Buradasınız
Sömürü Düzeni Altında Mekân, Kâr ve Rant Demektir
İzmir’den İşçi Dayanışması okuru bir işçi
Son zamanlarda kiralarda yüzde yüz zam haberlerini görmeye başladık. Özellikle işçi, emekçi çocuğu üniversite öğrencisi gençlerin astronomik kira fiyatları nedeniyle geceleri parklarda bankların veya toprağın üzerinde uyuduklarını görüyoruz. Yoksulların yaşadığı konut sorunu elbette yeni bir durum değil. Barınma hakkının tüm yoksullar için ne denli önemli olduğu ortada. Burjuva düzenin yasalarında “barınma bir haktır” diye yazılıdır. Peki, sömürücü düzende yoksulların barınma hakkı sağlanıyor mu? Hayır. Yoksulların sağlıklı, güneş gören, havadar konutlarda yaşaması bu düzende zor değil imkânsız
Bir de bıraktık evlerin güneş görmesini ve sağlıklı olmasını, geceleri sokakta yaşamak zorunda bırakılan yoksullar var. Şehrin merkezi yerlerinde geceleri banklarda ya da kuytu bir köşede uyuyan insanlar görürüz evimize geç saatlerde dönerken. Sokakta yaşayan insanların her birinin ayrı bir hikâyesi vardır. Ortak hikâyeleriyse yoksul olmalarıdır.
Sermaye sahiplerinin çaktırmadan beynimize zerk ettiği “dünyada iman, ahirette mekân” lafının bir aldatmaca olduğunu yaşadığımız koşullardan anlayabiliriz. Zenginler bu dünyada kendileri cenneti yaşıyorlar. Yoksullara ise bu dünyada cehennemi yaşatıyorlar. Sömürücülerin “dünyada iman” sözleriyle yoksulların dini inançlarını istismar ettiklerini anlamak için âlim olmaya hiç gerek yoktur. Mesela binlerce konutun boş olduğunu kiralık ev arayan her işçi-emekçi ve yoksul bilir. İşçileri, yoksul emekçileri her meselede olduğu gibi kandırmaya çalışan siyasi iktidar boş tutulan konutların kiralarını neden düşürmüyor? Asgari ücret AGİ dâhil 2825 lira. Ortalama bir dairenin kirası ise 3 bin lira. Bu sömürücü zebanilerin tek bir dertleri var. İşçileri iliklerine dek sömürerek artı-değer sağlamak. Ürettirirken sömürdükleri gibi tükettiğimiz her şeyden de onlar kazanıyorlar, cebimizdeki üç kuruşu çekip alıyorlar.
AKP iktidar olduğu günden beridir inşaat sevdası hiç bitmedi. AKP eliyle başta TOKİ üzerinden semirtilen sonradan görme üç-beş kişi, holding sahibi oldu inşaat üzerinden. Bu inşaatlar üzerinden elde ettikleri kârlarla gözü dönmüşlerin orman yangınlarında canları yanmış insanlara “keşke benim de evim yansaydı diyecekler” sözlerini duyduk. Yangınlarda canları yanmış insanlara bu sözleri söyleyen biri ya aklını yitirmiştir ya da her şeye kâr gözüyle bakan sömürücü sınıfın bir üyesidir. İşte bu sömürücü zebani sürüsü öyle bir sınıftır ki ölüye de diriye de kâr gözüyle bakar. Yoksullara yaşadıkları sürece düzgün konutları çok görürler. Öldüğümüzdeyse mezar yerlerinden bile kâr ve rant elde ederler. Ölenin yakınları, mezar paraları yoksa gömecekleri mezar bile bulamazlar. Yoksullara bu dünyada cehennemi yaşattıkları yetmezmiş gibi öldüğümüzde de yakamızı bırakmaya niyetleri yoktur.
Sömürücü zebanilerin gerçek yüzlerini görsek de tek başımıza hiçbir şey yapamayız. Ancak birlik olursak taleplerimizi kabul ettirebiliriz. Bu dünyada cehennemi yaşamamak için tek seçeneğimiz birlik beraberlik içinde olmaktır. Dünyada herkese yetecek sayıda konut mevcuttur ya da üretilebilir. Teknolojinin geldiği düzey sayesinde toplumun ihtiyaçları karşılanabilir. Bolluk içinde bir dünya mümkünken, her gün açlıktan ölen insanların sayısı artıyor. Yani kapitalist üretim altında konut sorununda olduğu gibi her şeyde bolluk içinde yokluğu yaşıyoruz. Akıl dışı olan kapitalist düzen var olduğu sürece yoksulların ne açlık sorunu bitecektir ne de konut sorunu son bulacaktır.
İş Kazası Nasıl Olmasın?
- Çorlu Tren Katliamı Davası Sonuçlandı: “Üst Düzey Sorumlular da Yargılanmalı”
- İş Cinayetlerine, Düşük Ücretlere, Sendikal Baskılara Karşı Eylemler
- Bursa’dan Bir Özel Okul Öğretmeniyle Söyleşi
- Sağlık Çalışanlarından Sağlıkta Şiddete Karşı Eylem
- Ücret Gasplarına, Düşük Ücretlere ve Baskılara Karşı Mücadeleler Sürüyor
- 2024: Emeklilere Zulüm Yılı
- İşçiler Hak Gasplarına Karşı Mücadele Ediyor, Kazanıyor
- Tahsin İncirci Yaşamını Yitirdi, Besteleri Yaşayacak
- Faruk Türkoğlu Sonsuzluğa Uğurlandı
- “Emekli Boş Durmasın, Çalışsın Diyenlerdir” Bu Toplumun Sırtına Yük!
