Buradasınız
İş Güvenliği Uzmanları: Bakanlık İş Güvenliğine Maliyet Olarak Bakıyor
Geçtiğimiz günlerde Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından 2019-2023 stratejik planı açıklandı. 2015-2019 stratejik planı değerlendirilirken, şu ifadelere yer verildi: “2014 yılında Soma ve Ermenek’te meydana gelen elim yeraltı kömür madenciliği kazaları sonrasında yapılan kanuni düzenlemelerle yeraltı üretim maliyetleri bir anda artmış ve sektör açısından durgun bir sürecin başlamasına neden olmuştur.”
2014 yılında Soma’da 301, Ermenek’te 18 işçi olmak üzere toplamda 1886 işçi iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi. Madenlerde meydana gelen bu katliamlarla birlikte artan öfke üzerine hükümet, bir takım önlemler almak zorunda kaldı. 2014’te ve sonraki yıllarda Maden İşyerlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliği’nde değişiklikler yapıldı. Soma’da yaşanan katliamdan sonra özellikle tartışılan ve gündeme getirilen yaşam odaları konusu, Meclis’te gündeme getirilmiş ama işverenlerin maliyetlerini arttıracağı gerekçesiyle AKP tarafından ret edilmişti. 2018 yılının Temmuz ayında bir tebliğ ile yaşam odaları (sığınma odaları) yürürlüğe girmiştir. Ama sığınma odası olmayan yüzlerce maden, bugün çalıştırılmaya devam ediyor. Madenlerde kazalar ve işçi ölümleri de… Soma katliamından sonra bugüne kadar en az 397 maden işçisi daha iş cinayetlerinde yaşamını yitirmiştir.
Ne zaman iş güvenliği önleminden bahsedilse patronlar ve onların temsilcisi olan hükümet, alınacak önlemleri maliyet gerekçesiyle ya erteliyor ya da rafa kaldırıyor. Hükümetin ve patronların gözünde işçilerin hiçbir değeri bulunmamaktadır. Bunu tüm söylemlerinde ve attıkları adımlarda görebiliyoruz. İş cinayetlerine, “bu işin fıtratında var” diyenler bu hükümetin temsilcileridir. İşçilerin ölmesini engelleyecek önlemlere, “bunlar işverenin maliyetlerini artırmaktadır” diyenler de bunlardır. Bu hükümet açık bir şekilde patronların çıkarlarını savunuyor ve işçilerin yaşamını umursamıyor.
Yasa ve yönetmelikler, hiçbir yerde tam anlamıyla uygulanmıyor. Önlemler sadece kâğıt üzerinde kalıyor. Denetimler yapılmıyor, önlem almayan işyerlerine herhangi bir yaptırım uygulanmıyor. Önlem almayan patronlara komik para cezaları kesiliyor. Bu tablo yalnızca madenlerde değil tüm sektörlerde yaşanıyor. Soma katliamından bugüne kadar 10 bine yakın işçi iş kazalarında hayatını kaybetti.
Konuştuğumuz iş güvenliği uzmanları, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın söz konusu değerlendirmesini eleştiriyor ve iş güvenliği önlemlerinin maliyet olarak görülmesinin daha fazla iş kazasının önünün açılması anlamına geldiğini söylüyorlar:
İş Güvenliği Uzmanı I: Çalıştığım işyerinde geçtiğimiz aylarda yangın çıktı. Yangının çıktığı yerin yakınında bir bölümde yaklaşık 20 kişi mahsur kaldı, yapılan söndürme işlemi sonrası o bölümden güvenli bir şekilde çıkmaları sağlandı. Daha önce de uygun acil kaçış yollarının olmadığını, yönetmeliğe göre önlemler alınması gerektiğini söylemiştik. Patron ise maliyet olduğu gerekçesiyle söylediklerimizi yapmadı. Yangından bir süre sonra fabrikaya Çalışma Bakanlığı’ndan denetime gelindi. Denetimde acil çıkış kapılarının, acil çıkış yollarının, yangın tesisatının, havalandırmanın vb… uygun olmadığına dair rapor düzenlendi. 20-25 gün süre verildi düzeltilmesi istendi. Fabrikada yazılanlardan çoğu yapılmadı, göstermelik 2 tane acil çıkış kapısı kondu. Ama daha önce yangının gerçekleştiği noktada bulunan bölüm ve buna benzer bölümlerde de önlemler alınmadı. Müfettişler tekrar geldiğinde yapılmayanları tekrar uygunsuzluk yazarak gittiler. Patrona cüzi miktarda para cezası geldi, önlemler alınmamış oldu. Fabrikada yaklaşık 400 işçi çalışıyor. Eğer yangın çıksa, birçok işçi güvenli kaçış yolları ve acil çıkış kapıları olmadığı için mahsur kalacak. Aynı Soma da olduğu gibi. Bakanlık Soma da maden ocağını denetlemişti, ama peşinden yangın çıkınca 301 işçi kardeşimizi iş cinayetinde kaybettik. Fabrikada yaşadığım denetimi görünce Soma’da ve diğer yerlerde nasıl uydurmadan denetimler yapıldığını acı bir şekilde tekrar görmüş oldum.
