfkeyle yüksek zamlardan, işlerin kötü olduğundan, birçok fabrikada işten çıkarmaların başladığından konuşuyorlar. Bunun böyle nereye kadar gideceğini soruyor. İşyerimizdeki birkaç sohbet konusunu sizinle paylaşmak isterim.
Bir arkadaşıma hal hatır sordum; “sağ olasın idare eder, sen nasılsın?” dedi. “Ben de iyi olmaya çalışıyorum” dedim. “Dün haberleri izledin mi? Erdoğan kriz falan yok, diyor. Sen ne düşünüyorsun, gerçekten kriz yok mu?” diye sordum. O da “Ya bırak onları, onlara kriz yok ya, sanıyorlar herkese kriz yok. Çıkmışlar yalandan bir de enflasyon açıklıyorlar. Neymiş enflasyonu düşüreceklermiş!” “Enflasyonu yüzde 25 olarak mı açıkladılar?” diye sordum. “Evet” dedi, “açıkladıkları o da, gerçek enflasyon onun 3 katı. İki ay sonra asgari ücrete zam gelecek ya, zammı düşük vermek için öyle yapıyorlar.” Ben de şakayla karışık, “kriz sana yaramış” dedim. “Boş ver, biz neyin ne olduğunu biliyoruz. Hele 2 ay sonra düzgün bir zam yapmasınlar, zaten seçimler de yaklaşıyor, o zaman görüşürüz” dedi. “Tabi o da önemli de biz işi seçimlere bırakmamalıyız. Bu krizin faturasını biz işçilere ödetmek istiyorlar. Biz de buna karşı haklarımızı savunmak için birlik olmalıyız” diye cevapladım.
Başka bir arkadaşla akşam iş çıkışı serviste eve giderken uidder.org’tan “Krizin Sorumlusu Biz Değiliz Bedelini Neden Biz Ödeyelim?” yazısının ses kaydını dinlettim, sonra da kısa bir sohbet ettik. Arkadaşa sordum; “dinlediğimiz kayıt durumu güzel bir şekilde özetlemiş, sen ne düşünüyorsun?” “Vallahi diyecek bir şey yok. Her şeyi gayet güzel anlatmış. Ama bu kriz ne zaman biter, onu bilmiyorum” diye cevap verdi. “Bak arkadaşım, bu kriz bir sistem krizi yani sermayenin aç gözlülüğünün yol açtığı bir kriz ama bedelini bize ödetmek istiyorlar. Bu sadece Türkiye’de olan bir kriz değil, dünyanın her tarafında kriz var. Türkiye’de çok daha derin yaşanıyor çünkü var olan rejimi ve onun izlediği politikalar durumu daha yakıcı hale getiriyor. Baksana dünyanın dört bir tarafında savaşlar yaşanıyor. Sence bu savaşlar neden yapılıyor? Bir avuç patronun zenginliği artsın diye on binlerce insan canından oluyor milyonlarcası da yerini yurdunu terk etmek zorunda kalıyor. Bu krizlerin de savaşların da sorumlusu sermaye ve onun sahipleridir. Ama bedelini dünyanın neresinde olursa olsun işçiler ödüyor. Bu krizlere, savaşlara, açlık ve sefalete son verecek olan işçilerdir yani biziz biz. Haksız mıyım?” Arkadaşım, “aslında doğru söylüyorsun” diye cevap verdi.
Sizinle buradan sadece iki sohbetimi paylaştım birçok arkadaşla bu konuları konuşuyoruz ve konuşmaya devam edeceğim. Çünkü krizin faturasını ödemek istemiyorum!
- Biz Bu Masalları Ayaküstü Çok Dinledik
- Ekonomik Sorunların Kaynağı Bulundu: İşçi ve Emekçiler!
- Vergiler Patronlardan Kesilsin!
- Soğanı Bile Lüks Hale Getiren Bu Rejim Gitmeli!
- Bakandan Dâhiyane Buluş: Kış Tatili!
- Bizim Yoksulluğumuz, Onların Yalanları Büyüyor
- Nasıl Küçüldük, Kimi Büyüttük?
- Bir İşçi Çocuğunun Gözünden Hayat Pahalılığı
- “2023’ü Beklerken” Neler Oldu?
- Zamlardan Haberi Olmayanlar da Var!
- Enflasyonu Asgari Ücret Zammı mı Arttırıyor?
- Büyüdüğümüzü Hissedebiliyor musunuz?
- Evsiz Kalmak mı Mücadele Etmek mi?
- Ekmeğimizi Büyütmek İçin!
- Haklı Olan Biziz!