- 84 Yaşında Bir İnsan Neden İş Arar?
- Sendikal Baskılar Mücadeleyle Aşılıyor
- Kocaeli’de “MESEM’e ve Çocuk İşçiliğine Son”Eylemi
- Çıkışsızlık Sarmalındaki Gençler
- İş Kazaları Kader Ya da Fıtrat Olamaz
- Türkiye Okul Yemeği Koalisyonu Kuruldu
- Sel Gider Kum Kalır
- İlet’ten İliç’e Mükellefiyetten Bugüne
- Bizim Çocuklarımız Onlar
- “Eşimle Birlikte Kahvaltı Ancak Yıllık İzinde”
Son Eklenenler
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’ta bir kez daha dünyanın ve Türkiye’nin dört bir yanında işçiler meydanlara çıktılar. Kapitalist sömürüye, emperyalist savaşa, yoksulluğa, baskılara, eşitsizliğe, adaletsizliğe...
- İngiltere’de 7 Ekimden bu yana her Cumartesi ulusal çapta eylemler düzenleyerek Filistin halkının yanında yer alan işçi ve emekçiler, egemenlerin savaşına karşı meydanlarda yerlerini almaya devam ediyor. 20 Nisanda ülke çapında çeşitli kent...
- İtalya’da büyük işçi sendikaları iş cinayetlerine karşı binlerce işçinin katıldığı kitlesel bir miting düzenledi. 20 Nisan’da işçiler “Artık Yeter!” sloganıyla işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği, kamu sağlığı hakkı, adil vergi reformu ve...
- İşyerinde, sokaklarda, toplu taşıma araçlarında insanların yüzlerinden okunan yorgunluk ve mutsuzluk dikkatimi çekiyor. Öfke, mutsuzluk, umutsuzluk bir virüs gibi yayılmaya başladı. “Ama insanlar neden bu kadar mutsuz?” diye düşündüm kendi kendime....
- 1 Mayıs’ın gelmesiyle emekçiler, kadınlar, üniversiteli gençler, emekliler kendi taleplerini haykırmak için alanları doldurmaya hazırlanıyor. Ben de genç bir işçi olarak kendi talebimi haykırmak için alanda yerimi alacağım. Benim talebim çalışma...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşırken UİD-DER Mersin temsilciliğinde de “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Karşı 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye!” başlıklı etkinlik gerçekleştirildi. Etkinliğe çeşitli...
- Bugünün stajyer öğrencileri, yarının sağlık işçileri olarak 1 Mayıs’ta sesimizi duyurmaya geliyoruz. Kimimiz ailelerinden uzakta farklı şehirlerden gelip yurtlarda kalan, kimimizse aileleriyle İstanbul’da yaşayan öğrencileriz. Biliyoruz ki stajyer...
- 2021 yılı sonunda Mesleki Eğitim Kanunu’nda yapılan değişiklikle birlikte MESEM’e (Mesleki Eğitim Merkezleri) kayıtlı kişi sayısında patlama yaşandı. Bugün MESEM’e kayıtlı, 300 bini ise 18 yaşından küçük, 1,5 milyon öğrenci var. MESEM’lerin daha...
- Bizler Gebze’den işçi ve öğrenciler olarak 1 Mayıs yaklaşırken sizlerle duygu ve düşüncelerimizi paylaşmak istiyoruz. Birçoğumuz 1 Mayıs’ı UİD-DER’in geçen sene Uğur Mumcu Kültür Merkezinde gerçekleşen 1 Mayıs etkinliği ile tanıdık. Bu tanışma...
- UİD-DER’li işçiler, grevlerinin 9. gününde Mersen işçilerine dayanışma ziyaretinde bulundu. “İşçiler Boyun Eğmiyor Mücadele Ediyor! Yaşasın Sınıf Dayanışması!” pankartı arkasında grev çadırına yürüyen UİD-DER’li işçiler hep birlikte “Yaşasın Sınıf...
- Emekçi kadın kardeşimiz, nasılsın? Pek sorulmaz nasıl olduğumuz, neler hissettiğimiz ve en önemlisi ne istediğimiz. Bu düzende bir rol biçilmiştir biz emekçi kadınlara ve ona uygun davranmamız, rolümüzü iyi oynamamız beklenir bizden. Hem de öyle...
- Bizler kamuda çalışan sağlık emekçisi kadınlarız. 1 Mayıs yaklaşırken içimizdeki heyecan ve umutla bir araya geldik ve sağlık emekçileri olarak “neler talep ediyoruz?” diye konuştuk. Kadınların oldukça yoğun çalıştığı bir sektörde olmamıza rağmen...
- Sorunlarımız her geçen gün katmerlenerek büyüyor. Mutfak masrafları, faturalar, barınma sorunu, düşük ücretler… Ama yalnızca sorunları sıralamakla bir yere varamayız. Yaşadığımız sorunları çözüme kavuşturmak için öncelikle sorunun kaynağını...