İş Güvenliği Uzmanı II: Genel olarak inşaat sektöründe iş güvenliği uzmanı olarak görev yapıyorum. Yönetmeliklere baktığımız zaman alınması gereken birçok önlem var. Hatta yüksek katlarda yüksekten düşmeyi önlemek için kat kenarında bulunan boşluklar kapatılmalı, güvenlik ağları takılmalıdır. Ama birçok inşaatta boşlukların kapatılması veya ağ gerilmesi söz konusu bile değil. Geçtiğimiz sene bir iş müfettişiyle yaptığımız sohbette, müfettişlerin İstanbul genelinde yaklaşık 800 işyerinde iş durdurma kararı verdiklerini fakat kaymakamlık ve kolluk kuvvetlerinin hiçbir inşaatı mühürleyip kapatmadığını öğrenmiştim. Yasada genel olarak önlemler yazıyor fakat uygulamaya gelince bunların hiçbiri uygulanmıyor.
İş Güvenliği Uzmanı III: Geçtiğimiz ay çalıştığım işyerlerinden birisinin çalışma ruhsatı alması için belediyeye bağlı itfaiye biriminden uygunluk belgesi alması gerekiyordu. İşyerinin yangınla ilgili gerekli kontrollerini yaptığımızda, yönetmeliğe göre bu işyerinin itfaiyeden uygunluk belgesi alması imkânsızdı. Kaçış yolları ve kaçış kapılarına ulaşım mesafesi, yönetmelikte belirtilen şartlara uymuyordu. Bir sonraki işyeri ziyaretimde itfaiyeden uygunluk belgesi aldıklarını söylediler. Önce şaşırdım, daha sonra nasıl aldıklarını sordum; “İtfaiye 10.000 lira istedi, biz de verdik. İtfaiye de uygunluk belgesini verdi” dediler. Yetkili kişiler insanların canını hiçe sayan pozisyonda olduğu müddetçe, iş cinayetlerinin önüne geçmek mümkün değildir. Benzer bir konuyu başka bir işyerinin deposunda görmüştüm. Deponun 1,5 metreye yakın giriş kapısı ve koridoru bulunuyor ve burada depoya geçiş yapılıyor, depoda bunun dışında hiçbir çıkış bulunmuyor. Çalışma ruhsatı alıp almadıklarını sordum. Bu depoya çalışma ruhsatı verilmiş. Kapı girişinde bir yangın çıksa, içerde çalışan işçilerden hiçbirinin çıkma şansı bulunmamaktadır.
İş Güvenliği Uzmanı IV: Diğer uzman arkadaşların söylediği gibi işyerlerinin birçoğunda iş güvenliğine dair önlemler alınmıyor. Hatta birçok işyerinde iş güvenliği uzmanı olarak çalışan arkadaşlara uygunsuz durumları rapor etmelerinin önüne geçiliyor. İş güvenliği öneri ve tespit defterleri, uzmanlar uygunsuzluk yazmasın diye kasalara kilitleniyor. Uygunsuzluklar konusunda direten uzmanlar var ise, OSGB’lerden o uzmanların değiştirilmesi talep ediliyor, uzmanlar işlerinden olmuş oluyorlar. Durum bu ama yasalarda iş güvenliği önlemleri almayan işyerlerini uzmanların bakanlığa bildirmesi zorunlu tutulmuştur. Tam bir çelişkili durum... Uzman şikâyet edildiğinde ya o işyerine denetime gelinmiyor veya uzmanın şikâyet edildiği bilgisi patronların kulağına gidiyor.
İş güvenliği uzmanlarının aktarımları gerçekliği gözler önüne seriyor. Aslında yasaları uygulatabilecek güç işçi sınıfıdır, onun örgütlü mücadelesidir. Soma katliamı yaşandığında medyada, Almanya’daki madenlerde son 5 yılda 1 işçinin madenlerde hayatını kaybettiği gündeme gelmişti. Diğer Avrupa ülkelerindeki madenlerde yaşam odalarının zorunlu olduğu vurgulanıyordu. Peki, bunu o ülkelerin sermaye sınıfları kendileri mi yaptı? Elbette hayır! İşçi sınıfı yıllar boyunca mücadele ederek bu hakları sermaye sınıfına dayattı ve kabul ettirdi. Aksi halde hiçbir patron, işçileri düşünerek önlem almaz. Sermaye sınıfını harekete geçirecek olan işçi sınıfının örgütlü gücüdür!
- Kâr Hırsı Doğayı ve İşçileri Katlediyor
- Gençlerimiz Ölmeye Devam Ediyor
- Kocaeli’de “MESEM’e ve Çocuk İşçiliğine Son”Eylemi
- Sağlıksız ve Kötü Çalışma Koşullarına Karşı Birleşelim
- Mesleki Eğitim mi Kâr Hırsı mı?
