Buradasınız
Kırk Yıllık Zam Oldu Güncelleme
Sancaktepe’den bir metal işçisi
Yeni Ekonomi Programı çerçevesinde güncelleme (zam) gündemime girdiğinde, acaba bu mektubu yazana kadar konu güncelliğini yitirir mi diye çok düşündüm. Sonunda mektubu yazmaya başladım ve burasına üzülsem mi, sevinsem mi bilemedim ama güncelliğini yitirmedi. Tabi ki gönlümden geçen bu güncellemeler yapılmasaydı da ben de bu yazıyı yazmasaydım ama olmadı, olmuyor, böyle giderse de olmayacak.
Merak etmeyin burada şuna şu kadar zam geldi, buna bu kadar zam geldi diye yazarak moralinizi daha da bozmayacağım. Zaten bu yazıyı Ülker, Cengiz, Ağaoğlu gibi patronlar değil de benim gibi işçiler, emekçiler ve aileleri okuduğu için neye ne kadar zam geldiğini herkes çok iyi biliyor. Bu zamlara karşı nasıl mücadele edileceğini de herhalde son dönemde en güzel Şili ve Lübnanlı emekçiler gösteriyorlar. Bu konuyla da ilgili çok güzel yazılar var UİD-DER’in sitesinde. Ben biraz örnekleyerek kırk yıllık hatta daha eski olan zam nasıl oldu da güncelleme oldu, neden böyle bir isim verme ihtiyacı duydular onu anlatmaya çalışacağım.
Erol Toy Bal Tutanlar romanında Osmanlı İmparatorluğu’nun çöküş dönemlerinden, cumhuriyetin kuruluş dönemlerine bu topraklardaki kapitalizmin gelişimini anlatır. Romanın bir yerinde bir un meselesi geçer. İstanbul’a Birinci Dünya Savaşı öncesi un alınması gerekir. İstanbul’daki bir paşa uygun fiyata un bulur fakat kimi çevrelerin işine gelmeyen bu duruma müdahale edilir. Un daha pahalı olan bir ülkeden getirilir. Bunu kabul etmeyen paşa ise başka bir yere sürülür. Bu meseleye karışmaması için paşaya tavsiye veren bir arkadaşının sözü manidardır: “Varsın pahalı olsun. Biraz zam yaparsın, halk bedelini öder.” Yani dostlar zam bizim açımızdan yeni bir şey değil. Yedi ceddimize kadar bu toprakların işçileri, emekçileri, yoksulları olarak hükümet edenlerin bu politikalarının bedelini ödedik, ödüyoruz.
Biraz daha yakın zamanlara doğru gelelim. 80’li yılların sonu 90’ların başında memlekette işçi ücretlerinden başka her şeye zam üstüne zam geliyor. Yani yeni adıyla güncelleme. İşçiler yine geçim derdi içerisinde. Akşamları televizyonda komedi programları oluyor. Bunların çoğunda bu zam meselesi ve geçim sıkıntısı işleniyor. Bu tiyatroculardan biri olan Nejat Uygur, her oyununun bir yerinde üstünde kocaman zam yazan bir kazık çıkarır ve “bu da bize Özal’ın armağanı” derdi. İster güncelleme de ister zam, sonuçta kazık işte!
Yine aynı dönemlerin ve hâlâ izlenen filmlerinden biri Kemal Sunal’ın oynadığı Orta Direk Şaban filmidir. O dönemlerde ve her izlendiğinde biz işçilerin halini anlatan bir filmdir. Elbette komedi olduğu için bazı şeyler abartılmıştı ama “zam her şeye zam, zama zam” sözleri bugün yaşadıklarımızı anlatır. Buna günümüzde elektrik, doğalgaz, benzin gibi birçok şey örnek olabilir. Zam üstüne yapılan zamlar bizi de bayıltma noktasına getiriyor bazen.
Biz işçilerin zamlar yüzünden yaşadıklarımızın sonu gelmez. Bizleri memnun eden tek zam ücretlerimize yapılan zamdır. O zam da çoğu zaman dişimizin kovuğuna yetmez. Ücretlerimizi arttırmak için mücadele ederiz, bazen de istediğimizi alırız ama bu aldığımız zam da zamanla erir gider. Kardeşler aka kara, karaya ise ak dendiği günlerden geçiyoruz. Hafızamıza bu kadar yer etmiş 40 yıllık ZAM oldu GÜNCELLEME, tabi yerseniz. Adına ne derlerse desinler biz yaşayarak bunun bal gibi de zam olduğunu biliyoruz. Zenginliklerine zenginlik katmaya devam edenler, krizin faturasını bize zamlarla, vergilerle ödetmeye çalışıyorlar. Ama artık yetti! Sisteminiz kapitalizmden de, krizinizden de, zamlarınızdan da gına geldi. Patronların sistemlerinin yıkıldığı ve dünyanın gerçek sahipleri olan, her şeyi üreten işçilerin yönettiği bir dünya hasretiyle mücadeleye devam ediyoruz.
- Ekonomik Sorunların Kaynağı Bulundu: İşçi ve Emekçiler!
- Vergiler Patronlardan Kesilsin!
- Soğanı Bile Lüks Hale Getiren Bu Rejim Gitmeli!
- Bakandan Dâhiyane Buluş: Kış Tatili!
