Buradasınız
Siyaset Kimin İşi?
Pek çok işçi siyasetten anlamadığını, siyasetle ilgilenmediğini söyler, siyasetin sadece siyasetçilerin işi olduğunu düşünür. Nasıl ki sağlığımızı doktorlara, tesisatı tesisatçılara bırakıyorsak siyaseti de siyaseti meslek olarak seçenlere, yani siyaset erbabına bırakmakta beis görmez. Hatta eylem yapan, greve ya da direnişe çıkan işçiler bile “biz ekmeğimizin peşindeyiz” diyerek siyasetle ilgileri olmadığını anlatmaya çalışırlar. Gününün büyük bölümünü çalışarak geçiren ve geçim derdi altında ezilen işçiye siyaset çok uzak gelir. Peki, gerçekten de siyaset işçilere uzak mı? Yoksa her an siyasetin içindeler de farkında mı değiller?
Kapitalist düzende işçi sınıfı üreten ama sömürülen bir sınıftır. Sermayeyi elinde tutan ve işçiyi sömüren patronlar sınıfı ise egemen sınıf! Doğal olarak bu egemen sınıf, kurduğu düzen sürsün diye işçi kitlesini uyutmaya çalışır, kendi çıkarlarını herkesin/toplumun çıkarları olarak sunar. Bu doğrultuda fikirler üretir ve bunu çeşitli kılıklar altında yayar. Mesela “siyaset yapma” söylemi egemen sınıfın düşüncesidir, ideolojisidir. Keza “siyaseti siyasetçilere bırakın” söylemi de öyle! Onlar sömürdükleri ve yoksulluğa mahkûm ettikleri işçilerin gerçeklerin farkına varmasını, egemen ideolojinin etkisinden kurtulmasını engellemeye çalışırlar. Çünkü bilirler ki işçiler örgütlenip kendi sınıf çıkarları için siyaset yaparlarsa sömürülmeyi ve yük hayvanı gibi çalışmayı reddederler! Bu yüzden kendi siyasetleri ile bizim ekmeğimizin küçülmesi arasındaki bağı görünmez kılmaya çalışırlar. İşçilerin, emekçilerin siyasete, karar alma mekanizmalarına katılımını 4 yılda bir sandığa gidip oy vermekle sınırlandırırlar. İşçilerin siyaseti hırsızlıkla, yalan dolanla özdeşleştirmesinden ve uzak durmasından ise hiç rahatsız olmazlar. Yeter ki işçiler kendi siyasetlerini yapma fikrinden uzak dursun!
Elbette sermaye sahipleri kendi aralarındaki rekabet nedeniyle farklı çıkarlara, isteklere sahip olabilir, farklı siyasetler izleyebilirler. Bunun için farklı siyasi partiler kurarlar ve bizim bu partilere destek olmamızı isterler. Fakat bu durum bizi yanıltmamalıdır. Bunların tümü sonuçta burjuva ideolojisinin ve siyasetinin bir parçasıdır. Hiçbiri işçi sınıfının çıkarlarına hizmet etmez, işçi sınıfının özlemlerini, ihtiyaçlarını, taleplerini yansıtmaz. Mesela işçileri mağdur eden iş kanununu ve tüm kanunları yapan, asgari ücreti açlık sınırında belirleyen, emeklilik hakkımızı gasp eden, işyerlerimizde gerekli iş güvenliği önlemlerinin alınmamasına aldırmayanlar sermaye sınıfının siyasetçileridir. Grevleri yasaklayan, işçiler greve, direnişe çıktığı zaman polis ve jandarmayı harekete geçiren onlardır. Yani işçilerin ekmeğine sahip çıkmasını engelleyen, o ekmeğe göz diken onlardır!
İsterler ki düşük ücrete mahkûm edilen işçi “ücretleri neden biz belirlemiyoruz” diyerek itiraz etmek yerine fazla mesai yaparak gelirini arttırmaya çalışsın. Markete gidip dolu rafların arasından eli boş dönen işçi “neden varlık içinde yokluk yaşıyoruz” diye sorgulamasın, yoksulluğunu kendisinden bilsin. Rant uğruna evi elinden alınan emekçi, toprağı sermayeye peşkeş çekilen köylü itiraz etmesin, kaderine razı gelsin. Mahkemede iş cinayetinin sorumlusu patron aklanırken “bu adalet niye sadece patronlara var?” diye sorgulamak yerine “kader” deyip sussun. Kendisine yasa dışı eylem yaptığı söylenen işçi “yasaları niye siz belirliyorsunuz, bu yasalar neden hep patronlardan yana?” diye sormak yerine geri adım atsın, hakkını aramaktan vazgeçsin. Yani onlar kirli siyasetlerini yapmaya, bizi sömürmeye devam etsin ama biz onların siyasetini, onların düzenini sorgulamayalım! Çünkü biliyorlar ki bunları sorgulamaya başladığımız an kendi sınıfımızın siyasetini yapmaya başlamışız demektir.
