Buradasınız
Kısa Çalışma Ödeneği
Bağcılar’dan bir eğitim emekçisi

Merhaba arkadaşlar. İşçi ve emekçiler olarak bizler muhtemelen kuşaklar boyunca sermaye sınıfının çeşitli garipliklerine denk gelmişizdir. Bundan dolayı her işçi kuşağı bazen maruz kaldıkları uygulamalar karşısında “ya arkadaş ne garip zamanlardan geçiyoruz” demiştir. Şahsen son zamanlarda yaşadıklarımız da sürekli bende bu duyguyu oluşturuyor. Hakikaten ne garip zamanlardan geçiyoruz.
Örgütlü işçiler için her yanı zaten saçma ve ahlaksızca olan kapitalist sömürü düzen, krizlerinin yoğunlaştığı zamanlarda hepten çirkefleşiyor. Patronlar daha açık yöntemlerle hak gaspına girişiyorlar. Kısa çalışma ödeneği hakkında öğrendiğim konu da bu açık hak gasplarından biri. Hepimizin bildiği gibi son günlerde patronlar kendi işletmeleri adına kısa çalışma ödeneğine başvuruyorlar. Yani devlete diyorlar ki “ben bu salgın mevzusu yüzünden işletmemin faaliyetlerini durdurdum ya da daralttım. Bu nedenle bana bu süreç geçene kadar para ver”. Devlet de hemen patronların bu isteğini kabul ediyor. Kısa çalışma ödeneği denilen uygulamayı devreye sokuyor. Bu vesileyle işçilerin hesabına para yatırılıyor. Ama bu yardım işçinin işsizlik ödeneğinden mahsup ediliyor. Evet, yanlış duymadınız. Adamlar bizim paramızla patronlara kıyak geçiyorlar. Kanuna göre çalışanlara kısa çalışma ödeneği olarak yapılan ödemeler işsizlik ödeneği süresinden düşülecek. Bu da şu anlama geliyor. Patronun tek taraflı kararı ile kısa çalışma kapsamına alınan işçi, sonradan iş akdinin işsizlik ödeneğine hak kazanacak şekilde sona ermesi halinde, ödenecek işsizlik maaşı süresinden kısa çalışma süresi mahsup edilecek. Şahsen ben kendim işsiz kaldığım zamanlarda az ya da çok kullanabileceğim işsizlik ödeneği alacağımın bu şekilde kullanılmasına razı değilim. Patronun bizi hem çalıştırdığı hem de yarım maaş verdiği bir süreçte biz işçilerin hakkı neden patronların imdadına yetişsin ki? Patronlar tarafından zaten yeterince sömürülen bizler buna izin vermemeliyiz.
- Biz Bu Masalları Ayaküstü Çok Dinledik
- Ekonomik Sorunların Kaynağı Bulundu: İşçi ve Emekçiler!
- Vergiler Patronlardan Kesilsin!
- Soğanı Bile Lüks Hale Getiren Bu Rejim Gitmeli!
- Bakandan Dâhiyane Buluş: Kış Tatili!
- Bizim Yoksulluğumuz, Onların Yalanları Büyüyor
- Nasıl Küçüldük, Kimi Büyüttük?
- Bir İşçi Çocuğunun Gözünden Hayat Pahalılığı
- “2023’ü Beklerken” Neler Oldu?
- Zamlardan Haberi Olmayanlar da Var!
- Enflasyonu Asgari Ücret Zammı mı Arttırıyor?
- Büyüdüğümüzü Hissedebiliyor musunuz?
- Evsiz Kalmak mı Mücadele Etmek mi?
- Ekmeğimizi Büyütmek İçin!
- Haklı Olan Biziz!
- İktidarın Enflasyon Masalı
- Yağa Neden Zincir Vuruluyor?
- Yüksek Elektrik Faturalarına Tepkiler Sokaklara Taştı
- İşten Çıkarma Yasağı Sona Erdi, Saldırılar Başladı!
- Doların Yükselmesi Bizi İlgilendirmez mi Dediniz?
