Buradasınız
Mağazada Bir Sohbet: Emekçiler Şikâyetçi!
Esenyurt’tan bir mağaza işçisi
Ben Esenyurt’ta çalışan bir mağaza işçisiyim. Bir gün, emekçi bir ablamız mağazaya bir hışımla girdi. Okul kıyafeti sordu, ben de bizde olmadığını söyledim. Alabileceği mağazayı tarif edince “Orayı biliyorum kardeşim bir tişörte 160 lira dediler. Pantolon 230 lira, geçen seneyle bu sene arasında fiyatlar yüzde iki yüz zamlanmış nerdeyse. Kıyafetle bitmiyor üstelik! Defteri, kitabı, kalemi, yol parası, yemeği her şey ateş pahası” dedi.
Ne düşündüğünü merak ederek şöyle dedim: “Ama devletin resmi kurumu TÜİK yüzde 80 enflasyon olduğunu açıkladı.” Aldığım yanıt haklı bir isyan oldu. “O kim kardeşim! Benim aldığım ekmeğin, ödediğim faturanın, verdiğim kiranın, sütün, yumurtanın, çocuklarımın ihtiyaçlarına harcadığım paranın hesabını benden iyi mi biliyor? Geçen sene aldığım fiyat belli bu sene ödediğim para belli. Eşimle beraber çalışıyoruz, gecemizi gündüzümüze katıyoruz ama yetiştiremiyoruz” diye cevap verdi.
O sırada sohbetimize dâhil olan başka bir ablamız, çocuğunun yurt sorununu anlatmaya başladı. Böyle olursa oğlunu üniversiteye gönderemeyeceğinden dert yandı. Ben de yine aynı şekilde “Gençlik ve Spor Bakanı öğrencilerin yüzde 80’lik bölümünün talebini karşıladığını açıkladı” dedim. Abla bayağı sinirlendi: “Kardeşim benim çevremde onlarca aile aynı konudan mağdur, hiç mi yüzde 80’in içine girmez tanıdıklarımdan birisinin çocuğu?’’ dedi.
Bu arada mağazada bir kalabalık oluştu. 65 yaşlarında bir teyze de sohbete ortak oldu. Teyze diğer ablalardan baskın çıktı: “Eşimden kalan üç kuruş maaşla harabe durumda bodrum katı bir evde, kızım ve torunumla yaşamaya çalışıyorum. Birinin aldığıyla kirayı ödemeye, diğerinin aldığıyla aç karnımızı doyurmaya çalışıyoruz. Benim aldığım maaşla da anca faturaları ödüyorum. Kışın ne olacağını da bilmiyorum” dedi. Teyzeye Bakanlığın bir sürü sosyal yardım yaptıklarını açıkladığını, neden başvuru yapmadığını sordum. “Çalmadığım kapı kalmadı, ne yardımı? Eşimden aldığım maaş varmış. Sanki dünyaları veriyorlar” diye cevap verdi.
“Neyse yılbaşında asgari ücrete, emekli maaşlarına zam gelecek sanırım rahatlar işçiler” deyince ortam bir an gerildi. Emekçi ablalar “bizim ücretlere zam yapmasınlar kardeşim, hayat pahalılığına dur desinler. Bir verip üç alıyorlar, çektiğimizi biz biliyoruz” diyerek isyan ettiler. Nihayetinde teyze bana da çıkıştı “Bana bak, sabahtan beri onu veriyorlar, şöyle yardım yapıyorlar, ücretlere zam yapacaklar” deyip gazel okuyorsun diyerek kızdı. Ben de “Teyzeciğim kızma, bunları ben değil iktidar söylüyor. Tabii ki haklısınız. Ortamı biraz bilerek gerdim. Burada yakınmanın dışında bir şey söyleyen olmadı. Bize yoksulluğu reva görenlere öyle kızmakla olmuyor. İşçiler, emekçiler birlik olmazsa bunca yaşananlara karşı durmazsa hükümetler bugün ‘şunu yapıyoruz’ der ama yarın yapmaz. Ancak ben umutsuz, yalnız, çaresiz değilim. UİD-DER’e gidiyorum” dedim. Onlara “Yoksulluk Çığ Gibi Büyüyor. Artık Yeter! Şimdi Birlik ve Mücadele Zamanı” sloganıyla başlatmış olduğumuz kampanyayı anlattım. Sohbetimiz kampanyamız ve UİD-DER’in çalışmaları üzerine devam etti.
Görünen o ki okulların açılması işçi ve emekçi ailelerinin üzerine adeta karabasan gibi çökmüş durumda. Bunun yanı sıra beslenme, barınma, işsizlik, öğrencilerin yurt sorunu, açlık sınırının altında kalan düşük ücretler, hayat pahalılığı, faturalara gelen zamlar da cabası. Gerçekten de yoksulluk çığ gibi büyüyor, işçi ailelerin hayatını alt üst ediyor. Ancak şikayetlenmekle sorunlarımızı çözemeyiz. Biz yan yana gelmezsek herkes kendi sorununa tek başına ağlarsa buradan çözüm çıkmaz. Bu nedenle birlik olmak, mücadele etmek gerekir.
- Kuru Ekmek
- Yoksulluğundan Utanmak!
- Avukatlar Anlatıyor: Yasalar Yetmez, İşçi Sınıfını Örgütlülük Kurtarır
- Çocuklarımız İçin
- 3 İşçi Kadın, 3 Hayat, 3 Talep!
- Bu Düzen Değişmeli!
