Buradasınız
İktidarın “İftihar Tablosu” Ne Anlatıyor?
İşçi sınıfı ve emekçi kitleler can yakan sorunlarla boğuşurken, kibir dağlarına dönüşmüş iktidar sözcüleri insanları aptal yerine koyan açıklamalar yapmaya devam ediyorlar. Geçtiğimiz günlerde Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, eline “iş-aş” yazdıktan sonra intihar eden 45 yaşındaki bir emekçiye ilişkin soruları duymazdan gelerek şunları söyledi: “Yoksulluk, özellikle aşırı yoksulluk, uluslararası dokümanlarda da ifade edildiği gibi artık Türkiye için sorun olmaktan kalktı.” Düşünün ki, yoksulluk yüzünden bir insanın daha intihar ettiği gün sarf etti bu sözleri. Birkaç gün sonra da salgın yasakları nedeniyle işsiz kalan bir müzisyen geçim sıkıntısına dayanamayarak yaşamına son verdi.
“Yoksulluk yok” diyen Zümrüt, aynı zamanda Asgari Ücret Tespit Komisyonunun başında bulunuyor. Bu Bakanın açıklamasının ardından, bir AKP milletvekili de “milletin midesine ekmek giriyorsa aç değildir” dedi pişkince. Bu sözleri sarf eden kişi aynı zamanda Denizli’de fabrikaları olan, işçileri iliklerine kadar sömüren bir kapitalisttir. Gerçeği inkâr eden bu sözlerin emekçilerde öfke yaratmaması mümkün mü? Gelin görün ki, sözlerine tepki gösterildiğinde de geri adım atmıyor, daha da pişkin laflar ediyorlar. Örneğin Selçuk, üste çıkmaya çalışıyor: “Türkiye’de aşırı yoksulluğun üstesinden geldik. Aşırı yoksulluk ne demek? Satın alma gücü paritesine göre günlük 1,90 doların altında olmak demek… Göreceli yoksulluk demiyorum, aşırı yoksulluk diyorum. Bununla iftihar edelim.”
Dünya Bankası gibi kurumlar kapitalist sistemin pisliklerini örtmek için ellerinden geleni yaparlar. Yoksulluk gerçeğinin üzerini örtmek için de yoksulluğu kategorilere ayırıyorlar. Onlara göre günde 1,90 doların altında geliri olanlar “aşırı yoksul.” Ama mesela günlük 2 dolar yani 15 lira geliri olan milyonlarca insan, sadece 10 sentlik fark nedeniyle aşırı yoksul sayılmıyor. Yani rakamlarla oynayarak “aslında siz yoksul değilsiniz, sevinin” diyor, yaşadığımız yoksulluk çukurunu yeşil vadi olarak düşünmemizi istiyorlar. Belli ki yüksek iktidar katlarından bakınca uzaktaki emekçi yoksulluğu çöl değil yeşillik olarak görünüyor. Adı da “İftihar Tablosu” oluyor!
Oysa Bakanın iftiharla andığı hesabı dikkate alsak bile gerçekler onların söyledikleri gibi değil. “İftihar Tablosu”nun yalnızca bir karesinden örnek verelim: Son senelerde Türkiye işçi sınıfının yaşam standartları geriliyor ve emekçilerin yoksulluğu daha can yakıcı hale geliyor. Mesela 2013’te yeterli miktarda gıdaya ulaşamayan insan sayısı 13 milyon civarındaydı. Aradan geçen sürede bu sayı 18 milyona (yüzde 22) sıçradı. Yaklaşık 7 milyon (yüzde 8,5) insan ise açlık düzeyinde yaşıyor. İşte Zehra Zümrüt Selçuk bu tabloyla iftihar edelim diyor!
