Buradasınız
İşçi Sınıfının Gençleri UİD-DER’de/1
Mersin’den bir grup genç
![](https://uidder.org/sites/all/modules/lazyloader/image_placeholder.gif)
Merhaba Dostlar! Bizler Mersin’den genç işçiler olarak selamlıyoruz hepinizi. Emekçi kadınların ve birçok genç işçinin gözünden UİD-DER ve İşçi Dayanışması yazıları biz Mersin’deki genç işçilere cesaret verdi ve yüreklerimizde büyük bir coşku yarattı. Düşüncelerimizi sizlerle paylaşmak istedik.
Yeni mezun işsiz bir işçi: 2014’te 8 Mart etkinliğine gelişim, UİD-DER’le tanışmama vesile oldu. Sevdiğim bir arkadaşım gel dediği için gelmiştim. Buraya gelmeden önce de çeşitli etkinliklere katılmıştım. Ancak UİD-DER’in 8 Mart etkinliğinde gördüğüm, hissettiğim samimi duygular ve kararlılığı oralarda hissedememiştim. Ondan sonra da gelmeye devam ettim, devam ettikçe de buraya daha çok ısındım. Kendimi değiştirmem gereken birçok yönümün var olduğunu anladım. Bu çürümüş sermaye düzeninin bende oluşturduğu yozlaşmış birçok yön UİD-DER’in duruşu ve değiştirme gücü sayesinde törpülenmeye başladı ve beni değiştirdi. Hâlâ da değiştirmeye devam ediyor. Kapitalist sistemin toplumun hücrelerine kadar sirayet ettiğini burada öğrendim. Babamın ve annemin işçi sınıfının birer üyesi olduğunu ve benim de onların da bu sistem altında sömürüldüğümüzü daha net bir şekilde kavradım. Bu düzene karşı bireysel değil kesinkes birlikte yani örgütlü bir şekilde mücadele etme zorunluluğunu yine UİD-DER sayesinde öğrendim. UİD-DER bir yaz mevsiminde güneşin bedenimizde birikmesi gibi içimizde doğruları biriktiriyor. Ben de bu birikmeyi kendimde hissediyorum.
Yeni mezun işsiz bir işçi: Benim UİD-DER’le tanışmam çocukken olmuştu. Daha ilkokul yedinci sınıfa gidiyordum. Orada anlatılanları ve yapılanları o zaman anlayamıyordum ancak UİD-DER’den çıkmak istemiyordum. Sonraları Ankara’da Tekel işçilerinin direnişi olmuştu ve derneğe o aralar gidememiştim. Uzun bir aradan sonra dernekte gitar kursuna gitmeye başladım. Tabi kurstayken arkadaşların konuştuklarını duyuyor ve neden bahsettiklerini merak ediyordum. Bir gün yeni bir gazete çıkardıklarını söyleyip bana da okumam için vermişlerdi. Daha dernekten dışarı çıkmadan gazeteye bir göz gezdirdim. İşçi Dayanışması adlı gazetede o kadar doğru şeyler yazıyordu ki, dünya üzerinde bu kadar doğru şeyleri savunan insanların olup olmadığını merak etmiştim. Gel zaman git zaman arkadaşlarımın düşüncelerinde ne kadar samimi olduklarını anladım. Gazeteyi okumaya devam ettim. Gazeteyi okudukça aklımda sorular belirmeye başlıyordu. Tabi abi ve ablalarımla yaptığımız tartışmalarda neyi savunduklarını ve amaçlarını daha iyi idrak eder olmuştum. İçimden bir şeyler bu amacı savunmam gerektiğini söylüyordu bana. Sonradan anladım ki burada işçi hakları ve işçi sınıfının geleceği için vereceği mücadelenin mayası hazırlanıyordu. Gördüğüm kadarıyla ben de bir işçi ailesinin çocuğuydum ve ben de işçi (ya da işsiz) olacaktım. Safımın işçi sınıfının safı olduğunu ve burada mücadele etmem gerektiğini kavradım. İyi ki varsın UİD-DER.
İşsiz bir öğrenci: İlk kez yurttaki oda arkadaşımdan duymuştum UİD-DER adını. Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği dedi arkadaşım. Aslında isminden bile UİD-DER’in biz işçi sınıfının ihtiyacı olan yapı olduğu belliydi. Daha sonra arkadaşımın çağırması ile bir etkinliğe katıldım. Daha ilk anlarda o samimiyet ve sıcaklığı hissedebiliyordu insan. Burada herkes sınıf kardeşimizdi, işçiydi herkes. Kimse kimseyi yargılamıyordu, burada herkes yardımcı olmaya çalışıyordu bir diğerine. Din, dil, ırk ayrımı yoktu burada, kardeştik hepimiz, birdik, birliktik. Hepimizin sorunu birdi, istediğimiz birdi. UİD-DER birlik demekti, mücadele demekti benim için artık. Bu mücadele içinde bulunmam gerektiğini fark etmiştim ve ne mutlu ki bu insanlarla karşılaşmışım. UİD-DER biz işçi sınıfının kurtuluşunun anahtarı, mücadelenin şah damarı demek benim için.