- Bir Yanımız Uzay Çağı Bir Yanımız Yoksulluk
- Emekçi Kadınlar: Mahalleyi UİD-DER’e, UİD-DER’i Mahallemize Taşıyoruz!
- Market Raflarından Sınıf Siyasetine
- Emekliyiz, Adana Arçelik İşçileriyle Dayanışma İçindeyiz
- Yüksek Kiralar, UİD-DER’in Kampanyası ve İşçi Dayanışması
- Çocuklar Bayılmasın Diye Kampanyamıza Sahip Çıkalım!
- UİD-DER’in Kampanyasının Eyüp’ten Yansımaları
- Yapılan Zamlar Geri Alınsın!
- Annelerimizin Ücretlerinin Yükseltilmesini, Çalışma Saatlerinin Kısaltılmasını İstiyoruz!
- Pazara mı Gitsek Ucuz Olur Markete mi?
- Israr Ettik ve Kazandık
- “Tost Günü” ya da “Birlik ve Mücadele Günü”
- Asgari Ücret: Kim Haklı, Meşru Olan Ne?
- Okul Öncesi Eğitimde Ücretsiz Yemek Hakkı Kazanıldı
Son Eklenenler
- “N’olmuş yani, yarın süte daha fazla su karıştırır satarsın, yapmadığın iş sanki!” Kemal Sunal’ın oynadığı “Yüz Numaralı Adam” filminde geçen bu cümle trajikomik bir durumu ifade ediyor. İzlerken gülüyoruz ama yaşadığımız tam da bu. Soralım...
- Tarih boyunca gelmiş geçmiş tüm sultanlar, komutanlar, yöneticiler, iktidarlar insanların ve toplumların algılarını şekillendirmeye, psikolojilerini yönetmeye odaklanmışlardır. Başka türlü egemenliklerini koruyamayacaklarını bildiklerinden toplumun...
- Japonya’da çeşitli sendikalar, 2-3 Kasımda yaptıkları eylemlerle derinleşen kapitalist sömürüye ve emperyalist savaşa karşı mücadele çağrısında bulundular. İnşaat ve Taşımacılık İşçileri Dayanışma Sendikası Kansai Bölgesi Şubesi (Kan-Nama), Metal ve...
- Aile Sağlığı Merkezi (ASM) çalışanları 1 Kasımda yürürlüğe giren Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği’ni protesto etmek için 5-6-7 Kasımda tüm Türkiye’de iş bırakma kararı aldı. Sağlık emekçileri İstanbul, Ankara ve İzmir başta olmak üzere...
- 7 Kasım 1917’de Rusya’da işçi sınıfı devrim gerçekleştirdi ve siyasal iktidarı ele geçirdi. Bu devrim Rus takvimine göre 25 Ekimde gerçekleştiği için tarihe Ekim Devrimi olarak geçti. Ekim Devrimi, tüm dünyayı sarsmış, 20. yüzyılın akışını kökten...
- Dünya… Masmavi okyanusları, uçsuz bucaksız ormanları, kıtaları dolaşan nehirleri, heybetli dağlarıyla her yanından yaşam ve bereket fışkıran bu rengârenk gezegen… Bu gezegenin gözümüzün önündeki hali içler acısı! Çünkü tüm dünyaya egemen olan...
- İSİG Meclisi’nin raporuna göre Ekim ayında 164 işçi, yılın ilk on ayında ise en az 1540 işçi iş cinayetlerinde hayatını kaybetti. Türkiye’de iş kazaları ve iş cinayetleri en yakıcı sorunlardan biri olmaya devam ediyor. Her gün en az 5 işçi hayatını...
- Belediye işçileri artan hayat pahalılığı karşısında biraz olsun nefes alabilmek için ücretlerini yükseltmek istiyorlar. Buna karşılık belediyelerin yönetimleri ödenek olmadığı bahanesiyle işçilere düşük ücret dayatıyorlar. İstanbul ve İzmir’in ilçe...
- Tarih boyunca gelmiş geçmiş tüm sultanlar, komutanlar, yöneticiler, iktidarlar insanların ve toplumların algılarını şekillendirmeye, psikolojilerini yönetmeye odaklanmışlardır. Başka türlü egemenliklerini koruyamayacaklarını bildiklerinden toplumun...
- İngiltere’de 100 binin üzerinde insan Filistin halkıyla dayanışmasını göstermek ve emperyalist savaşa hayır demek için 2 Kasımda yeniden meydanlara çıktı. Başkent Londra’da 21. kez düzenlenen ulusal eylem gününde on binler hükümet binalarının...
- İspanya’da 29 Ekim Salı günü yaşanan sel felaketinde can kaybı 250’ye ulaştı. İspanya’nın doğusundaki Valencia bölgesinde etkili olan aşırı yağışlardan sonra meydana gelen sel felaketi büyük bir yıkıma neden oldu. Kurtarma ekipleri felaketten...
- Sevgili işçi kardeşlerim, yazının başlığı mücadele örgütümüzün ve işçi sınıfının çalışkan evlatlarından kadim bir dostuma aittir. Bir Afrika atasözü “aslanlar kendi tarihlerini yazana kadar, av hikâyeleri her zaman avcıların kahramanlığını...
- Genel-İş Sendikası İstanbul Anadolu Yakası 4 No’lu Şube ile Kartal Belediyesi yönetimini temsil eden SODEMSEN arasında yürüyen görüşmelerden olumlu bir sonuç alınamaması üzerine Kartal Belediyesi işçileri 30 Ekimde greve çıkmıştı. Belediye...