Aldığımız ücreti, işyerimizde iş güvenliği önlemlerinin alınıp alınmayacağını, soframızdaki peynirin kalitesini, ödediğimiz faturaların tutarını, çektiğimiz kredinin faizini, hastane kuyruklarını, kısacası her şeyi belirleyen siyasettir. Grevlerin yasaklanması, ormanların yok edilmesi, çevrenin kirletilmesi, kentlerin içinden çıkılmaz hale getirilmesi siyasetin konusu değil mi? Özetle işçiler için siyasetin dışında kalmak diye bir şey yoktur, olamaz. İşte bu gerçekleri kavrayan işçiler siyaset yapmaları gerektiğini de kavrarlar. Ancak işçilerin siyaset yapması gidip bir düzen partisine üye olmak veya sadece gündemdeki gelişmeleri konuşmak değildir. İşçi sınıfının çıkarları doğrultusunda bir siyaset için işçiler sermayeye hizmet eden düzen partilerinden bağımsız örgütlenmelidir. Her işçi bilmelidir ki ekmeğimizi büyütmenin yolu işçi sınıfının örgütlerinde birleşmekten ve işçi sınıfının çıkarları temelinde siyaset yapmaktan geçer!
- Artan Zenginliğin Arkasında Büyüyen Yoksulluğumuz
- Kaynakları Tüketen Kim?
- Yaşadım Diyebilmek İçin!
- Sınır Tanımayan Irmaklar Gibi
- İşçinin Değeri Yok mu?
- Geleceğe Dönüşmek, Geleceği Büyütmek
- Sınıf Olarak Birleşelim, Yoksulluğa ve Sömürüye Hayır Diyelim!
- İşçi Dayanışması 197. Sayı Çıktı!
- Esirler Dünyasına Özgürlük Çağrısı: Enternasyonal!
- Ağıt Yakmasın Analar, Umut Türküleri Söylesin
- Hangi Milliyetten Değil Hangi Sınıftan Olduğundur Önemli Olan
- Cep Telefonu, Okul Gezisi ve Hayatın Gerçekleri
- Senin Memleket Nere?
- Sokak Köpeklerinin Katledilmesi Çözüm mü?
- Düşmanlığı ve Savaşları Nasıl Meşrulaştırıyorlar?
- İşçi Sınıfının Sömürüye Karşı Mücadelesi Durdurulamaz!
- İşçi Dayanışması 196. Sayı Çıktı!
- Zulme Karşı Çıkmanın Mutlaka Bir Yolu Vardır
- “Kendimiz İçin Yürüdük…”
- Umut Şarkılarını Birlikte Söyleyelim!
- Artan Zenginliğin Arkasında Büyüyen Yoksulluğumuz
- Kaynakları Tüketen Kim?
- Yaşadım Diyebilmek İçin!
- Sınır Tanımayan Irmaklar Gibi
- İşçinin Değeri Yok mu?
- Geleceğe Dönüşmek, Geleceği Büyütmek
- Esirler Dünyasına Özgürlük Çağrısı: Enternasyonal!
- Ağıt Yakmasın Analar, Umut Türküleri Söylesin
- Cep Telefonu, Okul Gezisi ve Hayatın Gerçekleri
- Senin Memleket Nere?
- Düşmanlığı ve Savaşları Nasıl Meşrulaştırıyorlar?
- İşçi Sınıfının Sömürüye Karşı Mücadelesi Durdurulamaz!
- Zulme Karşı Çıkmanın Mutlaka Bir Yolu Vardır
- “Kendimiz İçin Yürüdük…”
- Bahis Oyunu Aslında Kimin Oyunu?
- Depremin Yaraları Kanamaya Devam Ediyor
- Ne Kadar Vergi Veriyoruz, Karşılığında Ne Alıyoruz?
- Dert Bizde Derman Ellerimizde, Birliğimizdedir!