Genç bir işçi: İnsan sosyal, toplumsal bir varlıktır. Çevremizdeki insanlarla ne derece samimiyet kurabiliyorsak o derece mutlu, huzurlu oluruz. Yaşam içerisinde hüzünlerimizi de mutluluklarımızı da paylaşma ihtiyacı duyarız. İçinde yaşadığımız sermaye düzeni ise insana sürekli, ne kadar yalnız olursan o kadar huzurlu, mutlu, güvende olursun düşüncesini pompalar. Yaşamın senden ibaret olduğunu, çevrenle, dünyayla irtibatı koparman gerektiğini, kimseye güvenmemen, bir tek kendini düşünmen gerektiğini dile getirir ve insanı yalnızlaştırır. Aynı zamanda yabancılaştırır insanı, hem kendine hem de topluma. Yaşanan haksızlıklara karşı mücadele etmemen gerektiğini vurgular. Bu düzene göre her koyun kendi bacağından asılır! UİD-DER’le ilk tanıştığım andan beri toplumsal bir varlık olarak insan olduğumu daha iyi kavradım. Bir arada olmanın, örgütlülüğün, dayanışmanın en güzel örneği benim için burası. Dünya işçi sınıfı olarak kat etmemiz gereken çok yol var, mücadele ruhunu diri tutmamız için örgütlülüğümüz çok önemli. Bu yüzden derneğimizi daha çok sahiplenmek, mücadeleyi her yönüyle yükseltmek gerekir. Örgütlüysek her şeyiz, örgütsüzsek hiç bir şey!
Mersin Üniversitesi’nden bir işçi-öğrenci: İnsan sadece kendi zevkleri ve çıkarları için bir hayat yaşamamalı. Bizlerin ailemize ve içinde yaşadığımız topluma karşı da sorumluluğu var. Başka insanlar için de bir şeyler yapmalıyız. Kiminin sesi olmalıyız, kiminin kulağı olmalıyız, kiminin eli olmalıyız. Haklarımızı yiyenlere, gasp edenlere karşı da hakkımızı savunmalıyız. Savunanların da yanında olmalıyız. Dünyanın daha iyi, adaletli, eşit, özgür bir yer olması için işçiden, emekçiden yana olması için buna ihtiyacımız var. UİD-DER de bize bu ortamı sağlayan en büyük adres. Dayanışmayı, yardımlaşmayı insana aşılayan, emekçi insanların yalnız olmadığını anlatan, daha güzel bir dünyanın ortak mücadelemizle geleceğini gösteren bir araç. Koca işçi sınıfı olarak bizlerin sorunları artmaya devam ediyor. Ama bizler bunun son bulmasını istiyorsak örgütlü mücadeleye katılmalıyız. Ancak bu şekilde daha güçlü ve daha umutlu olabiliriz. İşçiden emekçiden yana bir dünya için örgütlü mücadele şart.
Metal İşçileriyle Dayanışma Eylemi
- “Kafasını Telefona Gömen Gençlerden Değiliz!”
- Onlar “Kazanalım” Dedikçe Biz Kaybediyoruz
- Yalnız Taştan Duvar Olmaz
- Köşemize Çekilmiyoruz, Emekçi Gençlik Köşemizle Güçleniyoruz!
- Muhammed Ali’nin Haykırışı ve Gerçek Düşmanlar
- Özgür Olmak Demek…
- Asıl Sorumlular Kim? Emekliler mi? Egemenler mi?
- Yaşadım Diyebilmek İçin!
- Milletvekili Maaşları Seni de Kızdırıyor mu?
- Biz Yeni Bir Dünya Kuracağız!
- “İşçiye Verilen Değer” Bu mu Olmalı?
- Cep Telefonu, Okul Gezisi ve Hayatın Gerçekleri
- İyi ki UİD-DER’liyim…
- Zulme Karşı Çıkmanın Mutlaka Bir Yolu Vardır
- Bizi “Biz” Yapan Şarkılarımız…
- Nasırlı Ellerin Yumruğu Bugün!