- İktidarın Enflasyon Masalı
- Yağa Neden Zincir Vuruluyor?
- Yüksek Elektrik Faturalarına Tepkiler Sokaklara Taştı
- İşten Çıkarma Yasağı Sona Erdi, Saldırılar Başladı!
- Doların Yükselmesi Bizi İlgilendirmez mi Dediniz?
Son Eklenenler
- Gebzeli işçi, emekçi kadınlar olarak bir araya geldik ve “UİD-DER ile 1 Mayıslar” videosunu izledik. Sizlerle duygu ve düşüncelerimizi paylaşmak, tüm emekçi kadın kardeşlerimizi ortak bir mücadele duygusuyla ayağa kalkmak için 1 Mayıs’a çağırmak...
- Uçak yolculuğu yapanlar bilir. Yolculuk esnasında uçağın kabin basıncının düşmesi, oksijen seviyesinin azalması durumunda oksijen maskeleri devreye girer. Yanımızda çocuğumuz olsa böyle bir durumda çoğumuz maskeyi önce çocuğumuza takmaya çalışırız,...
- Gelsinler yoldaşlar ben hazırım/ İki satır, bir mısra şiirle hazırım/ En karanlık dönemlerde/ Ektiğim tohumlar yeter bana/ Gelsinler yoldaşlar ben hazırım
- Milli Eğitim Bakanlığının proje okul atamalarına tepkiler devam ediyor. Eğitim Sen, proje okul uygulamaları ve atamalarına karşı 18 Nisanda Cağaloğlu Anadolu Lisesi önünde basın açıklaması yaptı.
- Vezir Muhammed Nurtani… Tanıdık gelmiştir bu isim pek çoğunuza… Yine de hikâyesinin bildiğimiz kısmını bir kez daha paylaşalım sizinle: Afganistanlı göçmen işçi Vezir Muhammed Nurtani 10 Kasım 2023’te çalıştığı kaçak maden ocağında kalp krizi...
- Artık eski kuşak işçilerden sayılırım. Mücadele örgütümüz UİD-DER saflarında yaş alıp 60’a merdiven dayadığım için kendimi bahtiyar hissediyorum. İlk 1 Mayıs’a 1979 yılında, İzmir’de, ustamla birlikte katıldım. Katılım oldukça yüksekti. Kalabalıkta...
- TTL tütün işçileri, örgütlü oldukları Tekgıda-İş Sendikası ile birlikte, 41 gün önce “Bu işyerinde grev var” pankartını fabrikanın dört bir yanına asarak greve çıktılar. Grev çadırlarını fabrika önüne kurdular. Büyük çoğunluğu kadın olan işçi...
- DİSK, KESK, TMMOB ve TTB, 1 Mayıs’ı bu yıl İstanbul Kadıköy Meydanı’nda kutlama kararı aldıklarını basın açıklaması yaparak duyurdu.
- İzmir Çiğli Belediyesine bağlı Çibel’de çalışan işçiler Toplu İş Sözleşmesi (TİS) görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 17 Nisanda greve çıktı. İzmir Narlıdere Belediyesine bağlı Narbel’de de Genel-İş İzmir 4 No’lu Şube ile SODEMSEN arasında...
- İzmir’de Tekgıda-İş Sendikasının örgütlü olduğu Oryantal Tütün Paketleme (OTP), TTL Tütün ve Sunel Tütün fabrikalarında süren grevler anlaşmayla sonuçlandı. Genel-İş Sendikasında örgütlü İzmir Konak Belediyesine bağlı MER-BEL işçileri düşük ücret...
- Dünyada ve Türkiye’de olup bitenler üzerine sohbet ederken genç bir işçi kardeşimiz, “valla artık haberlere bakmıyorum, zaten benim kendi derdim başımdan aşkın” dedi. Aslında hepimizin derdi başından aşkın. Ama belki de bu nedenle çevremizdeki...
- Sömürüye başkaldırının sembolü, tüm dünya işçilerinin ortak duygularla ve taleplerle alanlara çıktığı, evrensel bir mücadele günü olan 1 Mayıs yaklaşıyor. Yüreği 1 Mayıs coşkusuyla, sınıfsız ve sömürüsüz bir dünya özlemiyle çarpan tüm işçilere selam...
- 2 Nisan 2024’te İstanbul Beşiktaş’ta Masquerade isimli gece kulübünde çıkan yangında 29 işçi yaşamını yitirmişti. Aileler aradan geçen bir senede adaletin sağlanmamış olmasına, asli kusurluların tutuklanmamasına tepkili. Mahkemeye sunulan ikinci...