- Hayatımızı Değiştirecek Parolayı Unutmayalım!
- Gizli Açlık Tehlikesi Büyüyor
- Biz Mücadele Edersek Her Şey Düzelir!
- Hasköy Sanayi Sitesinden Sonra Şimdi Sıra Kimde?
- Ya Beni İşten Atarlarsa?
- İSG-SEN Ankara’da Siyah Baret Eylemi Yaptı
- Patronların Prestiji Yangın Riskinden Daha Önemli
- “El Cerrahisi 7/24 Yanınızda”
- Yangından Haberimiz Bile Olmadı!
- TMO Silosundan Fabrikalara Patlamalar ve Yangınlar Ne Anlatıyor?
- Aşırı Sıcaklar İşçi Sağlığı ve Güvenliğini Tehdit Ediyor
- Teknoloji Çağındayız Ama İşçiler Çalışırken Ölüyor!
- Örgütsüzlüğümüzün Bedeli: Artan İş Cinayetleri
- Baret Bile Olmadığı İçin!
- 28 Nisan Dünya İş Sağlığı ve Güvenliği Gününden 1 Mayıs’a
Son Eklenenler
- Sarayları süsleyen altın, sultanların ve soyluların yaşamında zenginliğin en önemli ölçüsü olmuştur. Fakat bu zenginliği üreten zamanın köleleri ve günümüzün işçileri için bu maden her zaman acı, gözyaşı ve ölüm getirmiştir. Altın madenlerinde...
- Çalıştığım işyerinde uzun yıllardır çalışan ve EYT yasası çıktıktan sonra SGK’ya başvurup emekli olanlar var. Malûm, emeklilik maaşı iktidar eliyle kuşa çevrildi. Bizim patron da sayıları azımsanmayacak kadar çok olduğu için EYT’li işçileri bir an...
- DİSK, 3 Mayısta Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) Ankara’daki merkez binası önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Burada konuşan DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, TÜİK’in enflasyon sepetindeki maddelerin fiyat listesini 2 yıla yakın bir...
- Geçenlerde yeğenimle sohbet ederken “kolajenlerin içerisinde en kalitelisi hangisi bilgin var mı?” diye sordu. Ben de doğal olarak “bir sağlık sorunun mu var, neden kolajen kullanma gereği duyuyorsun?” diye sordum. O da yarı utanarak “hep güzel...
- Dünya genelinde yoksulluk ve baskılar büyüyor, emperyalist savaşın alevleri gün geçtikçe yayılıyor. Kapitalist sömürü düzeninin yarattığı sorunlar, krizler derinleşiyor. İşçi sınıfı ise kapitalist sömürüye karşı mücadele etmekten, birlik olup...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’ta Türkiye’nin dört bir yanında yüzbinlerce işçi ve emekçi alanlara çıktı, ekonomik yıkımın bedelini ödemek istemediklerini haykırdı. Sendikaların ve demokratik kitle...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’ta bir kez daha dünyanın ve Türkiye’nin dört bir yanında işçiler meydanlara çıktılar. Kapitalist sömürüye, emperyalist savaşa, yoksulluğa, baskılara, eşitsizliğe, adaletsizliğe...
- İngiltere’de 7 Ekimden bu yana her Cumartesi ulusal çapta eylemler düzenleyerek Filistin halkının yanında yer alan işçi ve emekçiler, egemenlerin savaşına karşı meydanlarda yerlerini almaya devam ediyor. 20 Nisanda ülke çapında çeşitli kent...
- İtalya’da büyük işçi sendikaları iş cinayetlerine karşı binlerce işçinin katıldığı kitlesel bir miting düzenledi. 20 Nisan’da işçiler “Artık Yeter!” sloganıyla işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği, kamu sağlığı hakkı, adil vergi reformu ve...
- İşyerinde, sokaklarda, toplu taşıma araçlarında insanların yüzlerinden okunan yorgunluk ve mutsuzluk dikkatimi çekiyor. Öfke, mutsuzluk, umutsuzluk bir virüs gibi yayılmaya başladı. “Ama insanlar neden bu kadar mutsuz?” diye düşündüm kendi kendime....
- 1 Mayıs’ın gelmesiyle emekçiler, kadınlar, üniversiteli gençler, emekliler kendi taleplerini haykırmak için alanları doldurmaya hazırlanıyor. Ben de genç bir işçi olarak kendi talebimi haykırmak için alanda yerimi alacağım. Benim talebim çalışma...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşırken UİD-DER Mersin temsilciliğinde de “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Karşı 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye!” başlıklı etkinlik gerçekleştirildi. Etkinliğe çeşitli...
- Bugünün stajyer öğrencileri, yarının sağlık işçileri olarak 1 Mayıs’ta sesimizi duyurmaya geliyoruz. Kimimiz ailelerinden uzakta farklı şehirlerden gelip yurtlarda kalan, kimimizse aileleriyle İstanbul’da yaşayan öğrencileriz. Biliyoruz ki stajyer...