- Kariyer Gelişim Masallarıyla Geleceği Çalınan Gençler
- Bir Şarkının İzinden: Bir Yere Gitmiyoruz!
- “Neyin Yoksa Ondan Sakın Vazgeçme Oğlum”
- Yarına Gidenler, Yarınlar İçin Mücadele Edenler
Son Eklenenler
- Yaşanan depremlerin, yangınların, sellerin bir felakete veya katliama dönüşmesinin sebebi patronların kâr düzeni ve kâr hırslarıdır. Dolayısıyla bu yaşananlar sınıfsaldır. Tek tek kişilerin sorunu değil, bir bütün olarak işçi sınıfının sorunudur,...
- Tekstil Dokuma ve Deri İşçileri Sendikası (BİRTEK-SEN) Genel Başkanı Mehmet Türkmen 16 Şubatta ikinci kez gözaltına alındıktan sonra 17 Şubatta savcılık tarafından ifadesi alınmadan, tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edildi ve tutuklandı. Türkmen’...
- İngiltere işçi sınıfı, Filistin halkı için yürüttüğü ulusal eylem günleri kapsamında 15 Şubatta başkent Londra’da bir kez daha meydanlara çıktı. Hükümet binalarının bulunduğu Whitehall’da toplanan çeşitli sendikalardan, siyasi partilerden ve sivil...
- 2025 yılı için asgari ücretin son derece düşük belirlenmesi işçileri şaşırttı ve haklı olarak öfkelendirdi. Pek çok işçi, “daha yüksek belirlenmesini bekliyorduk” dedi. Aynı öfke emekli maaşları için de söz konusu. Öte yandan metal işçileri de...
- Temel Conta işçilerinin grevi 10 Aralıktan bu yana sürüyor. İşçiler, yaklaşık bir yıl önce sendikalı olma kararı almış, Petrol-İş Sendikası Aliağa Şubesi’nde örgütlenmeye başlamışlardı. Petrol-İş Sendikası, Çalışma Bakanlığı’ndan yetki belgesini...
- Sırbistan’ın ikinci büyük şehri olan Novi Sad’in tren istasyonu 2022 yılında cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimleri kampanyası sırasında yapılmıştı. Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic de istasyonun açılış törenine katılarak, 60 yıl sonra bu istasyonu...
- Urfa’nın Viranşehir ilçesinde Kadıköy Güneş Enerji Santrali’nde (GES) Kalyon ve Eksim Real Enerji şirketlerinde çalışan işçilerin 11 Şubatta başlattığı iş bırakma eylemi tüm baskılara rağmen devam ediyor. Bezmialem Vakıf Üniversitesi şantiyesinde...
- 6 Şubat Maraş merkezli depremlerin üzerinden iki yıl geçti. Söylemesi dile kolay olan bu cümle alt metinde bizlere birçok şey anlatıyor. Dönüp geriye baktığımızda yaşanan onca acı ve keder bizlerin zihinlerinde tekrar tekrar canlanıyor. UİD-DER’li...
- Donald Trump bir kez daha ABD başkanı seçildi. Seçilir seçilmez de ilk bakışta deli saçması gibi görünen açıklamalar yapmaya başladı. Mesela Amerika’nın Grönland’ı alması gerektiğini söyledi. Bu, Trump’ın kafasından çıkmış çılgın bir fikir gibi...
- Antep Başpınar Organize Sanayi Bölgesinde sefalet zammına karşı direnişe geçen tekstil işçilerinin mücadelesi yasaklarla, baskı ve saldırılarla engellenmeye çalışılıyor. 14 Şubat günü, tüm saldırılara rağmen direnişlerini sürdüren Başpınar...
- Ağız ve Diş Sağlığı Merkezleri (ADSM), Ağız ve Diş Sağlığı Hastaneleri (ADSH) ve devlet hastanelerinde çalışan diş hekimleri ve sağlık çalışanları “Yüksek MHRS sayıları, kısıtlı süreler, eksik istihdam, sağlıksız ve güvenli olmayan birimler, düşük...
- Türkiye’de yasalarda her işçinin özgürce sendikaya üye olabileceği yazıyor. Ama resmi istatistiklere göre çalışanların yüzde 85’inden fazlası sendikasız. Sendikalı çalışmak yasal olmasına ve ücret, ikramiye, sosyal haklar bakımından avantajlar...
- Çok açık ki iktidarın “Aile Yılı” ilan etmesi aileler refaha kavuşsun diye değil, sermayenin ve iktidarın çıkarları içindir. İşçi aileleri için daha büyük yoksulluk, daha kötü çalışma koşulları, acı ve gözyaşı, hatta ölüm getireceği sır değildir.