- Direnç Çiçekleri İşçi Sınıfının Bağrında Filizlenir
- Sendikal Örgütlülük Kâğıt Üstünde Kalmasın
Son Eklenenler
- Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği (UİD-DER) üyesi işçiler, grevlerinin 39. gününde olan MKB Rondo işçileri ve aileleri grevlerinin 18. gününde Tarkett grevcilerini ziyaret etti. Dayanışma ziyaretinde “İşçiler Boyun Eğmiyor Mücadele Ediyor”...
- ABD’nin New York’tan Miami ve Houston’a kadar tüm Doğu ve Körfez kıyısı limanlarında 45 bini aşkın liman işçisi toplu sözleşme görüşmelerindeki ücret ve çalışma koşullarındaki anlaşmazlık nedeniyle 1 Ekimde greve gitti. Uluslararası Liman İşçileri...
- Türkiye’de iktidar sözcüleri sık sık “Avrupa bizi kıskanıyor”, “dünya bizi kıskanıyor” diyerek böbürleniyorlardı. Türkiye’nin her tarafında doğalgaz, petrol gibi değerli madenler olduğunu, bu madenleri çıkartarak ekonomide çağ atlayacaklarını iddia...
- Birkaç hafta önce bir ablam ile ettiğim sohbet sonrası kelebeklerin benim için farklı bir anlam kazandığından bahsetmek istiyorum. Sohbet sırasında kelebekleri çok sevdiğimi özellikle de mavi kelebeklerin çok hoşuma gittiğini anlatmıştım. O da mavi...
- Fernas Madencilik işçileri işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerinin alınması, ücretlerin arttırılması ve sendikalaştıkları için işten atılan işçilerin geri alınması talebiyle haftalardır mücadele ediyorlar. İşçiler, Soma’dan Ankara’ya yaptıkları 8...
- Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) “Artık Yeter! Geçinemiyoruz! Gelirde, Vergide, Ülkede Adalet İstiyoruz” şiarıyla düzenlediği işçi buluşmalarının sonuncusunu 3 Ekimde Ankara’da Anıt Park’ta düzenlediği mitingle gerçekleştirdi....
- Türkiye’nin çeşitli illerinde grev ve direnişlerden işçiler Emek Partisi milletvekilleriyle birlikte 3 Ekimde Mecliste basın açıklaması gerçekleştirdiler. Sabah saatlerinde Meclis’e gelen işçiler “ziyaretçi yasağı” gerekçe gösterilerek içeri...
- Manisa’nın Soma ilçesinde AKP Batman Milletvekili Ferhat Nasıroğlu’na ait olan Fernas Madencilik’te Bağımsız Maden-İş Sendikasında örgütlendikleri için işten atılan madencilerin direnişi sürüyor. 25 Eylülde Ankara’ya yürüyüş başlatan Fernas...
- Fransa’nın en büyük sendika konfederasyonu Genel İşçi Konfederasyonu CGT’nin çağrısıyla 1 Ekimde Fransa genelinde işçi ve emekçiler greve gitti. İşçiler ücretlerin yükseltilmesini, kamu hizmetlerine ayrılan fonların arttırılmasını, işsizlik...
- Katil İsrail devleti, Gazze’deki saldırılarını bir yıldır sürdürürken Lübnan’a yönelik son saldırılarıyla bölgeyi daha da büyük bir yıkıma sürüklüyor. Gazze’de 42 bine yakın insanı öldüren, Lübnan’ı bombalayarak birkaç günde bine yakın insanı...
- 24 Eylülde Avustralya’nın en büyük sağlık sistemi NSW’ye bağlı çalışan binlerce sağlık işçisi iş bıraktı. Eylül ayı içerisinde 2 kez iş bırakan işçiler, Sidney’deki Hyde Park’tan Parlamento Binasına yürüyerek “yüzde 15 zam istiyoruz” sloganlarını...
- Belediye otobüslerinde boşsa karşılıklı dörtlü koltuklardan şoför tarafında cam kenarına otururum. Oturduğum yerde sola yaslandığımda rahat ederim. Sebebi omurgamdaki eğikliktir. Bedenimdeki daha doğrusu omurgalarımdaki eğikliğin nedeni, 1989 Bahar...
- Siyasi iktidar sürekli ekonominin iyiye gittiğini propaganda ediyor. Muhalifinden yandaşına tüm ekonomistler de ekonominin düze çıkması için hep birlikte fedakârlık yapmamız gerektiğini söylüyorlar. Ekonomi büyüdüğünde patronundan işçisine hepimiz...