Son Eklenenler
- Metal işkolunda grup toplu iş sözleşmesi yaklaşıyor. Bu sözleşme MESS ve metal işkolunda örgütlü bulunan Birleşik Metal-İş, Türk Metal ve Çelik-İş sendikaları arasında gerçekleşecek. Biz işçiler bir araya geldiğimizde futbol üzerine konuşur, sohbet...
- BM destekli Entegre Gıda Güvenliği Aşaması Sınıflandırması (IPC), Gazze’de yaklaşık 500 bin kişinin yaşadığı yerleşim bölgesinde kıtlık ilan etti. Gazze’de açlıktan ölenlerin sayısı her geçen gün artıyor. İsrail’in uyguladığı bu soykırımı protesto...
- Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu, taleplerini iletmek için 22 Ağustosta konfederasyon genel merkez binası önünde toplanarak Cumhurbaşkanlığına yürümek istedi. Kamu emekçilerinin yürüyüşü polis tarafından engellendi. Emekçiler sendika binası önünde...
- Hatay’dan İstanbul’a emekçiler rant uğruna evlerinden, tarım arazilerinden, geçim kaynaklarından ediliyorlar. Hatay Samandağ’da gece vakti alınan acele kamulaştırma kararıyla arazilerine giren ve narenciye ağaçlarını söken iş makinelerini durduran...
- Türkiye’de sayıları 16 milyona yaklaşan emeklilerin büyük bölümü, açlık sınırının altında maaşlarla yaşamaya çalışıyor. Yaşlılık dönemlerini huzur içinde geçirmesi gereken emekliler; temel ihtiyaçlarını karşılayamıyor, kiralarını ödeyemiyor,...
- Jack London’ın 1900’lü yılları resmettiği “Uçurum İnsanları” kitabını geçtiğimiz günlerde, arkadaşlarla birlikte okuduk. Yaşadığımız bazı şeyler nasıl da bu kitapta anlatılanları çağrıştırıyor.
- Hüzünlüsün, biraz durgun, biraz da dalgınsın kardeşim./ Evet ve tabii olmadan, hayat zor bizim için./ Her gün, günün en aydınlık, en sıcak, en soğuk, en kıpır kıpır saatinde/ Kapanmak dört duvar arasına, esaret saatlerine mahkum ve mecbur olmak...
- Siyasi iktidarın “aile yılı” ilan ettiği 2025’te nice ailenin ocağına ateş düştü, düşmeye de devam ediyor. Ocak ayında meydana gelen ve 78 kişinin hayatını kaybettiği Kartalkaya’daki otel yangını felaketiyle başladı yeni yıl. Ama bu felaket ne ilkti...
- Bombalarla yerle bir edilen Gazze’de artık ne sokak kaldı ne okul ne hastane… Ölüm çok, açlık derin… Açlığın ne olduğunu bilenler, “Allah kimseyi açlıkla terbiye etmesin” der. Çünkü açlık, insanın canının yavaş yavaş çekilmesidir, gözünün gördüğüne...
- İzmir Gaziemir Serbest Bölgede üretim yapan Digel Tekstil fabrikasında, sendikalı çalışmak istedikleri için işten atılan 15 işçinin direnişi devam ediyor. 14 Ağustosta TEKSİF Ege Bölge Temsilciliğinde, direnişçi işçiler ve sendika temsilcileri bir...
- İsrail devleti, Filistin halkına yönelik saldırılarını sürdürerek savaşın alevlerini büyütmeye devam ediyor. Dünyanın dört bir yanındaki işçi ve emekçiler ise emperyalist savaşa karşı öfkelerini dile getiriyor, savaşın ortasında kalan sınıf...
- Toplumun ezici çoğunluğunu oluşturan, üreten, hizmet sağlayan, zenginlikleri var eden biz değil miyiz? Aynı sorunlarla boğuşan biz değil miyiz? Çürümeden, yozlaşmadan kurtulmak, nefes almak isteyen biz değil miyiz? Birbirimize ihtiyaç duyan biz...
- KESK, Ağustos ayının ilk haftasında alternatif TİS masası kurarak 2026-2027 Toplu Sözleşmesinde kamu emekçilerinin taleplerini duyurdu. İktidarın ilk zam teklifini açıkladığı gün Çalışma Bakanlığı önünde açıklama yaparak teklifi protesto etti. 13...