İnsan sormadan edemiyor. Günde 39 liraya mahkûm ettiğiniz işçi ailelerinin, 10 milyonu bulan işsizin, ayda 763 liralık bir gelirle yaşayan 2,6 milyon emeklinin, asgari ücretin altında maaş alan 8 milyon emeklinin, asgari ücretle yaşam mücadelesi veren 10 milyondan fazla işçinin varlığıyla mı iftihar edelim? Dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 2 bin 517 lira, yoksulluk sınırı 8 bin 198 lira olmuşken ve milyonlarca insan en temel ihtiyaçlarını karşılayamazken, sırf açlıktan ölme noktasına gelmedikleri için mi iftihar edelim? Midelerine kuru ekmek girdiği sürece aç saymadığınız gençler gelecek kaygısı ve çaresizlik içinde kıvranırken, çocuklarının ihtiyaçlarını karşılayamayan anneler, babalar yaşamlarına son verirken bu tabloyla gurur mu duyalım? Son iki ayda İstanbul’da Halk Ekmek satışlarındaki 7 milyonluk artışla iftihar mı edelim? Bu “İftihar Tablosu”na bakarak mı “son iki yıldır çok yüksek insani gelişmedeyiz” diyorsunuz!
21. yüzyıldayız. Bir avuç insan zenginlik içinde yüzerken sırf midelerine kuru ekmek giriyor diye milyonlarca insanı “aşırı yoksul” saymayarak bize insani gelişmişlik masalı anlatmayın! Ancak biliyoruz ki devlet kaynakları üzerinde oturanlar, tam bir açgözlülükle bu kaynakları sermayeye aktaranlar, iktidar nimetlerinden başı dönenler emekçilerin yoksulluğunu göremez, anlayamazlar. Birileri çıkıp iktidar ve sermaye çevrelerinin yaşadığı cennetin karşısında devasa yoksullar cehennemi uzandığını söylediğinde, sinirlenir, gerçekleri inkâr ederler! Ta yukarılardan, fildişi kulelerinden kibirle kasılarak “yaşadığınız hayatla iftihar edin” diye bas bas bağırırlar! Ama unutmasınlar ki tüm bunlar uçup gitmiyor ve emekçilerin hafızasına kazınıyor!
- İşçi Dayanışması 202. Sayı Çıktı!
- Onlar “Kazanalım” Dedikçe Biz Kaybediyoruz
- Ekranlar ve Çocuklarımız
- Suriyeliler Geri Dönecek mi?
- Asgari Ücret Nasıl Yükseltilir?
- Kumarla Köşeyi Dönenler Neye Dönüyor?
- İşçi Sınıfının Ortak Mücadele Dili: GREV!
- Umudumuzu ve Direncimizi Güçlendirelim, Mücadelemizi Büyütelim!
- İşçi Dayanışması 201. Sayı Çıktı!
- Zeytinyağı, Margarin, Süt Tozu
- Toplumsal Sorunların Bireysel Çözümü Mümkün mü?
- Gelişen Ufkumuz, Değişen Dünyamız
- Köşemize Çekilmiyoruz, Emekçi Gençlik Köşemizle Güçleniyoruz!
- Her Şeyi Paraya Bağlayanlar Kim?
- Devlet Bütçesi Kimin Bütçesi?
- İşçilerin Tek Çıkış Yolu Birlik, Dayanışma ve Mücadeledir!
- İşçi Dayanışması 200. Sayı Çıktı!
- Muhammed Ali’nin Haykırışı ve Gerçek Düşmanlar
- Kapatılan Ocakların Susmayan Bandosu
- Umut Sende Bende Bizde...
Son Eklenenler
- Siyasi iktidarın ekonomi politikalarının hedefi belli: Ekonomik yıkımın bedelini işçi ve emekçilere ödetmek, on milyonlarca işçinin, emekçinin, emeklinin açlığa talim etmesi pahasına sermayeyi dizginsizce büyütmeye devam etmek. Soygunun, talanın...
- 6 Şubat depremlerinin üzerinden iki yıl geçti. Aradan geçen zamanda depremlerin yarattığı yıkımın, ortaya saçılan yolsuzlukların, usulsüzlüklerin ve boş vermişliğin hesabı sorulmadı. Siyasi gelişmelerle, yaratılan yapay gündemlerle yaşanan felaketin...