- Bizim Yoksulluğumuz, Onların Yalanları Büyüyor
- Nasıl Küçüldük, Kimi Büyüttük?
- Bir İşçi Çocuğunun Gözünden Hayat Pahalılığı
- “2023’ü Beklerken” Neler Oldu?
- Zamlardan Haberi Olmayanlar da Var!
- Enflasyonu Asgari Ücret Zammı mı Arttırıyor?
- Büyüdüğümüzü Hissedebiliyor musunuz?
- Evsiz Kalmak mı Mücadele Etmek mi?
- Ekmeğimizi Büyütmek İçin!
- Haklı Olan Biziz!
- İktidarın Enflasyon Masalı
- Yağa Neden Zincir Vuruluyor?
- Yüksek Elektrik Faturalarına Tepkiler Sokaklara Taştı
- İşten Çıkarma Yasağı Sona Erdi, Saldırılar Başladı!
- Doların Yükselmesi Bizi İlgilendirmez mi Dediniz?
- Maaşlar Eriyor: Bu düzen Değişmeli!
Son Eklenenler
- “İşçi sınıfının Süleyman’ı”, işçilerin hocası Süleyman Üstün, 19 Mayıs 2007’de 80 yaşında hayatını kaybetti. Aslen öğretmen olan Süleyman Hoca, 1970’lerde DİSK’e bağlı sendikalarda işçilere eğitim vermeye başladı. Lastik-İş Sendikasının...
- “Diplomanıza ekleyeceğiniz her belge birdenbire size tüm kapıları açacaktır.” Üniversitede kariyer gelişimi dersinde hocamızın bizlere söylediği sözler bunlar. Bu dersin amacı kariyer planı yapıp ileriye dönük hedefler belirleyerek, “Daha rahat...
- Gün ağarıyor işçi semtlerinde/ Bir hareketlilik başlıyor / Ve sesler yükseliyor sokak aralarında/ Gelen bu sesler, bu sesler/ Bir haykırış bir isyan bir direnişin sesi/ Fabrikalardan taşıyor işçiler
- Tarihin en büyük filozoflarından biri olan Aristo, bundan yaklaşık 2300 yıl önce yazdığı bir eserine şu cümleyle başlar: “Bütün insanlar doğal olarak bilmek ister.” İnsanı insan yapan, onu doğadaki diğer canlılardan ayıran başlıca unsurlardan biri...
- Kapitalist sistem toplumun çoğunluğunu oluşturan işçi sınıfına, bu sınıfın bir parçası olan gençlere söz hakkı tanımıyor. Pek çok sorun yaşıyoruz ama itiraz hakkımız yok sayılıyor. Ağır çalışma koşullarına itiraz ediyorsun, patron “beğenmiyorsan...
- İktidarın 2024 yılı için “büyük zam” müjdeleriyle açıkladığı asgari ücret ve emekli maaşı zamları, yılın daha ilk üç ayında enflasyon yüzünden güneş gören kar gibi eridi. Milyonlarca emekliye reva görülen 10 bin liranın sefalet maaşı olduğu, asgari...
- Motokurye olarak çalışan Balıkesir Üniversitesi öğrencisi 20 yaşındaki Ata Emre Akman, 11 Mayısta sipariş bırakmaya gittiği adresten ayrılırken defalarca bıçaklanarak öldürüldü. Ata Emre’nin ölümünden sonra ülkenin pek çok kentinde protesto...
- Merhaba dostlar; bizler İstanbul’dan bir grup öğretmen olarak 1 Mayıs coşkusunu bu sene yine UİD-DER ile birlikte yaşadık. Rejimin baskılarının arttığı, işçi ve emekçilerin nefes alamadığı bir dönemde bizler alanlarda taleplerimizi haykırdık, dost...
- Merhabalar. 1 Mayıs öncesinde UİD-DER’in temsilciliklerinde düzenlenen “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Karşı 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye!” etkinliklerini izleyebilme fırsatı buldum. UİD-DER’li işçi abi ve ablalarımız etkinliklerde şarkılarla,...
- İzmir’de Bayraklı ve Çiğli belediyelerinde emekçiler haksız işten atmalara ve maaş kesintilerine karşı mücadele ediyor. Bayraklı Belediyesi’nde çalışan Tüm Bel-Sen üyesi kamu emekçileri ve belediye işçileri, ücretlerindeki haksız kesintileri 14...
- “Çöl kalsın gurbeti, çöl kalsın Zonguldak’ı...” Eşini maden kazasında kaybetmiş bir emekçi kadın, duyduğu acıyı bu sözlerle haykırır. Aslen bir öğretmen olan Hasan Kalyoncu, tayin olduğu Karadeniz şehirlerinde bunun gibi nice feryada tanık olur ve...
- Geçtiğimiz Ramazan Bayramında emekçilerin çoğunluğu çocuklarına bayramlık bile alamadan bir bayram geçirmek zorunda kaldılar. İmkânını bulup memleketine giden emekçiler yol ücretleri, yakıt parası derken ellerindeki üç kuruşu da tükettiler. İmkânı...
- Türkiye işçi sınıfı tarihindeki en büyük işçi katliamı olan Soma maden katliamının üzerinden on yıl geçti. Acımız da öfkemiz de taptaze. Ne yazık ki bu on yılda binlerce işçi kardeşimizi daha iş cinayetlerinde yitirdik. Kapitalist kâr düzeni her gün...