- İzmir Büyükşehir Belediyesinde 158 işçinin ücretsiz izne çıkarılması üzerine DİSK/Genel-İş Sendikası İzmir 1, 2, 3 ve 9 No’lu Şubeleri 3 Şubatta direnişe başladı. Sosyal-İş Sendikasının örgütlendiği Turkcell Global Bilgi’nin Siirt Şubesinde 4 işçi...
- Adalet Peşinde Aileleri Platformu, 6 Şubat depremlerinin 2’nci yılında Kadıköy İskelesi önünde anma programı düzenledi. 2 Şubatta düzenlenen anmada “Rant Uğruna Ölenlerin Hesabını Sormaya Geldik! Susmak İhanettir, Hesap Sormak Görevdir!” yazılı...
- Çalıştığım işyerinde 60 yaşlarında bir abiyle sohbet ediyorduk. “Ne zaman emekli olacaksın?” diye sordu. “60 yaşında emekli olacağım” dedim. “Ooo senin işin çok zor yahu, o yaşa kadar çalışılır mı?” dedi. “Ama sen de emeklisin, hâlâ çalışıyorsun”...
- Sırbistan’da Belgrad ve Novi Sad başta olmak üzere ülke genelinde kitlesel protestolar devam ederken bir yandan da öğrenciler dersleri boykot ederek üniversiteleri işgal ediyorlar. Yunanistan’da 2023'teki tren kazasının yıldönümünde işçiler,...
- Birleşik Metal-İş Gebze 2 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Kaynak Tekniği (Lincoln Electric) fabrikasında işçiler, 2024 Eylül ayından bu yana süren toplu sözleşme sürecinde, ücret ve sosyal haklarda anlaşma sağlanamaması üzerine greve çıktı. Sabah...
- Bazen gün ağarmadan, bir bardak çay bile içmeden, bir tabak yemek yemeden yeri geldiğinde hoş bir sohbeti yarıda bırakarak gözümüz sürekli saatte, servis bekleriz. Hastanede, okulda, düğünde, misafirlikte bile bir telaşımız oluyor, işyerinin...
- Bolu Kartalkaya’daki Grand Kartal Otelde göz göre göre gerçekleşen katliam, iktidarın bugüne kadarki denetimsizlik ve cezasızlık politikalarının yeniden sorgulanmasına neden oldu. İktidar sahipleri her zamanki gibi “bu meseleye siyaset karıştırmayın...
- Egemen sınıfın siyasetçileri sıklıkla gençliğin öneminden bahsediyor ve gençliği kazanmanın gerekliliğinden dem vuruyorlar. Mesela geçen ay Erzurum’da “Gençlerle Buluşma” programına katılan Erdoğan şöyle seslendi gençlere: “Bizim keyfi yere feda...
- İngiltere’nin başkenti Londra’nın meydanlarında aylardır emekçilerin barış talebi yankılanıyor. 18 Ocak Cumartesi günü, Filistin halkıyla dayanışma kapsamında Londra’da düzenlenen 24. ulusal gösteriye on binlerce kişi katıldı. Sırbistan'da...
- Hatay’ın Payas ilçesinde bulunan Yolbulan Metal fabrikasında 219 gündür grevde olan işçiler, 24 Ocakta Payas Belediyesi önünde eylem yaptılar. 20 Haziranda greve çıkan işçiler, grevlerinin 217. gününde de fabrikanın önünden yürüyüş yaparak yolu...
- İş güvenliği önlemlerinin yetersizliği ve denetimsizlik sebebiyle iş kazaları yaşanmaya, işçiler iş cinayetlerinde ölmeye devam ediyor. Yakın tarihte yaşanan çeşitli iş kazaları ve bunlarla ilgili yayınlanan bilirkişi raporları patronların kâr hırsı...